Türkiye’ye “havuç-sopa” politikası çalışır mı?
"Erdoğan'ın gitmesini beklerken Türkiye'ye mesafeli kalmak Avrupa'nın çıkarlarına bir tavır değil... AB, yaptırımlarını ağırlaştırarak ve Rusya örneğinde yaptığı gibi Erdoğan'ın ortaklarını hedef alarak ne kadar ciddi olduğunu gösterebilir. Daha sonra Erdoğan'ı masaya getirmek için yaptırımlar hafifletilebilir. Hatta ekonomik desteğin yanı sıra gümrük birliğinin iyileştirilmesi, Türkler için vize özgürlükleri ve Kıbrıslı Rumlar ile Türkler arasında yönetimin ve doğal gazın paylaştırılması da dile getirilebilir."
Bunların karşılığında da "yasa dışı sondajın sona erdirilmesi, adadaki Türk askerlerinin çekilmesi, Merkez Bankası'nın bağımsız kalması, ekonomik reformlar yapılması ve başkanlık sistemindeki geniş yetkilerin dağıtılmasını isteyebilir" imiş. AB, Türkiye'yi kaybederse dünyada büyük rol oynama isteğinden vazgeçsin imiş.
Dahası, Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin bir süredir maliyetini ödediği "bağımsız" siyasetin mahiyetini kavrayamıyor. Ankara, elbette Doğu Akdeniz ve mülteciler konularında müzakereye ve işbirliğine açık. Ancak "önce sopa" ile kendisine yaklaşılmasını kaldıracak, eski uysal konumunda değil artık. Eşit bir ortak olarak davranılmadıkça tehditlere boyun eğmeyecek. Bunu anlamamakta ısrar edenlere Erdoğan'ın AK Parti il başkanlarına yaptığı konuşmayı iyi analiz etmelerini tavsiye ederim. ABD'nin küresel sorumluluklarını terk ettiği bir dünyada AB, Türkiye'ye yaklaşımını kökten değiştirmeli. Artık bir süre sadece havuç sunmak ilişkileri toparlayabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)
- Özel’in yeni siyaset tarzı nereye kadar? (26.04.2024)
- Zamanın Hitler’i hesap vermekten kaçamayacak (24.04.2024)
- Irak ile yeni başlangıçlar (23.04.2024)
- Seçim sonrası Türkiye’nin Ortadoğu gündemi (20.04.2024)
- Siyaset yapma rekabeti (19.04.2024)
- Ortadoğu, İran ve İsrail gerilimine terk edilemez! (16.04.2024)
- Doğrudan ve kontrollü çatışma dönemi (15.04.2024)