Müge Anlı, kapılarını ilk kez ve sadece ATV Haber'den Nihan Günay’a açtı

Bugüne kadar sayısız faili meçhul cinayeti çözdü, kaybolanları buldu, aileleri birbirine kavuşturdu. ATV’de başladığı günden bu yana en çok izlenen kadın programının başarılı ve sevilen sunucusu Müge Anlı, kapılarını ilk kez ve sadece ATV Haber'den Nihan Günay’a açtı.

Ünlü televizyoncu Müge Anlı, fenomen haline gelen programı müge anlı ile Tatlı Sert'e nasıl hazırlandığını, torunum dediği 'Lokum'u, yeni üniversitesini, müziğe olan ilgisini ve programın görünmeyen yüzündeki yardımlarını anlattı.

-N. GÜNAY: Güne erken başlayanlardansınız, üç saat önce de ATV'nin Sefaköy Stüdyoları'na geliyorsunuz. Bugün kulisin bir de misafiri var; köpeğiniz Lokum.

-M. ANLI: Buradaki seyircilerimiz diyorlar ki Müge hanımın torunu kız mı erkek mi?İşte ona göre ona yelek öreceğiz.Diyorum ki; tamam örün ama altı biraz kısa olsun. Bir de sağolsunlar çok güzel hediyeler gönderiyorlar. Pekinez'e göre alınan kıyafetler benim oğluma biraz küçük geliyor. Bunun atalarında diyorum ki bir koyun var herhalde.
-Her gün 3 saat canlı yayındasınız,televizyonda olmak her zaman güzel ve bakımlı olmayı da beraberinde getiriyor. Güzellik sırlarınız Müge hanım?

-M. ANLI: Çok teşekkür ediyorum. Kendimi güzel hisseden birisi değilimdir ama güzellik sırrımda yok. Herhalde hiçbir şey kullanmıyorum sırsa eğer beğeniyorsanız yani odur. Bir kremim bile olmadı hiç hayatımda. Kullanmıyorum alerjim var zaten her şeye. Güzellik sırrım Zerro'nun güzel makyajı ve kuaförüm Okan.

-Saçlarınızı stilini pek fazla değiştirmiyorsunuz. En fazla 3 model. Kıyafetlerinizde de genellikle elbiseyi tercih ediyorsunuz?

-M. ANLI: Ne kadar güzel söylüyorsunuz saçların böyle kıyafetlerin de tarzı bellidir, saçımın da bellidir. Bence böyle olmak zorunda, böyle olmalı. Bu bir tarz meselesi, stil meselesi. Her gün farklı kıyafetlerle de çıkılabilir, farklı saç modelleri ile de çıkılabilir ama Müge Anlı kıyafeti diye bir tarz var ne mutlu ki böyle bir stil oluşturmuşuz. Müge Anlı'nın saçı var, böylesi de daha doğru değil mi ?

-Başarıya giden yollardan biri aslında, tarz sahibi olmaktan geçiyor. Görsellik, televizyonculuğun olmazsa olmazlarından biri.

-M.ANLI: Birinin ismini söylediği zaman neyle hatırlanacağı önemli elbette ama şunu da söyliyeyim benim çok da fazla böyle hani kıyafet seçecek saç modeli belirleyecek vaktim yok.Bunlar televizyona çıktığımız için mecburen yaptığımız şeyler, hiç yapmadan çıkmak daha da hoşuma gider. Eşofmanlarla böyle olduğu gibi daha rahat inan içimden geçmiyor da değil.Rahatlığı seviyorum ne yalan söyliyeyim ama o da seyirciye saygımı elbette.
-Yıllardır aynı ekiple mi çalışıyorsunuz?

-M. ANLI: İyi bir şey buldun mu bırakmamak için çaba harcalamalısın. Bizim bütün ekip aynıdır hemen hemen. Biz de çok az değişiklik olur biz hepimiz aile gibi yıllardır devam ediyoruz. O kadar çok hızlı bir hazırlanma var ki burada. Bir taraftan kartlarım var, kapıya çok sayıda izleyicimiz geliyor, çocuklarını kaybedenler, yakınlarını kaybedenler, onların kartları bir taraftan yapılıyor. Örneğin yapımcım Kebriye, o benim kardeşim her şeyden önce gerçekten o beni öyle kabul ederse bizim programdan öte başka bağlarımız var. Allah bu öyle standart bir iş değil, programın çok dışında bir iş. Normalde kimse bu kadar 24 saatini bir işe vaktedilmez, eğer onlar da yaptıkları işten bir haz duymasalar yapamazlar. Kimse bu kadar çalışmaz. Onu biliyorum yani.

-Üç saatlik canlı yayında ekranın önünde faili meçhul cinayetler çözülüyor, aileler, kayıplar sevdiklerine kavuşuyor. Ama ekranın arka tarafındaysa adeta bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçiriliyor. Bir yanda giysiye, ayakkabıya, kırtasiye malzemelerine, bir yandan da tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olanlara, Türkiye'nin dört bir yanına ulaşıyorlar.

-ANLI: Valla bizim ekibimiz çok çalışıyor. Şöyle söyleyeyim ciddi bir sosyal sorumluluk projesini temel taşı olarak hareket ediyorlar ve çok da büyük mutluluk duyuyorlar. Mesela yeni bu işe sadece bizim programımız ile başlayanlar var. Başka bir programda çalışırlarsa diyecekler ki oh be rahat ettik. Sadece program yapmak denen bir şey varmış biz neler yapıyorduk diyecekler; ama benim için bir 20 sene sonra böyle bir programa başlayınca insan kabına sığamaz ya programlar yapıyorsunuz yapıyorsunuz sonra kabınıza sığamıyorsunuz. Diyorsunuz ki madem bu kadar uzun saat televizyon ekranındasınız bu kadar insanın teveccühü var destekliyorlar, o zaman bende onlara daha fazla hizmet edeyim. Bir taraftan program yapalım bir taraftan da bu programın teveccünü de değerlendirelim. Hayırseverlerimiz Allah onlardan bin kere razı olsun onların desteği ile yılda on binlerce kişiye ulaşma imkanı yakalıyoruz. Bu hakikaten önemli bir şey. Kitabı yazılır bu işin öyle söyleyeyim. Dokuz yıldır kitabı yazılır.

-Kıyafetleriniz de olaylar kadar çok konuşuluyor ve seviliyor.

-M. ANLI: Yılda 200'e yakın elbise dikiliyor, onları programda giydikten sonra isteyen izleyicilerimize gönderiyoruz. Kiminin nişanı oluyor,kimi mezuniyetinde giyiyor. Sonrasında fotoğraflarını gönderiyorlar, biz de çok mutlu oluyoruz

-Yılda binlerce kırtasiye malzemesi de gönderiyor ekibiniz…

-M. ANLI: Bir gün kabarık bir dosya geldi, okullar kırtasiye malzemesi istemiş. Bizde o kadar malzeme yok. Çıktım yukarı, sağı solu aradım, bizim kanalı aradım, Sabah Gazetesi'nin promosyonları oluyor ya, sağolsun onlar da çok yardımcı oluyorlar. Fakat hiç istenilenler değil, böyle gözlerim dolu dolu oldu biz nasıl hepsine yetişeceğiz diye. Tam o sırada aşağıdan arkadaş geldi heyecanla dedi ki 'Müge Hanım şu an da bir kamyonet yanaştı, içinde 600 tane bot, 600 tane mont, 600 tane kırtasiye seti çıktı'. Dedim ki;' Allah'ım sana şükürler olsun', anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Hemen oturduk, listeden aradık siz kaç numara istiyorsunuz, ben de oturdum, akşama kadar müthiş bir heyecanla. Bitmiyor yani gerçekten yardım etmek isterseniz, gelen yardımlar da bitmiyor. Herkese bir şekilde yetişmeye çalışıyorsunuz.

-Ekibiniz karınca gibi çalışıyor. Bir taraftan da akülü sandalyeler, bir tarafta Sevgi İzi. Size olan sevgiyi paylaştıkça, çoğaltıyorsunuz…

-ANLI: Benim gönlü çok güzel olan bir ekibim var. Allah herkese nasip etsin. Gerçekten bu iş, sevgisiz isteksiz, bir yerde çalışıyorum diye yapılacak bir iş değil.

-Kulisin bir tarafında Kanun, diğer tarafında ders notları…

-ANLI: Hukukta yüksek lisansı bitirdim bu sene İstanbul Üniversitesi'nde Tarih Bölümü okuyorum. Bazen izleyicilerimiz soruyor ''Neden yüzünüz şiş?' diye. Sabaha kadar ders çalışmaktan, tüm notları el yazımla yazıyorum, görsel hafızayla ilgili bir durum sanırım.

-Peki kanun?

-M. ANLI: Kanun çalıyorum dersem ayıp olur tabii. Kanun dersi alıyorum sevgili arkadaşımız Federel den hafta da 3 gün. Stresi müzikle atıyorum.

VE ARTIK YAYIN VAKTİ

-Yayına çıkmadan önce bir uğurunuz var mı?

- ANLI: Dua ederim. Allah'ım kimsenin günahını almayayım, yanıltma, şaşırtma diye her gün dua ederim. Allah yanıltmasın şaşırtmasın hiçbirimizi, riskli bir iş yapıyoruz. O yüzden bir tek ona dua ederim. Herkes ediyor zaten sağolsunlar.

-9 yıldır ilk kez bize açtınız kapılarınızı, çok teşekkür ederim..

-ANLI: Ben çok seviyorum senin haber sunmanı. Senin hanımefendiliğin, duruşun. Seni bir kardeşim gibi hissediyorum. Bir şey olduğu için değil, çok yoğun olduğumuz için bizim böyle çok çekim kabul edecek durumumuz yok. O yüzden istedim ki; ilk kez kulisimizi arkadaşlarımız ne yapıyor, sen gör, görüntüle diye.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.