112 Acil Servis'e gelen akılalmaz aramalar!

112 Acil Servis hattına günde 29 bin çağrı düşüyor, 27 bini asılsız. Pin kodunu sormak için arayan da var, aşk acısı çektiğini söyleyen de! Merkezde çalışan sağlık personelinin ricası ortak: “112’yi meşgul ederek başkalarının hayatta kalma şansını engellemeyin

Onlara "Elimde çift okey var, biteyim mi, döneyim mi?" diye soran da oluyor, "Aşk acısı çekiyorum, ne yapmalıyım?" diyen de... Hatta çağrıyı karşılayan personel kadın ise iç çamaşırının rengini merak eden de. Bu sorularla muhatap olan yer, 112 Acil Servis çağrı hattı! Hani bir kaza ya da kalp krizi anında arayıp ambulans çağırdığımız...
Geçen hafta radyolarda dönen bir kamu spotu takıldı kulağıma. "112 Acil Servis'i boşuna meşgul etmeyin, ambulans gecikmesin" diyordu. Ve hemen ardından çağrı merkezine düşen birkaç gerçek görüşme. "Bizim evin suyu patladı da nereyi aramam lazım?", "Çok yalnızım ne yapmalıyım?" Hafta içi İstanbul Avrupa Komuta Kontrol Merkezi'ne gittim ve çağrıları cevaplayan personelle görüştüm... Bu komutaya günde ortalama 29 bin çağrı düşüyor. Bunların 27 bini asılsız. Ekip ikiye ayrılıyor. sağlık personelleri ve veri giriş çağrı karşılama personeli, benim koyduğum isimleriyle ise "yanlış çağrı savarlar..." Sağlık personeli asılsız çağrılarla uğraşarak zaman kaybetmesin diye "yanlış çağrı savarlar", gerçekten acil bir vaka olmadığı sürece telefonu ambulans yönlendirmekle görevli olan sağlık personeline aktarmıyor. Yedikleri küfürlere rağmen iyi niyetli olanlara yardımcı bile oluyorlar. Bir de ricaları var: "112'yi boş yere meşgul edip başkalarının hayatta kalma şansını engellemeyin."
"Şahit olduğumuz asılsız çağrılardan biri:
"Vatandaşlık görevimi yaptım"

- 112 Acil Servis buyrun.
- Burada bir kavga çıktı.
- Nerede efendim?
- Burada, adam yabancıydı zaten. Geldi, taşı vurdu kafasına ve gitti.
- Kavga tam nerede çıktı, adres bilginizi alabilir miyim?
- Gittiler ama.
- Yaralı şu an orada değil mi?
- Değil, kafasına taş vuranın peşinden koştu gitti.
- Ambulans lazım değil mi şu anda?
- Değil, ben vatandaşlık görevimi yaptım.
- Peki, aradığınız için teşekkürler efendim, iyi günler."
Bir kişi 2 bin çağrıya cevap veriyor
- Avrupa Komuta Kontrol merkezine bağlı olarak sahada ortalama 135 ambulans çalışıyor.
- Komutada 29 sağlık personeli, 14 veri giriş çağrı karşılama personeli ve 8 hekimden oluşmak üzere 51 kişi çalışıyor.
- 24 saat çalışıp, 72 saat izin yapıyorlar.
- 24 saat boyunca bir çağrı karşılama personeli ortalama 2 bin çağrıya cevap veriyor.
- Pazartesi günleri kalp krizi vakaları görülüyor. Sebebi "Pazartesi sendromu" olarak açıklanıyor.
- Düşme vakaları Sabaha karşı yaşanıyor. Bunlar sabah namazına kalkan yaşlılar oluyor.
- Cuma, cumartesi geceleri bıçaklanma, darp ve kurşunlanma vakaları artıyor.
"Neden evime galoş giymeden giriyorlar?"
Tunay Mıngır
(İl Ambulans Servisi sağlık personeli)

"Sim kartım kayboldu ne yapabilirim?", "İtfaiyenin numarası kaçtı?" diye çağrılar alıyoruz. Bu tip durumlarda da gayet kibar bir şekilde çağrıyı sonlandırıyoruz. 184 Sağlık Bakanlığı Şikayet hattına hakkımızda şikayetlerde bulunuyorlar. Onlara savunma yazmak gerçekten moral bozucu. Geçenlerde sahadaki arkadaşlarımız bir eve hasta almaya gittiğinde galoş giymedikleri için 184'e şikayet edilmişler. Hasta yakını "Neden evime girerken galoş giymiyorlar?" diye şikayette bulunmuş.
Sahada çalışan arkadaşlarımızın durumu da zor. Yüz yüze geliyorlar, dayak yiyorlar. Buraya başlamadan önce insanları seven bir yapım vardı, artık yedi yıl oldu ve tüm değer yargılarımın değiştiğinin farkındayım.
"Gelip beni muayene eder misiniz doktor bey?"
Altuğ Cengiz (İl Ambulans Servisi doktoru)

Geçen gün bir hastayı bağladılar arkadaşlar. Göğüs ağrısı olduğundan şikayet eden bir hanımefendiydi. Sonra konuşmanın şekli değişti ve "Gelip beni muayene eder misiniz doktor bey?" diye başlayan sapıkça isteklere doğru kaydı. Ben de kibar bir şekilde böyle hizmetler vermediğimizi söylüyorum.
"Gelin görüşelim, sohbet edelim" diye istekler de olabiliyor. Ya sabit bir hattan ya da sim kartı çıkararak arıyorlar. Bir gün yine bir çağrı aldık. Adam "Burada çok sayıda ölü var" dedi. "Neresi orası?" diye adres sorunca "Zincirlikuyu Mezarlığı" diye cevap verdi. "Elimde çift okey var, biteyim mi döneyim mi?" diye soran bile oluyor.
"Sapığımız müezzin çıktı"
Burcu Demirel
(Veri giriş çağrı karşılama personeli)

Genelde pin ve puk kodlarını soruyorlar ama ciddi olarak soruyorlar bunu. Cep telefonlarında gördükleri acil aramanın 112'ye düştüğünü bilmiyorlar. "Biz böyle bir hizmet vermiyoruz" dediğimizde küfürle karşılaşıyoruz. Küçük çocuklar çok arıyor. Bir çocuk yedi-sekiz defa arayınca geri dönüş yapıyorum aradığı numaraya. Annesi çıkıyor telefona ve "Allah sizin belanızı versin, benim çocuğum öyle bir şey yapmaz" diyor.
Kronik bir sapığımız vardı. Her gün arıyordu hiç sektirmeden. Arkadaki sesleri de telefonda duyduğu için bir defasında arkadaşımıza "Seninle konuşmak istemiyorum, Semra'yı bağla" dedi. İsimlerimize kadar öğrenmişti. Sonra davacı olundu kendisinden ve müezzin olduğu ortaya çıktı.
"Evine çilingir gönderdik"
Puyam Golabi
(İl Ambulans Servisi komuta şefi)

Ateşi çıktığı için bile ambulans çağıran var. Bir şahıs gece çocuğunu hastaneye götürüyor ve telaşla evden çıktığı içinde anahtarı içerde unutuyor. Hastaneden döndükten sonra da bizi aradı ve nereden çilingir bulabileceğini sordu. Hastaneden döndüğü ve çocuğuyla kapıda kaldığı için biz ona Güngören'de bir çilingir bulduk, gönderdik ve kapısını açtırdık.
Bebeğin üstünde uyuyakaldığı için bebeğin nefesiz kalmasına sebep olan bir vaka ile karşılaşmıştık. Hemen ambulans yolladık ama bebek kurtarılamadı. Çok dramatik şeyler de yaşıyoruz. Kronikleşen bir durum oluyor ve biz de kötü şeyler düşünmeye başlıyoruz. O yüzden burada uzun süreli çalışanlar bulmanız çok zor. İnsanlar sakin şehirleri tercih edip oradaki çağrı merkezlerinde çalışmaya devam ediyorlar.
"Bütün erkekleri sapık zannediyorum"
Sebahat Bayram
(İl Ambulans Servisi sağlık personeli)

Arayan kişinin ses tonundan çağrının asılsız olup olmadığını anlarız ama bazıları o kadar profesyonel olmuş ki biz bile ayırt edemiyoruz. Tek amaçları burayı meşgul etmek. "Şu sokaktayım, bu sokağın bağlantısı neresi?", "Üstünüzde ne var?", "İç çamaşırınız ne renk?" diye soranlar oluyor. Onlara da buranın 112 Acil Servis olduğunu söylediğiniz zaman küfür ediyorlar. Ve biz ona "Sensin" diye bile cevap veremiyoruz. Telefonda o kadar çok küfür duyuyoruz ki bir süre sonra o küfürler bizim bilinçaltımıza işliyor ve ağzımız bozuluyor. En kötüsü de eşime olan bakış açımın değişmesi oluyor. Artık bütün erkekleri sapık zannediyorum. Psikolojimiz bozuluyor. Ebeveynler arıyor, "Çocuğumun üstüne televizyon düştü", "Çocuğum çamaşır suyu içti" diyorlar. Bu sefer hemen kendi oğlum geliyor aklıma. "Ya o da çamaşır suyu içerse, ya düşerse" diye kafamda kurup duruyorum.
Milliyet

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.