Kutu sütte kanser var!

Raf ömrü uzun kutu süt ve yoğurt gibi gıdalar adım adım kanseri çağırıyor. Önce fıtıklar, ardından diyabet ve kalpdamar hastalıkları, sonrasında da kanser ortaya çıkıyor

Beslenme ile kanserin kol kola olduğu gerçeği herkesin yüzünde tokat gibi patladı. İnanması zor gerçekleri gözler önüne seren Dr. Yavuz Dizdar, uzun ömürlü gıdaların da, ömrümüzden çaldığını söyledi. Herkesin tükettiği kutu süt, yoğurt ve peynir gibi uzun raf ömrüne sahip gıdaların kansere davetiye çıkardığını anlatan Doç. Dr. Dizdar, korkunç işleyişi şöyle anlattı... Kanserle tükettiğimiz gıdalar arasında nasıl bir bağlantı var? Biz kansere yol açan değişikliği hep kanser hücresinde aramışız. Peki ya sorun hücrede değil de çevredeki dokunun bozulmasındaysa... Çünkü denetimi bağ dokusu yapıyor. İşte uzun raf ömrüne sahip market gıdasıyla beslenmek de bu bağ dokusunu etkiliyor. Çünkü gıdadaki bozulmaya (ekşime ya da kokuşma) neden olan, ama endüstrinin ortadan kaldırdığı özellik bizim vücudumuzun bütün olarak tutulması için gerekli. Hangi hastalıklar oluyor? Siz uzun raf ömürlü ambalajlı gıdayı bir kez yerseniz sorun yok, ama ucuz marketlere gidip, beslenmenizin bütününü bu tür uzun raf ömürlü gıdaya çevirirseniz uzun zamanda hastalıklar ardı sıra gelişmeye başlıyor. Önce fıtıklar ortaya çıkıyor, bel ya da karın fıtıkları, daha sonra bunun üzerine diyabet, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi hastalıklar ekleniyor. Başka ne gibi sorunlara yol açıyor?Endüstriyel beslenme sonucu tiroid ve kalınbağırsak gibi dokuların otoimmün hastalıkları, romatizmal hastalıklar da artış gösteriyor. Artan diğer sorunlar ise saç ve tırnak zayıflıkları, eklemlerdeki esneklik. Sağlıklı beslenme alışkanlığını kazanırsak hastalıkların iyileştiğini göreceğiz. Bu uzun ömürlü gıdalara örnek verir misiniz?Endüstri, ürünün raf ömrünü uzatabilmek için ürünleri aşırı yüksek sıcaklık (UHT), çok yüksek basınç, homojenizasyon, radyoaktif ışınlama gibi işlemlere tabi tutuyor. Böylece süt, ayran ve yoğurt ekşimiyor, yumurta kokuşmuyor. Ancak bu uygulamalar vücudumuz için çok gerekli olan süt, yoğurt, yumurta gibi gıdaların besleyici değerini yani faydalandığımız kısmını yok ediyor. Yani kutu sütler hasta mı ediyor? Kesinlikle kutu sütten uzak durun, o süt değil. Sütün yapısını değiştiriyorlar. Aşırı işlemden geçiriyorlar. İçindeki doğal denge bozuluyor. UHT kutu süt açıldığında 1 ay bozulmaz. Yoğurtlar aylarca ekşimedi. Güvenilir yerden aldığınız açık sütü 10 dakika kaynatıp içtiğinizde zararı yok. Kutu sütün ise hiçbir yararı yok. Besleyici diye çocuklara kutu süt içirmek onları ihtiyaç duydukları vitamin-minerallerden mahrum bırakmak anlamına gelir. Günlük sütler nasıl? 'Günlük' diye satılan sütler de işlemden geçirilerek kaymağı alınıp homojenize ediliyor, bu işlem sütün muhteviyatını bozuyor.Hazır gıdalar hastalıkları tetikliyor. Hazır gıdalar kanserin yanı sıra, romatizmadan tiroit hastalıklarına kadar bütün genel hastalıkların artmasına yol açar.

GERÇEK YOĞURTTA KAYMAK TABAKA HALİNDE KALMAZ
Yoğurdun vücudun dengesini koruması açısından çok önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yavuz Dizdar, "Ama işlemden geçmemiş yoğurt tüketilmeli" dedi. Küflenmeyen yoğurdun gerçek yoğurt olmadığını belirten Dr. Dizdar, şöyle konuştu: "Yoğurdu evde kendiniz mayalayın. Bozulmayan yoğurt yoğurt değildir. Rafa gelene kadar ağır işlemlerden geçiyor. Kaymağı tabaka halinde kalkıyor. Gerçek yoğurtta kaymak böyle kalkmaz. O yoğurttan yapılan ayran veya sütü içtiğinizde gaz çıkmıyorsa bilin ki yararı yoktur, zararı ise çoktur."

HUBUBATTA RADYOAKTİF IŞINLAMA
'Bugün sırf 'böceklenmesin' diye nohutun ve mercimeğin bile radyoaktif ışınlamadan geçirildiği söyleniyor' diyenDr. Yavuz Dizdar, bakliyat, hububat, salça ve yağın köyden temin edilmesini önerdi.

ZEYTİNYAĞININ DOĞALI MAKBUL
'Zeytinyağını bol tüketelim' diye bir yaklaşım da elbette hatalıdır. Yeterince tüketilmelidir, ama mutlaka soğuk sıkım sızma zeytinyağı olmalıdır. Zeytinyağının faydası natürel olmasıyla ilgilidir. Alıp da aşırı işlemden geçirirseniz ortadan kalkar. Gerçek zeytinyağını kedi bile içer. Oysa marketlerde satılan markalı ürünlerin hepsi önden sıcaklık işleminden geçirilir. Faydalı içeriği kaybolur.

ÇOCUKLARI KÖY SÜTÜNE ALIŞTIRIN

Çocuklar gerçek gıdayla beslenmek zorundalar, çünkü vücutları gelişiyor. Ama tat duyularına da dikkat etmeliyiz. Çocuk marketten alınan işlemden geçmiş gıdanın tadına alışınca doğalını yiyemiyor. Açık süt alıp, kaynatıp vermek zorundayız. Ama kutu süte alışınca "kokuyor" diyor. Bu, tavuk ve yumurta için de geçerli. Piliç tadına alışan çocuk, köy tavuğunu, yumurtasını yemiyor. Bu ciddi bir sorun, zira eksik beslenmeye başlıyor. O nedenle çocuklara doğal gıdalar vermeli, tadına alıştırmalıyız.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.