Okan Bayülgen: Geri zekalı yöneticilerden bıktım!

ahaber.com.tr / Okan Bayülgen format atıyor turnesi çıkarttım ve bu konuda medya gücü kullanmamaya karar verdim, sanılanın aksine gazeteci dostlarım var, dipten gelen dalga olarak radyonun önümüzdeki yıllarda korkunç batışı öncesi radyoların bana ihtiyacı olduğunu düşündüm. Bir şeyi tekrar formatlıyor derken, geçmişe dönmek, geçmişteki heyecana dönmek gerekiyor. Aynı küçük güç ile hareket ediyorum ama şimdi sosyal medya var. Sadece Twitter'da bir duyuru ile yaptığımız ayyuka çıktı. Şuna değinerek bağırıyorum, diyorum ki radyoların reklam pastasındaki payı yüzde ikiye düştü, 2016'da radyo kazancı görünmüyor. Bu ne demek fm bandı boş kalacak demek. İnternet radyoları ayrı bir facia. Konuşmacıların maaşlarını ödeyecek paraları yok. Ben böyle bağırınca radyo patronları bizim adımıza biri konuştu dedi. Hayır. Don kişotluk yapıyorum. FM frekansına sahip olmayan, üniversite radyoları müthiş ilgi gösterdi. Var olan radyocular patronlar hasbel kader bir frekans bulunsun diye tutmuşlar, yöneticiler yaptıkları işe inanmıyorlar. Bir takım insanlara soruyorsunuz radyo bitti, eğer bir yere iyi bir proje koyarsanız, gelirler, siz bağırıp çağırmasanız da gelirler. Radikal bir hareket yaparak Radyo Trafik'e gittim, çünkü Radyo Trafik fonksiyonel bir radyo. Hiçbir organik bağım, ticari ilişkim yok. Siz fonksiyonel bir radyosunuz, Yandex trafik haritası taksilerden özel otomobillere sıçradım, ben saat 23:00'dan itibaren size kitap okuyacağım dedim. Kafka'nın dünya klasiklerinden başladım Zweig'in Satranç'ı okunuyor, iki hafta boyunca stüdyoda kaydını yapıyorum, Genç Werther'in acılarını okuyacağım. Geçmişte intihara nede olmuştu, buna neden olur muyuz diye düşündük, olmaz dedik, sonra Reşat Nuri Güntekin'in Acımak adlı eseri okunacak. İnşallah arabesk ve Kafka birlikte dinlenir. Beraber çok güzel olur. Rock Arabesk yapan gruplar var. Hayatımda söz sahibi insanlar vardır. Türker İnanoğlu ve Faruk Bayhan vardır, ben bu insanlarla yirmi yıl önce çalıştığımda Okan Bayülgen falan değildim. Ben milyonlarca kişi ile görüşmüyorum. O şöhret of artık yeter. Bütün mesele şu, eğer şu konuda örnek olabilirsem benim için mutluluk olur, benim çocuğum var, ona da anlatabileceğim bu, kafanı donattıysan kimseye ihtiyacın yok, herhangi bir genç adamla benim aramda şu anda fark yok, ben şu anda radyoda kitap okuyorum, saçma sapan bir şey yapıyorum, o genç adam bunu görsün.

SORUNUN PATRONLARDA DEĞİL GENEL YAYIN YÖNETMENLERİNDE OLDUĞUNU ANLADIM

Cuma günleri şov yapıyorum. Kadir Has Tiyatro salonundan yayın büyük ilgi duydu. Bunu görsele çevirsem mi dedim, sonra buna gerek yok dedim. Önümüzdeki hafta Boğaziçi Üniversitesi'nden açık havadan yayın yapacağız. Kimse para kazanmıyor. Bütün gençler el birliği ile bu işi yapıyoruz. Ben kendi televizyonumda da, bir finans grubundan ayırdığım televizyonumda da kitap okuyacağım ve okutacağım. Bir dizi oyuncusu, tanıdığımız aktör de gelecek Çehov okuyacak. Sesli kitap kalitesinde olmayacak ama tanıdığınız bir sima size gece uyumadan önce kitap okuyacak. İnsanların tv alışkanlıklarını takip ediyorum. Ben bütün markalara gidiyorum, smart tv, bu ne bilmem ne kutusu, insanlar nasıl izliyor bunu. Herkesle konuşuyorum. Şu anda ben kendi televizyonumu birkaç patronla konuştuğumda, 'bayıldık, medyadaki dönüşümü takip ediyorsunuz, bizim parton bunu anlayamaz, bizim patronun algı aralığı düşük, üç dakika dinleyebiliyor" diyorlar. Baktım sorun patronlarda değil, sorun genel yayın yönetmenlerinde.

BENİM PEŞİNDE OLDUĞUM ŞEY KİŞİYE ÖZEL TELEVİZYON YAYINCILIĞI

İnsanlar var olan televizyon yayını, halkın peşinden koşturan televizyon yayınını o mobilya tv evde durduğu için izliyorlar. Medya sosyolojisi ile tezlerle konferanslarla öne sürülen çok monitörlü hayata Türkler çoktan geçti. Facebook, twitter, yeni uygulama çıkarıyor onu kullanıyoruz. Bütün iletişim yollarını o şekilde kullanıyoruz. Herhangi bir annaanne bile dede bile çocuğun odasından çıkma eski masaüstü bilgisayardan tv yayını izliyorlar. Türkler dediğimiz bütün iletişim yollarını Fransa'dan İngiltere'den daha fazla kullanıyorlar. İnternetten bedava indirmeseler, sosyal ortam, onların sinemaya gitmesine ekonomi izin vermiyorsa. İnterneti sonuna kadar kullanıyoruz. Türkler dediğimiz zaman Türkler aslında Televizyoncuların düşündüğü Türklerden daha ileriler. Akıllı telefonları, akıllı televizyonları. Evdeki tek eğlenceydi. Şu anda bütün sosyalleşmeyi oradan götürmeye çalışıyorlar. Ben arkadaş olan, ailenin televizyonu değil, arkadaş olan kişiye özel televizyonculuk yapmaya çalışıyorum. Kim hangi televizyonu kurarsa kursun ihtiyacı olan şeyi üretmeye çalışıyorum, içeriği üretmeye çalışıyorum ve içeriği en çok yenileyen insanım. Gençler için bir cazibe noktası olduğum için bu üretici akış bana geliyor. Benim sağlayacağım ortam demokratik ve gençlerin haklarını alabilecekleri bir içerik sağlamaktır. Şundan da çekinmiyorum. Radyoya mı gidiyoruz, radyoya gidiyoruz. Yaz dönemi boyunca yaptığım ve çok şey öğrendiğim bir olay. Şimdi üniversitelerde program yapacak. Beş haftaydı bu turnenin süresi, onu da uzattık. Herhangi bir yerde standart bir yayın yapsam bile bunu sürdüreceğim, çünkü çok seviyorum.

TELEVİZYON ÇATISI KORUMASINDAN VE GERİ ZEKALI YÖNETİCİLERDEN BIKTIM

Tv8'de yüzde bir shareden yüzde 20 share'e geçirdim. Risk aldım. Yumruğu kaldırdım ve bileğimi kaldırdım böyle televizyonlarda tuttum. Siz burada her gün yayın yapıyorsunuz , Sabah gazetesinin yayınlarını yönetiyorsunuz, orada korkulan bir kadınsınız, burada yumruğu güçlü bir program yapıyorum, yoruluyor musunuz. Keyif almasanız yapmazsınız. gel bir de şunu yap desem, eğleniyorsanız, tatminsiz ve umutsuz değilseniz onu da yaparsınız. Bir televizyon çatısı altında korunmada olmaktan ve geri zekalı yöneticilerden bıktım. Bir çatı altında olmazsam ve onun korunmasında olmazsam, işten atılma kaygısını ortadan kaldırırsam, risk alırsan, çalışkan ve isyankar olursan başarırsın. Siz de öyle yapmışsınız ne güzel değil mi?

BENİM TELEVİZYONUMDA TV YILDIZI OLMAYACAK

Bir finans grubu ile büyük bir stüdyo kurulması konusunu konuşuyorum. Eski bir özdeyiş vardır, hayallerini gerçekleştirmek istiyorsan, uyumayacaksın, ne kadar az uyuyabilir ve ne kadar sokakta olabilirim bunu düşünüyorum. Televizyon yıldızları ile ürettiğim bir şey olmayacak, gurularlar ve kanaat önderleri ile ürettiğim bir şey olacak. Tv yıldızı diye bir adam tanımıyorum ben. Bizde şu anda yapılan televizyonculuğun daha akıllıcası olacağını düşünüyorum. Ukalalık yapıyorum farkındayım icat çıkartma diye bir laf vardır, ne kadar yanlıştır. İcat çıkartmak işe yarar. Ukalalık yaptığım için özür dilerim. Ben kanal D'den TV 8'e geçerken, tabi taş yerinde ağırdır, buradaki kameramanlar benim ATV'den dostlarım, bir yıldız stüdyoya gelip kameramanlar geldi mi diye sormasına benzemez çünkü ben kameramanlarla geldim stüdyoya. O zaman da güçlüydüm. Her hangi bir ondokuz yaşındaki çocuk gücünü nereden alıyorsa akılndan mı alır fikrinden mi alır, bir annenin babanın çocuğu olmak beni ilgilendirmiyor, insanlarla ne yapabilirim o beni ilgilendiriyor.
SERDAR ORTAÇ TRIBUTE İÇİNDE YER ALMAK İSTİYORUM.

Baba Şarkılar albümünde Yalnızlar Rıhtımı'nı Model'deki dostlarımla söyledim Bir de bir müzik grubum var Kühn diye, bir şeyin en önemli elementi anlamında orada Yasin ve Umut ile Dertler İnsanı'nı yaptık. Baba Şarkılarda 45 kişi bir araya geldi. Böyle bir iddiam yok, bu konuda pirimiz Beyazıt Öztürk'tür, onu destekliyorum. Serdar Ortaç için bir tribute albüm yapmak istiyoruz, Serdar Ortaç anısına bütün sevenleri bir araya gelip onun şarkılarını ondan daha güzel söylemeye kararlıyız. Buralara Yaz Günü Kar Yağıyor Canım da benim şarkım olsun.