Ali Poyrazoğlu: Erkekler içindeki kadını keşfetmeli

A Haber’de Şirin Sever’in sunduğu Jurnal Programı, Ali Poyrazoğlu’nu konuk etti.

Borusan Filarmoni Orkestrası'nın konuk şefliğini üstlenen Poyrazoğlu, çok çalıştığını, hatta yaşadığı apartmandakilerin bile Carmen'i ezberlediğini dile getirdi. Yeni oyunu Asi Kuş ile ilgili de konuşan Poyrazoğlu: "erkekler içindeki kadını, kadınlar içindeki erkeği keşfetmeli" dedi.
BORUSAN ORKESTRASI BENİ SEVDİ
Orkestram benim seviyor, gerçek şef Gürer Aykal beni seviyor. Aykal'ı 40 yıldır tanıyordum ama dostluk etmeye başlayınca muhteşem, hoş, keyifli mübarek bir insan olduğunu gördüm, orada yeni arkadaşlar kazandım. Ben bir işe girerken ona bakarım. Kiminle yeni bir dostluk kurarım, nasıl bir yeni arkadaşım olur diye bakarım.
Yöneticilik bana çok yabancı bir iş değil, 40 yıldır kendi tiyatromu yönetiyorum, daha önce 4 tane eczane yönetiyordum, babamdan bana kalan bir ilaç imparatorluğu vardı, şirketlere koçluk yapıyorum, üniversitelerde ders veriyorum, farklı bakış açılarını bir araya getirip ortak bir ses çıkartmak işi yabancım değil. Ama bu işin doruk noktasıymış. Her bir ses kendi sesini diğerini uydurarak uyumlu biçimde müziği icra etmek durumunda. Bu yaşamdaki uyumun, demokrasinin, dostluğun, aşkın mükemmel tanımı.

APARTMANDAKİLER CARMEN'İ EZBERLEDİ
Ben zaten çalışkanım, Gürer Aykal da devamlı kontrolde, askeriye gibi. Eve gidiyorum, telefon açıyor, çalıştın mı? Yaptın mı? Bugün provadan çıktım, her şey mükemmel, bana çıkarken eve git çalış diyor. Sabah erkenden kalkıp müzikleri koyuyorum, Bütün apartman Carmen'i ezberledi zaten.
GÜRER AYKAL'A GÖRE ALİ POYRAZOĞLU: "POYRAZOĞLU ÇOK DONANIMLI BİR İNSAN, İYİ BİR ÖĞRENCİ"
Gerçekten olağanüstü donanımlı bir insan, doğru söylüyor, orkestra onu çok sevdi, gerçek bu söyledikleri. O gerçekten çalışıyor ama ben hep öyleyimdir. Adnan Saygun'un öğrencisiyim, o da bana öyle yapardı. Konserden sonra bile öyle söylerdi bana. Bugün orkestra onu alkışladı ama ben ona eve gideceksin çalışacaksın diyorum.
Zor bir seçim yapmış. Carmen'i yönetmek son derece zor. Şimdi bir insan Carmen'i ister bu insan bunun üstesinden nasıl gelir ona bakıyoruz. Ben Ali'yi müzik olarak bilmiyordum, sahnede çok izledim, onun ne kadar donanımlı ve yetenekli olduğunu biliyordum ve Ali Carmen'in altından kalkar dedim.
GÜRER AYKAL: BORUSAN'A KONUK ŞEF SEÇERKEN ŞÖHRET KADAR YETENEĞE DE BAKIYORUZ
Önce Ahmet Kocabıyık, bizim başkanımız o bu başlangıcı sağladı. Hem parasını veriyor, hem orkestrasını veriyor. Ardından Rahmi Koç yaptı, ardından Bülent Eczacıbaşı yaptı. Bu insanlar için ne söylenebilir ki. Ardından Cem Yılmaz ile yaptık. Cem Yılmaz tabi seyircimizi arttırdı, bize çok para kazandırdı. Onun sayesinde yurtdışında okuyan yetenekli öğrenciler öğrenimlerine devam edebildiler. Bitirmekte oldukları eğitimi yapamaz durumdayken onların eğitimlerini bitirmelerini sağladılar. Borusan'ı Türkiye çok iyi bilsin. Eğitimi öne alan ve onun için çalışan bir kurum. Ali Poyrazoğlu'nu bilmeyen var mı, düşünsenize. Burada şöhret kadar müziğe yeteneği de önemli. Orkestranın önüne çıkabilecek biri olmalı. Hem önde gelen, tanınan, hem donanımlı hem de yetenekli insanlar olması lazım.
KONSER GELİRİ ÖĞRENCİLERİN YURTDIŞINDA EĞİTİMİNE KATKI OLACAK
Şu anda yer olmadığını üzülerek söylüyorum. Sizin aracılığınızla söyleyeyim, davetiyemiz yok, Borusan bilet satar, biz bazı insanlara davetiye veriyoruz ama parasını ödüyoruz. Borusan'ın patronları bile bilet alıp geliyor. En az altı öğrenci bir yıl yurtdışında okuyabilirler bu gece sayesinde.
İNSANLARI DEĞİŞTİRMEK İÇİN HİKAYE ANLATIYORUM, MUTLULUK ELÇİSİYİM
İstersen Carmen'e girme diye beni uyardılar, üst üste geçmiş dört beş tema bir arada gider. Komplikedir dediler, ben dedim Gürer var, çıkarım işin içinden. Şu motive ediyor insanı, buradan gelecek para, insanların eğitimine gidecek, kendisini geliştirmesine gidecek. Onların öğreneceği bilgi müzik izleyicisi için önemli olacak. Seyirci mutlu olacak. Ben mutluluk elçisiyim. İnsanların mutlu olması, için öyküler yazıyorum, oynuyorum, hikayeler anlatıyorum. İnsanların mutlu olması için kendilerini değiştirmesi gerekiyor. Kendini değiştirmeyen dünyayı değiştiremez. Onun için sanat yapıyoruz.

FRAKIN BU KADAR PAHALI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM

Yüksel Aytuğ hakkında konuşmak istiyordum bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim Frak ne kadar pahalıymış. Levon Bey dikecek fraklarımı. Büyük bir sürpriz giyiyorum sonra. Levon Bey'e gittim, bir de Canan Göknil dikiyor. Başka kimlerin diktiğini söylemeyim ama çok pahalı, diktirmeyin kiralayın. Gittim terzime baktım Yüksel içeride, o da smokin diktiriyormuş dedim. Sabah Gazetesi yeni uygulamama mı başlattı, dedim, dedi ki evleniyorum. Evleniyorsan kirala dedim, yok ciddi bir iş bu yüzden diktireceğim kalıcı olsun dedi. O sırada telefonuyla fotoğrafı çekip döşemelik kumaştan frak diktiriyor dedi, yalan perdelik kumaştan diktiriyorum. 7 -8 tane kılık giyiyorum. Müzikayı Hümayun'un yani Osmanlı Bandosu'nun şefinin üniformasını giyeceğim.
ASİ KUŞ, EĞLENCELİ VE ZİHİN AÇAN BİR OYUN
Asi Kuş çok eğlenceli ve zihin açan bir gösteri, iki kere yaptım bitti festivalde dedim. Bunu ikinci gösteriye gelmiş olan Hıncal Uluç'a da söyledim, o da böyle bir şey yaparsan seni öldürürüm, kimden saklıyorsun, seyirciden mi saklıyorsun diye bana kızdı, aklımı çeldi, şimdi oynayacağım, çok heyecan verici, zihin açan bir oyun.
KADINLAR İÇİNDEKİ ERKEĞİ, ERKEKLER İÇİNDEKİ KADINI KEŞFETMELİ
Orada herkes içindeki Carmen'i bulsun bakışı var. Ben bunu şu şekilde anlatabilirsem, her kadın içindeki erkeği keşfetmeye çalışsın, her erkek de içindeki kadını keşfetsin, cinsellik anlamında söylemiyorum, ruhen söylüyorum. Bu onların birbirini ötekileştirmekten, şiddet uygulamaktan kurtarır, çocuklarını baskıyla yetiştirmekten vazgeçirebilir. İçlerindeki öteki kutbu anlayabilirlerse. Çıkış noktası buydu. Kadının erkeğe erkeğin kadına şiddetine. Burada anlamaya çalışmamız gereken, eğitim eksikliği ile karşı karşıyayız. Erkeğin içinden çıkan toplum, erkek egemen toplumun vahşi bakışı bazı bireylerin ağzından ve elinden kadına uzanıyorsa bununla yüzleşmek zorundayız. Eğer bir ülkede kadınların ezildiklerinden bahsediliyorsa o ülkede erkeklerin de haklarını alamadıklarını anlamamız lazım. Demek ki düzende bir tökezleme var. Carmen, opera tarihinde başka bir şey yapıyor. Düzeni yerle bir ediyor. Tütünde, rejide çalışan bir kadını başkahraman yapıyor. Carmen, aşk konusunda erkeklere meydan okuyan bir kadın. Sen beni sevebilirsin bu önemli değil, korkmam önemli olan ben seni seversem o zaman kork diyor ve meydan okuyor.
CEM YILMAZ İLE TANIŞMIYORUM
Ben Cem Yılmaz ile tanışmadığımı söylesem… Cem meşhur olmamışken izlemiştim ilk. Bir de sahnede izledim. Başka bir daha karşı karşıya gelmedim. Cem Yılmaz benim büyüğüm. Beğenirim, çok başarılı bulurum. Çok zeki, akıllı, gösterdiğinden daha okumuş, o halini gizliyor, saklıyor.
KURUM YERİNE SANSÜRÜ YAPAN KİŞİLERİ TEŞHİR ETMEK GEREK
Ben genellemelerden korkarım, iş adamları yardım etmez, devlet yardım etmezse kültür sanat olmaz mı diye, her dönem kültür sanat var olmuştur. Kültür sanatı sansürlemeye kalkarsam bu insanların gırtlağını zihninin cendereye sokmak demektir. Sistem ileri giden bir trense bu raylardan biri altyapı kurumları diğeri üstyapı kurumları. Sağdaki ray ve soldaki ray arasında dengeyi sağlamanız gerekir, yoksa tren devrilir. Ülkeyi yönetenler, kültür sanat ile ilgili sorumluluk yüklenenler bulundukları mevkilerin önemli, kucaklayıcı, barışı sağlayıcı noktalar olduğunu anlamalı. Bu konudaki düşüncelerini tüm ulusla paylaşmalı. Farklı bakışlarla karşı karşıya gelince üzülüyoruz. Bence Kültür Bakanlığı ile ilgili bir konuda karşı görüş çıktığı zaman kurum suçlanıyor, hâlbuki orada kraldan kralcı bir küçük adam yapabiliyor. Bu sansür meselelerinde o önünün kesmeye çalışmasındaki adam teşhir edilmeli, yoksa sistem yara alıyor. Kurumlar suçlanıyor, perde arkasında işler farklı yürüyor. Benim tiyatroma çok oldu, ama ben yasaya başvurduğum zaman benim haklı olduğum ortaya çıktı. Emre'nin salonunu meselesi tek sorun değil. Ben de oyun oynayacağım, salon bulamıyorum bazen, adam beni halimi sevmiyor.
POLİTİK GÖRÜŞÜNÜ AÇIKLAYAN SANATÇIYA YAMYAMLIK YAPILMAMALI
Aslında ben politik işler yapan adamım ama slogan tiyatrosu yapmıyorum, 12 yıl Sabah'ta yazı yazdım, politik yazılardı, ille direk politik mesaj vermek zorunda değilsin. İnsan politik bir hayvan. Ötekini anlayıp keşfetmek zorundasın, ondan korkuyorsun ama onunla yüzleşmelisin, kendinle yüzleşmeden, kendini değiştirmeden dünyayı değiştiremezsin. Önce kendini ötekileştirme, kendinle barış ondan sonra sesini yükseltebilirsin. Herkes görüşünü açıklayacaktır. Bu yamyamlığın sona ermesi lazım, kimsenin kimse politik görüşünü açıkladı diye linç etmeye hakkı yok, anlamaya çalışmak gerekiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.