"Senin Çıplak Resimlerini Çekmişler"
Kızına fare zehiri verdikten sonra boğarak öldürdüğü anneye, ikinci yargılamada da 20 yıl hapis cezası aldı.
- Yaşam
- Giriş Tarihi: 00:00 | 10.07.2012
- Güncelleme Tarihi: 13:47 | 10.07.2012
Adana'da evli erkekle ilişkisi olduğu için kızını fare zehiri verdikten sonra boğarak öldürdüğü ileri sürülen anneye ikinci yargılamada da 20 yıl hapis cezası verildi.
Edinilen bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesine bağlı Denizli Mahallesi'ndeki bir tuhafiye mağazasında tezgahtar olarak çalışan M.D. (18), ablasının da çalıştığı komşu mağaza sahibi 2 çocuk babası 30 yaşındaki M.D. ile aşk yaşadığı için annesi İ.D. tarafından, 3 Şubat 2009'da zorla fare zehiri ve çok miktarda kalp ilacı içirilerek öldürülmek istendi.
Kızının ölmediğini gören İ.D. yastıkla yüzüne bastırıp boğarak öldürdü. Olaydan sonra tutuklanıp, 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan anne İ.D., önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına, ardından cinayeti tahrik altında işlediği için 24 yıla, mahkemedeki iyi halinden dolayı da indirim yapılarak 20 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ancak sanık avukatının temyiz ettiği dava dosyasını inceleyen Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, sanık İ.D.'ye verilen cezayı az bularak yerel mahkemenin kararını bozdu.
Yargıtay'ın kararı bozma gerekçesinde, "Sanığın cezadan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilerek hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması ve öldürme eylemini kendisinin ve ailesinin, namus ve şerefini eksilttiği düşüncesiyle (töre saikiyle) gerçekleştirdiğinden dolayı bozmayı gerektirmiştir" denildi.
Yerel mahkeme, Yargıtay'ın talebi doğrultusunda sanık İ.D.'yi 'töre saikiyle kasten öldürme' suçundan yargıladı. Duruşmada Yargıtay'ın bozma kararını açıklayan mahkeme başkanı, sanık İ.D.'ye "Nasıl yaptın, pişman mısın?" dedi. Sanık İ.D. de "Bilsem nasıl yaptığı mı? Hem de çok pişmanım" diye karşılık verdi.
Bunun üzerine mahkeme anneyi yine 20 yıl hapis cezasına çarptırdı.
ÖNCEKİ DURUŞMADA ŞÖYLE KONUŞMUŞTU
Sanık İ.D., daha önceki karar duruşmasında ise "Benim buraya gelmem bile utanç verici bir durum. Konuşamıyorum. 25 yıldır evliyim. Eşimle ve çocuklarımla çok uyumlu bir aile hayatımız vardı. Nasıl olduğunu bilemiyorum" diyerek ağlamıştı. Olayla ilgili olarak da şunları anlatmıştı:
"Mağaza sahibinin eşi E.D. ve kız kardeşi E.K., kızımı kocası M.D ile mesajlaştığı için alıkoymuş. Kızımı vermesi için E.D.'ye çok yalvardım, ama vermedi. 3'üncü kez gittiğimde kızımı götürmüşlerdi. 10 dakika sonra geldiler. Kızımın elinde kabanı ve kazağı vardı. Niye çıkardığını sorunca E.K. 'Teyze sıcakladı, onun için çıkarttı' dedi. E.K ertesi sabah dükkanda olması şartıyla kızımı bana verdi. Akşam kızım kustu. Niye kustuğunu sorunca fare zehri içtiğini söyledi. Ben bu olaylar üzerine 'kızım keşke ölseydin' dedim. Bunu söylerken çok sinirliydim. Sabah kızımı konuşmak için odaya çağırdım.
Kızıma 'bunlar senin çıplak resimlerini çekmişler, bunları ne yapacağız?' diye sordum. Kızım da, 'Bıktım artık sizin namusunuzdan, şerefinizden. Çekip gideceğim. Artık dayanamıyorum. Üstüme çok geliyorsunuz' dedi. Ben de 'Nereye gideceksin kötü yola mı düşeceksin?' dedim. Kavgaya başladık. Kızım beni itince o anda kendimi kaybettim. Daha sonra neler olduğunu hatırlamıyorum."
Edinilen bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesine bağlı Denizli Mahallesi'ndeki bir tuhafiye mağazasında tezgahtar olarak çalışan M.D. (18), ablasının da çalıştığı komşu mağaza sahibi 2 çocuk babası 30 yaşındaki M.D. ile aşk yaşadığı için annesi İ.D. tarafından, 3 Şubat 2009'da zorla fare zehiri ve çok miktarda kalp ilacı içirilerek öldürülmek istendi.
Kızının ölmediğini gören İ.D. yastıkla yüzüne bastırıp boğarak öldürdü. Olaydan sonra tutuklanıp, 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan anne İ.D., önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına, ardından cinayeti tahrik altında işlediği için 24 yıla, mahkemedeki iyi halinden dolayı da indirim yapılarak 20 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ancak sanık avukatının temyiz ettiği dava dosyasını inceleyen Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, sanık İ.D.'ye verilen cezayı az bularak yerel mahkemenin kararını bozdu.
Yargıtay'ın kararı bozma gerekçesinde, "Sanığın cezadan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilerek hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması ve öldürme eylemini kendisinin ve ailesinin, namus ve şerefini eksilttiği düşüncesiyle (töre saikiyle) gerçekleştirdiğinden dolayı bozmayı gerektirmiştir" denildi.
Yerel mahkeme, Yargıtay'ın talebi doğrultusunda sanık İ.D.'yi 'töre saikiyle kasten öldürme' suçundan yargıladı. Duruşmada Yargıtay'ın bozma kararını açıklayan mahkeme başkanı, sanık İ.D.'ye "Nasıl yaptın, pişman mısın?" dedi. Sanık İ.D. de "Bilsem nasıl yaptığı mı? Hem de çok pişmanım" diye karşılık verdi.
Bunun üzerine mahkeme anneyi yine 20 yıl hapis cezasına çarptırdı.
ÖNCEKİ DURUŞMADA ŞÖYLE KONUŞMUŞTU
Sanık İ.D., daha önceki karar duruşmasında ise "Benim buraya gelmem bile utanç verici bir durum. Konuşamıyorum. 25 yıldır evliyim. Eşimle ve çocuklarımla çok uyumlu bir aile hayatımız vardı. Nasıl olduğunu bilemiyorum" diyerek ağlamıştı. Olayla ilgili olarak da şunları anlatmıştı:
"Mağaza sahibinin eşi E.D. ve kız kardeşi E.K., kızımı kocası M.D ile mesajlaştığı için alıkoymuş. Kızımı vermesi için E.D.'ye çok yalvardım, ama vermedi. 3'üncü kez gittiğimde kızımı götürmüşlerdi. 10 dakika sonra geldiler. Kızımın elinde kabanı ve kazağı vardı. Niye çıkardığını sorunca E.K. 'Teyze sıcakladı, onun için çıkarttı' dedi. E.K ertesi sabah dükkanda olması şartıyla kızımı bana verdi. Akşam kızım kustu. Niye kustuğunu sorunca fare zehri içtiğini söyledi. Ben bu olaylar üzerine 'kızım keşke ölseydin' dedim. Bunu söylerken çok sinirliydim. Sabah kızımı konuşmak için odaya çağırdım.
Kızıma 'bunlar senin çıplak resimlerini çekmişler, bunları ne yapacağız?' diye sordum. Kızım da, 'Bıktım artık sizin namusunuzdan, şerefinizden. Çekip gideceğim. Artık dayanamıyorum. Üstüme çok geliyorsunuz' dedi. Ben de 'Nereye gideceksin kötü yola mı düşeceksin?' dedim. Kavgaya başladık. Kızım beni itince o anda kendimi kaybettim. Daha sonra neler olduğunu hatırlamıyorum."
DİĞER