Canlı yayında ilginç taktik!

Sunucu Fıstıkoğlu "Program izleniyor mu?' diye kaygılar yaşamıyorum" dedi ve ekledi: Birilerinin beni izlediğini düşünerek hareket etmem. Kimse beni seyretmiyormuş gibi hissederim. "Sizi izledik" dediklerinde şaşırırım. Rahatlığımın sebebi sanırım bu!
TV dünyasına spor spikeri olarak adım atan Simge Fıstıkoğlu; Habertürk'te spor müdürlüğü yaparken kariyerini farklı yönde geliştirmek istedi. Fıstıkoğlu; geçtiğimiz haftalarda A Haber'de 'Son Durak' adlı bir haber programını sunmaya başladı. Hafta içi her gün yayınlanan programda; günlük gelişmeleri izleyiciye aktaran Fıstıkoğlu'yla yeni programını konuştuk.
Spor insanın içini acıtmıyor
Spor programı sunarken haber kuşağına geçtiniz. Bu kararınızın sebebi nedir?
Kariyerime yeni bir yön vermek istiyordum. "Ne yapabilirim?" diye düşünürken, haber kuşağına geçmem için teklif geldi. İçerik olarak beni besleyeceğini düşündüm. Hem kendimi geliştirebileceğim, hem de daha içerikli yayınlar yapabileceğime inandığım için teklifi kabul ettim.

Spordan koptunuz mu?
Biçimsel olarak koptum ama içerik olarak kopmadım. Çünkü spor da haberin bir parçası.

Yeni programa geçerken tereddütleriniz olmadı mı hiç?

Sporda da haber mantığıyla büyüdüm, yetiştim. O anlamda hiç yadırgamadım. Spor daha çok eğlenceye dayalı ama burada bir gün geliyor; bülteninize 'Van depremi' veya 'askerlerin şehit olması' haberiyle başlıyorsunuz. Spor çok fazla insanın içini acıtmıyor.

Spor spikerlerinin çoğunun kadın olmasının nedeni sizce nedir?
Bu bir trend! Bunun popüler olduğunu kanallar da görüyor ve ona göre tercihler yapıyorlar.
Sizin spora ilginiz nasıl başladı?
Aslında her zaman spor yapmayı çok seven biriydim. Bütün spor dallarını denedim. 7 yaşında at binmeye başladım ve 10 sene aralıksız devam ettim. Aslında özel olarak spor spikeri olmak gibi bir isteğim yoktu. Bana gelen teklif o yöndeydi, ben de kabul ettim.

"Programım ne kadar izleniyor?" gibi kaygılar yaşadığınız oluyor mu?
Hayır, olmuyor. Her zaman beni sanki hiç kimse izlemiyormuş gibi hissederim. Birilerinin beni izlediğini düşünerek hareket etmiyorum. İnsanlar "Sizi seviyoruz, izliyoruz" dediklerinde çok şaşırırım. Ben sanki kapalı devre yayın yapan bir TV kanalında çalışıyormuşum gibi hissettim hep. Ama aksini düşündüğüm an hata yaparım. Sanırım ekranda rahat olmamın en büyük nedenlerinden biri de; kamera arkasını düşünmemem. Programı yaparken de "Ben olsam bunu izler miyim?" diye düşünerek, izleyiciyle empati kurmaya çalışarak hareket ediyorum.
gece beynim daha iyi çalışır

Verilenle izleyicinin beklentisinin örtüştüğünü düşünüyor musunuz?
Bu konuda büyük yanılgı olduğunu düşünüyorum. "İzleyici bunu istiyor" diye hak ettiğinden daha azı veriliyor. Bu reyting operasyonunun bizi temiz bir TV ekranına kavuşturmasını diliyorum.
Gece program sunmak sizi zorluyor mu?
Hayır, zorlamıyor. Benim gece enerjim daha yüksektir. Erken uyanmaktan nefret ederim. Gece programı yapınca kendime de vakit ayırabiliyorum. Ayrıca gece beynim daha iyi çalışıyor.
GÜZELLİK EKRAN BAŞINDA TUTAMAZ!
Bu meslekte güzellik önemli ama seyirciye sadece güzel olduğunuz için ekranda olmadığınızı kanıtlamanız gerekir. Güzellik seyirciyi ekranın başında tutmaya yetmez. Türkiye'de güzellik ve zayıflık konusunda ırkçı bir yaklaşım var. Buna şiddetle karşıyım. Mühim olan insanların nasıl göründüğü değil, işini iyi yapmasıdır.
İSİM UNUTTUM
Canlı yayınlarda çok komik olaylar yaşadım. Ama trajik bir şey yaşamadım. Kimseyi üzecek ya da kıracak bir gafım olmadı. Spor spikerliği yaparken; iki defa sporcu ismini unutmuştum ve bunu da yayında söyledim. Bir kere de sesimi sesçi arkadaşlar almamış. Ben tam o sırada 'Haydi eller havaya' gibi komik şeyler söylüyordum.
Günaydın