Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'dan İslam ülkelerine Filistin çağrısı

A Haber ekranlarına konuk olan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, İsrail'in elindeki nükleer silahlara dikkat çekerken İslam ülkelerine birlik olma çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın açıklamaları şu şekilde:

Bu son saldırıları da en sert şekilde şiddetle kınıyoruz. Günlerdir devam eden gerilimi sonlandırmak yerine mübarek bayramın ilk gününde böyle bir vahşete, katliama imza atıyor olması İsrail'in gerçek niyetinin ne olduğunu, politikalarının ne eksende ilerlediğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Kudüs'te yaşanan gelişmeleri, burada yaşananları Gazze'yi bahane ederek önce hava saldırılarını ardından kara harekatını başlattıkları görünüyor.

''GAZZE'Yİ BAHANE EDEREK SALDIRMALARI PLANLARINI ORTAYA KOYUYOR''

Bunun bütün dünya kamuoyu tarafından açık bir şekilde görülmesi gerekir. Günlerdir Sayın Cumhurbaşkanımız uluslararası toplumun dikkatini buraya çekmek için yoğun bir diplomasi trafiği yaptı. Biz kendi mevkidaşlarımızla bu konuyu konuşuyoruz ama maalesef her gün bu katliam daha da vahim bir şekilde gerçekleşmeye devam ediyor. İsrail tarafının Gazze'yi bahane ederek önce hava sonra kara harekatına başlamış olması bu gerilimi, şiddeti artırma niyetlerini ve planlarını da açıkça ortaya koyuyor.

''ULUSLARARASI TOPLUM DERHAL DUR DEMELİ''

Artık uluslararası toplumun buna derhal dur demesi gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın Filistin'e, Filistin topraklarına hem Batı Şeria'ya hem de Gazze'ye bir uluslararası sivilleri koruma gücü gönderilmesi teklifinin artık ele alınması gerekiyor. Bu konuda bildiğiniz gibi biz BM nezdinde ve diğer uluslararası platformlarda bir dizi girişim başlattık. Bu girişimin bu çağrının ne kadar haklı ve doğru olduğunu bir kez daha gördük. Tabii orta ve uzun vadede İsrail'in özellikle Filistin topraklarının tarihini kimliğini, dini kimliğini, hukuki statüsünü değiştirmeye dönük ve Filistin halkının iradesini yok etmeye dönük politikalarının hız kesmeden devam edeceğinin de bir işareti. Dolayısıyla burada atılması gereken adımlar bellidir. İsrail'e dur denilmesi ve Filistinli sivillerin koruma altına alınması gerekir. Bu yönde biz çabalarımızı yoğunlaştırarak artıracağız. Körfez ülkelerinin de bu noktada seslerini biraz daha yükseltmelerini faaliyetlerini daha sıkı bir eşgüdüm içinde yoğunlaştırmaları gerekiyor.

''İSRAİL SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR''

İsrail savaş suçu işliyor. İşgal ettiği topraklardaki insanların can ve mal güvenliği işgal gücüne aittir. Uluslararası hukuk bunu gerektirir. BMGK'nın bu konuyla ilgili geçtiğimiz yıllarda alınmış onlarca kararı var fakat maalesef İsrail uluslararası sistemi de yok sayarak bu kuralları ihlal etti ve bundan güç alarak da işgallerine bugün de devam ediyor. Gazze'de olsun, Kudüs'te olsun savunmasız sivillere karşı katliamlarına devam ediyor. Bunu biz uluslararası ilgili kuruluşlara taşıyacağız. Buna karşı dünyanın sessiz kalmaması gerekiyor. Her bir devlet, birey, medya, düşünce kuruluşu olarak bu meseleyi dünyanın gündemine taşımamız son derece önemli.

''İSRAİL BATI KAMUOYUNA BAŞKA BİR HİKAYE ANLATIYOR''

İsrail'in her seferinde muazzam propaganda makinesiyle özellikle Batı kamuoyuna başka bir hikaye anlatıyor. Sanki karşılarında bir terörist grup var, sanki Filistinliler İsrail'i yok etme amacıyla harekete geçmiş gibi kendini savunma amacıyla bunları yaptığına dair bir hikaye anlatıyor ve maalesef Batılı ülkelerin çoğu da İsrail'in kendini savunma hakkı vardır diyerek bu yaşanan katliamı görmezden gelerek dikkatlerden kaçırmaya çalışıyorlar.

'' İSRAİL NÜKLEER SİLAHLARA SAHİP''

Halbuki burada meşru müdafaa hakkı diye bir şey varsa öncellikle Filistin halkının meşru müdafaa hakkından bahsetmek lazım. Çünkü Ortadoğu'nun en büyük kitle imha silahlarına, en büyük ordusuna hatta herkesin bildiği bir sır diyelim; nükleer silahlara sahip olan bir İsrail Devleti. Onun karşısında ise ne ordusu, ne hava gücü ne de deniz gücü olan bir Filistin halkı var. Burada bir savunma hakkından bahsedeceksek öncelikle Filistin halkının kendini nasıl savunacağına dair bir konunun gündeme getirilmesi gerekiyor.

''İSLAM ÜLKELERİ BİR ARAYA GELMELİ''

Yıllardır güçlü bir tepki verilseydi İsrail bu hukuk tanımazlığına devam etmeyecekti. Dolayısıyla bugün yapılması gereken fikirdaş ülkelerle bu konuyu anlayışı ve iradesi olan ülkelerle ve diğer uluslararası kurum kuruluşlarla bir araya gelerek Filistin halkının yanında durmamız gerekiyor. Bu tabii ilk defa olmuyor geçtiğimiz yıllarda da her birkaç yılda bir İsrail ya mutlaka Gazze'ye saldırmıştır ya da Kudüs'te birtakım operasyonlar yapmak suretiyle burada yeni katliamlara yeni ölümlere maalesef imza atmıştır. Tabii bunun hem orta uzun vadede İsrail'in Filistin halkını tarihi varlığını ve mevcudiyetini ortadan kaldırma niyeti var. Hem de aynı zamanda İsrail siyasetinin kilitlenmiş olan koalisyon görüşmelerinde kendine menfaat yaratma çabası ama bunun bedelini Filistin halkına ödetmek kadar dünyada hakkaniyetten ve insanlıktan uzak bir tutum olamaz. Bu katliama mutlaka bütün dünya olarak dur dememiz gerekiyor ama bunu yapabilmemiz için öncelikle İslam ülkelerinin mutlaka bir araya gelmesi gerekiyor..