Analiz: Sezer-Ecevit kavgası ve ekonomik kriz! 19 yıl geride kaldı ve Türkiye o dönem kaosu yaşadı
10'uncu Cumhurbaşkanı Sezer'in, 19 Şubat 2001'de dönemin Başbakanı Ecevit'e “Anayasa” kitapçığı fırlatarak Türkiye'nin büyük bir kaosa sürüklenmesine neden olduğu tarihi kavganın üzerinden 19 yıl geçti... Türkiye'nin büyük bir kaosa sürüklendiği Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Ecevit arasındaki kavga, hafızalardaki yerini hala koruyor. 19 Şubat 2001 günü yaşanan o kavga, "Türkiye'yi karanlığa sürükleyen siyasi kavga" olarak tarihteki yerini aldı.
- Giriş Tarihi: 17:19 | 19.02.2020
- Güncelleme Tarihi: 17:35 | 19.02.2020
Çok da eski zamanlar değildi. 2000'li yıllar henüz başlamıştı. Orası da Türkiye'ydi. Ama tek farkla. O ülke eski Türkiye'ydi. Her şey koalisyonla başlamıştı. Zaten ülke adına kötü giden ne varsa hep koalisyonla başlardı. Sonra koalisyon bitince memleket de krize girerdi.
SÖYLEMESİ KOLAYDI...
Ama kriz patlamıştı bir kere. O sabah saat 10'da devletin zirvesinin tutuştuğu büyük kavga zaten krizin ortasındaki Türkiye'yi daha da derinden sarsmaya yetmişti. Saat 11 gibi Çankaya Köşkü'nden ayrılan Başbakan Ecevit ve kurmayları hızla "başbakanlığa" geçti. Ve bakanlar kurulu olağanüstü gündemle toplandı. Ama daha Kabine toplantısı sürerken borsa çoktan çökmüş, faizler yüzde 40'lardan yüzde 700'lerin üzerine fırlamıştı. Yani kavganın tarafları bir daha konuşmak konuşup o büyüyen tsunami dalgasını durdurmak zorundaydı. Ama Çankaya suspustu...
YANİ KRİZİ ÇÖZSE ÇÖZSE O ÇÖZERDİ
Sonra Türkiye fantastik bir mucize arayışına girdi. Bir "Süpermen" bulunacak ve o Süpermen Türkiye'yi krizden çekip çıkaracaktı. Süpermen çok geçmeden bulundu. Adı Kemal Derviş'ti...
Yarı Amerikalıydı. Yani krizi çözse çözse o çözerdi. Türkiye'de tam bir popstar gibi karşılandı. Hatta ona isim bile takıldı. Adı süpermen değildi ama "süper bakandı". Kemal Derviş'li günlerin başında bir umut doğmuştu ülkeye. Herkes birbirine "her şey düzelecek" diyordu ama bunu söyleyenlerin hiçbiri kendi söylediklerine inanmıyordu. Bir esnaf işte o gün başbakanlık ofisinin önünde ortaya çıktı. Ve kral çıplak dedi.
GERÇEK İŞTE BUYDU...
Esnaf iş yapamıyordu. Bu yüzden de yazarkasaya ihtiyaç duymuyordu.. Nitekim Kemal Derviş de artık dilini değiştirmişti. Süper Bakan Derviş laf aralarında "mucize beklemeyin" mesajları veriyordu. Yani o da işin kötüye gittiğini biliyordu. Ve bu işi çözse çözse IMF çözer diye uluslararası para fonunun kapılarını aşındırıyordu. Ama IMF zaten hazır kıtaydı. Öyle pek de yalvarmaya gerek yoktu. Türkiye'ye istediği parayı çok da nazlanmadan verdi.