27 Nisan e-muhtırasının üzerinden 13 yıl geçti! Kim ne yapmak istedi? Uzman isimler A Haber’de değerlendirdi

Gazeteci-yazar Avni Özgürel, "Demokrasi ölçüleriyle değerlendirildiğinde e-muhtıra diyerek her ne kadar yumuşaklaştırma gayretleri olmuşsa da bu açıkça bir darbedir. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o zaman iktidara ilk geldiği andan itibaren sözüm ona bir yığın laiklik kaygısıyla felan o dönem yaşananları hatırlıyoruz. Bütün bunların baskısı altında bir AK Parti iktidarı vardı. Bu tehditten sonra AK Parti'nin ortaya koyduğu çıkış 'Genelkurmay Başkanı, Başbakan'a bağlıdır' şeklindeki açıklama AK Parti'nin gerçek manada iktidar olduğunun ifadesi oldu. Gerçek iktidar o gün başlamıştır bunu geçmişte de çok söyledim." ifadelerini kullandı.

ZORLAMA SONUCU ORTAYA ÇIKTI

Sabah Gazetesi yazarı Mahmur Övür'de konuya dair, "Düşünün bir iktidara geliyorsunuz. 2002-2003 yılında daha 3 yıl geçmeden inanılmaz bir tartışma ve gerilim başlıyor. Asker arasında çeşitli darbe hazırlıklarından söz edildi. Yaşananlar darbeci bir geleneğin hazırlıklarıydı. Dikkat edilirse 2006 yılında kaotik bir ortam vardı. Cumhuriyet mitingleri ve ordu göreve gelsin diyen bir hava vardı. AK Parti'nin yaptığı hiçbir şeyi kabul etmediler. Demokrasiye tahammül edemeyen bir siyasi akım vardı. 367 zorlama sonucu ortaya çıktı. Bir çare bulamadılar." dedi.

"İLK KEZ MÜDAHALEYE KARŞI DİRENİŞ"

Mahmut Övür, "Siyaset sınıfı 60'lardan başlayarak darbeler ve cuntalar karşısında iyi bir sınav vermemiştir. Kimi zaman idama götürdü siyasetçileri kimi zaman da şapkasını alıp gittiler. Hiçbirisinin sesi çıkmadı. 27 Nisan e-muhtırayı diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerinden bir tanesi siyaset aktörlerinin ilk kez Başkan Erdoğan liderliğinde 'o zaman Başbakandı' bu tür müdahale direnişiydi." diye konuştu.