CHP’li tek parti döneminde hac bile yasaktı!

1940’larda Hacca gitmek yasaktı. 1968’de Umre’ye giden Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, umre resimlerini yaktırmıştı. 1997’de Prof. Necmettin Erbakan Hacca gittiği için bir paşanın hakaretine uğramıştı. Bugün ise Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı umreden sonra Peygamberimiz’in kabrinde omuz omuza namaz kılıyor.

'Yeni Türkiye'nin kapılarını açacak olan 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin millet kararına sunulmasına 56 gün kaldı. Vesayetçi ve eski Türkiye anlayışının nasıl bir çırpınış içerisinde olduğu aşikar. Önce İstanbul, ardından Denizli sonra Antalya'da referandum için kararını 'evet' yönünde açıklayan başörtülülere taciz ve saldırıda bulunuldu. Referandum için kararını 'evet' yönünde ifade eden II.Abdülhamid'in torunu Nilhan Osmanoğlu'na hakaretler yağdırıldı. Sanatçı ve futbolculara mahalle baskısı uygulanıyor. Aslında bu çırpınışların bir sebebi var. Türkiye son 15 yılda çok değişti. Zorbacı anlayış, vesayetçi kafa gördü ki; millete götürülen her karar kendilerine ağır bir tokat olarak iniyor. Millet tarih ve özüne dönüyor.

NELER YAŞANMADI Kİ

Çok değil tam 20 yıl evvel bu ülkede bir başbakan, Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hac ibadeti yaptığı için bu ülkenin bir kuvvet komutanının hakaretlerine maruz kalmış, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de, haddini bildirmek yerine 'Paşanın öfkesi bir boşalmadır' diyerek, küfürbaz paşaya destek olmuştu. Dönemin genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları da 'bundan daha ağır sözler de gelecek' diyerek hadsizliğe katkı sunmuşlardı. Orduda namaz kılanlar atılıyor, eşi başörtülüler barındırılmıyordu. Çocuğunu kışlaya gönderen analar, başı örtülü ise babalar sakallı ise evlatlarının gurur günü olan yemin törenine alınmıyorlardı. Bu durum yakın tarihlere kadar devam etti.

ŞEHİTLERİN RUHU ŞAD OLSUN

Geçtiğimiz hafta içi çok önemli iki kare düştü ajanslara. Sosyal medyada da paylaşım rekoru kırdı. Bu iki kareden birinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ihramlı olarak Kabe-i Muazzama'dan çıkıyor, diğerinde ise Mescid-i Nebevi'de Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte omuz omuza namaz kılıyordu. Fotoğraflar eski kafalıları rahatsız etse de, milletin kahir çoğunluğunda sevince yol açmıştı. Türkiye siyasal tarihi üzerine araştırmalar yapan, dahası son çeyrek asırdır gazetecilikle iştigal eden biri olarak böyle bir kareyi ilk kez görüyordum. Ağlama duvarında genelkurmay başkanı görmüştük, gittiği İslam ülkesinde kaldığı otelde kendisine rakı verilmediği için kriz çıkaran kuvvet komutanı duymuştuk, ülkesinin şanlı tarihine gölge düşüren komutanlardan utanmıştık, ama Mescid-i Nebevi'de namaz kılan bir komutana, hem de Genelkurmay Başkanı resmine rastlamamıştık. Hamdolsun... Yani 'Peygamber Ocağı' denilen kurumun başındaki Genelkurmay Başkanı, asıl 'Peygamber Ocağı'nda, Mescid-i Nebevi'de, O'nun huzurunda idi. Üstelik başkomutan ile birlikte omuz omuza... Bu fotoğraf aslında Türkiye'deki tarihi değişimi, dahası aslına dönüşü göstermesi açısından son derece önemlidir. Zira bu fotoğrafın ortaya çıkması için az bedeller ödenmedi. 15 Temmuz şehitlerinin ruhu şad olsun...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.