Üç mabet bir medeniyet

Edirne şehir meydanı üç abidevî eserle Osmanlı’nın altı asırlık serüvenini özetler. Batıdaki serhad şehrinin bu meydanı, mimarimizin sacayağı gibidir.

İlk ayakta, Osmanlı'dan günümüze ulaşmış en eski abidevi yapı, Edirne'nin ulu camisi Eski Cami yer alıyor. Fetret devrinde yapılmış ancak Anadolu'daki dağınıklığı derleyip toparlaması nedeniyle devletin ikinci kurucusu olarak görülen Çelebi Mehmet tarafından tamamlatıldığı için Osmanlı Devleti'nin büyümesinin simgesi olarak görülüyor. Osmanlı mimarisinin parlak döneminin öncüsü olan yapı, maneviyatı yüksek bir mabettir. Burada zaman unutulur. Bütün duvarları ve sütunları sanki Allah'ı zikreder. Allah lâfzı ve vav'larla taçlandırılmış duvarlar, kademeleşerek yükselen kubbeler buranın mânâ âlemini anlatır gibidir. Dokuz kubbeyi taşıyan ayaklar ise yere öyle sağlam basar ki, insanda bu yapının kıyamete dek yaşayacağı hissini uyandırır.

ÜÇ ŞEREFELİ CAMİ
İkinci ayakta; Eski Cami'nin hemen karşısında, yükselme dönemi camilerinin prototipi olan Üç Şerefeli Cami yer alıyor. Sultan 2. Murat tarafından 1438- 1447 yılları arasında yaptırılan eser, tam anlamıyla ilklerin camisidir. Altı destekli merkezi kubbeye dayalı plân kurgusuyla Osmanlı mimarisinin gelişiminde olduğu kadar Mimar Sinan'ın mimarisine etkisiyle de çok önemlidir.
Bu camideki bazı mimari unsurlar, daha sonra oluşan klâsik Osmanlı üslubu içinde bazen aynen, bazen de geliştirilerek kullanılmış. Dört minaresi birbirinden farklı olan cami, minare sayısının dörde çıktığı ilk örnektir. Camiye adını veren minarenin her şerefesine ayrı merdivenden çıkılır. Yani Selimiye Camii minarelerinin öncüsü bu minaredir. Revaklı avlu yine ilk kez bu camide uygulanmıştır.

SELİMİYE CAMİİ
Üçüncü ve son ayakta, ilk iki eserin karşısında Türk ve İslâm tarihinin en ihtişamlı yapısı yükselir. Tüm zamanların en büyük mimarı Koca Sinan'ın, cami mimarisinin bütün tekniklerini birleştirerek inşa ettiği Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin doruk noktası, dünya mimarlığının da en önemli eseri kabul edilir. Kâbe ölçüleriyle sembolleşen mabet, kubbe gelişiminin ulaştığı en üst noktadır. Hep yarıştığı Ayasofya'nın kubbesini aşarak içindeki ukdeden kurtulan Mimar Sinan, mekânın hemen hemen tümünü tek kubbe altında toplayarak Selimiye'yi, merkezi mekânın en başarılı örneklerinden biri olarak dünya mimarlık tarihi literatürüne geçirir. Zarafet ve sükunet abidesi Selimiye'nin önemli özelliklerinden biri de büyük kubbenin dört kenarından yükselen minareleridir. Uzaktan bakıldığında dikkati çeken ilk unsur olmalarına karşın, yaklaştıkça kubbenin haşmetiyle kaynaşarak bütünlüğü tamamlarlar.
Yeni Şafak

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.