Hıncal Uluç ile haftanın gündemi!

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, spora damgasını vuran spor olaylarını okuyucuları için değerlendirdi.

Sabah İnternet / Özge Aydın
Uluç;

Arda dönerse Galatasaray için harika olur. "Fatih Terim iki adam arıyor" dedim ya o bire iner. 'Nene'yi durdur başkan Arda dönüyor' lafı zaten o ikinci adamın...
Yalnız orada bir sorun var. Ne yazık ki Galatasaray'da beyni yıkanmış, fanatik ve on para etmez bir taraftar güruhu var. Aynen bu kelimeleri kullanarak söylüyorum! Galatasaray kaptanını tribünlerden yuhalayan, tribünlerden ıslıklayan, Galatasaray kaptanına olmadık muamele yapan bir grup!
Bu grup hala duruyor. Ben o grubu bildiğim için hatırlayacaksınız 'Git Arda' diye yazı yazdım. Şimdi 'Gel Arda' diyemem ve Arda bana 'Hıncal ağabey, Fener'e gidiyorum' dese ' İyi edersin' derim. Çünkü bu laflar ortaya çıktığı anda o güruh dişini nasıl bilediğini gösterdi. İnternet, twitter falan saldırıyorlar. Yani Galatasaray'ın kaderi ile oynayan bir güruh.
Transferde ağırdan giden Galatasaray, Hamit, Burak ve Amrabat'ı alarak dikkatleri üzerine çekti. Üç oyuncu Galatasaray'a neler katar?
Geçen hafta Bodrum'da, Fatih hocamın evine konuk olduk. Her zamanki gibi harikulade bir yemek yedik. Fulya muhteşem bir kadın...
Yemekte ağabeyim de vardı. Üçümüz bir arada olunca Galatasaray'ın konuşulmamasına imkan yok. Ağabeyim, "Hocam bu transferler Galatasaray'a yetti mi?" diye sordu. Fatih hoca, "Amaç Türkiye ligi, Türkiye şampiyonluğu ise yeter. Ama Avrupa'da bir şeyler yapmak istiyorsak benim iki transfere daha ihtiyacım var. İki yabancı daha almam lazım. Çünkü bütün Türkiye'ye taradık, aradığım isimler Türkiye'de yok. Şampiyonlar Ligi de başlayacak. Genç birini alıp, yetiştirme şansımız da yok. Hazır adam alacağız" dedi.
İstediği oyunculardan bir tanesi sol bek... Hakan Balta ve Çağlar çok iyi oyuncular. Fakat ikisi de sakat. Uzun süren sakatlıkları var. Yarın ne olacakları belli değil! "Benim bütün bir sezon oynatabileceğim bir sol beke ihtiyacım var" dedi.
Bir de orta alan ve forvet olarak oynayabilecek bir oyuncu istiyor.
10 numara olarak oynatabilecek bir oyuncu düşünüyor herhalde...
Önemli bir adam istiyor. Orada oynayanların huzurunu kaçırmamak için tarifi tam yapmadı. 'Sol bek istediğini' açık söyledi ama diğer istediği oyuncunun ucunu açık bıraktı. Orta saha ve ileride çok önemli bir isim istiyor.
Bir orta saha, forvet tipi iyi bir oyuncu alınırsa beni heyecanlandırabilir. Mesela Umut ve Burak futbol piyasası için iyi adamlar... Ama beni heyecanlandırmıyor. Geçen yılın gol kralı Burak'ın çok fırın ekmek yemesi lazım. Öğreneceği çok şey var. Sadece gol almak insanı futbolcu yapmaz. Yapsaydı Jardel futbolcu olurdu. Avrupa Gol Kralı'ydı adam... Galatasaray tarihinin en kıymetli golünü attı; Monaco'da oynanan Süper Kupa finalinde, Real Madrid ağlarına... Ama 3. lig, 4. lig takımlarına gitmek zorunda kaldı. Neden; çünkü futbol yanı sadece gol üzerine... Gol zekası var ama bu yetmiyor.
Burak da eksik olan iki unsur var: 1- Futbol tekniğini daha doğrusu futbol bireysel taktiğini öğrenmesi lazım. Bizim futbolcuların çoğunda yok. Biz takım taktiği ve yetenek üzerine kurarız. Oysa en önemli şey, futbolcuyu öne çıkaran bireysel taktiktir.
'Topsuz koşu' diyoruz mesela... Topsuz koşuyu yaptıran, bireysel taktik bilgisidir. Oyun sağ tarafta oynanırken, solda çapraz koşu yapabilirsin. 'Ben buraya koşarsam rakip aldanır ve ben kaleciyle karşı karşıya kalabilirim. Arkadaşım da bana uygun pas atarsa...' diye düşünmen bireysel taktiktir. Topu ayağına alırsın, kafanı kaldırırsın ve bakarsın. 'Kaleciyle aramda bir kişi var. Bunu geçersem gol atarım' dersin. Ya da bakarsın, kaleciyle aranda bir kişi var ama yanında bomboş Bülent var. Topu Bülent'e verirsin. Ya da ne Bülent'e verirsin, ne de çalım atarsın; gider şut atarsın.
Ama top daha sana gelmeden evvel, 'Bu top bana gelirse, ben bu üç seçenekten birini tercih ederim. En doğrusu da şu olur' dersen ve kendini ona göre ayarlarsan, o zaman 'bireysel taktik biliyorsun' demektir.
'O top bana geldiği anda ben beklemeden vuracağım. Çünkü kaleci şut beklemiyor.' Buna göre beklersen başka türlü beklersin topu... 'Bu top bana gelecek. Karşımdakini çalımlayıp golü atacağım' dersen topu başka türlü alırsın. 'Bu top bana doğru gelecek, hemen tek pas yapacağım' dersen topu başka türlü alırsın. Bu üç alış şekli sana müthiş zaman kazandırır. Çünkü aldıktan sonra topu düzeltmezsin artık. Çünkü karar önceden verilmiş. Topu nasıl alacağını biliyorsun.
Futbolda en önemli şey bu... Timing, zaman... Bir an rakip takıma çok şey kaybettirir, sana çok şey kazandırır. Onun için bireysel taktik çok önemli. Şöyle bir antrenmanları dolaşın. Bakın bakalım 'bireysel taktik' veren kaç tane hoca var? Bireysel taktik öğretmek için adamlarla birer birer uğraşmak lazım. Oysa gelin, koşun... Ortaya dizin konileri... Bunun etrafında topla dönün. Ortada sıçan oynayın. Ondan sonra çift kale maç yapın. Antrenman bitti!..
Ben Burak'la ilgili ben bir bireysel taktik idmanı yapıldığına inanmıyorum. Bir tarafı bu...
Bir de tabii sizin 3B'nizden birisi Burak...
Batuhan, Burak, Baros... Baros'u gönderiyor Galatasaray yerine Burak'ı alıyor! Şimdi Fatih hocanın, Burak'a ayakta kalmayı öğretmesi lazım. Meslektaşına saygıyı, meslektaşının ekmek parasına saygıyı öğretmesi lazım. Hakemi aldatmamayı, oyun ahlakı içinde kalmayı öğrenmesi lazım.
Şike ille para verip, maç satın almakla yapılmaz. Hiçbir şey yokken kendini yere atıp, penaltı kazanırsan ve de bir meslektaşının kırmızı kart görmesine, ertesi hafta oynayamamasına neden olmak da bir şike... Hiç farkı yok.
Ha parayı almışsın golü atmamışsın ki bu şike oluyor. Hakemi uyutup olmayan bir penaltıyı almak şike olmuyor mu?

Bunları Fatih Terim'in anlatması lazım. 'Ben senden böyle bir avantaj istemiyorum arkadaş.' Yanından biri hızlı geçtiği zaman hızlı düşmeyeceksin. Tam tersine adam sana çelme de taksa, adam seni itse de beline sarılsa da kurtulup kaleye gitmeye bakacaksın. Hakem verirse verir, senin işin değil. Sen maçta hakemin dahi olduğunu unutacaksın. Sen topla beraber golü düşüneceksin. Burak'ı bu bilence getirmesi lazım.
Bunu öğrenirse Burak, Avrupa'da 50 milyon euro'luk futbolcu olur. Öğrenmezse de Jardel gibi kaybolup gider.
Avrupa'ya gitmek istediğini söyleyen Burak'ın Galatasaray'a transferi, Trabzonspor cephesinin tepkisini çekti.
Trabzonspor'un tepkisini çekmedi. Sadece beceriksiz ve başarısız Trabzonspor yönetiminin tepkisini çekti. O yönetim kendisini kurtarmak için önüne geleni saldırıyor. Başta Sadri Şener... Sadri Şener yakın dostumdur, ahbabımdır ama Trabzon'da sor gelmiş geçmiş en sevilmeyen başkandır. Üç Trabzonludan ikisi Sadri'den nefret eder.
Şimdi tabii kendisinden nefret edenler 'meydanı boş bulunca saldırıyorlar' diye Sadri şimdi kendini kurtarmaya uğraşıyor.
Burak Rus liginin borsasına girene kadar Galatasaray ağzını açmadı. Ne zaman 'Biz Rusya'ya veriyoruz' dediler ve Burak oraya sözleşme yapmaya gitti. Ama Burak ne zaman, 'Ben burayı sevmedim. Rusya'da yaşamak istemiyorum. Buranın yaşam tarzı bana göre değil" dedi; o zaman devreye girdiler. Yani mantık olarak Galatasaray, Burak'ı, Trabzon'dan değil, Ruslardan aldı.
O zaman Sadri ya da yardımcısı ne konuşuyor! Rusya'ya satacağın parayı Galatasaray'dan almadın mı; aldın. Adamı gözden çıkarmadın mı; çıkardın. O zaman bu nedir yani! Rusya'ya gider, İtalya'ya gider; Galatasaray'a gidemez!.. Türk takımları arasında nefret mi yaratmaya uğraşıyorsun.
Özkan Sümer, Trabzon'un en saygın insanlarından bir tanesiydi; Galatasaray'da hocalık yaptı. Özkan Sümer küçüldü mü, Trabzonluluğuna halel mi geldi! Tam tersine, 'Benim hocam gitti, Türkiye'nin en büyük takımını çalıştırdı' diye iftihar edildi.
Aslında futbolun güzelliği, ilgi çekici yanı biraz da burada... Tabii bu transferle ilginç de bir istatistik oluştu. Burak, Terim'in iki sezonda aldığı beşinci Trabzonlu futbolcu...
Trabzon'dan bunları nereden aldı? Özhan hocanın, Ahmet Suat'ın Trabzon'u; Trabzon'un Trabzon'uydu. Oradan adam aldığında, mesela Hami'yi aldığı zaman Trabzonluyu almış oluyorsun. Burak'ın, Selçuk'un ne alakaları var Trabzon'la!..
Fenerbahçe'nin aldığı Trabzonlu Egemen mi? Trabzon'da da oynamış.
Hamit Altıntop'un transfer süreci de ilginçti. Fenerbahçe'nin devre girmesiyle bir ezeli rekabet yaşandı ancak son noktayı koyan taraf Galatasaray'dı. İki takım arasındaki Hamit yarışıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Fenerbahçe'de son zamanlarda bir Galatasaray kompleksi var. Yani Galatasaray'a zarar vermek için işe giriyorlar. Galatasaray'dan adam alıyorlar mesela... 'İhtiyaçları var mı, yok mu' diye düşünmeden... Galatasaray'dan adam almak onlar için büyük bir başarı!..
Ya da Galatasaray'ın transferine karışıp, 'Biz almasak bile adamın piyasasını yükseltiriz. Galatasaray'a daha çok para ödetiriz. Ona zarar vermiş oluruz.' Bu garip bir zihniyet... Anlamakta gerçekten güçlük çektiğim bir zihniyet içinde Fenerbahçe...
Ama Aziz Yıldırım yönetiminde değil, Fenerbahçe başından beri böyle... Ben 1957'de gazeteciliğe başladım. Fenerbahçe yönetiminde iki hedef vardır daima: 1- Popüler transferler yaparlar. 2- Galatasaray'a zarar verecek transfer yaparlar ya da teşebbüste bulunurlar ki Galatasaray karışsın.

Galatasaray, sonunda Kayseri'nin inadını kırdı ve Amrabat'ı kadrosuna kattı. 8 milyon euro'luk bir bonservisten söz ediliyor. İki takım ve oyuncu açısından baktığınızda bu transferle ilgili değerlendirmeleriniz nasıl?

Galatasaraylı İş Adamları Derneği Başkanı, iftara katılmayan Ünal Aysal hakkında bir açıklama yapmış. "Geliyorum' dediği zaman gelmesini, 'bir işi yapıyorum' dediğinde de yapmasını beklemekteyiz" demiş. Anladığım kadarıyla davetli olduğu ve söz verdiği halde gitmemiş.
2- "Ben başkan olduğum sürece Kayseri'den adam almam" dedi mi Ünal Aysal! Bütün gazeteler de çıktı mı, bütün televizyonlarda yayınlandı mı! Peki tükürdüğünü nasıl yaladı? Şimdi peki Galatasaray Yönetim Kurulu, GSYİAD'a hangi yüzle cevap veriyor? Gerçekler meydandayken... Galatasaray Başkanı eleştirilmez midir! Böyle bir şey yok. Türkiye'de, dünyada herkes eleştirilir. Galatasaray Başkanı isen bana verdiğin sözü tutmak zorundasın. Galatasaray Başkanı olman bana saygısızlık yapma hakkını vermez.
Süleyman Demirel tarihe geçti "Dün dündür, bugün bugündür" dedi diye... 40 senedir bu laf yüzünden adamla hala dalga geçiyorlar.
Dün 'Ben oldukça Galatasaray, Kayseri'den adam almaz' diyeceksin bugün Amrabat'ı alacaksın! Sonra... İzahı yok!.. Ünal Aysal bugün 'ak' dese inanamam ben. Çünkü yarın 'kara' diyebilir. Arada açıklama da yapmıyor. 'Dün ak dedim ama şunlar, şunlar oldu. Onun için bugün...' Böyle bir şey de yok. Dün ak dediğini unutuyor, herkesin de unuttuğunu zannediyor. Bugün 'kara' diyor ve öyle devam ediyor.
GSYİAD'ın açıklaması fevkalade yerinde bir açıklama... Tekrar soruyorum,; Galatasaray yönetimi, hangi yüzle bu açıklamayı kınadı ya da hangi amaçla kınadı? Bu sorumun cevabını Sabah İnternet'e de verebilirler, Fotomaç'a da verebilirler, doğrudan bana da verebilirler. Kendi köşemde aynen yayınlayacağım.
Bir Galatasaray kurumu bir başka Galatasaray kurumunu bu kadar sert kınıyorsa bir sebebi olması lazım. 'Ben kınamaz' demiyorum, kınar. Ama o kınamanın bir sebebinin olması lazım. Ben de merak ediyorum Hıncal Uluç olarak o sebebi...
İlginçtir birkaç gündür Atletico Madrid'de forma giyen Arda Turan'ın Galatasaray'a transfer olacağı yönünde haberler gazeteleri süslüyor. Gidişi sancılı olan Arda Galatasaray'a döner mi, dönmeli mi?
Şimdi bütün bu okuduklarımdan hissettiklerim var:
1- Atletico Madrid maddi bakımdan zorda, İspanya'daki kriz ortada... Arda'ya ödenmesi gereken 7.5 milyon euro var.
2- Arda, Madrid'de yaşamaktan mutlu değil. İstanbul'da sokağa çıktığı zaman kraldı çünkü. Madrid'de sarı çizmeli Mehmet ağasın. 'Roma'da ikinci olacağına Napoli'de birinci ol' diye bir laf vardır. İstanbul'da birinci, Madrid'de kim bilir kaçıncı?
3- Sinem Kobal, Madrid'de değil, Türkiye'de yaşamak istiyor. Çünkü evlenecekler.
Bunlar bir araya gelince Arda'nın Türkiye'ye dönüş puzzle'ı oturuyor yerine.
Dönerse Galatasaray için harika olur. "Fatih Terim iki adam arıyor" dedim ya o bire iner. 'Nene'yi durdur başkan Arda dönüyor' lafı zaten o ikinci adamın...
Yalnız orada bir sorun var. Ne yazık ki Galatasaray'da beyni yıkanmış, fanatik ve on para etmez bir taraftar güruhu var. Aynen bu kelimeleri kullanarak söylüyorum! Galatasaray kaptanını tribünlerden yuhalayan, tribünlerden ıslıklayan, Galatasaray kaptanına olmadık muamele yapan bir grup!
Bu grup hala duruyor. Ben o grubu bildiğim için hatırlayacaksınız 'Git Arda' diye yazı yazdım. Şimdi 'Gel Arda' diyemem ve Arda bana 'Hıncal ağabey, Fener'e gidiyorum' dese ' İyi edersin' derim. Çünkü bu laflar ortaya çıktığı anda o güruh dişini nasıl bilediğini gösterdi. İnternet, twitter falan saldırıyorlar. Yani Galatasaray'ın kaderi ile oynayan bir güruh.
Yoksa Arda, muhteşem bir transfer Galatasaray için. Gökte ararken yerde bulmak gibi...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.