İdrar kaçırma kadınların sosyal yaşamını kısıtlıyor
Kayseri Özel Dünyam Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Zemine Şengül Üçok, "İdrar kaçırma tıbbi literatürde “üriner inkontinans olarak geçmektedir. İdrar kaçırma, kadınların sosyal yaşamını kısıtlıyor" dedi.
- Sağlık
- Giriş Tarihi: 00:00 | 29.12.2016
- Güncelleme Tarihi: 15:47 | 29.12.2016
Kadın Hastalıkları ve Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Zemine Şengül Üçok, idrar kaçırmanın kadınlarda özellikle yaşam standartlarını kısıtladığını aktararak, "Toplumda pek çok kişide istemsiz bir şekilde aksırma, öksürme, ıkınma gibi durumlarda karın içi basıncının artışına bağlı olarak mesaneden idrar kaçağı şeklinde idrar kaçırma şikayeti mevcuttur. Yine pek çok kişide ise idrar geldikten sonra "tuvalete yetiştirememe" şeklinde idrar tutamama yani "inkontinans" şikayeti bulunmaktadır" diye konuştu.
Kadın Hastalıkları ve Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Zemine Şengül Üçok, "Üriner inkontinans "Uluslararası Kontinans Derneği" tanımına göre, objektif olarak gösterilen ve sosyal ya da hijyenik açıdan sorun oluşturan istem dışı idrar kaçırma durumudur. Aslında üriner inkontinans kendi başına bir hastalık değil bir hastalığın belirtisidir (semptom). İdrar kaçırma sorunu bir kişinin tüm gündelik hayatını etkileyen, sosyal aktivasyonlarını kısıtlayabilen bir durumdur. Görülme sıklığı, idrar kaçırma problemleri kadınlarda erkeklere göre iki kez daha sık görülür. Görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Görülme sıklığını arttıran diğer faktörler arasında: Cinsiyet (Kadın olmak) Çok sayıda çocuk doğurma, Irksal yatkınlığın olması Ailesel yatkınlık (bağ dokusu elastikiyetinin az oluşu)Menopoza girmek. Sigara kullanmak, uzun süreli kabızlık şikayetlerinin olması, şişmanlık geçirilmiş rahim ameliyatları sayılabilir. Rahim sarkması (prolapsus uteri), idrar torbası sarkması (sistosel) ve barsağın sarkması (rektosel) gibi durumlar da üriner inkontinansın diğer elemanlarındandır. Üriner inkontinans çoğu kez tedavi edilebilir olmasına rağmen bazen tanı almada çeşitli zorluklarla karşımıza çıkmaktadır. Hastaların idrar kaçırma yakınmalarını hekimlerine söylemekte çekinmesi, hekimlerin de tıbbi öykü (anemnez) ve muayenede üriner inkontinansı sorgulamaması nedeni ile yeterince tanı almamaktadır." ifadesinde bulundu.