Trump'ın eski danışmanı Bannon'dan Netanyahu'ya tokat gibi sözler: İsrail projesi yüzünde patladı
ABD Başkanı Donald Trump'a yakınlığıyla bilinen eski danışmanı Steve Bannon, Gazze'de ateşkesin sağlanmasının ardından bebek katili Netanyahu'nun 'Büyük İsrail' projesinin çöktüğünü vurgulayarak “Büyük İsrail projesi Netanyahu’nun suratında patladı” dedi. Bannon sözlerinin devamında Başkan Erdoğan'ın Gazze'nin koruyucusu olduğunu ve Orta Doğu’daki dengelerin kökten değiştiğini belirterek "Osmanlı geri döndü. Erdoğan, Gazze’de güvenlik gücünün başında olacak" değerlendirmesiyle dikkat çekti. A Haber'de Merve Tepe'nin sunduğu Satır Arası programına katılan Askeri Stratejist Dr. Hüseyin Fazla, Bannon’nun sözlerini “Osmanlı'nın inşa ettiği millet sistemi içerisinde barış içinde yaşıyorlardı. Yani şu anda yine geri dönülmesi istenen nokta Osmanlı'nın inşa ettiği barış sisteminin tekrar kurulması” ifadelerini kullandı.
Gazze'de ateşkesin sağlanmasının ardından bölgede görev gücünün yer alması için çalışmalar sürerken hangi ülkelerin görev gücünde yer alacağı belirsizliğini koruyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır'da imzaların atıldığı Şarm El Şeyh Barış Zirvesi'nin ardından Gazze'nin yeniden inşaa süreci için yoğun diplomasi çabaları devam ederken Türkiye'nin görev gücünde yer alması İsrail'de panikle karşılanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın eski danışması Steve Bannon, programında Gazze'deki ateşkesin ardından İsrail'in "Büyük İsrail" projesinin suya düştüğünü ve
Orta Doğu'daki dengelerin kökten değiştiğini belirterek "Osmanlı geri döndü. Erdoğan, Gazze'de güvenlik gücünün başında olacak" ifadelerini kullandı.
"NETANYAHU SÖYLEDİKLERİME ÇOK KIZMIŞ"
Büyük İsrail projesinin çöktüğünü belirten Trump'a eski danışmanı Steve Bannon, Türkiye'ye dair konuşması sonrasında 'Netanyahu'yu kendince çok kızmış' diyerek konuya ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bannon; "Netanyahu Türkiye için 'Filistin'in hamisi' ifadesini kullanmama kendince çok kızmış. Onların Gazze planında bir ortak olmadığını söylemiş. Ancak Gazze'nin koruyucusu Erdoğan olacak. Büyük İsrail projesi Netanyahu'nun suratında patladı. Mevcut ABD Başkanı'nın da duruşuyla bu hale düştüler. Erdoğan, Mısırlılar, Suudiler ve BAE ile beraber Gazze'de güvenliği sağlayacak. Türkiye güvenlik garantörü olacak, Netanyahu istediği kadar "Bunu düşünmem lazım" diye itiraz etsin. Erdoğan Güvenlik güçlerinin başında olacak. Mısırlılar Suudiler ve BAE ile beraber. Osmanlı'yı Orta Doğu'dan çıkarmak için harcadığımız 100 yılı, General Allenby ve Arabistanlı Lawrence'ın Kudüs'ten Şam'a kadar Osmanlı nüfusunu ortadan kaldırmak için yaptıklarını iki ayda geri çevirdik. Osmanlı uzun vadeli oyandı ve 600 yıldır hüküm sürdüğü topraklara geri geri döndü." dedi.
A Haber'de Merve Tepe'nin sunduğu Satır Arası programına katılan Askeri Stratejist Dr. Hüseyin Fazla, Bannon'un sözlerini değerlendirdi.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"ABD DÜNYADAKİ HEGEMONİK GÜCÜNÜN EROZYONA UĞRADIĞINI GÖRÜYOR"
Askeri Stratejist Dr. Hüseyin Fazla: Şimdi 11 Ekim'de sağlanan bu ateşkes sonrasındaki tabii ki gelişmeleri herkes yakından takip ediyor. İsrail'in buradaki tutumu hala şey değil, bu ateşkesin gereklerine uyacak kadar normalizasyona yönelik bir adım atmıyor İsrail. İşte biliyorsunuz 153 ton bomba attı ateşkes'ten hemen sonra. Yaklaşık 95 kişinin ölümüne neden oldu. Daha bu akşam da Han Yunus civarında çeşitli yerleri bombaladılar. Zaten Batı Şeria'yı ilhak etmek için yine karar aldılar gibi. Dolayısıyla bu İsrail'in bir aç kurt gibi genişleme politikası aslında hala devam etmek istiyor Netanyahu Hükümeti tarafından devam ettirilmek istiyor ama bir de bölgenin gerçekleri var. Şimdi burada işaret edilen aslında çok güzel bir nokta. Biz Osmanlı'nın Ortadoğu'daki politikasına baktığımızda, Osmanlı'nın aslında burada gündeme getirilmesi gereken yumuşak güç olgusu. Yani orada şu anki İsrail'in işgal ettiği topraklarda yaşayan insanlar, bunların içerisinde Yahudiler de vardı, Filistinliler ağırlıktaydı, Arap nüfus var, çeşitli işte Dürzi'si var, Nusayri'si var, her kesimden insanlar var ve bu insanlar Osmanlı'nın o inşa ettiği millet sistemi içerisinde barış içerisinde yaşıyorlardı. Yani şu anda yine geri dönülmesi istenen nokta o Osmanlı'nın inşa ettiği barış sisteminin tekrar kurulması. Netanyahu'nun inşa etmeye çalıştığı herkesle kavgacı, herkese bomba atan, saldıran, İsrail'in topraklarını genişletmeye çalışan, dolayısıyla bunun arkasında da ABD olduğu için, ABD kendi yumuşak gücünün dünyadaki hegemonik gücünün de erozyona uğradığını artık görüyor. Gördüğü için İsrail bize zarar verir, İsrail'in peşinden gidersek Ortadoğu'daki mevcut çünkü en az 50 bin kadar askeri var. Ortadoğu'daki ülkelerin üstlerine baktığımız zaman ABD'nin Ortadoğu'daki varlığı bu Arap ülkeleriyle, Müslüman coğrafyasındaki ülkelerle olan iyi ilişki kurabilme kapasitesine bağlı. Bu kapasiteyi Netanyahu gittikçe erozyona uğrattı. İşte Trump ne diyor? 'İbrahim Anlaşmalarını yapalım. Arap ülkeleriyle İsrail bir normalleşsin. Bölgeye ticaret gelsin, gelişsin' diyor. Bunun tam aksi yönde hareket eden bir Netanyahu hükümeti var.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"OSMANLI'NIN İNŞAA ETTİĞİ YUMUŞAK GÜCE DAYALI BARIŞ HAVASININ GELMESİ LAZIM"
Şimdi gerçekten bölgede bir kalkınma olacaksa, ekonomik hayat geriye gelecekse, insanlar arasında insani ilişkiler, yani bu din ayrımı olmadan bir bahar havası esecekse, hani gönderme yaparsak 2011 yılındaki Arap Baharı'na benzer bir şekilde bölgeye bir barış havası esecekse, bunun için Osmanlı'nın o inşa ettiği yumuşak güce dayalı barış havasının mutlak bir şekilde gelmesi lazım. O millet sisteminin kurulması lazım. O insanlar arasında, gruplar arasında, dini yapılar arasında, cemaatler arasında kavgadan, savaştan ziyade bunların birbirlerinin hukukuna, haklarına saygılı olacağı yeni bir sistemin kurulmasına ihtiyaç var. Zaten bu sistem geçmişte kurulmuş. İşte Türkiye bu yönde liderlik alabilir. Hani başkalarının, bazılarının söylediği gibi Türkiye gidecek bir yerleri işgal edecek, yeni Osmanlı öyküsü bu değil. Osmanlı'nın bu, o coğrafyada inşa ettiği barış ikliminin tekrar geriye getirilmesi gibi algılamamız lazım. O zaman zaten bizim Türkiye olarak yumuşak gücümüz hem Arap dünyası hem Müslüman dünyasına daha iyi nüfuz eder hem de bu İsrail gibi ülkelerin arkasında olan Hristiyan dünyası diyelim, yani çünkü Trump ne diyor? 'Ben Hristiyanların hamisiyim' diyor. 'Onların lideriyim' diyor. Dolayısıyla zaten Hristiyan dünyasıyla Yahudi dünyası bir anlamda bir arada hareket ediyor. Şimdi bu Yahudi dünyasının arkasında mutlaka ABD'nin olmasında bir sıkıntı yok.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"ABD OYUN DIŞI KALIRSA BAŞKA OYUNCULAR DEVREYE GİRECEK"
İngilizlerin inşa ettiği bir İsrail coğrafyasından bahsediyoruz şu anda. Bu coğrafya genişliyor. Adamların bir kendilerine göre bir vizyonları var. Ne diyorlar? İşte Fırat'la Nil arasındaki bütün topraklar bizim. Ya bu yok böyle bir şey. Yani sen böyle bir dünya kurmaya çalışırsan orada yaşayan insanlara ne olacak? İşte o insanlara durmadan o insanları ABD'nin silahıyla bombalayarak, ABD'ye rağmen orada bir yeni coğrafya inşa etmeye çalışan Netanyahu liderliğindeki bir İsrail var. Bu 90'lardan beri ayyuka çıkan bir şey. Ama zaten İsrail bu şekilde kuruldu. Dolayısıyla şimdi bölgeye barış gelebilmesi için İsrail'in dayattığı politikalardan ziyade Türkiye gibi ülkelerin (Türkiye'yle beraber hareket eder işte Birleşik Arap Emirlikleri kısmen söyleniyor, Katar söyleniyor, Mısır söyleniyor) dolayısıyla Netanyahu'nun bir anlamda Erdoğan'a muhalif olmak yerine Türkiye'nin oynayabileceği pozisyonu doğru okuyup artık bundan sonra savaşmak yerine bölgede barışı nasıl inşa edebiliriz, tekrar en azından Yahudi dünyasının kredibilitesini geri kazanması için ne yapabiliriz diye düşünmesi lazım. Aksi takdirde bölgedeki savaşlar hiçbir şekilde bitmeyeceği gibi ABD'nin bölgedeki varlığı sorgulanacak. Dolayısıyla ABD oyun dışı kalırsa başka oyuncular devreye girecek. Herhalde bunu da ABD istemez. Yani buradaki her şey aslında yine ABD çıkarı için söyleniyor.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN