Türkiye’yi kızdırmanın karşılığını böyle aldılar

Türkiye ile Rusya, El Bab'da ilk ortak operasyona imza attı... Bu adım, Türkiye'ye destek vermeyen ABD ve başını çektiği koalisyon kuvvetlerine de güçlü bir mesajdı... Bu mesajla Türkiye'nin, ABD ve müttefiklerine farklı alternatifleri değerlendirmekten çekinmeyeceği aktarıldı. Peki, ama perde arkasında neler dönüyor? El Bab neden bu kadar önemli?

Türkiye ve Rusya Suriye'de ilk ortak operasyona imza attı...

İki ülke jetleri El Bab'da DEAŞ terör örgütüne ait 36 hedefi vurdu...

Vurulan hedeflerin tamamının genelkurmay başkanlıkları ve hava kuvvetleri komutanlıkları tarafından önceden belirlendiğinin altını çizdi.

ABD ise operasyondan 24 saat önce, Suriye'nin El Bab kasabasındaki DEAŞ hedeflerine karşı, 'Hem Washington hem de Ankara'nın çıkarları doğrultusunda' hava saldırıları düzenlendiğini duyurdu...

Askeri kaynaklardan, ABD'nin El Bab'a yönelik 4 hava taarruzunu silahlı İHA ile gerçekleştirdiğini belirtti.

Ayrıca, ABD'nin koalisyonun bildirdiği DEAŞ hedeflerine değil, DEAŞ hedefi olabileceği değerlendirilen küçük çaplı hedeflere koordine yapılmadan atış yaptığı ifade edildi.

Oysa doğal kararlılık operasyonu sözcüsü Albay John Dorrian Türkiye'yi kızdıran açıklamalar yapmıştı.

Dorrian, geçen kasım ayında yaptığı bir açıklamada, El Bab operasyonunun Türkiye'nin kendi kararı olduğunu ve koalisyon olarak bu operasyonun bir parçası olmadıklarını, hava desteği sağlamadıklarını söylemişti.

Hatta bu duruma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sert tepki göstermiş, "Bugün de El Bab operasyonumuzda ne NATO'nun ne de bölgede güç bulunduran güya müttefik ülkelerin en küçük bir desteğini görmüyoruz." demişti.

Ancak Türkiye'nin Rusya ile yaşadığı askeri ve stratejik yakınlaşma bölgedeki her şeyi tersine çevirdi.

Düne kadar batı Türkiye'yi hem askeri, hem de maddi olarak kendine bağımlı görüyordu.

El Bab konusunda da bu hataya düştüler. Türkiye'nin kendileri ile birlikte hareket etmek zorunda kalacağını hesap ettiler.

Türkiye'nin ve özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi manevra kabiliyetinin akıllarının ötesine geçtiğini göremediler.

Bölgede istedikleri aktörle istedikleri ittifakları kurarken, Türkiye'nin bunu yapamayacağını sandılar. Hatta Türkiye'nin başına musallat ettikleri terör örgütlerini bile açıktan desteklediler.

Türkiye'de onların bu restine açıktan ve tüm dünyanın görebileceği şekilde restle karşılık verdi.

Bölgede dünyanın en güçlü ülkelerinden Rusya ile ortak hareket edebileceğini ve bundan kendisini hiçbir şeyin alıkoyamayacağını gösterdi.

Uçak krizinin ardından ilk olarak Rusya yönetimi ile arayı düzelten Türkiye, ardından Suriye'de yaşanan soruna ortak çözüm bulunması için adım attı.

Ancak adımlar bir anda o kadar hızlandı ki Batı ve sözde stratejik müttefikler takip etmekte zorlandı.

Türkiye ve Rusya'nın garantörlüğünde Suriye'de yapılan ateşkesin başarılı olması dünyayı adeta şoke etti.

Ardından barış görüşmeleri çalışmaları ve son olarak DEAŞ terör örgütüne karşı ortak operasyon...

Tüm bunlar tahmin edilen veya Türkiye'den beklenen hamleler değildi.

Zaten bu hamleler beklenmediği için şimdi dikkat edilirse batı ve özellikle de ABD tam sersemlik hali yaşıyor.

Düne kadar El Bab operasyonu işimiz değil diyen Washington yönetimi, Türkiye ile Rusya'nın ortak operasyonu öncesi komik ve sığ bir hamle yapıyor.

DEAŞ hedefini vurduğunu ve bunun Türkiye ile kendi çıkarları doğrultusunda yapıldığını duyuruyor.

Peki, ama sormazlar mı şimdiye kadar neredeydiniz?

Diğer bir konu ise El Bab'ın bölge istikrarı ve terörün belinin kırılması için önemi ile ilgili...

Coğrafi konumu, El Bab'a çok kritik bir kavşak olarak stratejik önem kazandırıyor.

Kasaba, kasım 2013'te DEAŞ'in eline geçti. PYD terör örgütünün kontrolündeki Suriye Demokratik Güçleri, kuzeydoğuda bulunan Menbiç'i aldıktan sonra El Bab'a ilerlemeyi planladıklarını açıkladı.

Bu plana ABD'de destek veriyordu. Hatta Ayn El Arap bölgesindeki PYD güçlerine uçaklarla silah indirmesi yapılıp, bizzat ABD subayları terör örgütü güçlerine eğitim vermeye başladı.

El Bab, Türkiye sınırına yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunuyor. İç savaş öncesinde yaklaşık 70 bin kişinin yaşadığı bu kasaba, önemli bir sanayi merkezi olarak biliniyor.

Türkçe adı "kapı" olan kasaba, gerçek manada da Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlama alması için kapı görevi görüyor.

Sadece doğu ile batı değil, aynı zamanda kuzey ve güney yönlerinde de önemli bir kavşakta bulunuyor.

El Bab; Akdeniz kıyısındaki Lazkiye'den başlayarak, İdlib, Halep ve Menbiç'ten geçerek Irak'a doğru uzanan M4 otobanının kuzeyden gelen en önemli kollarından biriyle kesişme noktasında.

Bu nedenle, Cerablus ile birlikte burası, DEAŞ'in başkent olarak ilan ettiği Rakka ve Deyr ez Zor'a giden ana yolun üzerinde bulunuyor.

Bu hat, DEAŞ'in yaklaşık 2,5 yıl boyunca kuzeyden eleman getirdiği ana güzergâh oldu.

Bu stratejik öneminde dolayı, bazı kaynaklar, buranın DEAŞ tarafından "ikinci başkent" olarak görüldüğünü öne sürüyor.

El Bab'ın alınması, DEAŞ'in Türkiye sınırından daha da uzaklaşmasına neden olacak.

Bu da örgütün Türkiye'ye vermek istediği zararı önemli ölçüde bitirecek.

Türkiye, aynı zamanda PKK'nın Suriye kolu PYD Terör Örgütünün bu kritik kavşağı kontrol ederek Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirmesini engellemiş olacak.

Yani Türkiye'nin yanı başında stratejik ortakların desteği ile kurulacak bir terör örgütü bölgesinin önü kesilmiş oluyor.

El Bab'ın alınması Türkiye ve ÖSO güçlerinin Rakka'ya doğru olası ilerleyişini de kolaylaştıracak.

Çünkü burası Rakka'ya doğru geçişi kolaylaştıracak noktalarından en önemlisi durumunda.

El Bab Suriye'nin en önemli kentlerinden Halep'e de komşu bir yer.

Buranın alınması, Esad'a bağlı güçler doğu ile batı yönlerinden sıkıştırılmış olacak.

Bu şekilde rejim güçlerinin sivillere daha fazla zarar vermesinin önüne geçilmiş olacak.

Son olarak, El Bab'ı kaybetmek, Musul ve Rakka'da taarruz altında kalan DEAŞ'in daha da zayıflamasına yol açacak.

Musul'da çember daralırken, örgütün elinde Rakka dışında önemli bir merkez kalmamış olacak.

Türkiye ise PYD Terör Örgütünün Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirme arzusuna darbe indirecek.

Dahası, sınırında oluşturmak istediği 90 kilometre uzunluğundaki DEAŞ'ten arındırılmış bölgenin derinliği de 30 kilometreye kadar çıkacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, El Bab'tan sonraki hedefin YPG terör örgütünün elinde olan Menbic olduğunu söylemişti.
Bu koşullar altında da, Türkiye'nin El Bab'ın ardından Rakka ya da Menbic'e yönelmesi muhtemel operasyonlar arasında.

El Bab kasabası da Türkiye'nin böyle bir operasyonda sırtını sağlama almasını sağlamış olacak.

Şimdi bölgede Türkiye önemli bir aktörü yanına çekmiş durumda.

Bu aktör Rusya...

Rusya'nın Türkiye'nin yanında hareket etmesi doğal olarak Batı ve ABD'yi tedirgin ediyor.

Ancak şu önemli hususu da anlamalarını sağlayacaktır.

Bu bölgede eğer söz sahibi olmak istiyorlarsa çalacakları kapı Türkiye'nin kapısıdır.

El Bab'ın tamamen DEAŞ'tan temizlenmesi Türkiye'yi küresel ölçekte önemli bir aktör haline getirirken, farklı durumlarda siyasi manevra kabiliyetini de arttıracaktır.

Zaten bunun meyveleri bugünden alınmaya başlandı bile.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.