Sultan Abdülhamid Han'ı anlamak!

Türkiye etrafını örümcek ağı gibi ören bir komplonun hedefinde... Bir yanda gücünü demokrasiden aldığı halde demokrasiye karşı duran siyaset var... Bir yanda terör... Bir yanda 'aydın'lar eliyle milletin bütünlüğüne yönelen hakaret ve saldırılar... Bir yanda da batılı ülkeler... İşin ilginci bu yeni bir senaryo değil... Osmanlı Devleti’nin “Son Hakan”ı Sultan Abdülhamid'e yönelen darbe ile bugün olan bitenler arasında çok yakın bir ilişki bulunuyor.. İşte tam da Ulu Hakan'ın ölüm yıl dönümünde o ibretlik tarih öyküsü..

27 Nisan 1909... Sultan Abdülhamid'in hâl-edildiği yani bir anlamda büyük Osmanlı Devleti'nin yol edildiği gün... İşte bugünün öyküsü aslında tam da o günden başlıyor... Terörün, terörle arasına mesafe koyamayan siyasetin "itidal - itidal" deyip sözü eyleme geçmeyen muhalefetin, medyanın, aydınların, gerçekte neyi amaçladığını anlamanın yolu tarihe göz atmaktan geçiyor... Çünkü; geçmiş, bugüne ışık tutuyor ve özellikle Osmanlı'yı yıkan darbe günlerinde yaşananlar bugüne çok ama çok fazla benziyor... Söz bu yüzden tarihçilerde şimdi... Konu 100 yıl önce Sultan Abdülhamid Han'a yönelen aydın ihanetleri...

Dr.İsmail Ediz / Sakarya Ünv. Öğretim Üyesi
Türk aydınının yörüngesinin şaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Osmanlı Devleti'ne Fransa'dan bakan bir aydın zümresi vardır. Osmanlı Devleti'ne Avrupa'dan bakan bir aydın zümresi vardır.

Mehmet Fırıncı / Yazar

Melekelerimizi kaybetmişiz her şeyi fena görmek gibi bir yanlışa düçhar oluyoruz ki Sultan Abdülhamid zamanında da aynı aşağı yukarı şeyler…
Dr.İsmail Ediz / Sakarya Ünv. Öğretim Üyesi
Kendi milletine yabancılaşmış ötekileşmiş bir aydın kisvesinin veya bir aydın profilinin ülkenin gidişatıyla ilgili doğru değerlendirmeler yapması mümkün değildir
Prof.Dr.Cezmi Eraslan / İ.Ü.Öğretim Üyesi
Muhalif olup Abdülhamid'i anlamadığı için dönemin aydınları ciddi sıkıntılar yaşanmıştır her fikirden İslamcısı da Batıcısı da anlamamıştır.
İBRET ALINSA TARİH TEKERRÜR EDER Mİ?
Abdülhamid Han Osmanlı'yı 33 yıl yönetti.. Aydınlar başına belaydı... Teröristler vardı... Balkanlarda ayrılıkçı hareketler sahnedeydi... Hatta ayaklananlar ortaya çıkmıştı... Ve bizzat Sultan hakkında gerçekle ilgisi bulunmayan çirkin iddialar ortaya atılıyordu... Peki dünyaya hükmeden büyük Osmanlı Devleti'nin son devrinde payitahtı hedef alan o hareketler bugüne de benziyor mu?...
Doç.Dr. Raşit Gündoğdu / Osmanlı Arşivleri Uzmanı
Gezi olayları oldu 3 tane ağaç, 6 tane ağaç… Bağırıp durdular ardından 3. Köprü'ye hayır 3. Havaalanı'na hayır. Aynı şeyleri orada da görüyorsunuz. Eğer Abdülhamid tahttan indirilmeseydi bütün hazırlıkları yapılmış 2-3 ay sonra Boğaz Köprüsü'nün temeli atılacaktı.

Prof.Dr.Ali Fuat Örenç / İ.Ü.Öğretim Üyesi

Osmanlı savaşta değil, Osmanlı'da ekonomik kriz yok, Osmanlı'da iç isyan yok! Bakınız tahttan indirildiği zaman borç ödeme sorunu yok, yatırım sorunu yok bu bahsettiğimiz dönemde demir yolları yapılıyor Mekke'ye kadar bütün bu şartlar içerisinde… Lütfen dikkat ediniz hangi şartlar onun tahttan indirilmesini gerektirebilir.
Doç.Dr. Raşit Gündoğdu / Osmanlı Arşivleri Uzmanı
Abdülhamid'i tahttan indiren kişiler bir nevi onu tahttan indirmekle İngiltere'nin ekmeğine yağ sürdüler. Fransa'nın ekmeğine yağ sürdüler hele hele o zaman gözükmeyen ama Gezi'de de 3. Köprü'ye hayır eylemini başlatan Almanya'nın da o dönemde girişimleri vardı.
Prof.Dr.Ali Fuat Örenç / İ.Ü.Öğretim Üyesi
Yönetim krizi de yok. 2. Meşrutiyet de ilan edilmiş hürriyet deniyor en büyük hürriyet orada. Dolayısıyla biraz arka planına bakmamız lazım. Türkiye'de de öyledir zaten. Yıllardan beri gelişen olayların hepsinin arka planı vardır biz ön planıyla oyalanırız ama arkada bu operasyonlar devam edip gider.
Dedik ya... Önce geçmişe bakmak gerekiyor... Çünkü geçmiş bugüne ışık tutuyor... Osmanlı'yı yıkan, batı destekli darbenin ardında yatan sırların tümü bugün de farklı şekil ve boyutta olsa da yaşanıyor... Ve tam bu noktada akla Mehmet Akif'in "ibret alınsaydı hiç tekerrür eder miydi tarih" sözü akla geliyor...
MESELE: İSTİKLAL!
Abdülhamid döneminde büyük Osmanlı Devleti ekonomik açıdan en huzurlu günlerini yaşıyordu...
Aynı cümleyi gezi başladığında Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik havaya benzetmek pek âlâ mümkün..
Abdülhamid döneminde büyük Osmanlı Devleti yatırımlarla büyüyordu...
Bu cümleyi de bugünün istikrarlı Türkiye'si için kurmak yine yanlış değil...
Abdülhamid Han kendini anlamayan aydınlar tarafından hakaretlere uğruyor, kendine yönelen 'Kızıl Sultan' benzetmeleriyle itibar suikastlarına maruz kalıyordu...
Bugün Türkiye'nin seçilmiş liderleri farklı cümlelerle ama aynı itibar suikastlarıyla karşı karşıya...
Ve en temelde Abdülhamit Han; ümmeti, milleti bir arada tutuyor,, batıdan gelen emperyalist baskılara direniyor, sesini çıkarıyor, dik duruyordu... Bugün de aynısı var... Bugün de Türkiye ata mirasına sahip çıkıyor... Filistin - Mısır - Suriye - Irak halklarına kol kanat geriyor..
İşte tam da bu yüzden hedef oluyor...
BÜYÜK FOTOĞRAF: BÜYÜK İHANET!
Gezi provokasyonu, 17-25 Aralık darbe girişimleri, Kobani bahane edilip başlatılan ayaklanma provası, son 2 aydır Türkiye'nin bütünlüğünü hedef alan her tür terör, medyanın teröre ve teröriste tam destek veren tavrı ve en son devreye konulan "sokağa çıkın" çağrıları alt alta konulduğunda büyük fotoğraf daha bir net görülüyor..
Cem Küçük / Star Gazetesi yazarı
Şunu görmek lazım bir şey deniyorlar bir şey denerken de bunun Suriye'yle bağlantısı var İran'la bağlantısı var toprak istiyorlar. İşte Suriye'de bir şeyler başardık. Amerika bize destek veriyor burada da yapabiliriz havası var bu ama başarılacak ya da onların elde edebileceği bir şey değil ne yazık ki 1 Kasım'da ortaya çıkacak tablodan sonra da bu devam etmeyecektir diye düşünüyorum devletin de artık buna karşı güvenlik tedbirlerini en iyi şekilde alması lazım.
Cemil Barlas
Geziciler Gezi'de olan medya bütün oradaki illegal unsurlar meğer bir aradaymış hepsi bir arada saldırıyorlar. Zaten Batı dünyasını ötesinde üst akıl dediğimiz savaş ve sermayenin karışıklık istediği de belli hepsi bir arada Türkiye'yi karıştırmaya çalışıyorlar.
Ferhat Ünlü / Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Editörü
PKK stratejilerini anlarken onların mantığıyla ne istediğini anlamaya çalışmak lazım sivil kayıplar olacağını biliyor bunu arzuluyor aslında sivil kayıplar olursa Gezi sürecinde silahsız yürüyüşlerin etkili olduğunu, ülkenin batısını harekete geçirebildiğini son 35 yılda kırsal terör hareketinde elde edemediği kamuoyu desteğini psikolojik harekat malzemesini bu tarz eylemlerle yürütebileceğini düşündü.
Kurtuluş Tayiz / Akşam Gazetesi Yazarı
Bu bir savunma mücadelesi devlet içi savunma anlamına gelen bire süreç burada herhalde devletin varlığını uzun uzadıya anlatmaya gerek yok devlet kendini savunmak zorunda.
"ABÜDLHAMİD'İ ANLAMAK HERŞEYİ ANLAMAKTIR"
Özetle bugün olan biteni anlamak, büyük fotoğrafı görebilmek için uzaklara gitmek şart değil... Derin analizler içinde boğulup - beş benzemez cümlelerle kafa karıştıranlara tevessül etmek de gereksiz...
Bugün olan biteni anlamak için 100 yıl öncesine şöyle bir göz gezdirmek yeterli.. Çünkü tam da Necip Fazıl'ın dediği gibi, Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacak...
SULTAN II.ABDÜLHAMİD'İN DUASI:
Helal etmiyorum!
Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere
hakkımı helal etmiyorum.
Beni, benim için lif lif yolsalar,
cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar,
sarayımı yaksalar;
hanûmanımı, hanedanımı söndürseler,
çoluğumu gözümün önünde parçalasalar
helal ederdim de, Sevgili'nin (SAV) yolunda yürüdüğüm için
beni bu hale getiren
ve milletimi ateşe atan insanlara
hakkımı helal etmem!
Allah'ım!
Mukaddes isimlerine
kurban olduğum Allah'ım!
Yâ Adil!
Bana "Kızıl Sultan" adını takan
ve devrilmem için
ellerinden geleni yapan Ermenileri,
şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun.
Bu cellatları da kim bilir
kimlere parçalatacaksın?
Fakat yâ Rahman;
adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz.
Bize acı!
Resulünün, Sevgili'nin, Kâinatın Efendisi nurunu kaybeder gibi olduğu için
bu hale gelen millete,
rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et.
Yâ Kâdir!
Kundaktaki yavruyu,
almış kaçıran leş kuşunu düşürüp,
çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. Leş kuşlarının gagasında
kundak çocuğuna dönen milletimi
kurtar Allah'ım!
Yâ Ma'bud;
ömrümde tek vakit farz namazı
kaçırdığımı hatırlamıyorum.
Ama tek vakit namazım olduğunu
iddiaya da nefsimde kuvvet bulamıyorum.
Huzurunda eğileceğime, kaskatı kalıyorum
ve duada ruh teslim edeceğime,
yatağımda kıvranıyorum.
Sana kulluk gösteremeyen
bu kulunu affet Allah'ım.
Eğer, yılları tesbih dizisince süren
hükümdarlığımda seni bir kere anabildim,
Resûl'üne bir kez bağlanabildimse,
duamı, o bir kere
ve bir an yüzü suyu hürmetine kabul et.
Yâ Sübhan!
Şu titrek elleri,
kıyamet gününde sana "ümmetim, ümmetim"
diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde,
şimdi "milletim, milletim" diye dilenen
bu ihtiyarın duasını geri çevirme.
Milletimi evvelâ, "Ba'sü bâ'de'l mevt"siz bir ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar
ve sahte kurtuluşlardan kurtar
ve O'na bir gün gelecek kurtarıcıları,
gerçek kurtuluşu nasib eyle.
Benim artık bu dünya gözüyle görebileceğim
hiçbir saadet ümidim kalmadı.
Bari felaketi olsun
bana daha fazla gösterme Allah'ım.
Ayakta duramaz haldeyim,
vâdem ne gün dolacak Allah'ım!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.