Emre Altuğ: Barışmamız için zeytin dalı yetmez

“Yeniden evlenmeyi düşünmüyorum” diyen Emre Altuğ’un, eski eşi Çağla Şıkel’le yeniden nikah masasına oturma gibi bir planı da yok!

Üç yıl aradan sonra 'Çıta' adındaki maksi single'ını çıkaran Emre Altuğ "Çocuklara zaman ayırmak için her şeyden elimi ayağımı çektim. Uzun araların sebebi, tamamen onlarla vakit geçirmek için" dedi ve ekledi: Hiçbir şey için acele etmem. İlk albümüm çıktığında 28 yaşındaydım. Her şeyi sindirerek yapmayı seviyorum. Çocuklarımın büyüdüğünü de sindirerek görmek istedim
'Çıta' isimli yeni maksi single çalışmasını müzikseverlerin beğenisine sunan Emre Altuğ, iş ve özel hayatıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. Poll Prodüksiyon imzalı albümündeki şarkıları kendi yazmadığını, dolayısıyla ayrıldığı eşi Çağla Şıkel'e göndermede bulunmadığını söyleyen Altuğ, "Şarkılarımı kalbime göre seçerim" dedi...
Yeni çalışmanızı anlatır mısınız?
Albüm habercisi gibi bir maksi single oldu. Üç parça var. Polat Yağcı ile çok heyecanlıyız. Arka arkaya bombardıman gibi olacak; hazır olsun herkes.
Şarkılarınızda eski eşiniz Çağla Şıkel'e göndermelerde bulunduğunuz yazıldı. Doğru mu?
Hayır, hiç öyle bir şey yok çünkü ben yazmadım şarkıları. Ben ne yapsam aynı şekilde yorumlanacaktı. Çok aşık bir şarkı yazsaydım yine öyle yorumlanacaktı; bundan kaçış yok. Biz ne yaparsak bitmiş ilişkimize bir şekilde yapıştırılabilir; yapılacak bir şey yok. Şarkılarımdan biri; benim 25 yıllık menajerim Handan'ın tanıdığı, amatör bir arkadaşın şarkısı. Şarkıyı bir kere dinleyip albüme aldım çünkü şarkı o kadar bendi ki... Beni tanıyan müzisyen arkadaşlarım "Sen mi yaptın?" dediler. Bazı şarkıları ortaya çıkarmak için çaba sarf edersin, bazı şarkıları ise nasıl söylersen söyle, onun duygusu zaten ortadadır. Sezen Aksu şarkılarında vardır mesela; kim söylerse söylesin aynı duyguyu yaşatır sana. Bir şarkı da Ozan Güneysu'ya ait. Amatör duygularla yapılan çok profesyonel bir şarkı. Böyle şarkıların heyecanı çok yüksek oluyor. 'Çıta' şarkımız da benim bugüne kadar yapmadığım giderli bir şarkı. İrfan Özata ve Yazgın Koçak'ın şarkısı. Şarkının alışıla gelmiş bir kalıbı yok.
HİÇBİR ŞEY İÇİN ACELE ETMEDİM
Şarkılarınızı neye göre seçiyorsunuz?
Kalbime göre seçiyorum. Elbette 'Halk bunu beğeniyor' diye matematik yapıp şarkı seçen meslektaşlarım vardır ama benim kafam öyle çalışmıyor. Benimki biraz daha duygulara göre çalışıyor. Ben, hissetmezsem doğru söyleyemeyeceğimi, düşünüyorum. Doğru söylemezsem de, karşı taraf algılamayacak diye hissediyorum.
Niye müziğe aralar veriyorsunuz?
Tamamen çocuklar için, onlara zaman ayırmak için. Onların büyümelerini kaçırmak istemiyorum, Her arkadaşımdan şu sözü duymuşumdur: 'Aman ha, çok çabuk büyüyorlar bu bebek hallerini kaçırma!' Bu bende büyük yer yapmış bir söz. Çocuklarımla vakit geçireceğim için her şeyden elimi eteğimi çektim. Hiç de pişman değilim. Onların büyümelerini kaçırabilirdim ve üzülebilirdim. Zaten mesleğimi elim ayağım tuttuğu sürece yapacağım. Ben hiçbir şey için acele etmedim bu hayatta. Benim ilk albümümü yapmam bile geç yaşlara denk geliyor; 28 yaşındaydım ilk albümümde. Her şeyi sindirerek yapmayı seviyorum. Çocuklarımın da büyüdüğünü sindirerek görmek istedim.
Önümüzdeki günlerde dizi ve sinema filmi projeleriniz olacak mı?
Oyunculuk projelerim hiçbir zaman bitmiyor. 'Testosteron', Haluk Bilginer'in tiyatrosunda, dördüncü sezonda da devam ediyor. Halen full kapasite oynuyoruz. Çok eski arkadaşlarız, hiç kimse ayrılmadı, devam diyoruz oyuna. İki tane sinema filmi çektim. Biri 'Durak'; Serdar Gözenekli ve Muammer Koçak yönetmenliğinde çekildi. İkisi de benim çalıştığım en önemli yönetmenler çünkü ne istediklerini çok iyi biliyorlardı. Çekecekleri film, bilim-kurgu, psikolojik, gerilim. İlk toplantıda sordum, "Ne amaçlıyorsunuz bu filmden?" diye, "Yapılmamış bir şeyin nasıl yapıldığını göstermek istiyoruz" dediler. Bu iddia beni çok mutlu etti ve heyecanlandırdı. Sonra çalışırken de gördüm; çok hakimlerdi. Filmi Kayseri'ye gidip Develi Çölü'nde çektik. Çatlak toprakları olan bir yere durak kuruldu. O durak, bilinçaltımız aslında. Bir kötülük sempozyumu düzenleniyor. İnsanoğlunun içine kötülüğün ne zaman, ne şekilde girdiği ve insanların kendi kötülüklerini ne kadar kabullenip kabullenmedi irdeleniyor. Oyunculuğumu hissederek çektim filmi. İnşallah izleyenlerin de hoşuna gider. Gişe açısından bakarsak tabii ki riskli ama açıkçası bu filmin içerisinde olmaktan çok mutlu oldum.
Peki ya ikinci filminiz?
İkinci filmim ise Orçun Benli'nin 'Beş Dakikada Değişir Her Şey' adlı komedi filmi. Orada psikopat bir pavyon sahibini canlandırıyorum. Çok eğlenceli bir film oldu; 1 Nisan'da vizyona girecek.
Otel işletmeciliği devam ediyor mu?
Evet, ediyor. Bu sene kurumsal ortaklık söz konusu olacak. Üç senede bizi çok önemli bir yere taşımaya başladı otel.
Çocuklar neler yapıyor peki?
Büyüyorlar. Ben onların büyümelerine şahit olduğum için çok mutluyum. Biz zaten barışçıl bir ilişki yaşıyoruz Çağla ile. O yüzden çocuklar hiçbir şekilde negatif etkilenmedi ayrılığımızdan. Evlerimiz de yakın. Çocukların zarar görmemesi ve etkilenmemesi için her şeyi yaptık. Son derece mutlu çocuklar oldular.
Kuzey ve Uzay'ın en çok neleri sizi şaşırtıyor?
Soruları. Benim 16 yaşında sorduğum soruları onlar şimdi soruyor bana.
YENİDEN EVLENMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM
Çağla Şıkel ile birbirinizden ayrılamayan bir ikili oldunuz, neden?

Çünkü çok modern ve medeni bir ayrılık yaşıyoruz. Biz çok büyük zorluklar çektik aslında ama kimse farkına varmadı. Biz o zorlukları atlattıktan sonra ayrıldığımız için ondan sonrası bize problem olmadı. Her şey çocuklarımız için, o yüzden kendimizi görmezden geliyoruz.
Tekrar barışma olabilir mi?
Zeytin dalı değil, zeytin ağacı lazım. (Gülüyor) Yok, öyle bir durum yok. Ben Çağla'nın hayatına karışamam. Hayat insanı nereye taşır hiç belli olmaz. Yarın ikimizden birisi yeniden evlenebilir de. Hayatla ilgili kesin konuşmamak lazım.
Siz tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Hiç öyle bir düşüncem yok çünkü ben bu duygunun zaten en güzelini yaşadım.
GÖZÜMÜ KÖR EDECEK KADAR HIRSLI DEĞİLİM
Müziğe verdiğiniz uzun aralar çok hırslı olmadığınız için de olabilir mi?

Hırs benim de içimde var ama evet, beni etki altına alacak, gözümü kör edecek bir hırsım yok. Hiçbir zaman da olmadı. Bence bu, oyunun kuralı değildir. Sporcularda daha çoktur kazanma hırsı. Ama bizim işimiz bir yarış değil ki. Bizim işimiz kendimizle yarıştır. Dolayısıyla insan kendine karşı hırslanabilir; bu çok normal. Ama başkasına karşı bir haset duyacak ya da kıskanacak kadar hırslanmak, kişiliğe zarar verir. Benim de bu saatten sonra kişiliğime zarar verir.
Günaydın

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.