Spor ve iyi beslenme için mesai harcıyorum

Model, sunucu, oyuncu ve Günaydın yazarı Özge Ulusoy'un hiç boş vakti yok. Sabah erkenden kalkıp adeta bir mesai gibi spor yapıyor. Beslenme alışkanlığını sürdürebilmek için çaba gösteriyor. Bir yandan da kariyeri için harıl harıl çalışıyor

Bu hafta SABAH haftasonu Ekleri olarak keyif haftamızdı... Cumartesi Eki'nde harika öneri ve tarifleriyle bizi kendine hayran bırakan Tom's Kitchen'in şefi Deniz Ahmet Köse'nin brunch davetine icabet ederek haftaya başladık. Ekibimiz için hazırlanan masada bir kuş sütü eksikti... Burnch'ımıza Günaydın yazarı, Özge Ulusoy da katıldı. Özge sık sık gündem toplantılarımıza katılır ama yemeiçmeli bir ortamda ilk kez onunla bir araya geliyorduk. Biz masaya her konan şeye hayranlıkla bakarken, o kahvesini yudumluyordu. Sabah kahvaltısı yapmış olanlarımız bile, bu görkemli sofranın cazibesine çok fazla direnemedi... Gelsin pain perdu, gitsin egss royale, diyerek her şeyi silip süpürdüğümüz esnada Özge, ağzına tek bir şey koymamıştı... Tüm brunch boyunca yedi küçük çeri domates yiyerek hepimizi şoka soktu. Biz derin bir sorgulamayla o günü bitirdik. Oysa ekibin yarısı bahar geldiği için diyete başlamıştı ve her birimizin vermesi gereken en az altı kilo vardı... Bizim nasıl oluyor da o kiloları veremediğimizi, Özge Ulusoy'un nasıl o vücuda sahip olduğunu, yaşayarak öğrenmiş olduk. Bu bize bir ders oldu. Ben de bunun üzerine, uzaktan görüp hayran olduğumuz kadınların yaşamlarını Özge'ninki üzerinden mercek altına alayım dedim... Ve Özge Ulusoy'la, hep pazartesi diyete başlayan kadınlar adına konuştum;
- Uzaktan bakınca hayranların, güzelliğine, vücuduna gıptayla bakıyor. Bu görünüme kavuşmak kolay bir iş mi?
- Hiç olur mu. Çok zor. Sürekli düzenli besleniyorum. İyi uyku almaya çalışıyorum ki bu benim için çok güç. Çünkü uykuya düşkün biri değilim. Sabah erken kalkarım. Saat 07:00 dedin mi, ayaktayım! İlk spora giderim. Haftanın beş-altı günü sabah kalkıp spora mutlaka giderim.
- Gözünü açtığın anda spora mı koşarsın?
- Hayır. İki bardak su içerim. Elma sirkesi, karabiber, limondan oluşan bir karışımım var. Onu içerim. Karen Hill isimli bir beslenme uzmanıyla çalışıyorum. Onun bana verdiği bir formül bu. Metabolizmamı hızlandırıyor. Bir de yurtdışından getirttiği yeşil bir toz var. İçinde katkı maddesi olmayan... Bu yeşil tozu C vitamini ve B12 vitaminiyle karıştırıp içiriyorum. Bunları içtikten 25 dakika sonra beslenme uzmanım menüde sabah kahvaltısı için ne verdiyse onu yiyorum. Genelde; protein ağırlıklı oluyor...
- Kahvaltını spordan önce mi yapıyorsun?
- Spordan sonra... Protein ağırlıklı bir kahvaltı ediyorum. Eğer karbonhidrat alacaksam yulaf veriyor beslenme uzmanım. En temiz kahvaltı bu...
- Öğlen ve akşam yemeklerin nasıl oluyor?
- Izgara balık, beyaz et ve sebze ağırlık oluyor. Kırmızı eti haftada birgün dışında almıyorum. O da pazar günü oluyor genelde. Çünkü pazar günleri serbest günüm. İsteğim her şeyi o gün yiyorum ama haftada altı gün spor yapmak kaydıyla...
- Spor tempon da inanılmaz yoğun. Sürekli spor salonunda yatıyor gibisin...
- O kadar değil ama çok önemsiyorum sporu... Haftada üç gün Murat Gür'le çalışıyorum. O beni kendi vücut ağırlığımla çalıştırıyor. Kardio ile karışık bir sistem bu. Hem kardio, hem kendi vücut ağırlığımla bir rutinim var. Bunun dışında Onur Gurur Özbek'le çalışıyorum, haftanın iki günü pilates yapıyorum. Zaman bulursam da bir gün Belgrad Ormanı'na koşuya gidiyorum.
- Spor işin olmuş. Mesai gibi spora gidiyorsun...
- Aynen. Mümkün olduğunca bedenimin tempoma dayanması gerek. İnsanlarda şöyle bir yanılgı var; spor yaptığımda yorulurum. Bu kesinlikle yanlış. Spor yaptığımda enerjim yükseliyor ve sporsuz güne başlayamıyorum. Akşam yatağa girmem 22.30'u bulur. Ama uyumadan önce iki saat kitap okurum. Çünkü gün içinde kitap okuyacak vaktim yok. Hem sakinleşmek, hem de beynimi boşaltmak için okumam gerekiyor. Yoksa sürekli kafam çalışıyor ve uyuyamıyorum.
- Hiç tombul olduğun bir zaman dilimi oldu mu?
- Üniversite döneminde bu kadar sağlıklı beslenmiyordum, sporla ilgilenmiyordum. Sonrasında hayatımdan fazla yağı attım, hayvansal gıdayı, inek sütünü olabildiğince çıkardım. Keçi sütü, soya sütü, badem sütü ürünlerini tüketiyorum. Neredeyse vejeteryan gibi besleniyorum ve çok iyi hissediyorum.
ÇOCUK KİTABI YAZMAK İSTİYORUM
- Giyime çok para harcar mısın?
- Kesinlikle harcamam. Çünkü bütçesine dikkat eden biriyim. Paramın kıymetini bilirim. Üniversitedeydim, Terkos Pasajı'ndan, Atlas Pasajı'ndan tişört alırdım, hâlâ oradan alışveriş yaparım. Ayakkabı ve çantada müsrif olabiliyorum ama indirimi bekliyorum mutlaka. Para kolay kazanılmıyor, kimsenin de kolay harcamasını istemiyorum.
- Nasıl yatırım yapıyorsun?
- Emlak yatırımı yapıyorum. On kazanıyorsam, yedisi bankaya gidiyor. Bu benim harcama kuralım. Çünkü herkesin bir dönemi var ve insanlar bizim piyasamızda kolayca harcanabiliyor. Şimdi benim dönemim. Bunu mümkün olduğunca uzun tutmaya çalışıyorum. Survivor'dan beri çok popülerdim, televizyonda programlar yapıyordum. Bir şekilde kendime kapı açmam gerekiyordu. Koleksiyon fikri öyle oluştu zaten. Bu benim için bir altın bilezik. Bir kitap yazdım sonra... Şimdi bir çocuk kitabı yazmak istiyorum.
- Aaaa çok ilginç niye?
- Çocuğum yok diye tuhaf gelebilir ama lisedeyken de edebiyatım iyiydi ve kendimi yazarak ifade etmek istiyorum. Çocuklar için hikaye kitabı yazma planım var. Bir kahramanım var ve onun gezileriyle ilgili bir seri yazmak istiyorum. Bir erkek çocuk bu. İnşallah vakit bulursam yazacağım...
- Yurtdışındaki modeller gibisin, her şeyi yapıyorsun...
- Tabii. Çünkü şöhret bitiyor, balon köpüğü gibi... Balerindim, kelebek ömürlü bir işti. Şimdi modelim, o da kelebek ömürlü... Bir yerde bitecek. Kendime yeni kollar açmam lazım. Hayatımda hiç oturup iş beklemedim. Hâlâ dizilere deneme çekimine gidiyorum. Çünkü sen adım atmadan bu piyasada hiçbir şey olmuyor. Bazıları var çok şanslı, benim hep tırmalamam gerek.
- Tüm bunlar bittiğinde kendini nerede görüyorsun?
- 10 sene sonra hâlâ yaptığım güzel işlerle kendimden bahsettiren biri olmak istiyorum. Anne olmuş, aile kurabilmiş bir kadın olmak istiyorum. Özge Ulusoy dendiğinde, "Ne kadar başarılı, iyi kız" desinler...
MAHARET ÇOK PARA HARCAYIP ŞIK OLMAK DEĞİL!
- ADL ile işbirliğinizde üçüncü sezonuna girdi... Sevdiler seni...
- Evet. Aslında tek proje için başlamıştık. Adil Bey'in oğlu var Emre Işık, o beni Survivor döneminden çok severmiş... O zamanlar yaşı ufak ama babasına "Sezon kataloğumuzu Özge ile çekelim" diye önermiş... Onların yüzü oldum 2011 yılında. O dönem jean koleksiyonu çıkarmak istiyordum. Çünkü Türkiye'de çok iyi üreticiler olmasına rağmen, kalıplar ve yıkamalar açısından aradığımı bulamıyordum. Kadınların vücutlarını iyi gösterecek ürünlerin olmadığını düşünüyordum. Adil Bey'in eşi Zehra Hanım'la kahve içiyorduk, "Biz yapalım" dedi... Jean'le başladı, sonra mayo bikini geldi. Bu sezon elbiseler, gömlekler girdi koleksiyona... Spora düşkünlüğüm spor koleksiyonunu ortaya çıkardı ki; markanın spor ürünlerle ilgisi yoktu.
- Spor kıyafetler ayrılmaz parçan gibi...
- Ekrana çıkmıyorsam günlük hayatımda spor kıyafetlerle geziyorum. ADL'nin tasarım ekibi var, onlara bu sezon ne istediğimi anlatıyorum, kadınların ve benim ne görmek istediğimizi anlatıyorum. Onlar taslaklarla geliyorlar. Oradan seçiyorum. Koleksiyondaki tüm parçaları giyiyorum, giymediğim hiçbir şeyi koymuyorum. Fiyatlar çok uygun. Tam benim hitap etmek istediğim, bütçesine önem veren, fazla para harcamadan şık olmaya çalışan kadınlara hazırlıyoruz koleksiyonu. Çünkü günümüzde çok para harcayıp şık olmak maharet değil. Paran olur, gidersin en ünlü markanın ürünlerini alır, giyersin. Ama bu bir giyim zevki değil. Önemli olan onu kombinlemek. Pahalı bir ayakkabıyı, 10 liralık tişörtle giymek, onu hayal edebilmek önemli olan. Sokakta ürünlerimi giyen kadınları görünce çok seviniyorum.
- Şimdi plaj koleksiyonunu çıkardın, bir hafta sonra spor koleksiyonun geliyor...
- Biz çiçek çocuklardan ve festivallerden yola çıktık bu sene. Sloganlarımızı, love, peace, live gibi kelimelerden seçtik. İngilizce olmasını tercih ettik çünkü yurtdışı mağazalarında da satışa çıkabiliyor koleksiyon. Daha renkli, daha cıvıl cıvıl bir koleksiyon oldu. Yazları batik elbiseler alınırdı ablamla bana... Annem uçlarını püskül püskül keserek boncuk takardı... Bundan da esinlendim. Dönemler karıştı modada. Biraz daha 70'ler gibi gittik. Ahu Tuğba mayoları da var koleksiyonda. Yanları daha derin kesimli.
- Spor koleksiyonun fosforlu...
- Evet iç parçalar genelde fosforlu. Tül bir detay denedik bu sene. İlk o bitti. Terletmeyen, arka kası çalıştıran ürünler sunuyoruz. Ve fiyatlarımız yarı yarıya...
VAKTİM ÇOK KIYMETLİ
- Sağlıklı beslenmek günümüzün modası oldu... Eskiden gecelerde görünmek, çılgın yaşamak bu kadar trenddi. Artık sağlıklı beslenmek daha popüler... Değil mi?
- Kesinlikle. İyi yaşamak, iyi beslenmek çok popüler bu aralar. Çünkü yaşam kalitenizi artırıyorsunuz. Artık içki içtikten sonraki yorgunluk ve vücuduma verdiğim zarar hissini yaşamak istemiyorum hayatımda. Yorulmak istemiyorum. İçki içtikten sonraki iki günüm kötü geçiyor. Ama öyle bir zamanım yok! Benim vaktim çok kıymetli. İyi beslenip, daha dinç kalmaya özen gösteriyorum. Hayat kalitemi yükseltmek için yapıyorum.
- Cildine nasıl bakarsın?
-Ayda bir cilt bakımı yaptırıyorum. Temizlik gibi düşün bunu. Ayda bir de oksijen bakımı yaptırıyorum. Dışardan yüze oksijen veriliyor bir aletle. Onun dışında kendim çok iyi bakarım cildime.. Makyajımı çok iyi temizlerim. Hep farklı ürünler kullanırım. Pahalı ürünler kullanmıyorum. Onu da denedim zamanında, çok iyi gelmiyor bana. Organik, eczane ürünlerini tercih ediyorum. Daha faydalı buluyorum.
- Cildin için anneanne formüllerin var mı?
- Yumurta akı çok iyidir. Acil bir yere çıkacaksanız bir saat önce yüze sürdüğünüzde, cildi bir anda gerer. Kahve telvesi ve deniz kumuyla peeling yaparım yüzüme ve vücuduma...
- Arı gibi çalışıyorsun... Nereye bu koşturma?
- Çok seviyorum çalışmayı... Bu sene yılbaşından sonra sezonumuz durdu, defile, tanıtım olmadı. Delirecek gibi oldum. Kuaföre gidiyorum, cilt bakımına gidiyorum, spora gidiyorum gün bitmiyor... Kocası zengin, kendini oyalamaya çalışan kadınlar gibi hissettim. Hiçbir zaman böyle bir kadın olamayacağımı anladım...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.