SDG/YPG birbirine düştü! Ciddi çatışma var
SDG’nin 10 Mart mutabakatı kapsamında Şam yönetiminden ek süre talep ettiği, ardından taraflar arasında askeri uzlaşının sağlandığı süreçte gözler örgütün entegrasyon aşamasına çevrildi. “Peki süreç ne aşamada, SDG/YPG’nin entegrasyonu nasıl olacak?” soruları gündemdeki yerini korurken, Gazeteci Mete Sohtaoğlu A Haber ekranlarında kritik bilgiler paylaştı. Sohtaoğlu, bu sürecin yılbaşına kadar tamamlanmasının mümkün olmadığını vurgularken, örgüt içindeki çatlaklar olduğunu, Mazlum Abdi’nin sessizliğini koruduğunu, ancak buna karşın YPG adına daha sert ve uç açıklamaların PKK kökenli isimler tarafından yapılmaya başlandığını dile getirdi.
Suriye'nin kuzeyinde SDG/YPG ile Şam yönetimi arasında yürütülen müzakere sürecinde yeni bir aşamaya girildi. 10 Mart mutabakatı sonrasında örgütün entegrasyonuna ilişkin başlıklar gündemin merkezine otururken, tarafların askeri ve idari düzenlemeler konusunda nasıl bir yol haritası izleyeceği merak konusu oldu. Sürecin takvimi, uzlaşının kapsamı ve sahadaki yansımaları tartışılırken, örgüt içindeki görüş ayrılıkları ve uluslararası aktörlerin etkisi de dikkat çekiyor.
SÜREÇ NE AŞAMADA?
Konuya ilişkin konuşan Gazeteci Mete Sohtaoğlu, sürecin yılbaşına kadar tamamlanmasının mümkün olmadığının altını çizerek SDG/YPG içinde oluşan çatlaklara ilişkin konuştu. Sohtaoğlu, Mazlum Abdi'nin Şam'a gelmesi beklendiğini belirterek Abdi'nin Suriye hükumetine son yazılı teklifine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi bu, yılbaşına kadar bitecek bir süreç değil. Normalde salı günkü A Haber yayınında bir iki gün içerisinde ben Mazlum Abdi'nin Şam'a gelmesi beklendiğini söylemiştim. Hatta bugün akşam saatlerinde, bu yayın öncesinde de Mazlum Abdi'nin bu Şam hükümetinin son yazılı olarak ilettiği teklife bir yanıt olarak ABD ordusunun helikopterleriyle Şam'a getirilmesi, Mezze Havalimanı'na getirilmesi bekleniyordu. Bu henüz gerçekleşmedi. Gerçi hafta sonunu da kapsayacak şekilde bir cevap verme imkânı olacak. Fakat bu yıl sonuna kadar tamamlanacak bir sürecin ben olmadığını görüyorum. Çünkü burada bir iki noktada özellikle örgütün tıkandığı ve iki noktada, üç noktada hatta direndiğini ben anladım.
ŞAM YÖNETİMİNİN SÜRECİ YÖNETME SORUNU
Şimdi burada şunu da söyleyerek başlayayım; bu genel süreç içerisinde Şam bu süreci çok kötü idare etti. Berbat bir strateji iletişimi var. Burada sadece örgütün çeşitli vesilelerle taraftarlarına bir zafer kazanmış havasında sızdırdığı bazı bazısı doğru, kısmen doğru ama genel olarak yanlış ve hatalı bilgilerle YPG bir üstünlük sağlamaya çalışıyor Şam üzerine. Şam sessiz. Şam'ın şöyle bir sorunu var; gereken yerde konuşmuyorlar, gerekmeyen yerde konuşmaya başlıyorlar. Tam da bu süreç bunu gösteriyor.
(fotoğraf -ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
ÖRGÜT İÇİNDEKİ AYRIŞMA
Bir de bu süreç içerisinde, ilginç bir durum var. Mazlum Abdi sessizliğe bürünürken ya da çok gerekli konuşmalar ya da çıkışlar yaparken, YPG adına son dönemde örneğin bildiğimiz İlham Ahmed'in de geri plana çekildiğini onun yerine Eldar Halil gibi PKK kökenli olduğunu bildiğimiz kişilerin çok daha sert ve uç açıklamalar yaptığına şahit oluyoruz. Benim yayına gelmeden önce edindiğim bilgide, Mazlum Abdi ve Eldar Halil içerisinde çok ciddi bir çatışma olduğu belirtiliyor.
ŞAM'LA UZLAŞI KRİZE GİRDİ! MAZLUM ABDİ-ELDAR HALİL ÇATIŞMASI
Şimdi İngiltere, Fransa ve İsrail'i bir parantez içine koyuyorum. İsrail'in son dönemdeki çıkışlarından sonra örgütte daha bir cesaret var. Sizin dediğiniz önemli bir noktaydı, tam da ona değinecektim. Mazlum Abdi daha çok Şam'la bu müzakerelerin devam ettirilmesi mevcut haliyle masaya oturulabilir olarak değerlendirirken, Eldar Halil gibi daha çok Kandil'e bağlı bazı kişiler ve silahlı gruplar, daha fazla kazanımın olması gerektiğini ve mevcut halin statükonun ya da statünün korunması yönünde anladığım kadarıyla bir görüşleri var açıklamalarından.
"BU STATÜKO NASIL KORUNACAK?" BEKLENTİLER VE İDDİALAR
Şimdi ben şöyle özetleyeyim...
"Bu statükoyu nasıl koruyacaklar?"
Son dönemde özellikle dediğim gibi İsrail'in bir desteğinin olabileceği yönünde. Yani bir örneğin YPG'ye harekat düzenlenme ihtimalinde Suriye ordusunun İsrail hava kuvvetleri tarafından bombalanacağına dair ya da müdahale edileceğine dair anladığım kadarıyla Haseke ve Kamışlı'daki örgüt içerisinde, binalar içerisinde böyle bir beklenti var. Ya da böyle bir garanti mi alındı bilmiyorum.
ŞAM'IN YPG'YE TEKLİFİ: İDARİ YAPI VE ASKERİ ENTEGRASYON
Ben şöyle tabloyu çizeyim, şimdi burada benim gördüğüm kadarıyla şöyle toplayayım; Tel Rıfat-El Bab bölgesinde bizim daha önce gördüğümüz halk meclisleri vardı. Şam'ın YPG'ye teklif ettiği bu. Bundan daha fazlası bir özerklik gibi gidecek ya da anlaşılabilecek bir yapı olmayacak. Ben maddeleri okuyayım, izleyicilerimiz kendileri karar versinler.
Hızlıca; dediğim gibi burada idari bir ademi merkeziyetçiliğe Şam sıcak bakıyor ve gene Suriye Arap Ordusu komutası altında üç tümen halinde görevlendirilebileceğini söylüyor. Günlük güvenlik kontrolünden geçtikten sonra bu kişilerin gruplar halinde, tugay seviyesinde Suriye ordusu içerisinde entegre diyelim popüler tabiriyle, bunu kabul ediyor.
(fotoğraf -ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
CEZİRE BÖLGESİ VE SİLAH ALTINA ALMA KRİZİ
Burada bir sıkıntı da bu idari ademi merkeziyetçiliğe ek olarak Suriye ordusunun Cezire bölgesine girişi meselesi var. Burada ilk etapta örgüt Suriye ordusunun girişini istemiyordu. Şimdi bir tümen halinde idari binalar içerisinde konuşlanabileceği yönünde bir karşı görüş bildirmiş. Burada sorun olan; örgüt halen silah altına almaya insanları devam etmek istiyor. Şam bunu kabul etmiyor. Yani Suriye ordusu var, silahlı hiçbir eğitim vesaire burada veremezsiniz. Bu müzakere edilemez şartlar olarak dün tekrar örgüte bildirildi.
ŞAM'IN YETKİ TALEBİ VE ÖRGÜTÜN İTİRAZLARI
Dediğim gibi şurada sorun var; burada Şam diyor ki "üç tümen olarak ben sizi alırım ama burada yolsuzluk yapan, yetersiz ya da başka suçlara karışmış ya da terör örgütü ilişkili kişi, grupları, liderleri görevden alma hakkına sahibim" diyor Şam. Örgütün tabii ki itirazı var.
SAVAŞÇI SAYISI VE PAZARLIK RAKAMLARI
Bir de burada daha önce kamuoyunda da tartışılan bir mesele vardı; örgütün savaşçı sayısı. İki üç madde var, tamamlamak durumundayım bunu. 45-50 bin gibi bir rakam üzerinden yani Şam'a bildirilen rakam 45-50 bin gibi bir rakam bu gayriresmî deseniz de pazarlık masasında örgüt yuvarlak diyelim 50 bin kişi üzerinden Şam'la pazarlık yapıyor.
SİYASİ TEMSİL VE BAKANLIK DANIŞMANLIĞI TEKLİFİ
Suriye hükümetinin gözetimi altında YPG'nin siyasi kanadı mı artık bilmiyorum ama Suriye hükümetinin gözetimi altında üç bakanlık danışmanı belirlenecek. Bakanlık danışmanı olarak görevlendirilecekler, bir bakan yardımcılığı vesaire olmayacak.
ASKERİ YETKİLER VE ATAMA HAKLARI
Burada dediğim gibi Şam askeri birliklerini savaş zamanlarında herhangi bir bölgeye engelsiz taşıma, konuşlandırma hakkını kendinde tutuyor. Burada son olarak da şunu söyleyeyim; bölgelerin günlük işlerinin yerel halk tarafından yürütülmesi Şam'ın gözetiminde olup Şam yetkilileri Suriye'nin kuzeydoğusuna, doğusuna tüm atama veya görevden alma hakkını saklı tutar.
TEŞRİN BARAJI, FIRAT'IN BATISI
Son olarak da sona sakladığım mesele şuydu; burada bir grubun Teşrin Barajı'nın karşısında Rakka kuzeyinde konuşlandırılmasını istiyor YPG. İkincisi, bu bölgede ikinci bir tümenin konuşlandırılması. Üçüncüsünün de burada Şam bölgesinde, güneyinde özellikle terörle mücadele adı altında örgüt Fırat'ın batısına geçerek İsrail'e biraz daha yakınlaşmayı da sağlayacak bir birliğin burada konuşlandırılabileceğini söylüyor.
(fotoğraf -ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
PETROL, MAAŞLAR VE CHEVRON ANLAŞMASI
"Maaşlarını da gaz ve petrol kaçakçılığından mı alacaklar?"
%17 gibi bir rakam; Amerika'nın Chevron firmasının %50-%50 olarak normal petrol anlaşması yapılacak anladığım kadarıyla, Chevron'un payından %17'lik bir kısım örgüte aktarılacak [%]50 aktarılmayacak. Bunlar tabii değişir vesaire.
TEMEL ANLAŞMAZLIK BAŞLIKLARI
Son olarak mevzu şu; bir YPJ meselesi sorun. İki, örgütün hala silah altına alma hakkını saklı tutması gene bir sorun. Üçüncüsü, Şam'ın buraya tüm olarak sınırı da kapsayacak, sınır kapılarını da kapsayacak idari binaları da kapsayacak şekilde konuşlanmasını örgüt şu an için kabul etmiyor.
DEVRİK ESAD DÖNEMİ MODELİ VE MEVCUT DURUM
Devrik Esad rejimi zamanında olduğu gibi, Haseke-Kamışlı zamanında olduğu gibi sadece idari binalarda, sınır bölgelerinde ama iç tarafların hepsinde örgüt mevcudiyetini korumaya çalışıyor. Yılbaşına kadar bitecek bir süreç değil.
ANAYASA, ÖZERKLİK TARTIŞMASI
Bakın şöyle; bu meselede unutmamamız gereken bir şey var. Suriye'nin yapısı vilayetler üzerine Banu Hanım ve Suriye Anayasası normal şu an geçici anayasa olarak da bazı hükümleri Esad rejiminin Baas Partisi'yle alakalı bazı hükümleri kaldırıldı. Lakin şu an Suriye Anayasası'nın 107. maddesi, geçici anayasa içerisinde şu an Ahmed Şara hükümetinin uyguladığı anayasanın bir maddesi.
Ve anayasanın 107. maddesi vilayetler sisteminde, El Bab'da ya da Azez'de olduğu gibi halk meclislerinin kurulmasına şu an dahi bir izin veriliyor. Ama bunun dışında halk meclisleri gibi Azez'i özellikle oraya örnek vermemin sebebi oydu, El Bab'da hepimizin gidip gördüğü yerler, oradaki halk meclisleri dışında bir yapılanma, bir bölgesel parlamento gibi tam sorunuzun karşılığı bu, böyle bir şeyi Şam'ın da Ankara'nın da zaten isteyeceğini ben tahmin etmiyorum. Şam'ın da böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini net söyleyebilirim.
ULUSLARARASI BASKI VE OLASI ASKERİ SENARYO
Yani benim bu konuda süreci iyi yönetmiyorlar Eray Bey. Yani bu konuda yönetmediklerine katılıyorum da ama ana eksen olarak hani Şara yönetiminin Türkiye'yle... Çünkü çok büyük bir baskı var. İsrail, özellikle isimlerini de geçiriyorum İngiltere, Fransa; yani konuştuğumuz Şam'daki herkes ağır bir baskıdan bahsediyor. Doğru.
Şimdi yeni toparlanmaya başlayan, ekonomik arayışta olan bir ülkeyi bununla biraz sıkıştırmaya çalışmak bu üç ülke, çok adil mi? Değil. Yani onu da açık ve net bir şekilde söyleyeyim yani. Çok ciddi bir baskı var çünkü ama nereye gider bilmiyorum. Ama umut ediyorum Ankara bu konuda siz dediniz ya yıl sonuna kadar bir tarih koydu. Belki bir askeri hareketlilik yılbaşından sonra muhtemelen görebiliriz belki de."
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN