Son dakika: Türkiye'den KKTC açıklaması
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan son dakika açıklamada, "Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun (BMBG) görev yönergesinin altı aylık bir süre için yenilenmesine ilişkin son BM Güvenlik Konseyi kararı, 25 Temmuz'da kabul edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklama Türkiye tarafından tamamıyla desteklenmektedir." denildi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 17:53 | 26.07.2019
- Güncelleme Tarihi: 18:30 | 26.07.2019
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs'ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu'nun (BMBG) görev süresinin 6 ay daha uzatılmasına ilişkin son BM Güvenlik Konseyi kararının 25 Temmuz'da kabul edildiğini açıkladı. Bakanlık, KKTC Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamanın Türkiye tarafından tamamıyla desteklendiğini bildirerek, "Ada'nın ortak sahibi ve siyasi eşiti olarak, Kıbrıs Türkleri hiçbir zaman azınlık statüsünü kabul etmeyeceklerdir" açıklamasını yaptı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamanın Türkiye tarafından tamamıyla desteklendiği aktarılırken, BMBG'nin görev yönergesinin süresinin uzatılması, BM'nin yerleşik uygulamalarına aykırı bir biçimde KKTC'nin rızasının alınmamasının en önemli eksiklik olduğu belirtildi. Yapılan açıklamada, "Kabul edilen kararda, Kıbrıs meselesinin çözümüyle ilgili yazımların farklı çözüm seçeneklerini tartışmayı kısıtlayıcı biçimde kaleme alınmış olması, Genel Sekreter'in geçtiğimiz yıllarda yeni fikirlere duyulan ihtiyaç vurgusu ile bir tezat teşkil etmektedir. Daha önce birçok vesileyle ifade edildiği üzere, Kıbrıs meselesinin gerçek sebebi, Kıbrıs Rum tarafının gücü ve zenginliği Ada'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleriyle paylaşma yönündeki isteksizliğidir. Bu durum değişmedikçe ve siyasi eşitliğe dayanan ortak bir zemin ve çözüm vizyonu bulunmadan, iki taraf arasında sonuç verici ve gerçek bir müzakere süreci başlatılması hiçbir zaman mümkün olmayacaktır. Ada'nın ortak sahibi ve siyasi eşiti olarak, Kıbrıs Türkleri hiçbir zaman azınlık statüsünü kabul etmeyeceklerdir" ifadeleri kullanıldı.
"Söz konusu kararda Doğu Akdeniz'de gerginliğin azaltılması çağrısında bulunulurken, KKTC'nin 13 Temmuz tarihli iş birliği önerisine atıfta bulunulmaması da talihsizlik ve adaletsizliktir" denilen açıklamada, "KKTC makamları Kıbrıs Rum tarafına 2011, 2012 yıllarında ve son olarak 13 Temmuz 2019 tarihinde yapıcı önerilerde bulunmuşlardır. Kıbrıs Türk tarafının tamamı Türkiye tarafından da desteklenen bu önerileri, Türk tarafının kararlı bir biçimde çaba gösterdiğini ortaya koyarken, bu çabalar Kıbrıs Rum tarafından karşılık görmemektedir. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kıbrıs Türk halkına uyguladığı haksız izolasyon artık görmezden gelinemeyeceği gibi, bu kararda yer verilmemesi de kabul edilemez. Halen uygulanmakta olan bu izolasyon, iki halk ve iki taraf arasındaki derin güven bunalımını körüklemekte, ayrıca Ada'da önemli alanlarda işbirliğini engellemektedir" ifadeleri aktarıldı.
Açıklamada, "Garantör ülkelerden biri olarak Türkiye, Kıbrıs Türk halkını her alanda desteklemeyi ve Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını korumayı sürdürecektir" denildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamanın Türkiye tarafından tamamıyla desteklendiği aktarılırken, BMBG'nin görev yönergesinin süresinin uzatılması, BM'nin yerleşik uygulamalarına aykırı bir biçimde KKTC'nin rızasının alınmamasının en önemli eksiklik olduğu belirtildi. Yapılan açıklamada, "Kabul edilen kararda, Kıbrıs meselesinin çözümüyle ilgili yazımların farklı çözüm seçeneklerini tartışmayı kısıtlayıcı biçimde kaleme alınmış olması, Genel Sekreter'in geçtiğimiz yıllarda yeni fikirlere duyulan ihtiyaç vurgusu ile bir tezat teşkil etmektedir. Daha önce birçok vesileyle ifade edildiği üzere, Kıbrıs meselesinin gerçek sebebi, Kıbrıs Rum tarafının gücü ve zenginliği Ada'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleriyle paylaşma yönündeki isteksizliğidir. Bu durum değişmedikçe ve siyasi eşitliğe dayanan ortak bir zemin ve çözüm vizyonu bulunmadan, iki taraf arasında sonuç verici ve gerçek bir müzakere süreci başlatılması hiçbir zaman mümkün olmayacaktır. Ada'nın ortak sahibi ve siyasi eşiti olarak, Kıbrıs Türkleri hiçbir zaman azınlık statüsünü kabul etmeyeceklerdir" ifadeleri kullanıldı.
"Söz konusu kararda Doğu Akdeniz'de gerginliğin azaltılması çağrısında bulunulurken, KKTC'nin 13 Temmuz tarihli iş birliği önerisine atıfta bulunulmaması da talihsizlik ve adaletsizliktir" denilen açıklamada, "KKTC makamları Kıbrıs Rum tarafına 2011, 2012 yıllarında ve son olarak 13 Temmuz 2019 tarihinde yapıcı önerilerde bulunmuşlardır. Kıbrıs Türk tarafının tamamı Türkiye tarafından da desteklenen bu önerileri, Türk tarafının kararlı bir biçimde çaba gösterdiğini ortaya koyarken, bu çabalar Kıbrıs Rum tarafından karşılık görmemektedir. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kıbrıs Türk halkına uyguladığı haksız izolasyon artık görmezden gelinemeyeceği gibi, bu kararda yer verilmemesi de kabul edilemez. Halen uygulanmakta olan bu izolasyon, iki halk ve iki taraf arasındaki derin güven bunalımını körüklemekte, ayrıca Ada'da önemli alanlarda işbirliğini engellemektedir" ifadeleri aktarıldı.
Açıklamada, "Garantör ülkelerden biri olarak Türkiye, Kıbrıs Türk halkını her alanda desteklemeyi ve Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını korumayı sürdürecektir" denildi.
DİĞER