AK Partili isimler doğu ve güneydoğulu kanaat önderleriyle bir araya geldi

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, doğu ve güneydoğulu kanaat önderleri ile bir araya geldi. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da toplantıya video konferans yöntemi ile katıldı.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, doğu ve güneydoğu kanaat önderleriyle Avcılar'da bir otelde bir araya geldi.

Kurtulmuş, bu toplantının sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya katkısı olması bakımından değil, İstanbul'daki seçimlere katkısı olması bakımından da önemli olduğunu söyledi.

Bu coğrafyada yeni dönem içinde son derece zor yılların geçirildiğini, gelecekte de çok kolay yılların görülmediğini belirten Kurtulmuş, "Oynanan oyunu fevkalade iyi görüyor ve anlıyoruz. Bir asır geçti. İnsanlar, sınırları bölündü ama gönülleri ve zihinleri birbirinden ayrılmadı. Bir asır sonra Sykes-Picot'un ikinci perdesini oynuyorlar. Bu sefer, halkların gönüllerini ve zihinlerini ayırmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken ya bir takım ırkçı ideolojilerle ya da terör örgütleri vasıtasıyla yapıyorlar." diye konuştu.

"DEAŞ'I DA ÇÖP TENEKESİNE ATACAKLAR"

Emperyalist güçlerin, ateşe elini sokmadan vekilleriyle Orta Doğu'yu tanzim ettiğini aktaran Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"DEAŞ'ın nasıl kurulduğunu, nasıl bu hale getirildiğini, nasıl silahlandığını dünyada kim kalkıp da anlatabilir? Bundan 5-6 sene önce internet üzerinden haberleşerek dünyanın dört bir tarafından 80 bin insanı bir araya getirerek Orta Doğu'ya yerleştirdiler. Adına da dediler ki DEAŞ. Bir İslam devleti adı altında bir terör grubu oluşturdular. Bunun arkasındaki akıl, lojistik destek, istihbarat, silah desteği kimin?

Kurdukları bir örgüt, şimdi vakti de bittiği için paçavra gibi çöp tenekesine atacaklar. Nasıl Asala'yı çöp tenekesine attılarsa, DEAŞ'ı da çöp tenekesine atacaklar. Bir müddet sonra işi bittiği zaman PYD, YPG ve PKK'yı da çöp tenekesine atacaklar. Ama şimdilik işleri var kullanıyorlar."

"BUNLARIN SEVDİKLERİ, KENDİ MENFAATLERİDİR"

Kurtulmuş, "AFAD'tan sorumlu Başbakan Yardımcısı olduğum dönemde Suruç'taki Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan 3 günde 283 bin Kürt kardeşimizi Türkiye'ye aldık. Çünkü arkadan DEAŞ geliyor. Girdiği köyü yıkıyor, yakıyor. O insanlara biz kapılarımızı açmak mecburiyetindeydik. Dünyanın hiçbir başka ülkesi 3 günde 283 bin mülteciyi almaz." dedi.

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Bundan 6-7 sene evvel, Suriye'nin kuzeyinde PYD, YPG diye bir siyasi kimlik ya da örgüt var mıydı? Yoktu. Binlerce silah verildi. Hatta öyle ki uçaksavarlardan, helikopterleri düşürecek ağır silahlara kadar verildi. Niçin? Bu gavurlar Kürt kardeşlerimizi çok mu severdi? İnanın günahları kadar sevmezler. Ne Kürt'ü ne Arap'ı ne Türk'ü ne Acemi severler ne Sünni'yi severler ne Şii'yi severler. Bunların sevdikleri, kendi menfaatleridir, kendi çıkarlarıdır. Bunların sevdikleri ve istedikleri Orta Doğu'da zillet içinde yaşayan Müslüman toplulukların var olmasıdır.

Bunlar el avuç açan Kürt'ü çok severler. El avuç açan Türk'ü çok sevdikleri gibi. Bunlar Batı'nın kuyruğuna takılan Arap'ı çok sevdikleri gibi Batı'nın kuyruğuna takılan Türk'ü de çok severler. Ne zaman şahsiyetli bir şekilde durmaya çalışırsanız püsküllü belayı başınıza bela ederler. Bu oyunu bozmak mecburiyetindeyiz. Orta Doğu'da oynanan oyun ne Arapların ne Türklerin ne Kürtlerin ne Acemlerin menfaatinedir."

"BU OYUN YENİ BİR EMPERYAL BİR PROJEDİR"

Son bir kaç yılda yaşananların Arap, Kürt ve Türkmen'i birbirinden ayırdığı gibi Türkmenlerin dahi Şii ve Sünni Türkmenler diye ikiye ayrıldığını ifade eden Kurtulmuş, "Bu oyun, büyük bir oyundur. Bu oyun, Orta Doğu halklarına ihanet eden bir oyundur. Bu oyun yeni bir emperyal projedir. Türkiye olarak bu oyunu gayet güzel bir şekilde görüyoruz. Biz sadece kuklayla uğraşmıyoruz. Kuklalar kolay. Dün, bugün bir kuklayı kullanırlar, yarın başka bir kuklayı kullanırlar. Kuklayı kaldırıp atarlar. Aslolan kuklayı oynatan eli kırmaktır. Aslolan kuklacıyı tanımaktır. Biz, Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle oynanan oyunu görüyor ve bu oyunu gördüğümüzü de cümle aleme ifade ediyoruz. Tam da sıkıntının sebebi burasıdır." diye konuştu.

"BÖLGE HALKIYLA DEVLETİN ARASINA GİRMELERİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Kurtulmuş, zengin bir coğrafyanın, zengin bir birikim ve tarihin mirasına sahip olunduğunu belirterek, "Var olan değerlerimiz, var olan kimliğimiz ve kültürümüz bizim için ayrılık vesilesi değil, zenginlik vesilesidir." dedi.

Terör örgütlerinin yıllardır dil üzerinden propaganda yaptığını dile getiren Kurtulmuş, AK Parti iktidarları döneminde herkesin kendi dilini rahat şekilde kullanabilmesi için büyük reformların yapıldığını hatırlattı.

Kurtulmuş, bu coğrafyanın insanlarının başları dik şekilde yaşamasını hep beraber sağlayacaklarını, dün var olan ve tarihe karışmış örgütlerin yanında bugün yeni ortaya konulan örgütlerin, bölge halklarını temsil etmediğini bildiklerini ve bunların bölge halkıyla devletin arasına girmesine müsaade etmeyeceklerini söyledi.

"BİR İÇ SAVAŞ PROVASININ EŞİĞİNDEN DÖNÜLDÜ"

Türkiye'nin son 6 yılda çok önemli olaylarla karşılaştığını hatırlatan Kurtulmuş, 15 Temmuz'da Türkiye'nin Suriye gibi yapılmaya çalışıldığını, sadece darbe değil bir iç savaş provasının eşiğinden dönüldüğünü belirtti.

Kurtulmuş, bütün bu yaşanan olayların biri Fransa, Almanya, İngiltere'de olsa birkaç gün içinde hükümetin yıkılacağını ifade ederek, "Allah'a şükür bu millet kendisine, geleceğine, istiklaline, istikbaline sahip çıktı." dedi.

Gezi Parkı eylemlerinde duvara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a küfür yazacak kadar aşağılaşan o terör örgütlerinin üyelerini, CHP'li milletvekillerinin ziyaret ettiğini anlatan Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"CHP Genel Başkanı, grup toplantısında diyor ki 'Ben Gezi Parkı'nda Türkiye'nin özgürlüğü için mücadele eden genç evlatlarımızı gözlerinden öpüyorum' diyor. Eğer siyaset bunlara bu desteği vermeseydi bunlar bu kadar şirret bu kadar azgın olamazlardı. Aynı şekilde 6-8 Ekim olaylarından önce dağın gölgesindeki siyasi partinin merkez yürütme kurulu, bildiri yayınlayarak halkı sokaklara davet etti. Halka, bir başkaldırı içinde sokakları karıştırması için talimat verdi. Eğer siyaset işin içinde olmasaydı 6-8 Ekim olayları o kadar şiddetli olmazdı. Dağın gölgesindeki siyaset, eğer hendekleri savunmasaydı, hendeklerle ilgili o mücadele o kadar şiddetli olmaz, o kadar insan hayatını kaybetmezdi."

"CHP, 15 TEMMUZ TEŞEBBÜSÜNE TERSİNDEN DESTEK VERDİ"

CHP'nin "Bu bir tiyatrodur.", "Bu bir örtülü darbedir." diyerek 15 Temmuz teşebbüsüne de tersinden destek verdiğini ifade eden Kurtulmuş, rakip partilerin içindeki önemli unsurların FETÖ'ye de PKK'ya da bir takım irili ufaklı terör örgütlerine de sözleriyle de varlıklarıyla da destek olduğunu kaydetti.

Bu seçimde, meydanlarda yıkamadıkları Erdoğan'ı, "Nasıl bir araya geliriz de sandıklarda yıkarız." diye mücadele verildiğini anlatan Kurtulmuş, "Millet nasıl Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'ye, istiklaline, istikbaline sahip çıktıysa, sandıklarda da sahip çıkacak. İnşallah muhalefete sandıklarda fırsat vermeyecektir." dedi.

Kurtulmuş, İstanbul, İzmir ve Adana'da HDP'nin aday göstermeyerek CHP'yi desteklediğini, bunun açık bir ittifak olduğunu belirtti.

Şanlıurfa'da AK Parti adayı karşısındaki adayın DYP kökenli bir aileden, oylarının HDP ve CHP'den geldiğini, seçime girdiği partinin ise Saadet Partisi olduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu dört partiyi hangi yapıştırıcı unsur bir araya getirdi. Anlamakta zorluk çekiyoruz. Söylediğimiz zaman utanıyorlar. Sen ittifak yapmaktan utanmayacaksın da biz senin ittifakını söyleyince niye utanıyorsun? Milleti kandırma. 'Benim dirsek temasım var.' Hayır, dirsek temasınız falan değil, gönül temasınız olmaya başlamıştır. Sebep? Bremen Mızıkacıları vardır ya birbirine benzemeyenler bir araya gelir. Hepsi başka bir şey söyler. Bunlar Bremen Mızıkacıları ittifakı, yani benzemezler ittifakını ortaya koyuyorlar. Tek ortak cümleleri vardır; 'Tayyip Erdoğan düşsün de nasıl düşerse düşsün'. 'AK Parti gitsin de nasıl giderse gitsin'. Bu siyasette tutarlı ve doğru bir yol değildir. Oynanan bütün oyunları bozacak cevabı inşallah sandıklarda vereceğiz."

"BİZİ BÖLMEK İSTEYENLER VAR"

PKK bölücü terör örgütünün Avrupa'daki üst düzey yöneticilerinden olan Remzi Kartal'ın ağabeyi Necip Kartal ise Binali Yıldırım'a destek verdiğini ifade ederek, "İstanbul bir devlettir, bir eyalettir. Buraya hepimizin canı gönülden hizmet etmesi lazım. Biz kimsenin hakkı için çalışmıyoruz, kendi namusumuz ve şerefimiz için çalışıyoruz. Kardeşliğimiz için çalışıyoruz. Bizi bölmek isteyenler var. Aramızda yakınlarımız olanlar da var bu bölmeyi isteyenlerin. Biz kendi beynimize danışacağız, kendi gözümüze inanacağız, kendi aklımızı kullanacağız. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini iyi düşünmemiz lazım. Birisi başbakan olmuş, birisi reis-i cumhur olmuş, onlar gelecekleri yere gelmişler ama bundan sonra görevini iyi bir şekilde layıkıyla yapabilecek, layıkıyla belediye başkanlığını yapabilecek bir insanı seçmezsek bunun cezasını yine biz çekeriz. İyisi gelirse hepimiz evimizde, memleketimizde, şehrimizde rahat ederiz. İşte bugün o gündür" diye konuştu.
BİNALİ YILDIRIM DA TOPLANTIYA VİDEO KONFERANS YÖNTEMİ İLE KATILDI

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da toplantıya video konferans yöntemiyle canlı bağlantı yaparak, katılımcılara hitaben bir konuşma gerçekleştirdi.

Yıldırım, bu topraklarda yaşayan herkesin binlerce yıllardır beraber ve öz kardeş olduğunu, fitne ve fesada asla prim, aksini söyleyenlere, bölmek isteyenlere yüz vermeyeceklerini söyledi.

Erzincan'ın Refahiye ilçesinden Hacı Topal Dursun'un oğlu, Anadolu yaylasının bir evladı olduğunu dile getiren Yıldırım, "Bu ülkede bakanlık, başbakanlık, meclis başkanlığını milletimin duası ve desteğiyle Rabb'imin nasip etmesiyle yaptım. Şimdi de Türkiye'nin incisi, ortak sevdamız, evimiz, barkımız, işimiz aşımız İstanbul'a hizmete talibim." dedi.

Doğu'dan 4 milyonun üzerinde vatandaşın İstanbul'da yaşadığını, ekmeğini bu şehirden kazandığını, geleceğini bu şehirde hazırladığını belirten Yıldırım, sadece hayatı değil aynı şekilde kaderi de paylaştıklarını ifade etti.

"Türk'üz, Kürt'üz, Arap'ız, Çerkez'iz, Laz'ız, Gürcü'yüz, Roman'ız, göçmeniz ama hepimiz kardeşiz." diyen Binali Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Ortak yanlarımız çok. Kavga etmemizi istiyorlar. Neden kavga edelim ki üretemeyelim, kalkınmayalım, geri kalalım. Türkiye büyük bir ülke. Türkiye sadece kendisi için değil, gönül coğrafyası için de yegane güvence. Bu büyüklük bazılarını korkutuyor. Bu kavgacılarla uğraşırken, kendimizi de gücümüzü de unutuyoruz. İstiyorlar ki Türkiye'nin hala dışa bağımlılığı devam etsin. İlaçlarını dışarıdan alsın, savunma sanayinde dışa bağımlılığı devam etsin. İstiyorlar ki Türkiye, arabasını, uçağını yapmasın. İstiyorlar ki Türkiye vatan toprağını savunmak için yerli ve milli sanayisini geliştirmesin. Sürekli onlara bağımlı olalım istiyorlar. Biz bu oyuna gelecek insanlar değiliz.

Kendimize geldik, silkelendik ve 17 yılda Türkiye, dünyanın 10 büyük ülkesi arasına yaklaştı. Ecdadımız nasıl karadan gemileri yürüttüyse, Peygamber müjdesi fetih gerçekleştirdiyse, biz de 'yapılamaz' denilenleri yaptık ve yedi tepeli güzel şehrimize Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni kazandırdık, hava yolunu halkın hava yolu yaptık. Dünyanın en büyük havalimanını İstanbul'a yaptık. Eğer kavga olsa bunlar olur mu? Biz önümüze ve işimize bakacağız."

Yıllardır bölücü terör örgütü PKK ile mücadele edildiğini anlatan Yıldırım, "Salondaki kardeşlerime soruyorum? PKK'nın 'Kürtler' diye bir sorunu var mı? Elbette yok. Ancak Kürt kardeşlerimizin de Türk kardeşlerimizin de PKK gibi bir baş belası var. Bunu bilmemiz lazım. Bu örgüt bizim kalkınmamızı, gelişmemizi, zenginleşmemizi engellediği gibi kardeşlerimiz ve vatandaşlarımız arasında da nifak tohumları ekiyor. Bize düşen bir olmak, beraber olmak, kardeş olmak, birlikte Türkiye olmak." dedi.

Yıldırım, 31 Mart seçimlerine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim İstanbul'da yaşayan, İstanbul'un sorunlarıyla uğraşan, İstanbul'da geleceğini arayan, doğduğu değil doyduğu yer olarak İstanbul'u kabul eden doğulu ve güneydoğulu kardeşlerimden önemli bir isteğim var; 31 Mart'ta İstanbul'u Cumhuriyetin 100. yılına taşıyacak kadroları seçerken ideolojik saplantıların ötesinde şehri kalkındırmak daha da zenginleştirmek, trafik sıkışıklığını çözmek, insanımızın hayatını kolaylaştırmak İstanbul'da yaşayanların hayat kalitesini yükseltmek için canla başla çalışacak kadrolara özellikle destek vermenizi istiyorum.

Bu bağlamda Esenyurt'ta Azmi Ekinci kardeşimi 31 Mart seçimlerinde destekleyeceğinize yürekten inanıyorum. Sadece Azmi Ekinci değil İstanbul'da 15-16 yıl bu ülke için Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gece gündüz demeden hizmet eden, yolları bölen, hayatları birleştiren, hava yolunu halkın yolu yapan bu kardeşinize de desteğinizi esirgemeyin."

Ortak gelecek için 31 Mart İstanbul seçimlerinin hayırlı olmasını dileyen Yıldırım, sözlerini Abdurrahim Karakoç'un "Allah bir, vatan bir, bayrak bir beden / Yanlış yola sapmayalım bilmeden / Doğu, batı diye ayırmak neden? / Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz" dizeleriyle tamamladı.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.