Başbakan Yıldırım: Bakanlar yarın bir araya gelecek

Başbakan Binali Yıldırım Atv-A Haber ekranlarında A Haber Ankara temsilcisi Murat Akgün ve Atv Ankara temsilcisi Şebnem Bursalı'nın sorularını cevapladı. Yıldırım, Almanya'nın aldığı skandal kararlar hakkında açıklamalarda bulundu;
"Aslında biz Almanya'da program yaptık. Biliyorsunuz Almanya'da gittik Düsseldorf'un 12 bin soydaşımızla bir araya geldik. Onlara yapılacak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili anayasa değişikliğini anlattık. Çok coşkulu çok güzel bir program oldu ve hiç kimsenin de burnu kanamadı.Ne bir huzursuzluk ne bir sıkıntı meydana gelmedi.Tabi ondan sonra bazı gelişmeler oldu. O gelişmeleri de takip ediyoruz. Geçtiğimz günlerde sayın şansölye Merkel'le de bir telefon görüşmesi yaptık uzunca. Bu konuyu ele aldık. Buradaki rahatsızlığımızı çok açık bir şekilde dile getirdik. Demokrasi demek özgürlük demektir. Demokrasi demek düşüncelerin hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan halk ile paylaşılması demek. Bunu Almanya yaparsa demokrasi konusunda Türkiye için söyledikleri anlamsız hale geliyor. Bir yandan Türkiye'ye ders vermeye çalışıyorsunuz OHAL var, kısıtlamalar var diye. Bir yandan da oradaki bir milyonu aşkın oy kullanacak bu halk oylamasında vatandaşımızla buluşup onlarla görüşmemize engeller çıkaracaksınız. Bu bir çifte standarttır ve bunun açıkça doğru olmadığını ve bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini söyledik.

Kendisi de dışişleri bakanlarımızın bir araya gelmesi ve bu konuyu bir çözüme ulaştırması yönünde talimatı oldu. Biz de Dışişleri bakanımıza aynı şeyi söyledik zannediyorum yarın bir araya gelecekler ve bu konuda daha makul çözüme yönelik ne tedbirler alınır bunun kararını verecekler. şimdi getirilen savunma şu, bu yerel makamların işidir, eyalet yönetimlerinin işidir biz bir şey yapamayız. Ben dedim bu hiç ikna edici değil böyle bir şey olmaz. Alman Federal Hükümeti bu kadar çaresiz mi yani? Her hangi bir toplantı olacağı zaman onlar oradaki yerel makamlar, polis, belediyeler karar verecek size rağmen bunu yaptırmayacak. Biz bunu çok inandırıcı bulmadığımızı ifade ettik. Şimdi nitekim bizim
programlarımız onlara verilecek Dışişleri Bakanlığı'na bizim Dışişleri Bakanlığı tarafından. Önceden programın yeri kimlerin katılacağı ifade edilecek ona göre tedbirleri alıp bu şekilde uygulayacağız. Bir aksilik olmaz ise son geldiğimz nokta bu. Almanya ile bazı konularda derin fikir ayrılığımız var.

Bir FETÖ ve bölücü terör örgütünün unsurları Almanya'da cirit atıyo. İstedikleri gibi propaganda yapıyorlar. Türkiye aleyhine istedikleri gibi faaliyet gösteriyorlar. Bizim oradaki Türk kökenli vatandaaşlarımıza yaptığımız onlara yönelik çalışmalarla karşılaştırdığımız zaman müthiş bir müsamaha var. Bugün Alman gazetelerin hiçbirinde Türkiye lehine bir şey göremezsiniz. Baştan aşağı başlıklar Türkiye'nin aleyhinde. Bunun yanlış bir şey olduğunu sayın Merkel'e açıkca söyledim. Türkiye, Almanya dostluğunun kökleri çok derinden. 1.Dünya Savaşı'nda kader birliği yapmışız. Bizi birbirimize bağlayan üç buçuk milyon vatandaşımız var. Bütün bunlar bizim ilişkilerimizi bozan değil ticaretimizin yüzde ellisinden fazlasını Almanya'ya yapıyoruz.Onlar yine aynı şekilde Türkiye ile burada yüz yıllık firmaları var. Bütün bunları dikkate alınca bu yaşadıklarımızın hiç bir şekilde Almanya, Türkiye arasında olması gereken bir durum olmadığını anlattık. Ümit ederim ki bu mesele daha fazla tırmandırılmaz. İnsanların kendilerini ifaede etmelerini, fikirlerini anlatmaları ve demokrasinin gereğini yapmalarına önünde bir engel olmaz. Diğer bazı ülkelerde de var. Hollanda'da 14'ünde seçimler var bu ayın. Biraz ona yönelik olduğunu düşünüyoruz çünkü mevcut iktidar partisiyle o aşırı Wilders'ın partisi arasında çok az fark var. Onun içi 14'ünden önce Hollanda'da bir etkinlik yapılması çok mümkün gözükmüyor. Ama 14'ünden sonra zannetmiyorum ki Hollanda böyle bir kısıtlama üzerinde dursun."