Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İslam dünyası için kritik çağrı
Körfez ülkeleri temasları çerçevesinde Baheryn'de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm İslam aleminin hatta insanlığın geleceği için birlikte hareket etme zamanı gelmiştir." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 00:00 | 13.02.2017
- Güncelleme Tarihi: 14:13 | 13.02.2017
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahreyn'de Uluslararası Barış Enstitüsü konferansında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
15 Temmuz gecesi o zor anlarda Bahreynli kardeşlerimiz bizi yalnız bırakmamıştır. Darbe girişimi tamamen savuşturulana kadar Bahreyn halkının bizim için gözyaşı döktüğünü biliyorum.
Aziz kardeşim Ebu Selman ülkemize Arap aleminden gelen ilk siyasetçi oldu. O gece gönlünü ülkemize kilitlemiş Türk milletinin selameti için dua etmiş tüm kardeşlerime bu ülkeden selamlarımı iletiyorum.
İSLAM COĞRAFYASI AĞIR BİR İMTİHANDAN GEÇİYOR
Her açıdan kritik bir döneme denk gelen bu ziyaretimin önemli mesajlar içerdiğine inanıyorum. Acıların ve umutların kol kola yürüdüğü bir coğrafyadayız. Öyleyse hep birlikte bölgemizdeki sorunların çözümü, istikrarın güçlenmesi için neler yapabilieceğimiz noktasında konuşmalıyız. Artık kuru sözlerle geciştiremeyeceğimiz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası ağır bir imtihandan geçiyor.
İSLAM DÜNYASININ BİRLİKTE HAREKET ETME ZAMANI GELMİŞTİREtnik kimlik, din ve mezhep temeline birbirine yabancılaştırılan Müslümanlar kendi kendilerini tüketiyor. İslam coğrafyasının vekalet savaşların sahası altına getirilişini takip ediyoruz. Riyakarlar timsah gözyaşları dökmekle meşgul. Bu bölgenin binlerce yıllık sakinleri olarak ne yaptık? Bu kanı gözyaşını ve zulmü engellemek için ne çaba harcadık? Maalesef bu sorulara birçoğumuz gönül rahatlığıyla cevaplar veremiyoruz. Tüm İslam aleminin hatta insanlığın geleceği için birlikte hareket etme zamanı gelmiştir.
YARIN BİZİM DE BAŞIMIZA GELEBİLİR
Aynı dili konuştuğu kıbleye yöneldiği kardeşleri zulüm görürken hiçbir toplum sadece kendi geleceğini düşünemez. Bu topraklarda mazimiz müşterektir. Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın başına gelenlerin yarın bizlerinde başına gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Daha sonra değil hemen harekete geçmemiz gerekiyor.
SURİYE'DEKİ KRİZ AVRUPA'YI DA ETKİLİYOR
Durum tespitine bugün Suriye ile başlamak istiyorum. 911 kilometrelik sınırımız var. Ardından Irak, 350 kilometre sınırımız var. Suriye'deki kriz Avrupa'ya kadar çok geniş bir bölgede güvenlik tehdidine yol açıyor.
3 BİNİ AŞKIN DEAŞ'LI TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ
Suriye'de en önemli husus 2016'nın son günlerinde harekete geçirilen ateşkesin güçlendirilmesidir. Fırat Kalkanı harekatı ile DEAŞ'ı ve PYD'nin bir bölümünü sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Cerablus'tan başladık, Er Rai'yi temizledik, Dabık'a indik. Şimdi El Bab'da anbean DEAŞ'tan temizlemek suretiyle attığımız adım bir hedefe kilitlenmiştir. Münbiç ve Rakka'da koalisyon güçleri ile müşterek adım atarsak orada da terörden arındırılmış güvenli bölgeye ağırlıklı olarak Arap kardeşlerimiz yerleşme imkanı bulacaktır. Burada ciddi bir sıkıntı var. Şehitlerimiz var. Ancak 3 bini aşkın DEAŞ'lı terörist etkisiz hale getirildi. DEAŞ'ın İslam'la uzaktan yakından alakası yoktur. DEAŞ bir terör örgütüdür. Bizim dinimiz bir barış dinidir. DEAŞ sürekli terör estirmiştir. Bu insanlar Müslüman olamaz.
BURADAN SESLENİYORUM...
Şu anda dünyanın bazı yerlerinde, terörle İslam'ı yan yana getirenler var. Buradan yine sesleniyorum. Kimse, terörle İslam'ı yan yana getirmesin, radikalizmle İslam'ı da kimse yan yana getirmesin. Çünkü, İslam radikalliği kabul etmez. Gerekli adımlar atılmazsa Suriyeli kardeşlerimiz hayatta kalmak için başka diyarlara göç etmeyi sürdürecektir. Katil Esad, Suriye'de bugüne kadar bir milyona yakın insanı öldürmüştür. Biz burada sessiz kalamayız. Biz burada ya elimizle ya dilimizle müdahale edeceğiz. Bunu yapamıyorsak kalbimizle buğuz edeceğiz. 3 milyon mülteci bizde. 300 binde Iraklı mülteci Türkiye'de. Bugüne kadar olan için 25 milyar dolar harcadık. Avrupa verdiği sözü tutmadı.Biz bu bütçeyi harcamakta zorlanıyoruz ama durmayacağız. Kapımızı bu mazlumlara kapayamayız. Az önce ifade ettiğim terörden arındırılmış güvenli bölge... Bu fikri Obama'ya şimdi Trump'a ifade ettim. Dedim ki; gelin bu bölgeyi tamamıyle terörden arındırılmış güvenli bölge olarak konut inşaasına başlayalım. Biz bu konutları inşaa ederiz ama bize destek olun dedim. Mültecileri buralara yerleştirelim. Çok güzel dediler ama hala ses yok. Çok güzel, biz de gerekeni yapalım dediler. O günden bu güne bir adım yok. Burada Körfez'e de önemli iş düşüyor, hep birlikte bu adımı atalım.
BUNLARI TAHRİK OLARAK GÖRÜYORUZ
Terörün alçak yüzünü 35 yıldır görmüş bir milletiz. 15 Temmuz'da kanlı darbe girişiminden bulunan FETÖ ise yeni nesil bir terör örgütüdür. Bununla da diğerleri gibi kararlılıkla mücadele ediyoruz. Bu konuda Bahreyn'in gösterdiği hassasiyete de teşekkür ediyorum. Dünyada özellikle Batı'da dinimizi terörizmle yanyana anmak gibi provokatif durumlar var. Bunları tahrik olarak görüyoruz. Bu tahriklerden lütfen kaçının diyoruz. İslam ile terörü ilişkili hale getiren tüm iftiraları reddediyoruz. Terörü belirli etnik gruplarla bağdaştırma insanlık tarihinin yüz karası akımları güçlendirir.
İSRAİL'İN YENİ YERLEŞİM YERLERİ KARARI
Bizim ilk kıblemiz olan Kudüs'te sadece Müslümanların değil, tüm uluslararası camianın huzurunu bozacak, vicdanını yaralayacak, teamülleri değiştirecek uygulamalara karşı herkesin duyarlı olması şarttır. Bu tür adımların gerilimi tırmandırmaktan başka bir faydası da olmayacaktır. BM Güvenlik Konseyi'nin 2 bin 334 sayılı kararına rağmen İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşa etme kararı ise tam bir provokasyondur. Uluslararası hukuk ve insan hakları hiçe sayılarak Filistin'e uygulanan ablukayla, yasa dışı yerleşimlerin sona erdirilmesi, Ortadoğu'da kalıcı barışın ve istikrarın ön şartıdır.