Erdoğan Avrupa'ya seslendi: Buna gücünüz yetmez

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB, söz verdiği vize serbestisi, fasılların açılması gibi adımları attığında biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "30. Muhtarlar Toplantısı"nda Amasya, Ankara, Antalya, Bitlis, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gümüşhane, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Muğla, Muş ve Nevşehir'den gelen muhtarlara hitap etti.

Konuşmasına "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz." diyerek başlayan Erdoğan, muhtarlarla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Muhtarlarla aralarındaki samimi muhabbetin her toplantıda biraz daha arttığını ve derinleştiğini belirten Erdoğan, "Devletin en tabanındaki temsilcileri olan muhtarlarımızla cumhurbaşkanını bir araya getiren bu buluşmaların ülkemiz ve milletimiz için hayırlı neticelere vesile olduğuna inanıyorum." ifadesini kullandı.

İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan Muhtar Bilgi Sistemi'nin muhtarların taleplerini doğrudan bakanlığa ve oradan da ilgili kurumlara aktaran önemli bir platform haline geldiğini ümit ettiğinin altını çizen Erdoğan, sistemden neticeleri almaya başladıklarını ve bundan da mutluluk duyduğunu söyledi.
"AVRUPA DEVLETLERİNİN GÜCÜ YETMEZ"

"Türkiye'yi Batılı bir ülke olarak tanımlarsanız doğru söylersiniz ama eksik ifade etmiş olursunuz." değerlendirmesini yapan Erdoğan, "Türkiye'yi Doğulu bir ülke olarak tanımlarsanız yine doğru söylersiniz ama aynı şekilde eksik ifade etmiş olursunuz. Türkiye'yi bir Karadeniz ülkesi, bir Akdeniz ülkesi olarak tanımladığınızda da benzer bir durum söz konusudur. Gerçekten de tüm tanımların doğru ama eksik olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Avrupa Birliği kendi değerleriyle çelişme, kendini var eden kriterleri inkar etme pahasına ülkemizi istediği kadar dışlamaya çalışsın Türkiye aynı zamanda bir Avrupa ülkesidir. Daha eskilere, İslamiyet'le şereflendiğimiz o günlere 400'lü, 500'lü, 600'lü, 700'lü yıllarda, Avrupa'da kurulmuş olan Türk devletlerine kadar gitmiyorum, ecdadımız Osmanlı'nın 1350'li yıllarda Avrupa kıtasına geçişinden itibaren ele alarak söylüyorum, 650 yılı aşkın süredir kesintisiz bir şekilde Avrupa'da devletimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle varız, var olmaya devam edeceğiz. Bugün de Trakya'daki şehirlerimizi Balkanlar'daki Evladı Fatihan soydaşlarımızı, dindaşlarımızı bir kenara koyuyorum, Avrupa genelinde 5 milyon vatandaşımız yaşıyor. Almanya'da milyonlarca, Fransa'da, Belçika'da, Hollanda'da, Kuzey Avrupa ülkelerinde 100 binlerce vatandaşımız geleceklerini oralarda kurmuş durumdalar. Dolayısıyla bizi Avrupa'dan dışlamaya ne Avrupa Birliği kurumlarının ne de ırkçılık hastalığının pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya olan Avrupa devletlerinin gücü yetmez. Biz Avrupa'da misafir değil ev sahibiyiz. Avrupa Birliği ve bazı Avrupa ülkeleriyle son dönemde yaşadığımız sıkıntılar, güncel siyasi çatışmalardır."

"TEK TARAFLI ADIM ATMA DÖNEMİ BİTTİ"

"Şayet ülkemize karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa, hemen yarın Avrupa Birliği'ne tam üye olmaya hazırız." diye konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Avrupa Birliği, ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında, biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Hani bizde bir söz var ya; ne kadar ekmek o kadar köfte."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı'yla olan ilişkilerin Doğu'ya, Doğu ile olan ilişkilerin Batı'ya alternatif görülmediğini vurgulayarak, "Tam tersine bu konumumuzu, kendimiz ve dostlarımız açısından birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen ilişkilerin teminatı olarak kabul ediyoruz. Aynı durum Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri için de geçerlidir. Her iki denizin dört bir tarafındaki ülkeler, 'kapı bir' değilse de 'denizimiz bir' komşumuzdur." şeklinde konuştu.
"AVRUPA, KENDİ ÜZERİNE DÜŞENLERİ YAPARSA.."

Erdoğan, "Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Bugün Türkiye'ye uygulanan çifte standarda, yarın üye devletlerden herhangi birinin de maruz kalmayacağını kim garanti edebilir? Onun için Avrupa Birliği meselesinde kararı üye ülkelere ve birlik kurumlarına bırakıyoruz. Şayet Avrupa, kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler." diye konuştu.
"BU DURUŞ BİZE TARİHİN MİRASIDIR"

Bölge ülkelerdeki zulümlere rıza gösterilmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Suriye'de, Irak'ta "Halep'e düşen bombalar sebebiyle gözyaşı döken her çocuk, evladına sarılan her anne baba bizim kardeşimizdir. Musul'da, Telafer'de ve diğer şehirlerde, bir yandan DEAŞ'ın, diğer yandan zalimlikte onları aratmayan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Her kim ki bize 'Buralara karışma' derse bilsin ki aslında 'Kalbinizden bir parçayı söküp atın' diyordur. Biz bunu yapamayız. Geçmişte Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Karabağ'daki, Kırım'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak, şimdi de Irak'taki, Suriye'deki, diğer bölge ülkelerindeki baskılara aynı şekilde rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş, bize tarihin mirasıdır."
"TERÖRLE MÜCADELEDE CİDDİ ENGELLEMELERLE KARŞILAŞIYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tek başına da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdüreceğini söyleyerek, "Bu mücadelede Batı ülkelerinden destek görmek bir yana tam tersine çok ciddi engellerle, engellemelerle karşılaşıyoruz. Avrupa'daki birtakım firmalar, ülkemize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar. 'Kötü komşu, insanı hacet sahibi yapar' derler." dedi.
"DOĞRU YOLA GELİN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'daki bazı firmaların askeri malzeme satışıyla ilgili açıklamalarına ilişkin de şöyle konuştu:

"Biz bu sancıları en başından itibaren yaşadığımız, hissettiğimiz için 14 yıldır kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı sağlayacak bir alt yapıyı kurmaya çalışıyoruz. Bunlar zavallı. Siz bizim Çanakkale destanını okudunuz mu? Artık Haçlı zihniyetleri tarih oldu. Yoksa bunu mu uyandırmak istiyorsunuz? Böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Eğer böyle bir teşebbüsün içerisindeyseniz bu çok yanlış bir şey. Önce kendinizi bir test edin, bu ülke bir NATO ülkesidir. Bir NATO ülkesine karşı 'Biz böyle bir adımı nasıl atarız' diye kendinize sorun. Yanlış yoldasınız, kendinizi test edin doğru yola gelin."
ERDOĞAN TUTUKLANAN HDP'Lİ VEKİLLERE SORDU: ŞİMDİ NİYE AĞLIYORSUNUZ?
Erdoğan tutuklanan HDP'li vekilleri kastederek "Önce dokunulmazlıklarımızı kaldırın dediler, ardında da Avrupa'ya şikayette bulundular. Hani, dokunulmazlıklarımız kalksın diyordunuz şimdi niye ağlıyorsunuz?" diye sordu.

"HEM MİLLETE HAKARET EDECEKSİN HEM DE ÜSTÜNE DESTEK BEKLEYECEKSİN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerin coşkusu, sevgisi, samimiyeti bize daha çok çalışma, ülkemize ve milletimize daha çok hizmet etme konusunda moral veriyor, güç veriyor. 30 toplantıdır hiç eksilmeyen bu muhabbeti, bu istişareyi inşallah muhtarlarımızın tamamıyla bir araya gelene kadar sürdüreceğiz. Ülkemizin tarihinin en kritik dönemlerinden birinden geçtiği şu son yıllarda bizim pusulamız yine milletimizdir, sizsiniz. Eğer milletimiz herhangi bir hususta ısrarla bize bir istikamet gösteriyorsa bize düşen o yolda yürümek ve yapabileceğimizin en iyisini ortaya koymaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye siyasetinde millete hakaret etmeyi maharet sanan bir anlayış bulunduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Geçtiğimiz günlerde bir parti lideri çıkmış gazilere, şehit yakınlarına, esnafa velhasıl millete verip veriştiriyor. Neymiş? Millet kendilerine destek vermiyormuş. Bugüne kadar milletin hayrına tek bir icraatları olmayanlara, hadi ondan vazgeçtim, tek bir hayır söz ağızlarından çıkmayanlara milletimiz niye destek versin. Hem millete hakaret edeceksin hem de üstüne destek bekleyeceksin, bu pek de sağlıklı bir ruh hali değildir. Geçmişte cumhuriyet adına cumhuru Ankara caddelerine sokmayanlar şimdi de seçime girmeden iktidara gelmenin yollarını arayacak noktaya gelmiş durumdalar. Ah Aşık Veysel... Meclis'e sokmadılar, Ankara'ya sokmadılar, niye? Tipini beğenmediler. Bu zihniyet bu. Kardeşlerim seçim demek millete gitmek demektir, seçimden netice almak için de milletin değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle hemhal olmanız gerekir, bunların böyle bir derdi yok. Her zaman ifade ettiğim gibi artık bunlar bizim muhatabımız değil, bizim muhatabımız milletimizin bizatihi kendisidir. Onun mahallelerde, köylerdeki temsilcisi de siz muhtarlarımızsınız."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.