Numan Kurtulmuş: Kaymakamın şehit edilmesiyle ilgili 62 kişi gözaltında

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası açıklama yaptı. Kurtulmuş yaptığı açıklamada, "AB ilerleme raporu, yanlı bir rapordur ve içeriği kabul edilemez" dedi. Kurtulmuş, Derik Kaymakamı Safitürk'ün şehit edilmesine ilişkin de, "Şu ana kadar 62 kişi gözaltına alındı. Olayın failleri, ana failleri yakalanmıştır." dedi.

Kurtulmuş'un konuşmasından satır başları şöyle:

İKİ PROJE TAMAMLANDIĞINDA DEV İSTİHDAM SAĞLANACAK

GAP projesinin tamamlanmasıyla birlikte toplam 1 milyon 270 bin kişiye istihdam sağlanacaktır. Bütün bunlar tamamlandığında sulamada, enerjide toplam 4.19 milyar dolarlık yıllık bir ekonomik getiriyi Doğu Anadolu Projesi'nden elde etmiş olacağız. Bu projede 890 bin kişi istihdam edilecektir.

TÜRKİYE'Yİ TEHDİT EDEN İFADELERİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL

Gerekli bütün açıklamalar yapıldı. İlgili Bakan arkadaşlarımız, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız gerekli açıklamaları yaptılar. AB İlerleme Raporu, gerçekten yanlı, Türkiye için hiçbir zaman kabul edilemeyecek ifadelerle doludur. Bu raporun tehditkâr olması alışılmış bir şeydir. Bu rapor tamamıyla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, siyaseten Türkiye'nin teröre karşı verdiği mücadelesini etkileyebilecek olan yanlı bir rapordur. Bu raporu kabul etmediğimizi, çok dostane olmadığını ifade etmek isterim. Sayın Shulz'un tehdiktâr sözlerine anlam vermediğinizi ifade etmeliyim. Türkiye'nin terörle mücadelesine destek veriyoruz şeklinde herhangi bir şey gördünüz mü? Eğer AB Türkiye'de düzgün işleyen bir demokrasinin işlemesini katkı sağlamak istiyorsa Türkiye'yi yanlız bırakmamalıdır. Bu tür yaklaşımları kabul etmek mümkün değildir. Biz bütün buralarda hem demokrasiyi korumak, kollamak, daha ileriye götürmek mücadelesinde AB'nin desteğini arkamızda görmek isteriz. Yapıcı eleştirileri dinlemek isteriz. Ancak Türkiye'yi tehdit eden ifadeleri anlamak mümkün değildir.

TÜRKİYE BU TÜR TEHDİTLERİN MUHATABI DEĞİLDİR

Türkiye egemen bir ülkedir. Bağımsızlığını, özgürlüğünü herşeyin üzerinde tutan bir ülkedir. Çanakkale'de gösteridği gibi bunu 15 Temmuz'da da göstermiştir. Parmak sallayarak kimsenin Türkiye'yi hizaya sokacağını zannetmemesi lazımdır. Bu tür tehditkâr sözleri hiçbir şekilde kabul etmediğimizi ifade ediyorum. Türkiye bu tür tehditlerin muhatabı değildir.

HEDEFE ULAŞINCA FIRAT KALKANI SONA ERECEKTİR

Fırat Kalkanı Operasyonu'nda Türkiye'nin kendisine çizdiği rota istikametinde devam ediyor. Özgür Suriye Ordusu mensupları Elbab'a çok yaklaşmıştır. Türkiye havadan desteğe yeniden başlamıştır. Halep konusunda Rusya ve ilgili muhataplarıyla yaptığı müzakereler sonucunda Türkiye yeniden havadan ÖSO'ya destek verecek imkanı yeniden bulmuştur. Türkiye'nin hedefi 5 bin kilometrekarelik alanın terör örgütlerinden temizlenmesi, PYD, YPG'nin Menbiç'in doğusuna çekilmesi, oranın halkının yeniden yerlerine dönmesidir. Bütün hedeflerimize ulaştığımızda bu operasyon durdurulmuş olacaktır.

330'U BULDUĞUMUZDA MECLİS'E GÖTÜRÜRÜZ

Anayasa konusunda iki anayasa metnimizin olduğunu, bunlardan bir tanesinin kapsamlı bir yeni anayasa çalışması olduğunu diğerinin ise Başkanlık sistemi diyebileceğimiz daha dar ve sınırlı anayasa değişikliği çalışmalarımız var. Öyle anlaşılıyor ki, kapsamlı bir anayasa değişikliği herhalde başka bir dönemde yapılacaktır. Şu anda Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin anayasal değişimini sağlamaktır. Bu da TBMM gündemine getirilecektir. MHP ile görüşmelerimiz devam ediyor. 220'u bulduğumuz anda TBMM'ye götürürüz. Gönül ister ki, CHP'de çözümün bir parçası olsun. CHP yeni anayasa değişikliği süreçlerinde yer almak isterse bütün önerilerini getirebilir, bunları konuşabiliriz. Bunun için usulümüzü bir kere tekrarlıyoruz; 367'yi bulursak ne ala! Bulsak bile yine millete gideriz. Bizim görüşümüz parlamentodan bu işe yeşil ışık yakıldığında bunun millete getirilerek, millete sorulmasıdır.

FETÖ İLE MÜCADELE UZUN YILLAR SÜRECEKTİR

Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesi geçici bir mücadele değildir. 40 yıldır devlete sızmış olan bir çeteden bir terör örgütünden bahsediyoruz. Devletimiz millet adına bu unsurları temizlemek için her türlü çalışmayı yapacaktır. Gerekirse yurtdışına kaçanlarla ilgili olarak vatandaşlıktan çıkarma çalışması yapılabilir. Ama şu anda bu çalışmanın netleşmiş bir takvime bağlandığını söyleyemeyiz.

HEDEFİMİZ GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR BAŞKANLIK SİSTEMİDİR

Türkiye'de yasamanın daha da güçlendirilmiş halde devam etmesi, yürütmenin tek elde toplanacağı, yargının tam bağımsız olması gereken bir sistemi öngörüyoruz. Anayasa değişiklik paketimizin özeti budur. Tam güçlendirilmiş bir Başkanlık sistemi hedefimizdir. Adı önemli değildir.

KIDEM TAZMİNATIYLA İLGİLİ ÇALIŞMA SON AŞAMAYA GELDİ

64. hükümette konuştuklarımızı unutmuş değiliz. Hükümetler arası devamlılık vardır. Sadece hükümetin ismi değişmiş 65. hükümet olmuştur. 720 bin vatandaşımızı ilgilendiren bir karardır. Öyle bir uygulama yapmalıyız ki, hem vatandaşımızın beklentilerini karşılayayım hem de devletin çekemeyeceği yükü kamunun üstüne koymayalım. Çalışmalar son aşamaya geldi. İnşallah bu anlamda adımlar atılacak, önümüzdeki süreçte de bu paketle ilgili detaylar da kamuoyuyla paylaşılacak.

CUMHURBAŞKANIMIZ ÖNÜNE KOYAN İSİMLERDEN BİRİNİ SEÇTİ

Rektör seçimleri konusunda geçtiğimiz dönemlerde her rektör seçimi sırasında hemen hemen maalesef üniversitede kamplaşmalar olur. Az oy alanlar, çok oy alanlar gruplaşmalar olur. Şu tarafın adamı, bu tarafın adamı olur. Rektörlük seçimi bittikten, YÖK tarafından sıralama yapıldıktan, Cumhurbaşkanı tarafından atama yapıldıktan sonra bile bu tartışmalar devam ederdi. Bunların üniversitelere zarar verdiğini biliyoruz. Bunun yerine YÖK tarafından yapılacak teklifler doğrultusunda Cumhurbaşkanı tarafından atama sözkonusudur. Bundan önce de oldu. Dolayısıyla seçimler dolayısıyla üniversitedeki öğretim üyesi arkadaşlarımızın arasında uçurum derecesinde farklılıkların, gerginliklerin, husumetlerin olmaması açısından böyle KHK çıkarıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız da önüne konulan isimlerden birini seçmiş olsun. İnşallah Boğaziçi Üniversitemiz açısından hayırlı olur.

BU ANAYASA NE AK PARTİ'NİN NE CHP'NİN NE DE MHP'NİN

Prensip olarak görüşmeye yapmaya karar vermek, meyyal olmak önemlidir. Şu anda hem Kılıçdaroğlu hem Bahçeli ile ilgili bildiğim kadarıyla planlanmış yeni bir görüşme yoktur. Nihayetinde yapılacak olan anayasa değişikliği ne AK Parti'nin, ne MHP'nin ne de CHP'nin anayasası olacaktır. Tabii ki CHP'nin bu sürece katkı sunmasını isteriz. CHP'nin bu konuda açık olmasını bekleriz. Bir konunun müzakere edilmesine açık olmalarını ümit ederiz. Eğer belli bir noktaya gelirse tabii ki randevulaşılır, Türkiye'nin önünde bu görüşme gerçekleşmiş olur.

DOLAR- TL SEVİYESİ GERÇEK KONUMUNA DÖNECEKTİR

Dolar sadece Türk parası karşısında değer kazanmıyor. Trump'un seçilmesinden sonra pozitif bir dalgalanma içindedir. Doların bu kadar dalgalanması ABD ekonomosi açısından da pozitif değildir. Türkiye'deki durum ise dünya piyasalarından kaynaklanan bir nitelik arzediyor, Türkiye'deki yapısal nedenlerden ötürü Dolar değerlenmiyor. Türk ekonomisinin zaafiyetinden olsaydı bu başka bir şeydi. Bu gelişme konjonktüreldir. Belli bir seviyenin altına ineceğini ifade etmek isterim. Korkulacak, endişelenecek bir durumun olmadığını söylemek isterim. Dolar'ın birden bu kadar pahalanması yeni bir tabloyu karşımıza çıkardı. Ama bu kalıcı değildir.