AYM üyelerinden çarpıcı Dündar ve Gül itirazı
Anayasa Mahkemesi'nin Erdem Gül ve Can Dündar hakkında verdiği ihlal kararına yüksek mahkemenin 3 üyesi karşı çıktı. Anayasa Mahkemesi üyeleri Hicabi Dursun, Kadir Özkaya ve Rıdvan Güleç, tutuklama gerekçesinin, gazetecilik faaliyeti değil, casusluk suçlaması olduğuna vurgu yaptı. ''Milli güvenlik kavramının içeriğini siyasi otorite belirler'' diyen üç üye, ''Gül ve Dündar dosyasını'' inceleyen Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini aştığı görüşünde birleşti.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 00:00 | 09.03.2016
- Güncelleme Tarihi: 17:00 | 09.03.2016
A HABER - Casusluk suçlamasıyla yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi, tepki çeken kararın gerekçesini açıkladı. Gerekçede, yüksek mahkemenin, yetkisini aşarak dosyanın esasına girdiği de ortaya çıktı.
Yüksek mahkemenin 3 üyesi karara sert açıklamalarla muhalefet etti. Dündar ve Gül'ün casusluk suçundan tutuklandığını vurgulayan üyeler, Anayasa Mahkemesi'nin yetki aşımına gittiğini belirtti.
AYM'YE HUKUK DERSİ
Anayasa Mahkemesi üyesi Hicabi Dursun, milli güvenlik kavramı ile kişisel özgürlük arasındaki ince çizgiye vurgu yaptı.
Milli güvenlik kavramının içeriğinin siyasal otorite tarafından belirleneceğini dile getirdi;
"Hükümeti devirmeye ve milli güvenliğe yönelen iç tehdide karşı mevcut ve meşru düzenin korunması, öncelikli hale gelmektedir. Böylece bireysel özgürlüklerle kamu düzeni arasında bir tercih yapma durumu söz konusu olmaktadır. Milli güvenlik gibi çok hassas konuda gazetecilerin yapacağı haberlere yönelik olarak devletin sınırlama getirmesi ve bu bağlamda bazı haberlerin yapılmasının kamu otoritelerince engellenmesi mümkündür"
Dursun, karşı oy gerekçesinde, somut olayda gazetecilik etiğinin görmezden gelindiğine dikkat çekti;
"Milli güvenliği ilgilendiren devlete ait gizli bilgilerin basın yoluyla açıklanmasının suç olarak düzenlenmesi ve cezalandırılması mümkündür. Nitekim aihm'e göre de basının görevini yerine getirirken gazetecilik etiği temelinde hareket etmesi gereklidir. Devlet politikaları ve dış ilişkilerdeki hassas dengeleri siyasi otoriteden başkasının tam olarak bilmesi beklenemez."
AYM YETKİSİNİ AŞTI
Karara muhalefet eden anayasa mahkemesi üyelerinden biri de Kadir Özkaya. ''İlk tutukluluk'' konusunda yetkinin ilk derece mahkemelerine ait olduğunu belirten Özkaya, Anayasa Mahkemesi'nin yetki aşımı yaptığını ifade etti;
"Tutukluluk konusundaki kanun hükümlerinin yorumu ve somut olaylara uygulanması derece mahkemelerinin takdir yetkisi kapsamındadır. Anayasa Mahkemesi'nce, bireysel başvuru sisteminin uygulanmaya başladığı günden elimizdeki başvuruyu incelediğimiz bu güne kadar, mahkemenin takdir yetkisine bir müdahalede bulunulmamış, bu konuda bu güne kadar herhangi bir ihlal kararı verilmemiştir."
Karşı oy açıklayan bir başka üye Rıdvan Güleç ise, Erdem Gül ve Can Dündar'ın gazetecilik faaliyeti nedeniyle değil, casusluk suçlamasıyla tutuklandığını hatırlattı.. Wikileaks belgeleri ve ABD vatandaşı olan Edward Snowden örneğini verdi;
"Dünyanın en ileri sayılan demokrasilerinde bile milli güvenliğe ilişkin kaygılar söz konusu olduğunda belirli kısıtlamalar ve ölçülerin getirildiği görülmektedir. Tüm dünyada Wikileaks belgeleri olarak bilinen istihbarat verilerini yayınlamakla suçlanan Julian Assange halen Ekvador'un Londra Büyükelçiliği'nde siyasi sığınmacı olarak kalmaktadır. Aynı şekilde ABD vatandaşı olan Edward Snowden Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'na ait gizli bilgileri bir İngiliz gazetesine sızdırmak suçlamasıyla yüz yüze kalmış ve ülkesi dışında yaşamanı sürdürmek zorunda bırakılmıştır. Milli güvenlik devlet sırrı, ulusal çıkar ve casusluk olguları karşısında istisnasız tüm devletlerin belli refleksleri geliştirdikleri gerçektir"
Yüksek mahkemenin 3 üyesi karara sert açıklamalarla muhalefet etti. Dündar ve Gül'ün casusluk suçundan tutuklandığını vurgulayan üyeler, Anayasa Mahkemesi'nin yetki aşımına gittiğini belirtti.
AYM'YE HUKUK DERSİ
Anayasa Mahkemesi üyesi Hicabi Dursun, milli güvenlik kavramı ile kişisel özgürlük arasındaki ince çizgiye vurgu yaptı.
Milli güvenlik kavramının içeriğinin siyasal otorite tarafından belirleneceğini dile getirdi;
"Hükümeti devirmeye ve milli güvenliğe yönelen iç tehdide karşı mevcut ve meşru düzenin korunması, öncelikli hale gelmektedir. Böylece bireysel özgürlüklerle kamu düzeni arasında bir tercih yapma durumu söz konusu olmaktadır. Milli güvenlik gibi çok hassas konuda gazetecilerin yapacağı haberlere yönelik olarak devletin sınırlama getirmesi ve bu bağlamda bazı haberlerin yapılmasının kamu otoritelerince engellenmesi mümkündür"
Dursun, karşı oy gerekçesinde, somut olayda gazetecilik etiğinin görmezden gelindiğine dikkat çekti;
"Milli güvenliği ilgilendiren devlete ait gizli bilgilerin basın yoluyla açıklanmasının suç olarak düzenlenmesi ve cezalandırılması mümkündür. Nitekim aihm'e göre de basının görevini yerine getirirken gazetecilik etiği temelinde hareket etmesi gereklidir. Devlet politikaları ve dış ilişkilerdeki hassas dengeleri siyasi otoriteden başkasının tam olarak bilmesi beklenemez."
AYM YETKİSİNİ AŞTI
Karara muhalefet eden anayasa mahkemesi üyelerinden biri de Kadir Özkaya. ''İlk tutukluluk'' konusunda yetkinin ilk derece mahkemelerine ait olduğunu belirten Özkaya, Anayasa Mahkemesi'nin yetki aşımı yaptığını ifade etti;
"Tutukluluk konusundaki kanun hükümlerinin yorumu ve somut olaylara uygulanması derece mahkemelerinin takdir yetkisi kapsamındadır. Anayasa Mahkemesi'nce, bireysel başvuru sisteminin uygulanmaya başladığı günden elimizdeki başvuruyu incelediğimiz bu güne kadar, mahkemenin takdir yetkisine bir müdahalede bulunulmamış, bu konuda bu güne kadar herhangi bir ihlal kararı verilmemiştir."
Karşı oy açıklayan bir başka üye Rıdvan Güleç ise, Erdem Gül ve Can Dündar'ın gazetecilik faaliyeti nedeniyle değil, casusluk suçlamasıyla tutuklandığını hatırlattı.. Wikileaks belgeleri ve ABD vatandaşı olan Edward Snowden örneğini verdi;
"Dünyanın en ileri sayılan demokrasilerinde bile milli güvenliğe ilişkin kaygılar söz konusu olduğunda belirli kısıtlamalar ve ölçülerin getirildiği görülmektedir. Tüm dünyada Wikileaks belgeleri olarak bilinen istihbarat verilerini yayınlamakla suçlanan Julian Assange halen Ekvador'un Londra Büyükelçiliği'nde siyasi sığınmacı olarak kalmaktadır. Aynı şekilde ABD vatandaşı olan Edward Snowden Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'na ait gizli bilgileri bir İngiliz gazetesine sızdırmak suçlamasıyla yüz yüze kalmış ve ülkesi dışında yaşamanı sürdürmek zorunda bırakılmıştır. Milli güvenlik devlet sırrı, ulusal çıkar ve casusluk olguları karşısında istisnasız tüm devletlerin belli refleksleri geliştirdikleri gerçektir"
DİĞER