Yalçın Akdoğan: Savaş meraklısı değiliz ama...
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan savaş çıkacak iddialarına net cevap verdi. A Haber canlı yayınında önemli açıklamalarda bulunan Akdoğan, "Savaş meraklısı da maceracı da değiliz." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 00:00 | 17.02.2016
- Güncelleme Tarihi: 12:23 | 17.02.2016
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, CHP'nin anayasa uzlaşma komisyonu masasını devirmesine tepki gösterdi. "Bir CHP klasiği" diyen Akdoğan, "Darbe hukukunu ortadan kaldırmak amacıyla bir araya geliyorsanız demokratik davranmak zorundasınız" dedi. A Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Akdoğan, AK Parti'nin anayasa çalışmalarına devam edilmesinden yana olduğunu söyledi.
CHP DAYATMADA BULUNDU
CHP klasiği, yani uzlaşmaz tavrının yeni bir örneği bu; masayı devirdi. Daha önce esasta problem çıkarmışlardı, bu sefer usulde problem çıkardılar. Aslında bu dayatmacı bir tavır. Siz dikte ediyorsunuz, karşı tarafa daha ilk görüşmede, usulün konuşulacağı bir şeyde esas üzerinden bir kavga çıkarıyorsanız burada bir samimiyet problemi var demektir. Bir taraftan dedikleri nedir? Darbelerle ilgili, darbe hukukunu arındırma vs. ile ilgili bir komisyon olsun. Ama takındıkları tavır ne? Tam o darbeci anlayışın tezahürü olan bir siyasi tavırdır. Yani sivil ve demokratik bir anayasa yapalım derken, sivil ve demokratik bir tavır ortaya koymak gerekir. Siz darbe hukukunu tasfiye edelim diye oturuyorsunuz, tam darbecilerin sergilediği tahammülsüz bir tavır.
Bu süreç AK Parti'nin inisiyatifi ile başlayan bir süreç. Toplumda böyle bir talep var, milletimiz yeni anayasa istiyor, Sayın Başbakanımız da liderle tekrar bir araya gelelim, bir komisyon kurulsun, buna öncülük etti. Yüzde 49 oy iile çok güçlü bir şekilde iktidara gelen AK Parti, ilk icraatlarından biri bu olarak bu insiyatifi geliştirmeydi. Meclis Başkanına çağrı yapıldı, Meclis Başkanı liderlerle görüştü ve bu süreç başlamış oldu. Bu takınılan tavır doğru bir tavır değildir. AK Parti olduğu yerde duruyor. Türkiye'nin bu ihtiyacıdır, bu insiyatif devam etmelidir. Üç parti de kalsa AK Parti'nin görüşü bu çalışmaların devam etmesi yönündedir. Onların da düşüncesi nedir, bu yeni durumda nasıl bir tavır takınıyorlar onu da görmek lazım, ama burada AK Parti samimi olarak masaya oturmuştur, bu sürecin devam etmesi gerektiğini düşünmektedir.
PYD'NİN SALDIRILARI
PYD'nin alan kazanmaya çalışması var. Buna karşı da Türkiye gereken tepkiyi gösterdi. Angajman karşılığı olarak cevap verildi, hem de ulusal güvenlik tehdidine karşı adımlar atıldı. Bölgede, yakın coğrafyamızda meydana gelen gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Burada ABD'nin de bir şartı oldu çekilmeleri yönünde. Türkiye'nin caydırıcı etki yaptığını söyleyebiliriz. Haftaya tekrar görüşmeler var.
"PYD'Yİ MEŞRULAŞTIRMAK İÇİN BİR KURGU"
PYD ile DEAŞ'ı karşı karşıya getirip PYD'nin verdiği mücadele üzerinden meşrulaştırmasını sağlayacak bir kurgu yapılıyor. Azez taraflarında DEAŞ yok. Gördük, Rusya sivilleri vurdu. Utanmadan BM'ye gidip Türkiye'yi şikayet ediyorlar. Buna birisinin dur demesi lazım. BM Rusya'nın katlettiği sivilleri soramıyor, Türkiye'nin 2 top atışına itiraz ediyor.
"SAVAŞ MERAKLISI DA MACERACI DA DEĞİLİZ"
Türkiye'nin çok ciddi bir tarihi, müktesebatı var. Böyle baktığımızda Türkiye kendi çıkarlarını koruyabilecek güce sahiptir. Biz savaş meraklısı değiliz, maceracı da değiliz ama ulusal güvenliğin gereğini yapmamız gerekir. Kafamızı çevirelim, içe kapanalım gibi bir dünya yok. Biz almayız diyen 10 ülkeyi geçtiler sığınmacılar. Karşı tarafta olup bitenler göç dalgası olarak sizi vuruyorsa bu sizi ilgilenir. Oradaki Türkmenler katlediliyorsa bu sizi ilgilendirir.
"BAYKAL ULUSAL GÜVENLİK ÇIKARINA PARALEL BİR GÖRÜŞ ORTAYA KOYDU"
AK Parti'nin görüşünden bahsetmiyoruz, Türkiye'nin çıkarından bahsediyoruz. Sayın Baykal da Türkiye'nin ulusal güvenlik çıkarına paralel bir görüş ortaya koymuştur. Doğru olandır.
Suriye meselesinin başından beri sayın Cumhurbaşkanımız güvenli bölge olsun diyordu.
"RUSYA'YA DİPLOMATİK BASKI LAZIM"
Açık kapı politikamız sürüyor. Azez'e kimse müdahale etmemeli. Rusya'ya diplomatik baskı lazım. Şu anda sivil yardım hattı zaten var ama buraya kimsenin dokunmaması lazım. Bütün sınır duvar ile kapatılamaz.
Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak yeni tezkereye ihtiyaç duyulmaz.
Halep düşerse 600 bin kişi gelebilir.
CHP DAYATMADA BULUNDU
CHP klasiği, yani uzlaşmaz tavrının yeni bir örneği bu; masayı devirdi. Daha önce esasta problem çıkarmışlardı, bu sefer usulde problem çıkardılar. Aslında bu dayatmacı bir tavır. Siz dikte ediyorsunuz, karşı tarafa daha ilk görüşmede, usulün konuşulacağı bir şeyde esas üzerinden bir kavga çıkarıyorsanız burada bir samimiyet problemi var demektir. Bir taraftan dedikleri nedir? Darbelerle ilgili, darbe hukukunu arındırma vs. ile ilgili bir komisyon olsun. Ama takındıkları tavır ne? Tam o darbeci anlayışın tezahürü olan bir siyasi tavırdır. Yani sivil ve demokratik bir anayasa yapalım derken, sivil ve demokratik bir tavır ortaya koymak gerekir. Siz darbe hukukunu tasfiye edelim diye oturuyorsunuz, tam darbecilerin sergilediği tahammülsüz bir tavır.
Bu süreç AK Parti'nin inisiyatifi ile başlayan bir süreç. Toplumda böyle bir talep var, milletimiz yeni anayasa istiyor, Sayın Başbakanımız da liderle tekrar bir araya gelelim, bir komisyon kurulsun, buna öncülük etti. Yüzde 49 oy iile çok güçlü bir şekilde iktidara gelen AK Parti, ilk icraatlarından biri bu olarak bu insiyatifi geliştirmeydi. Meclis Başkanına çağrı yapıldı, Meclis Başkanı liderlerle görüştü ve bu süreç başlamış oldu. Bu takınılan tavır doğru bir tavır değildir. AK Parti olduğu yerde duruyor. Türkiye'nin bu ihtiyacıdır, bu insiyatif devam etmelidir. Üç parti de kalsa AK Parti'nin görüşü bu çalışmaların devam etmesi yönündedir. Onların da düşüncesi nedir, bu yeni durumda nasıl bir tavır takınıyorlar onu da görmek lazım, ama burada AK Parti samimi olarak masaya oturmuştur, bu sürecin devam etmesi gerektiğini düşünmektedir.
PYD'NİN SALDIRILARI
PYD'nin alan kazanmaya çalışması var. Buna karşı da Türkiye gereken tepkiyi gösterdi. Angajman karşılığı olarak cevap verildi, hem de ulusal güvenlik tehdidine karşı adımlar atıldı. Bölgede, yakın coğrafyamızda meydana gelen gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Burada ABD'nin de bir şartı oldu çekilmeleri yönünde. Türkiye'nin caydırıcı etki yaptığını söyleyebiliriz. Haftaya tekrar görüşmeler var.
"PYD'Yİ MEŞRULAŞTIRMAK İÇİN BİR KURGU"
PYD ile DEAŞ'ı karşı karşıya getirip PYD'nin verdiği mücadele üzerinden meşrulaştırmasını sağlayacak bir kurgu yapılıyor. Azez taraflarında DEAŞ yok. Gördük, Rusya sivilleri vurdu. Utanmadan BM'ye gidip Türkiye'yi şikayet ediyorlar. Buna birisinin dur demesi lazım. BM Rusya'nın katlettiği sivilleri soramıyor, Türkiye'nin 2 top atışına itiraz ediyor.
"SAVAŞ MERAKLISI DA MACERACI DA DEĞİLİZ"
Türkiye'nin çok ciddi bir tarihi, müktesebatı var. Böyle baktığımızda Türkiye kendi çıkarlarını koruyabilecek güce sahiptir. Biz savaş meraklısı değiliz, maceracı da değiliz ama ulusal güvenliğin gereğini yapmamız gerekir. Kafamızı çevirelim, içe kapanalım gibi bir dünya yok. Biz almayız diyen 10 ülkeyi geçtiler sığınmacılar. Karşı tarafta olup bitenler göç dalgası olarak sizi vuruyorsa bu sizi ilgilenir. Oradaki Türkmenler katlediliyorsa bu sizi ilgilendirir.
"BAYKAL ULUSAL GÜVENLİK ÇIKARINA PARALEL BİR GÖRÜŞ ORTAYA KOYDU"
AK Parti'nin görüşünden bahsetmiyoruz, Türkiye'nin çıkarından bahsediyoruz. Sayın Baykal da Türkiye'nin ulusal güvenlik çıkarına paralel bir görüş ortaya koymuştur. Doğru olandır.
Suriye meselesinin başından beri sayın Cumhurbaşkanımız güvenli bölge olsun diyordu.
"RUSYA'YA DİPLOMATİK BASKI LAZIM"
Açık kapı politikamız sürüyor. Azez'e kimse müdahale etmemeli. Rusya'ya diplomatik baskı lazım. Şu anda sivil yardım hattı zaten var ama buraya kimsenin dokunmaması lazım. Bütün sınır duvar ile kapatılamaz.
Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak yeni tezkereye ihtiyaç duyulmaz.
Halep düşerse 600 bin kişi gelebilir.
DİĞER