Baykal'dan Kılıçdaroğlu'na ince mesaj

CHP eski genel başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal "Terörle mücadele hükümete destek olmak hepimizin görevidir" dedi. Katıldığı televizyon programında Halep'in tarihi kimliğine dikkat çeken Baykal, CHP'liler tarafından mezhepçilikle suçlanmıştı. Yazılı açıklama yapan Baykal, hakkındaki iddialara tek tek cevap verdi. Baykal, "Bizim sorunumuz, iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye'ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye'ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir" dedi.

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Terörle mücadelenin başarılı olması ve buna destek olmak hepimizin görevidir. 'Suriye sorununun bu hale gelmesine kim yol açtıysa altında kalsın, bize ne' deme hakkımız da yoktur. Bizim sorunumuz, iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye'ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye'ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir" değerlendirmesinde bulundu.
Baykal, bir televizyon programında Türkiye'nin Suriye politikası ve partisinin yönetimine ilişkin açıklamalarının ardından, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi ile ilgili değerlendirmede bulunması üzerine yazılı açıklama yaptı.
Kılıçdaroğlu ile bu konuları ele aldıkları üç baş başa görüşmenin gerçekleştiğini belirten Baykal, bu görüşmelerin sonuncusunun, 26 Aralık 2015'te olduğunu ve 3,5 saat sürdüğünü ifade etti. Baykal, şöyle devam etti:
"7 Kasım 2015'te ve daha öncesinde de Sayın Genel Başkan, bize kendisini ağırlama şerefini vermiştir. Bu buluşmalarımızda doğal olarak partimizle ilgili sorunlar ayrıntılı bir biçimde konuşulmuştur. Bu konuşmaların içeriğiyle ilgili açıklama yapma takdirini Sayın Genel Başkan'a bırakıyorum. Parti grup toplantısında ve daha sonra bir televizyon programında yaptığım açıklamalar, parti ve ülke kamuoyunda bir duyarlılık yaratma ihtiyacından kaynaklanmıştır. Eğer yapılan ikili görüşmelerimizde ele alınan konuların, söylenen sözlerin gereği yapılabilmiş olsaydı kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmak gerekli olmayabilirdi. Konuşulan konular, sohbet mutabakatları düzeyinde kalıp hayata geçirilmeyince partiye yönelik ilgi ve umudun artırılması ve parti tabanındaki soğuma ve karamsarlığın kırılması için, CHP'nin kendisini başkalaştırma girişimlerine ve yönetim krizine karşı tepkisini en azından hissettirmek gerekli olmuştur."
Partideki yönetim zafiyetini aşma ihtiyacını hisseden bazı sorumlu ve deneyimli partililerin arayışlara girdiğini ve girişimlerde bulunduğunu bildiren Baykal, "Bu çerçevede bana da arkadaşlarımız öneriler getirmişlerdir. Bu öneriler karsısında benim cevabım, bu konuların takdir yetkisinin Sayın Genel Başkan'da olduğudur" görüşünü aktardı.
"TERÖRLE MÜCADELEYE DESTEK OLMAK HEPİMİZİN GÖREVİDİR"
Deniz Baykal, söz konusu açıklamalarının "AK Parti'ye destek" şeklinde yorumlanmasına ilişkin değerlendirmede de bulundu. Baykal, şunları kaydetti:
Terörle mücadelenin başarılı olması ve buna destek olmak, hepimizin görevidir. 'Suriye sorununun bu hale gelmesine kim yol açtıysa altında kalsın, bize ne' deme hakkımız da yoktur. Bizim sorunumuz, iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye'ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye'ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir.
"ZULÜM VE YIKIM KARŞISINDA SUSAMAM"
Deniz Baykal ayrıca, Suriye'de yaşananlara ilişkin de değerlendirme yaptı. Baykal, bu konudaki görüşlerinin, her kimliğin her mezhebin, her medeniyetin bu kargaşadan salimen çıkmasını sağlamak olması gerektiğini aktardı.
Kriz öncesine kadar bir arada yaşayan insanların artık birbirlerine ve kendi medeniyetlerine karşı savaş verir hale düştüğüne dikkati çeken Baykal, "Bu manzaraya 'Dur' diyecek bir uluslararası otoritenin oluşturulamamış olması utanç vericidir. Nusayrisi, Sünnisi, Hristiyanı, on yıllardır bir arada barış içinde yaşadıkları günleri özler hale gelmişlerdir. Dışarıdan müdahale eden yabancı güçler, bu krizi daha da artırmaktadırlar" ifadelerini kullandı.
Baykal, açıklamasında şunları görüşlere yer verdi:
"Alevilere yapılan haksızlıklar karşısında 1975'te sesimi yükselttiğim zaman Kızılbaşlıkla itham edilen, 1989'daki Kürt Raporu nedeniyle bölücülükle suçlanıp DGM'ye verilen ve Saraybosna'daki Müslüman Boşnaklara yönelik etnik temizlik ve Müslüman kadınlara tecavüzler karşısında elindeki yazmalarla koşan, Lice halkına sahip çıkmak için yollara düşen birisiyim. Bugün Ortadoğu'daki medeniyetlerin Halep'iyle, Necef'iyle, Kerbela'sıyla, Erbil'iyle, Kobani'siyle bütün kültürlerin bütün kimliklerin korunmalarını ve barış içinde yaşamalarını istemekten başka hiçbir niyetim olamaz. Zulüm ve yıkım karşısında susamam"

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.