"Oyu Ege'den al ama kadro Alevi'ye"

SORU: Hasan Bey siz bir iddia ortaya attınız ve "CHP içeriden patlayacak" dediniz? Neden böyle bir iddia ortaya attınız?
HASAN BÜLENT KAHRAMAN: Evet öyle söyledim çünkü CHP'yi uzun süredir gözlemliyorum ve o partinin tabanıyla, o partiyi oluşturan unsurlarla, delegasyonla, parti yönetimini oluşturan tabakayla o partiye oy veren kesim arasında çok ciddi bir kopuş, çok ciddi bir fark var. Bu iki kesim, birbirleriyle hiç ilgili olmayan iki ayrı kesim. CHP'nin yönetim tabanı bugün Alevilerden ve o Aleviler üzerinden partiye yerleşen sol bir kesimden oluşuyor. Bu olabilen, normal ve hatta siyasi olarak daha derin analiz edilmesi gereken bir durumdur. Ama CHP'ye oy verenlerin ezici kısmı bu kesim değildir. Bizim Kadir Has Üniversitesi olarak yaptığımız araştırmalarda gördük ki, CHP asıl olarak şehirli yaşlık ve yüksek gelir grubunda iyi eğitimli batılı kesimlerden oy almaktadır. Şimdi bir parti bir kulüp değildir. Bir parti normal şartlarda bu kadar farklı kesimleri kesinlikle bir araya getiremez. Dönem dönem bu kesimleri bir araya getiren partiler olmuştur ancak bunu da Türkiye'de Adalet ve Kalkınma Partisi yapmaktadır. Ama CHP dar kesim partisidir, toplumun tamamına yayılmamıştır ve böyle bir kaygısı da olmamıştır. Zaten yüzde 25'in üzerinde bir oy hedefi de kendine koymamaktadır. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 20'den alıp ancak bu noktaya getirebilmiştir. Şimdi artık CHP bu iki kesimden birini tercih etmek zorunda...


SORU: Eğer sizin iddia ettiğiniz gibi CHP bölünmezse, bu durum, gelecek seçimler için CHP'nin oyunu düşürür mü?
HASAN BÜLENT KAHRAMAN: Yaşanan gerçeğe oturttuğunuz zaman CHP'nin tarihi misyonunu tamamlamış, kendisine bundan sonra nasıl ayakta kalacağını soran ve bunun içinde artık çatlama noktasına gelmiş ve her an patlayacak bir parti diye bakmak lazım. Benim önerim şudur, CHP ikiye bölünmelidir ve bölünecektir. CHP bunu tarihinde defalarca yaşadı. Yani Feyzioğlu ile Ecevit döneminde yaşadı. SHP ile birleşmesinde yaşadı. Bölünecek. Bir kesim, CHP'ye oy verenler, yeni bir parti kuracaktır ve bu parti çok zayıf bir parti olacaktır. Diğerlerinin de CHP'de ne yapacağını göreceğiz. CHP bir dönem Kürtlerin de partisi oldu. Ancak o Kürtler daha sonra HDP ve AK Partiye kaydı. Bugün artık CHP'nin Kürtlerle işi yok, o kadar yok ki CHP'nin Diyarbakır Baro Başkanı adayı yıllarca İstanbul'da seçildi. Diyarbakır'dan aday gösterdiği anda da parti meclisine bile sokmadı. Bu sosyoloji artık CHP'yi taşıyamaz. Kılıçdaroğlu döneminde CHP'de neler yaşandı biliyor musunuz? İlk olarak Dersim meselesi... Kılıçdaroğlu ile eşi Dersim dedi kıyamet koptu. Aman aman dediler hemen üzerini örttüler. Ardından CHP gitti, 2014 seçiminde Ankara'ya eski bir MHP'liyi aday yaptı. Doğru mu doğru... Ardından cumhurbaşkanlığı seçiminde "bozkırın tezenesi, Neşet Ertaş gibi deyip hiç CHP'yle alakası olmayan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterdi. Ardından meclis başkanlığı seçiminde bu Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy bile vermedi. İşte tüm bunlar CHP'de çok ciddi bir ideolojik ve zihni bir çalkantı, bunalım olduğunu göstermiyor mu? CHP ne kadar en alttaki Alevi kesimle cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği kişiyi bir arada taşıyabilir.
SORU: CHP'deki kurultay sonrasında oluşan üst yönetim, oy potansiyeli anlamında daralmaya sebep olur mu?
HASAN BÜLENT KAHRAMAN: Bugün CHP üst düzey yönetimini değiştirdi. Yani CHP genel kurultayında kendi genel sekreterini seçtiremedi. Birçok davetle CHP'ye getirilen kişiler seçilemedi. Kurultay sonrasında yapılan parti yönetimi planlamasında ağırlık Ege'ye kaydı. Bakın siyasette hiçbir şey tesadüfi değildir. Bu hiçbir şeyin işareti değil mi? Eğer CHP, yönetimi Ege'ye kaydırdıysa ki bu çok da doğaldır, ana oy kesimi İzmir'dir ve biraz da Trakya ve sahiller. CHP artık çok dar bir şeritte var oluyor. Eğer CHP kendini Ege olarak görmüşse o partinin en altında yer alan Alevi ve sol kesim nasıl birlikte barınacak. CHP'nin bu bünyeyi daha fazla sürdürmesi mümkün değil. Mesela asistanlarımla bir araştırma yaptık ve gördük ki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçildiği günden buyana bir kez bile sosyal demokrasi vurgusu yapmamış. Oysa ki CHP kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan bir parti. Ama bunlar hep terk edildi. E o zaman bu parti üstte kendisine oy verenler ile en alttaki örgütünü nasıl bir araya getirecek? Bu mümkün değil. Bunun için popülist bir politika da gütmeli ama onu da yapmıyor. Yapacak düzeyde değil.
SORU: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son dönemde konuşmalarındaki üslup dolayısıyla çokça eleştiriliyor. Bu konuda siz neler düşünüyorsunuz?
HASAN BÜLENT KAHRAMAN: Benim yorumum şu, aslında bu Türk siyasetinin en büyük hastalıklarından biri. Ben Kılıçdaroğlunun o günkü ve sonra grupta yaptığı konuşmasını da dinledim. Bu seviyeye gelmiş bir siyasetçiye yakışan bir üslup değil o. Daha da fazlasını söyleyelim, daha da sertini söyleyelim diyor. Ama bu bir siyasi sıkışmışlığın da eseri. Yani CHP'nin en çok eleştirilen özelliği bu. Türkiye siyasetinde sıkıntıya sebep olan yönü de bu. CHP, AK Parti gibi tüm seçimleri kazanan, yüzde 50 oy almış bir partinin karşısına çok ciddi projeler, siyasi öneriler ve ideolojik adımlarla çıkması lazım. Buna AK Parti'nin de, Türkiye'nin de bizzat CHP'nin de ihtiyacı var. Ancak CHP'den bu kadar şeyler beklenirken, CHP Lideri tüm bunlardan uzat hareket editör. O kadar uzak hareket ediyor ki, CHP'nin ekonomi uzmanı ve ekonomi siyasetçisi Selin Sayek Böke, o görevi bıraktırılarak parti sözcülüğüne getirildi. Yani o isimden bile daha gelişmiş ekonomi siyaseti istenmiyor, buna ihtiyaç duyulmadığı söyleniyor. o kanıyı taşıyor. Bunları götüren zihni, fiziki gücü omuzu iradesi yok oysa ki... A HABER