Erdoğan: HDP'ye talimat dağdan geliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'da ortak canlı yayın programında soruları yanıtladı. HDP'ye çok sert tepki gösteren Erdoğan, "HDP'nin belediye başkanlarının beni karşıladığı bir il olmamıştır. Niye? Dağdan talimat gelmiş. Terör örgütünü arkasına alıp oy toplamaya çalışıyorlar. Batı'da farklı, Doğu'da farklı. Bunlar samimi, dürüst değil" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV canlı yayınına konuk oldu.
Oğuz Haksever'in gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"TÜRKİYE BİR KARAR AREFESİNDE"
"Bu seçimlerde yeni anayasa ve başkanlık sistemi üzerinde duruyorum. Türkiye artık bir değişimi dönüşümü yaşamak zorunda. Dünyada parlamenter sistemle idare edilen sistemlere bakıldığında belirli bir yerden sonra patinaj başlıyor.
Türk milleti artık bir karar arefesinde. Bu karar arifesinde idari bir değişimi dönüşümü ortaya koyacak. G20 ülkelerinin bir çoğu başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bu ülkeler başkanlık sistemine bu denli önem verdiklerine göre, bu değişimi biz neden düşünmeyelim.

"BENİM KİŞİSEL ARZUM VE MENFAATİM İÇİN DEĞİL"

Bu mevzular yeni değil, uzun süredir konuşulan mevzular. Biz dile getirince farklı yaklaşımlar ortaya kondu. Bunların hiçbirisi benim kişisel arzum ve menfaatim için değil.
Derdimiz faniler değil, sistemin üzerinde durmalıyız. En ideal sistemi belirleyebilmek için bu sistemi kimler en iyi şekilde başarmış bunlara bakmamız lazım. Türkiye bundan çok kazanacaktır. Bu değişimi yapacak kadroda tarih boyunda hiç unutulmayacaktır.


"HERKES BENİ ELEŞTİREBİLİR"

Herkes beni eleştirebilir. Cumhurbaşkanı oldum beni eleştirebilirler. Bütün hakaretleri eleştirileri yapanlar benim milletimin tarafında olduğumu göz ardı etmesinler. Ülkemin menfaati neyi gerektiriyorsa bunu yapmak durumundayım.
Ben bu kadar baskıcıysam bu kadar otoritersem, 320 milletvekiline sahip bir partinin başkanı olarak anayasa uzlaşma komisyonunu oluştururken diğer partilere sizlerle eşit sayıda üyelerle gelin bu uzlaşma komisyonun oluşturalım der miydim?
Derdim ki komisyonların oluşumu parlamentoda bellidir. Nedir, sayınıza göre, ne kadar üyeyle temsil edilmeniz gerekiyorsa o kadar üyeyle temsil edilirsiniz arkadaş, derdim. Ben böyle demedim.
Ben dışardan cumhurbaşkanlığı makamına gelmiş birisi değilim. Belediye başkanlığından, başbakanlıktan gelmiş birisiyim. IMF'ye 23.5 milyar dolar borcumuz vardır. Bizden önceki yönetimler bu borcu yaptı. Bize borç verdiyseniz bu bizim borcumuzdur. Yunanistan Başbakanı gibi şöyle yapacağız, böyle yapacağız demedik. Ama bizi idare edemeyeceklerini söyledik.
Merkez Bankamızın döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Şu anda 122 milyar dolar. Türkiye bir taraftan bu gücü rezerve etti, diğer taraftan bir çok alanda çok ciddi yatırımlar yaptı."
Oğuz Haksever'in yönelttiği sorular ve Erdoğan'ın yanıtları şu şekilde:
Seçimlerle başlarsak "sürprizlerle dolu bir seçim olacak" demiştiniz bunu açar mısınız?
Bu seçimlerde özellikle yeni Türkiye, yeni anayasa, başkanlık sistemi üzerinde ısrarla duruyorum. Beklentim 12 yıllık başbakanlık dönemim ve 9 aylık cumhurbaşkanlığı dönemimde de bir gerçeği tespit ediyoruz.
Türkiye artık bir değişimi, dönüşümü yaşamak durumunda. Dünyada gerek başkanlık sistemi gerekse parlamenter sistemle idare edilen ülkelere baktığımızda veya bizim geçmişimize baktığımızda gelişmeler bir yere kadar geliyor orada artık patinaj başlıyor.
Bunu aşabilmek için idari yapılanmada bir değişiklik şart. Onun içinde bu seçimlerin milletimiz tarafından gerek benim cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşadığımız gibi bu seçimde de böyle bir şeyi yaşamak beklentilerim içinde. Çünkü Türk milleti artık bir karar arifesinde. İdari değişimi dönüşümü ortaya koyacak. Biz 20 tane G20 ülke ve kurumu içinde üyelerden birisiyiz ve bu yıl ev sahipliğini biz yapacağız. Buradaki ülkelerin büyük çoğunluğu başkanlık sistemi ile yönetiliyor.
Bunların büyük bir çoğunluğunun başkanlık sistemi ile yönetilmesi biraz bizi düşündürmesi lazım. Acaba dünyanın en zengin ülkeleri olan ki yüzde 85'ini oluşturuyor dünya sermayesinin bunlar başkanlık sistemine bu denli önem verdiklerine göre neden biz hala burada bir değişimi düşünmeyelim.
"LİDERLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU HEP BAŞKANLIĞI SİSTEMİNİ SAVUNDU"

Türkiye'de yakın siyasi tarihimize baktığımız zaman liderlerin büyük çoğunluğunun başkanlık sistemini hep savunduğunu görüyoruz.
Özellikle mesela 1970, burada Kasım Gülek cumhurbaşkanını halkın seçmesini istiyor. Rahmetli Türkeş'in bir açıklaması "güçlü iktidar güçlü idare için bakanlık sistemini savunuyoruz. İcrayı ikiye bölemeyiz tek bir başkan tarafından yönetilmelidir. Her konuda olduğu gibi icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız". Bir başka gazete başlığı 1997 yılına ait. "Başkanlık için iki aday yarışacak, başkanlık sistemi raporu hükümetin önünde".
Yine sene 2002 yılında rahmetli Yazıcıoğlu; "başkanlık sistemi şart". Sayın Demirel'in "başkanlık sistemine geçmeye mecburuz, Türk usulü başkanlık".
Bu mevzular yeni değil yani. Bunu biz dillendirdiğimizde farklı bir yaklaşım ortaya konuluyor. Ülkemizin menfaati neyi gerektiriyorsa oradan bakmamız lazım. Hiç birisi benim kişisel arzum değil. Bizim derdimiz faniler değil en ideal sistem nedir bunun üzerinde durmamız lazım. Bunun içinde dünyada bu işi en iyi kimler başarmış bunlara bakmamız lazım.
ÇARPICI GÜNEY KORE ÖRNEĞİ
Amerika bu konularda en ileri olan ülke. Arjantin, Avustralya gerçi orada valilik yönetim anlayışı var ama İngiltere ulusalar topluluğunda da yine iş sonunda kraliçeye dayanıyor. Brezilya, Çin öyle. Endonezya, Fransa yarı başkanlık sistemi. Güney Kore geçti bu sisteme ve gerimizden gelerek bizi geçti. Japonya aynı noktada. Meksika, Rusya öyle.
Biz hala öyle olmaz böyle olur diyoruz. Türkiye'nin böyle bir sisteme geçmesinden bu kadara rahatsız olanların gerekçesi ne? Denetim diyorlar burada yok mu? Ciddi manada denetlenir ve başkan adım atamaz. Benim arzum, gayretim hep buna yöneliktir ve sürpriz olayı da oyda olacak bir patlama ve bu konuda da bu iş kendini verecek bir siyasi kadro böyle bir adımı atmaya karar verirse Türkiye bundan çok kazanacaktır. Bu değişim ve dönüşümü yapacak siyasi kadroda tarih boyunca unutulmayacaktır.
Size yönelik eleştirilerde otoriter bir rejim geçiyor Recep Tayyip Erdoğan'ın kafasından diye. Bir de AK Parti'nin uzlaşma komisyonuna verdiği çerçeve hala geçerli mi sizin açınızdan da?
Şu anda hükümet bu yeni oluşumla birlikte nasıl bir tablo ortaya çıkacak onu göreceğiz. Ama benim başbakanlığım döneminde partimin uzlaşma komisyonuna yaklaşım anlayışıyla yeni dönem nasıl olur bilemem.
O dönem ortaya olumlu bir yaklaşım koyduk. Baskıcı, otoriter diyenlere ben bu kadar baskıcıysam, otoritersem 320 milletvekiline sahip bir partinin başkanı olarak anayasa uzlaşma komisyonunu oluştururken diğer partilere sizlerle eşit sayıda üyelerle oluşturalım der miydim? Komisyonların oluşumu sayınıza göredir. Ben tam aksine ülkemin çıkarı nerede yeter ki anayasa değişikliğini yapalım bunu istedim. Sizin topunuz 220-25 üyeden oluşuyorsunuz. Siz 9 üye temsil edileceksiniz bizim partimiz 320 üyesi olmasına rağmen 3 üye ile temsil edilecek.
Bu kadar olumlu bir yaklaşımla giriyorum onlar bakın 47 madde 4 parti imzayı atıyor en sonunda ana muhalefetin başı hiç olmazsa bunu geçirelim diyor. Bende hemen gidin görüşün buyursunlar buna varız dedim. Dedi ki 4 partinin de imzası olmazsa biz yokuz. Bunlar samimi değiller dürüst değiller. Daha sonra 60 maddeye gelindi yine dedim arkadaşlarıma gidin görüşün diye. Batıda böyle bir siyaset göremezsiniz masaya oturulunca ülkenin menfaati için kalkarlar.
Bizde henüz böyle bir menfaat yok. Ben bu siyasi parti liderleri içinde üç kez randevu talebinde bulunduğum halde randevu vermeyen siyasi liderler var.

Meydanlara çıkmanız eleştiriliyor. Muhalefeti eleştirmeniz de eleştiriliyor. Nasıl açıklıyorsunuz bu durumu?

Herkes beni eleştirebilir. Geçmişte de Allah rahmet eylesin Turgut beye hakaretamiz ifadelerle saldırmışlardı. Aynı şey sayın Demirel için de yapılmıştı medya tarafından.
Bu hakaretleri yapanların bir defa benim milletimin tarafında olduğumu bir sorumluluk mevkisinde olduğumu göz ardı etmesinler. Sorumluluk mevkisinde olduğum sürece elimden ne geliyorsa ülkemin milletin menfaatine bunu yapmak durumundayım.
"BEN DIŞARIDA CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA GELMİŞ BİRİSİ DEĞİLİM"
Ben dışarıdan cumhurbaşkanlığı makamına gelmiş birisi değilim, belediye başkanlığından, başbakanlıktan gelmiş birisiyim ve ilk defa milletin oyuyla cumhurbaşkanı olmuş birisiyim.
"BEN BUNU AÇIKLAMAK ZORUNDAYIM, HALKIM BUNU BİLMİYOR"
Başbakan olarak masaya ilk oturduğumda zorunlu tasarruf dediler eski rakamla 15 katrilyon. Konut edindirme yardımı dediler 3 buçuk katrilyon. Ben bunu açıklamak zorundayım halkım bunu bilmiyor.
Peki bu zorunlu tasarrufu kimler aldı kimden aldılar? Memurdan işçiden aldılar. SHP'ye dayanıyor. Oradan gel bütün yönetimlerin döneminde bu paralar kesildi. Çünkü memurun maaşını ödeyemiyorlardı, içinin maaşlarını ödeyemiyorlardı.
"İŞÇİYİ MEMURU ALDATTILAR"
Konut edindirme yardımı dediler işçiyi memuru aldatılar. 3 buçuk katrilyonda oradan ve ne konut var ne bir şey. İlk işimiz bunları ödemek oldu.
"BİZ YUNANİSTAN BAŞBAKANI GİBİ YAPMADIK"

IMF'e 23 buçuk milyar dolar borcumuz vardı. Biz oturuyoruz konuşuyoruz bizi idare edemezsiniz diye. Borç bizim borcumuzdur. Kalkıp Yunanistan başbakanı gibi ödemeyeceğiz veya şöyle yapacağız böyle yapacağız demedik ödeyeceğiz dedik. Ama takvim belli buna göre ödeyeceğiz dedik. Ama bizi idari yönden idare etmeye kalkarsanız böyle bir yönetim değimiz dedik.
"EKONOMİDE, 'KAYNAK BENİM' DEMEKLE BU İŞLER YAPILMAZ"
Şimdi onlar bizden 5 milyar dolar talebinde bulundular ona da evet dedik. Merkez bankamızın döviz rezervi 27 buçuk milyar dolardı ve bunun yarıdan fazlası da yurtdışındaki vatandaşlarımıza ait ve bir kısmı da altındı. Şimdi 122 milyar dolar. Türkiye bir taraftan bu gücü rezerve etti ama bir taraftan, sağlıkta, eğitimde, ulaşımda, adalette, emniyette, tarımda çok ciddi yatırımlar yaptı.
Biz bunları yaparken kaynak çeşitlendirmesi yaptık. Ekonomide kaynak benim demekle havalimanı yapılmaz, yollar yapılmaz göstereceksin kaynağın ne? Sen ortaya hiçbir şey koymuyorsun kaynak benim diyorsun.

"KAYNAK, DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NIN ALTINDAKİ 320 BİN LİRALIK MERCEDES'MİŞ"

Bir kısım da kalkıyor Diyanet İşleri Başkanı'nın altındaki 320 bin liralık Mercedes'miş kaynak. Öbürü kalkıyor evler kaynak. Bu iş bu kadar basit değil: İşte bunları açıklamak bunları yaşayan bir lider olarak benim görevimdi. Ben onun için meydanlarda milletime bunları anlatıyorum.
"DEMOKRATİK LAİKLİK DERKEN 'DEMOKRATİK' KAVRAMI BİR KENARA ATILMIŞ"

Geçmişte siyasi partiler değerler üzerinden muhalefet yaparlardı laiklik gibi şimdi vaat konusunu öne çıkarıyorlar. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Onların hepsi bu ülkenin geri kalmasının ne önemli sebebidir. Laiklik bir ülkeyi ne ayağa kaldırır ne çökertir. Laiklik işin sosyolojik yapısı içinde değerlendirilecek idari noktada değerler silsilesi içinde yerini alacak bir anlayış. Bu zaten bizim anayasamızda da yerini almış. Onun üzerinden kalkıp bir yere varamazsınız. Ülkemiz zaten demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir.
Ama öbür tarafta demokrasi denilen bir taraf var. Demokratik laik derken demokratik kavramı bir kenara atılmış laiklik üzerinde durulmuş ama sosyal kavramı da hiç alınmamış. Onun için sosyal devlet anlayışı bizim genlerimizde olduğu halde bunun üzerine gidilmedi.
Ben meydanlara ilk çıktığım zaman genel başkanlığımda yoksulluk, yasaklar ve yoksulluk. Biz bunların üzerine yoğun bir şekilde gittik ve hepsini çökerttik.
Bu sürecin içinde milletimizin ayağa kalkmasını sağlayacak şey birinci derecede eğitimdir. Ülkemizde 76 üniversitemiz vardı şu anda 191 üniversitemiz var. Her ilimizde üniversite var. Cumhuriyet tarihinde yapılan derslik sayısına neredeyse ulaşmak üzereyiz. Biz kitap alacak parası olmayan vatandaşım vardı. Sıralara ücretsiz koyacağız ve benim vatandaşımın çocuğu hemen okullar başlarken alacak dedik.
"HARÇLARI KALDIRACAĞIZ DİYOR, BİZ KALDIRDIK ZATEN"
Burs 45 liraydı üniversitelerde şimdi 330 lira. Daha önce her isteyen burs kredi verilmezdi. Ama dönemimde her isteyene vereceğiz dedim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir milletvekili adayı diyor ki harçları kaldıracağız diyor. Biz kaldırdık zaten. Bizim yaptığımız şeylerin farkında bile değiller.
KILIÇDAROĞLU'NUN SSK YILLARI
Rahmetli Savaş Ay'ın programını izlemişsinizdir. 6 yıl SSK'nın genel müdürü olarak görev yapıyorsun ve rahmetli Ahmet Kaya'da o programda. Bir çocuğun kolu yanlış iğne vurulduğu için kesiliyor, bir bayanın önce rahmi alınıyor sonra yanlış diyorlar böbreğini de alıyorlar. Hastanelerde hijyen diye bir şey yok vatandaş pislik içinde o hastanelerde yatıyor.
Ama şimdi adeta özel sektörün hastanesi neyse devletin hastaneleri de o noktaya geldi. Koğuş sistemi değil artık ya 1 ya 3 kişi. İlacımızı alamazdık şimdi istediğin ecza neden alıyoruz.
6100 kilometre 79 senede yol yapılmış. Biz 12 senede 17 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık.
Marmaray bu milletin gurur abidesidir. 18 ayda Marmaray'dan geçen yolcu sayısı 73 buçuk milyon. 2017'de inşallah Avrasya tüneli açılacak.
Kadıköy-Kartal metro hattı, Yavuz Sultan Selim köprüsü yapılıyor. İzmir-İstanbul 3 buçuk saate düşüyor.
Bunların hepsi ülkemize bir sıçrama sürecini getiriyor.
Hızlı trenle de iktidarım döneminde tanıştık.
26 havalimanımız vardı bugün Hakkari'ye havalimanı yaptık. Bölücü terör örgütü ve arkasında olduğu siyasi zihniyet hep engellediler 2 yıl gecikti. Bugün açılını yaptık bununla birlikte 54 havalimanına çıktık.

DEMİRTAŞ'A HAKKARİ HAVALİMANI CEVABI

Selahattin Demirtaş; herkesin cumhurbaşkanı olsaydı sayın Erdoğan'da kurdeleyi birlikte kesseydik sözü var.
Muhatap almak istemem. Önce bu ülkenin cumhurbaşkanına kullandığı kelimeleri cümleleri çok çok iyi bilecek.
Birçok yerde beni Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediye başkanları gelir karşılar, Milliyetçi Hareket Partisi'nin belediye başkanlarının geldiği yerler var ve bende o belediyelere ziyarette bulunurum.
Ama şu anda HDP'nin belediye başkanlarının beni karşıladığı bir il olmadı. Mardin'e gittim gelemedi, Diyarbakır'a gittim gelemedi.
Dağdan yönetilen bir parti ile, dağdan yönetilen bir belediye ile nasıl bu diyalogu kuracaksınız. Bunlar kendi iradeleri ile belediye yönetmiyor ki dağdan yönetiliyor.
Bunlar batıda farklı konuşuyor Güneydoğu'da farklı konuşuyor.
Eğer bu kadar Selahattin Eyyubi Havalimanı'na aşıksa iki yıldır gecikirken bu parlamentoda milletvekiliydi niye bir tehdit edenlerle mücadele vermediniz? Bunlar samimi değiller.
Bugün onun oraya gelmesi önemli değil onu gönderenlerin oraya gelmesi önemli. Bizim için önemli olan Hakkari halkının oraya gelmesiydi.
Ben iki hastane açtım Yüksekova'da ve Hakkari'de 150'şer yataklı. Bunlar vatandaşı tehdit ettiler ve vatandaş gelemedi açılışlara.

"KAN KOKAN İDEALLERİNİ, İDEOLOJİLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPIYORLAR"

Bunların bu ülkede barış diye, kardeşlik diye, birlik diye dertleri yok. Kendi kan kokan ideallerini, ideolojilerini gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Van'da musluklardan su akmıyor kan akıyor. Biz ne oluyoruz diyince Van'a gidince baktım su akıyor. 6-8 Ekim olaylarını düşünün sokağa kim davet etti herkesi bu beyefendi değil miydi? 50 kişi öldü. Milletimin bunları görmesi ve bilmesi için meydanlardayım.
"BUGÜN HEPSİNİN ALTINDA YA MERCEDES VAR YA AUDI VAR"
Diyanet işleri başkanının aracı olayı genişledikçe genişledi. En son Maliye Bakanı'nın sözleri yeniden alevlendirdi. Lüks harcama olarak değerlendiriliyor bunu ayrıntılandırmakta yarar var.
Bugün 320 bin liralık bir Mercedes'i lüks olarak değerlendirir misiniz? Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı kullanıyor bunu.
Bugün genel başkanların hepsinin altında ya Mercedes ya Audi vardır. Bizimde bakanlarımızın hepsinin altında bunlar var.
Ben önceden bilgi sahibi olsam sakın iade etmeyin derdim. Çünkü bu Diyanet makamı sıradan bir makam değil. Bu milletin yüzde 99'u Müslüman ve bu tüm Müslümanların itibar makamıdır. Böyle bir makam bu saygısızlığı yapmak bu hakareti yapmak bir defa yenilir yutulur bir şey değil.
"O SADECE TÜRKİYE'NİN DİNİ LİDERİ DEĞİLDİR"
Mehmet Görmez bey sadece Türkiye'nin dini lideri değildir adeta İslam dünyası içinde bu coğrafyanın saygın bir dini lideridir. Ama bunların dinle diyanetle alakası olmadığı için böyle yaklaşıyorlar.
Ben de dedim ki şu anda Cumhurbaşkanlığı demirbaşında olan zırhlı Mercedes'lerden birisini tahsis edeceğim. Diyanet İşleri Başkanımıza bunlardan birisini verdik. Şu anda gönlüm hoşnut. Bu beyefendiler niçin şöyle bir Hıristiyan dünyasına bakmazlar.
"VATİKAN'DA DİNİ LİDERİN ÖZEL UÇAĞI VAR, ZIRHLI ARAÇLARI VAR"
Vatikan'da dini liderin özel uçağı var. Zırhlı araçları var. Bizim dini liderimiz tarifeli uçakla seyahat edecek. Ben geçenlerde onu da söyledim, Ahmet Bey (Davutoğlu) ile onu da konuşacağım. Diyanet İşleri Başkanımızın yurtdışı seyahatlerinde şu anda havuzda olan uçaklarımızdan kullanmak suretiyle gitsin. Niçin tarifeli uçakla gitsin? Oralarda zamana oynuyorsunuz, bunları görmemiz lazım. Bu saygısızlıkları yapanların bırakın kendilerini çocuklarının altında lüks yarış otomobilleri var. Kendilerinin kullandıkları zaten fevkalade.
"FRENE BASMIŞ OLSAK BUGÜN HAKKARİ'DE OLMAZDIK"
Çözüm sürecinin neresindeyiz, frene bastınız mı? Böyle bir algı oluşuyor sayın cumhurbaşkanı.
Frene basmış olsak bugün Hakkari'de olmazdık. Batman, Mardin, Siirt yine o bölgede 6 vilayete gittim oralarda olmazdım. Sayın başbakan zaten tamamını dolaşıyor.
Biz buna demokratik açılımla başladık. İkinci etabında milli birlik ve kardeşlik projesi dedik. Üçüncü bölümdeyse çözüm süreci dedik devam ediyoruz. Çözüm sürecini duraklatmak isteyenler olursa o zaman hükümetle oturacağız B planımız ne olabilir C planımız ne olabilir bunları da konuşacağız.
ÇIKMIŞ, MİLLETVEKİLİNE "KONUŞMA LAN" DİYOR
Dolmabahçe ve İzleme Komitesi olaylarını da karşı çıktınız. Kaygılarınız mı vardı?

Dolmabahçe ile ilgili olarak orada o kişilerle bir karenin içinde yer almayı hükümetimiz için doğru bulmadım. Bana göre o kare yanlıştı. O karenin içinde olanlardan birisinin dün akşam milletvekillerimizden birisine telefonla bağlandığında "konuşma lan" diyor. Bu adamlarla gidilir mi? Görüşme yapacaksanız yapın ama kalkıp aynı karede yer almayı doğru bulmadım.
Benim dönemimde de bu tür görüşmeler olmuştur ama hiç birisi bir fotoğraf karesi olmamıştır. İzleme Komitesi'ne gelince ne demek izleme komitesi. Bu ülkede izleme komitesinin işini devlet kendi birimleriyle bunu yapar, dışarıdan sipariş kişilerle bu işin izlemesi yapılmaz. Akil insanları kuran benim başlattık yürüttük. Ama ondan sonra işte onların içinde şunları seçelim olmaz böyle bir şey. O zaman devlet kendi varlığından vazgeçer. Zaten şu anda bizim izleme komitemiz var. MİT onu yapıyor şu anda.
HDP'ye yönelik olarak genel başkan veya diğer milletvekilinin ekranda ortaya koyduğu tavrı hatırlattınız. Çözüm sürecinde HDP'nin dışarıda olmasından yana olmasından yana olduğunuz yönünde bir algı oluşursa…

Neymiş benim sert eleştirilerim?

Kanlı dediniz Selahattin Bey için…

Siz kalkıp milleti 6-7-8 Ekim'de sokağa dökeceksiniz, 50 kişi ölecek bu kan değil mi? Başında olduğu partinin belediyesi musluklardan kan akıtacak bu kan değil mi? Burada herkes nerede durması gerektiğini belirlemesi lazım. Burada biz bu vatandan, bu milletten yana mı olacağız yoksa musluklardan kan akıtanlardan yana mı olacağız?
5. Kattan Yasin'i atıp öldürenlerden yana mı olacağız? Bunları ortaya getirdiğimiz zaman biz sert oluyoruz, bizi tehdit edenler, ailemizi tehdit edenler çok yumuşak oluyor. Çözüm süreci dediğimiz bizim ortaya koyduğumuz bir süreçtir ve bu devam edecek. Ama bunlar bu işin kurallarına uydukları sürece devam eder. Kurallara uymadıklarında devlette gereğini yapacaktır.
İmralı'ya gidiş geliş HDP gitmiyor o heyet ama onun dışında bir temas oluyor mu?

Bu aralar oldu mu olmadı mı bilmiyorum. Bu konuyla ilgili olarak hükümet MİT'le bu süreci sürdürüyor.

Star.com.tr

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.