Tahşiyecilerin lideri o kumpası anlattı

'Bir gece evimde yatmışken haberim yok, yakalandık. Sekiz ay evvelden şikayet edildim. Gülen Efendi'nin bizzat aleyhimde şikayeti var. Bizzat kendisinin var. Bana dediler seyret, dedim seyretmem. Ben böyle şeylerle meşgul olmam. Kimsenin bana şikayeti ile de meşgul olacak halim yok. Ben sadece müdafaa yapıyorum. Hakk'ın müdafaacısıyım. Müspet hareket ediyorum.'
'Türkiye'de şuan öyle adamlar var ki yerin dibindedir, yılan gibi İslam'ı ısırıyor. Alimde olabilir, alim olmayan da var. Fakat bunların hepsini çıkarmak benim görevimdir, benim gücüm buna yok ki.'

'EVİMDE SİLAH YOKTU'

'Ne silah bulundu, ne bomba bulundu. Hatta yasak bir kitap bile bulunmadı. Hatta İbn-i Teymiye'nin kitabının aleyhinde bazı yasaklar vardı, o bile bulunmadı.'
'Ben ilmi bir mücadele ile Allah rızası için kitap yazmışım. Ne gerekiyorsa kitaplarımda yazmışım. Sıra geldi benim hapsime, ben 17 ay hapse girdim. Benim ifademi alan o polislere hala ağlıyordum. Onlar ifademi alırken, kalbim eğer ayıp demeseydi, benim gözümden yaş akıyordu. Kalben onlara dua ederim, savcıya da dua ederdim. Hapisteyken 3 ay bu tayfaya dua ettim. Dedim 'Yarabbi bunlar Müslüman'dır, aldatılmış Müslüman'dır. Yanlış bir İslamiyet bunları aldatmış benim gibi suçsuz bir adamı getirmiş buraya koymuşlar. Suçum budur ki ben bunlara dini anlatmışım.'

'Kuran'ın ayetlerinin yanlış manalarla tahrife doğru gittiği bir zamanda bütün gücümüzle Kur-an'ın o ayetlerini izaha başladık. Buna misal olarak birinci rumuz, ikinci rumuz, üçüncü rumuz, dördüncü rumuz ayetlerini açıkladık. Üstat Bedüizzaman'ın kitap ve mektuplarına yanlış mana verilerek, ümmet-i Muhammed'i hususen Risale-i Nur okuyucularını tamamen başka tarafa saptırmaya yol açıldı. Bizi bütün gücümüzle o gizli örgütün, yani ecnebi bir örgütün maşası olan o kimse, onunla mücadelemizi kitapla verdik.'