Davutoğlu bir söz etti, herkes sözlüğe koştu

Davutoğlu'nun konuşmasında geçen bir terim büyük ilgi uyandırdı. Herkes internette sözlüklere, arama motorlarına koştu.

Ak Parti'de bugün Davutoğlu dönemi başladı. Davutoğlu partisinin olağanüstü kongresinde tek aday gösterildi; adaylık teklifine ilk imzayı Erdoğan attı. Davutoğlu, bin 382 oy alarak Genel Başkan seçildi; sadece 6 oy geçersiz sayıldı.
Davutoğlu'nun konuşmasında geçen bir kelime ise merak uyandırdı; Epistemoloji
İŞTE KONUŞMADAKİ O BÖLÜM
Eğer insanlık tarihi kadim, modernite ve küreselleşme gibi evrelere ayrılırsa şunu çok açık şekilde söyleyebiliriz ki, bu ülke, bu aziz topraklar, sadece jeostratejik değil, jeokültürel öneme haiz topraklar kadimin bütün renklerini bünyesinde barındırırlar. İslam medeniyetini, ondan önceki Mezopotamya kültürünü, ondan önceki Hitit, Roma kültürünü bünyesinde barındırır. Hiç bir medeniyet havzası yoktur ki Anadolu ile etkileşime girmemiş olsun. Yine modernite esas alındığında bu kadim kültüre sahip olan başka hiç bir ülke yoktur ki moderniteyle bizim gibi yüzleşmemiştir ve nihayet kürselleşmeyi de bizim kadar derinden ve yakından yaşayan bir başka ülke yoktur. Şimdi büyük bir yeni kültürel uyanışın arifesindeyiz. Bu yeni kültürel uyanış, insanlığın temel değerler itibarıyla varoluşsal ve epistemolojik problemlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde bütün insanlığa evrensel bir medeniyet çağrısı yapacak bir uyanış.
EPİSTEMOLOJİ NE DEMEK?
Türk Dil Kurumu Felsefe Terimleri Sözlüğü'nde epistemoloji sözcüğü; "Bilginin kaynağı, doğası, doğruluğu ve sınırlarını inceleyen, bilgiyle ilgili sorunları araştıran felsefe dalı" olarak tarif ediliyor. Yunanca episteme = bilim ve logos = öğreti kelimelerinden türetilen epistomoloji, ayrıca "Bilim felsefesi ile eşanlamlı" olarak tanımlanıyor.
EMRE AKÖZ DE YAZDI
Emre Aköz bugünkü köşe yazısını bu konuya ayardı. İşte Aköz'ün yazısı;
Türkiye'nin çoğunlukla CHP'ye oy veren okumuş yazmış kesimleri, "entelektüel" bir başbakan özlemi çekerler. Entelektüelliğin kriterleri de öyle ahım şahım değildir aslında.
Sağ kesimden birisi başbakan olduğunda önce Batı'dan bir yabancı dili bilip bilmediğine bakarlar. Bu da ya İngilizce olmalıdır ya da Fransızca... (Almancayı önemsemezler.)
Ondan sonra okuduğu kitaplara ve dinlediği müziğe bakarlar. Başbakan her daim ciddi kitaplar okumalıdır. Mizaha veya hafif kitaplara dudak bükerler.
"Vizyon" söz konusu olduğunda kendilerini üçe- beşe katlayacak Turgut Özal'ı, "Red Kit" çizgi romanı okuyor diye aşağılamışlardı. (Doğrusu bu tavra çok bozulmuştum, çünkü Red Kit'e ben de bayılırım.)
Müzik ise Klasik Batı Müziği olmalıdır. İlla üçünden en az birini sevecek: Bach,Beethoven, Mozart... Klasik Türk Müziği ise adeta gericilik alametidir.
Atatürk'ü tapacak kadar severler ama bu kriterlere uyan asıl siyasetçi İsmet İnönü'dür. İnönü'nün ayrıca satranca meraklı olması, önemli bir artı puandır.
Kasımpaşa kökenli Recep Tayyip Erdoğan, tahmin edeceğiniz gibi bu kriterlerin hepsinden kırık notlar alarak başlamıştı Başbakanlığa.
Onun döneminde bir sürü konser- konferans salonu yaptırılması... Okullarda satrancın seçmeli ders haline getirilmesi... Cemal Reşit Rey'e hemen her hafta yurtdışından kalburüstü bir sanatçı getirilmesi... Hayır, bir türlü sınıfı geçemedi Erdoğan.

'Epistemoloji' nedir ki?
Müstakbel Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dünkü AK Parti Olağanüstü Kongresi'nde yaptığı konuşmayı dinlerken sözünü ettiğim kesim herhalde epey şaşırmıştır.
Konya doğumlu olmasına ve badem bıyıklarına rağmen gayet düzgün bir İstanbul Türkçesi... Konuşmanın arasına sıkıştırılan hem Batı'dan, hem de Doğu'dan alınmış yabancı kelimeler... Önemli düşünürlerden yapılan alıntılar... İngilizce, Almancave Arapça bilmesi...
Davutoğlu, "network", "modernite" filan da dedi ama ben en çok "epistemoloji" kelimesini kullanmasını ilginç buldum. Sadece AK Parti kitlesinin değil, entelektüel başbakan arayan kesimin de pek aşina olduğu bir kelime değil bu...
"Bilgi nedir, neyi bilebiliriz, bilgi türleri nelerdir" gibi sorulara cevap arayan epistemoloji, bazı düşünürlere göre felsefenin zirve noktasını teşkil eder.
Tabii Davutoğlu bu kavramı felsefedeki anlamıyla değil daha çok sosyal bilimlerdeki anlamıyla kullanıyor: "Belli bir medeniyetin, kültürün içinde üreyen bilginin araştırılması" olarak...
Ayrıca bazı siyasetçiler gibi konudan konuya zıplamıyor konuşurken. Zihni net ve çalışırken kategorileri kullanıyor.
Faraza bir konuyu önce beş maddeye ayırıyor. Sonra bu beş maddeyi kendi içlerinde "a- b- c" diye çeşitlendiriyor. Bir meseleyi ele alırken, mesela "İki olumlu, iki de olumsuz yanı var" diyor ve hepsini art arda sıralıyor.
Velhasıl Davutoğlu'nun entelektüelliği, kullandığı bir- iki kelime hariç, gayet anlaşılır bir entelektüellik. Üstelik "Stratejik Derinlik" kitabındakinin aksine, "bir paragraf, bir cümle" halinde de değil: Kısa, net, sarih bir sözü var.
Entelektüel Başbakan mı arıyorsunuz? Buyurun size en kralından entelektüel bir başbakan.
Not: Başkalarını bilmem ama bana tartışmalık bolca malzeme vereceğini hissediyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.