Başbakan: Erken seçim asla

Başbakan Erdoğan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda gündeme ilişkin soruları cevapladı.

AA muhabirinin "AA, bu yıl ilk kez seçim sonuçlarını sandık başlarından bildirdi. AA'nın seçim yayınlarına ilişkin bazı siyasi partilerin, muhalefet partilerinin açıklamaları oldu. Bu olayın ardından Bayburt'ta bir arkadaşımız darp edildi. AA'nın seçim yayını ve sonrasındaki bu malum olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Herşeyden önce AA'nın malum 94 yıllık bir mazisi var. 94. kuruluş yıl dönümünü de bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum. Bir defa AA'nın yayın politikasını hazmedemeyenler veyahut bu seçimlerdeki üstlendiği görevi hazmedemeyenler kendi rekabet alanlarının daralmasından rahatsız olanlardır. Bu birinci derecede yine paralel yapının rahatsızlığıdır. Çünkü rekabet alanında bu noktada daha önce bir-iki ajans çok aktifti veya üç ajans. Şimdi AA da buraya girince bir defa bunların rekabet alanı daraldı. Zira bildiğim kadarıyla yüzde 60 civarında bu noktada kendilerinden alım yapıldı. Fakat AA ile ilgili spekülatif haberleri, mesela Bayburt'ta AA mensubunun darp edilmesi ve kendisinin üzerine gidilmesi ki bu Allah göstermesin, AA'yı hedef gösteren bu açıklamalar, kampanyalar, orada ajansın elemanının da darp edilmesinin yanında da ileri derecede bir neticeye de varabilirdi.
Benim merak ettiğim medya, yazılı ve görsel, AA'nın bu mensubunu orada savunmuyor, ona yönelik bir yayın yapmıyor ama bir başka medya mensubu olsaydı o zaman herhalde hepsi savunurdu. Kimileri kameraları bırakırdı, kimileri fotoğraf makinelerini yerlere koyardı, 'nasıl olur da siz bizim ajansımızın mensubuna saldırdınız' ve hemen oradan çekilir giderlerdi. Ben burada böyle bir şey duymadım, duyanlar varsa ben de bilgi sahibi olursam memnun olurum."
"Bütün ajansların genel müdürleri, yöneticileri genel merkezimize gelirler"
Başbakan Erdoğan, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk'ün, seçim akşamı AK Parti Genel Merkezi'ni ziyaretine yönelik eleştirileri de hatırlatarak, şunları söyledi:
"Neymiş Ajansın Genel Müdürü partimizin genel merkezine gelmiş. Yani buna ancak 'Hayda' denir. Niye? Bütün ajansların genel müdürleri, yöneticileri bizim genel merkezimize gelirler. Bunda herhangi bir şey söz konusu değil. Kaldı ki bu bizim aynı zamanda devletimizin iyi bir ajansıdır. Diğer ajansların genel müdürleri, yöneticileri genel merkezimize geldiği zaman bir rahatsızlık olmuyor da AA'nın Genel Müdürü geldiği zaman niye rahatsızlık oluyor? Daha önce benim danışmanım olduğu için veya Başbakan Yardımcımın danışmanı olduğu için mi bu rahatsızlık oluyor. Böyle saçmalık olmaz. Biz her ajansın, her medyanın mensuplarıyla bugüne kadar görüştük. Ama tabi bu süreçte, bazı ikili ilişkilerimize gölge düşürenler olmuştur. Gölge düşürenlerle bu noktada tabiki mesafedeyim. Açıkça söyleyeyim. Mesafeli oluşumun sebebi de bellidir. Bunlar ahlaki olmayan yollara başvurdukları içindir. Eğer bir ahlak çerçevesi içerisinde bunu yürütmüş olsaydılar, benim yaklaşım tarzım her zaman kucaklayıcı olmaktır, yine kucaklayıcı olurdum.
Ama AA, ne bir partinindir ne bir kurum veya kuruluşundur. Sadece devletindir. Milli bir kuruluşumuzdur. Bu milli kuruluşumuza karşı böyle bir tavrın takınılmasını doğru bulmuyorum. Ve yapılan yayınla da ağı genişletmek suretiyle burada bir rekabet alanı doğmuştur. Daha seri bir yayın politikasının sağlanmasına katkısı olmuştur."
"Çoğu iflas etmişlerdir"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çoğu ajansın seçimde başarılı olamadığını belirterek, "Ajanslar bu seçimde başarılı olmuşlar mıdır? Bana göre olmamışlardır. Bütün ajansları kastediyorum. Ajanslar bu seçimde, adeta çoğu, bu konuda iflas etmişlerdir. Sağlıklı ve kısa sürede netice verme noktasında böyle bir çalışmanın içerisine girmemişler ve bazı ajanslar ise adeta siyasi partilerin oralardaki sandık kurulu üyesi, müşahidi gibi çalışma üstlenince bu defa asli görevlerini unutmuşlardır. Bunu da burada hatırlatmam lazım."
Yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Erdoğan, şunları söyledi:
"30 Mart'ta yapılan seçimlerle Türkiye, istikrar ve huzurdan yana bir tercih kullanmıştır. Milletimiz hükümetimize çok çok güçlü bir güvenoyu vermiştir ve bu güvenoyu tartışılmazdır. Bir yerel seçim olmasına rağmen aziz milletimiz gerek oy oranları, gerek büyükşehir il, ilçe, belde belediye başkanlıkları, gerekse belediye meclis üyeliklerinde partimizi hem tekrar birinciliğe taşıdı, hem de rekor seviyede destek verdi. Elbette sandıktan çok sayıda mesaj çıktı ancak bunlardan en önemlilerinden biri dış politikamıza olan destektir. Türkiye'nin barışçı diyalogdan yana hakkı ve hukuku savunan dış politikası, milletimizden bir kez daha tam not almıştır."
İlk resmi ziyareti Azerbaycan'a yaparak, dış politikadaki öncelikleri de vurgulamış olduklarını belirten Erdoğan, kardeş Azerbaycan'a geçekleştirdikleri bu ziyaretle bölgesel ve küresel barışa, dayanışmaya kardeşlik ve dostluğa verdikleri önemi tüm dünyaya tekrar gösterdiklerini kaydetti.
Erdoğan, "Şunu herkesin bilmesini isterim ki sadece 30 Mart seçimlerinde sadece partimiz, sadece Türkiye değil esasen bütün bölgemiz kazanmış, barış kazanmış, dayanışma kazanmıştır. Türkiye tarihinden ve kültüründen aldığı güçle içeride ve dışarıda demokrasiyi, hukuku, temel insan hak ve özgürlüklerini en güçlü şekilde savunmaya devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbacan ziyaretinin de böyle sembolik vurguya binaen gerçekleştiğini söyleyerek, Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri açısından da önemli bir ziyaret gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile gerçekleştireceği görüşmelerde, ikili ilişkileri ve iş birliğini ilgilendiren diğer konuları da ele alacaklarını anlatan Eroğan, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunacaklarını ifade etti.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şunu bilhassa vurgulamak isterim. Türkiye Azerbaycan ilişkileri bugün istisnai ve örnek alınacak bir nitelik kazanmıştır. Türkiye ve Azerbaycan, mükemmel seviyede seyreden stratejik nitelikteki ikili ilişkilerinin yanı sıra Güney Kafkasya ölçeğinde de başarılı girişimlere ve projelere imza atıyorlar.
Bu çerçevede Gürcistan'ın da katılımıyla birilikte hayata geçirdiğimiz Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı stratejik nitelikle bölgesel refah ve istikrarar katkı sağlayan küresel çapta projelerdir."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan doğalgazını Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğagaz Boru hattının tamamlanması yönündeki çabalarının tüm hızıyla devam ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde, 29 Ekim 2013'te açılışını yaptığımız Marmaray ile birlikte Pekin'den Londra'ya kesintisiz ulaşım imkanı sağlayacak olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının da biran önce faaliyete geçmesi yönündeki çalışmalarımız sürüyor. Öte yandan Türkiye olarak Güney Kafkasya'da ki gelişmeleri de yakından izlediğimizi ifade etmek isterim. Bu minvalde bölgede, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi yönündeki çalışmalara aktif bir şekilde katkı sağlıyoruz. Ziyaretim sırasında Sayın Aliyev ile yapacağım görüşmelerde, Yukarı Karabağ ihtilafının, Azerbayca'nın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde çözüme kavuşturulması için sürdürülen çalışmalar hakkında da görüş alışverişinde bulunacağız. Türkiye'nin bu noktada yapabileceği katkıları bu arada değerlendireceğiz. Ziyaretimin, ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki derin tarih, kültür ve dil birliğinden güç alan dostluk ve kardeşlik ilişkilerini daha da kuvvetlendireceğine inanıyorum."
Bir gazetecinin "Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'a erişimin engellenmesinin kaldırılması kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara uymak durumundayız, onun için de uyduk. Ama saygı duymak zorunda değilim. Bu karara saygı duymuyorum. Niye saygı duymuyorum? Şu anda alınmış olan bu karar birincil mahkemelere müracaat edilmeden, hukuk yolları tüketilmeden Anayasa Mahkemesi'ne götürülmüştür. Usul yönünden Anayasa Mahkemesi'nin bunu reddetmesi gerekirdi. İkincisi özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Bu ticari şirkettir. Bu ticari şirketin ortada bir ürünü vardır. Sadece Twitter değil, Youtube da Facebook da ticari şirkettir. Bunun ürününü alıp almamak herkesin serbest tasarrufundadır. Bunun özgürlükle falan alakası yok. Böyle bir konuda, özgürlük noktasında, temel haklar noktasında, şu anda Anaya Mahkemesi'ne bunca bekleyen dosyalar varken, iki gün içerisinde Anayasa Mahkemesi'nin birincil mahkemelere başvurulmadan, direkt kendilerine başvurulmak suretiyle böyle bir karar almasını doğrusu milli bulmuyorum. Milli bulmamanın yanında Amerikalı böyle bir şirketin ürününün savunması yapılırken, öbür tarafta bizim kendi milli, ahlaki her türlü değerlerimiz bir tarafa konuluyor. Bu ülkenin Başbakanı'na hakaretten tutunuz da bakanlarına hakarete varıncaya kadar her şey ortada. Buna yönelik atılan bir adım var. Burada hemen iki gün içerisinde alınan bir karar var. Bu konuyla ilgili özellikle alt mahkemelerin başka dosyalarla ilgili bu konuda vermiş olduğu kararlar var. Bu kararların hiçbirini gözönüne almıyorsunuz. Bunların hepsini yok farz ediyorsunuz ve böyle bir kararı alıyorsunuz. O zaman tabi ister istemez farklı düşünmek durumunda kalıyoruz."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara uyma zorunluluğu olması hasebiyle bu karara uyduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Onun için de arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdik, uyduk. Olay bu. Ama saygı duymuyorum. Bu sadece bir yasaya uymaktır. Bu, hukuk değildir. Hukuk başka bir şey, Burada hukuki bir uygulama yok. Bir yasal uygulamayı maalesef usule de ters olarak ortaya koymuşlardır. Bunu milletimin takdirine bırakıyorum. Bu karar alınırken ne Amerika ne Fransa ne İspanya ne İngiltere bütün buralarda bu konularla ilgili verilmiş kararlar dahi gözönüne alınmamıştır. Nasıl karar alırlar, bunlara bakılmamıştır. Hemen alelacele, ne adına nasıl yapıldığını anlamak da mümkün değil. Böyle bir karar alınmıştır. Daha fazla da konuşmaya zaten gerek yok."
İnşaatı devam eden üçüncü köprüyle ilgili bir soruyu cevaplayan Erdoğan, köprüdeki kulelerin her iki yakada da 198 metreye ulaştığını söyledi.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve yüklenici firma yetkilileriyle köprüyü gezdiğini belirten Erdoğan, çalışmalar konusunda brifing aldığını kaydetti. Bağlantı yolları, üçüncü köprü yolları ve kavşak düzenlemelerinde çalışmaların devam ettiğini anlatan Erdoğan, bin kadar iş makinesinin inşa çalışmalarına katıldığını ifade etti.
Mühendis, mimar ve işçilerden oluşan 5 bin kişilik ekibin yoğun bir çalışma içinde olduğunu kaydeden Erdoğan, "İnşallah hedef önümüzdeki yılın sonuna varmadan üçüncü köprüyü açabilmek" dedi.
"Egemen bey böyle bir şeyi söylemediğini kendisi ifade ettiği gibi, biz de bu noktada kendisine inanıyoruz"
Başbakan Erdoğan bir gazetecinin, ''Geçtiğimiz günlerde eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'a ait olduğu öne sürülen ses kayıtları internete düştü. Bağış'ın, Kuran'daki ayetlerle dalga geçmesine her kesimden sert tepkiler geldi. Fakat AK Parti bu konuda sessiz kaldı. Bu konuda ne söyleyeceksiniz? Bağış'ın partiden ihracı söz konusu mu?'' şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:
"Şimdi bir defa bakın, gazetecisiniz ama arkadaşımızın kendisinin yaptığı açıklamayı bile duymamışsınız. Bir defa böyle bir şey olmadığını, kendisinin böyle bir şeyi söylemesinin mümkün olamayacağını, bunların hepsini zaten kendisi çok açıkca ortaya koydu.
Biz arkadaşımızı bu tür uydurma, bu tür montaj, bu tür dublaj olaylarını yapanlardan daha iyi tanıyoruz. Egemen bey böyle bir şeyi söylemediğini kendisi ifade ettiği gibi, biz de bu noktada kendisine inanıyoruz. Böyle bir şey zaten söz konusu olamaz. Böyle bir şeyi yapanla zaten bizim yürümemiz hiç bir zaman da mümkün değildir ama arkadaşımız bu açıklamayı zaten kendisi çok sert olarak yapmış durumda. Onun için daha fazla bir şey zaten söylemeye gerek yok.
İftira atanlar her zaman bu tür iftiraları yapabilir. Mesela ben de Cuma namazını kılmıyorum biliyorsunuz. Benim için de bunu söylüyorlar. Kim? Aynı mihraklar... Biz Cuma namazının nerede, nasıl, hangi şartlarda kılınacağını onlardan çok daha iyi biliriz. Bunu da ben kalkıp da vakit namazını şöyle kılıyorum, Cumayı şöyle kılıyorum, bayram namazını şöyle kılıyorum... Bunları mı anlatacağım ben bunlara? Artık hiç bir şeyden vuramadılar, her türlü iftirayı attılar, şimdi geldiler 'Başbakan Cuma namazı kılmıyor'... Bunlar sahtekar ya...Bunlar müfteri... Söyledim ya seçim kampanyaları boyunca; bunlarda takiye var, yalan var, her şey var, iftira var. Söylemeye gerek yok."
Erdoğan, Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, 'AK parti yerel seçimlerde büyük bir başarıyla çıktı. Bu başarıdan sonra ana muhalefetten herhangi bir istifa bekliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 2-3 ay içerisinde genel seçimlerin yapılması gündeme gelir mi?" soruları üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Seçimlerin birleştirilmesi zaten söz konusu değil. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimi zaten takvimi açıklanmış ve bitmiştir. Bu bir yıl öncesinde ancak bunlar olabilirdi? Böyle birşey söz konusu değil. Fakat erken seçim noktasında bizim partimizin ilke kararı vardır. Nedir bu ilke kararı? 'Biz Türkiye'de normalleşmeden yana olduk. İstikrar nerdedir? İstikrar burdadır. Cumhuriyet tarihinden bize kadar, çok partili dönemde, 16 ayda bir seçim olmuştur. 16 ayda bir seçim olan bir ülkede istikrar olur mu? Bu ülkeye yatırımcı gelmez. Bakın biz gelene kadar reel yatırımlar noktasında Türkiye'de, 1 milyar doları bulmamıştır yılda yatırım. Neden? Çünkü yatırımcı önünü görmüyor. Yatırımcı önünü görmediği zaman, gelip o ülkede yatırım yapmaz. Yatırım yapabilmesi için önünü görmesi lazım. Bizim dönem niçin başarılı olmuştur? Çünkü yatırımcı bizim dönemde önünü gördü. Baktı ki, burada istikrar, güven var. 'Öyleyse ben buraya yatırım yaparım.' Bakın biz 22 milyar dolar yıl yatırıma dahi çıktık. Ama 10 milyar doların altına da yılda düşmedik. 9 milyar dolara düştüğümüz de oldu. Böyle bir hedefi yakaladık. İstikrar ve güvenden dolayı. 17 Aralık yapıldı. Niye? Bu istikrarı bozmak için. 25 Aralık bunun için. Kaos dediler, hepsi bunlar için. Gezi olayları bunun için. Niye bizi yıkamadılar? Niye bozamadılar içten ve dıştan? Tek sebebi Türkiye'de istikrar var. Türkiye'de artık güven var."
"Erken seçim asla"

Seçimlerin neticeleri açıklanmaya başladığı andan itibaren piyasaların olumlu tepki vermeye başladığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Buyrun borsa 70'in üzerine çıktı. Faiz düşüyor. Şu anda herhalde Merkez Bankası da tekrar Para Kurulu'nu olağanüstü toplar. Buna göre de bu dönemde yeniden nasıl Avrupa'da, Avrupa Bankası faizde bu düşüşü gözönüne alarak yeni bir ayarlamayı düşünüyorsa, ki büyük ihtimalle FED'de bu noktada açıklamasını herhalde yapacaktır. Aynı şekilde Merkez Bankası da, bu noktada gözden geçirip daha önce olağanüstü toplanmak suretiyle nasıl yükselttiyse bu seferde bunu düşürmesi gerekir. Çünkü faiz düştüğü anda Türkiye'de yatırımcı şevke gelecektir. Daha çok yatırım yapacaktır. Kredi kullanma imkanı bu noktada artacaktır. Bunları iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Şu anda bizim ekonomik olarak, bu gidişatımız gayet iyi bir şekilde devam ediyor. Aldığımız tepkiler bu noktada gayet olumlu. Ama erken seçim asla. Bu bizim ilke kararımızdır. Beşir Bey'de zaten buradan hareketle bu açıklamayı yapmıştır. 2015 Haziranına kadar bu ülkede seçim yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi zaten bu olayla alakalı değil. Dolayısıyla çalışmalarımıza bu şekilde devam edelim diyecek ve devam edeceğiz."
Başbakan Erdoğan, "Muhalefetten istifa, o bizim sorunumuz değil, muhalefetin kendi sorunu. O bizi ilgilendirmez" ifadelerini kullandı.
Çözüm süreci

Bir gazetecinin, çözüm sürecine ilişkin soruları üzerine Erdoğan şunları söyledi:
"Çözüm süreciyle ilgili Cumhuriyet tarihinde atılmamış adımları şu 12 senede attık. Bitti mi? Bitmez. Sürekli güncellenir, bu tür adımlar atılır. Fakat İmralı ile ilgili yasal bir zemine oturtulması bu bir defa çok ciddi bir yanlıştır. Bunu sadece İmralı'yı ilgilendiren bişey değil, tüm cezaevlerini ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla tüm cezaevleriyle ilgili uygulamada, zaten mevcuttur. Bu konuda, kimin hangi haklara sahip olduğu yani savcının yetkileri, Bakanlığın yetkileri bellidir. Bu yetkiler çerçevesinde de adımlar atılır. Şu ana kadar gösterilen anlayış bu istikamettedir. Başka herhangi bir atacağımzı adım yoktur."
Seçim sonuçlarına yönelik itirazlara ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, "Erzurumlu Teyo pehlivanın hikayesini biliyorsunuz değil mi? Yenilmeye doymazmış. Şimdi bunların durumu böyle" diye konuştu.
İstanbul'da yaklaşık 700 bin oy farkı olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"İstanbul'a itiraz edip, buradan acaba bir şey çıkartabilir miyiz? Ankara'da 30 bine aşkın oy farkı var. Acaba buradan bir şey çıkartabilir miyiz? Samimi, dürüst olarak itirazlarınızı yapabilirsiniz, fakat bu eylemler niye? Ahlaki olmayan ifadelerle. Oralarda bile hala molotof, hava fişekler. Bunlarla niye? Gelirsiniz, müracaatınızı siyasi parti olarak ilçe seçim kuruluna, il seçim kuruluna, Yüksek Seçim Kurulu'na yaparsınız. Bizim denediğimiz yol budur. Bunu yapıyoruz. Sen de bu yolu dene. Ondan sonra da çıkacak karara saygı duy. Ama bunlarda bu yok. Şanlıurfa'da olan olaylar. Silah tehditleri. Bunlar akıl almaz işler, böyle seçim olur mu? Çünkü bunlar hayatlarında girdikleri yerde, aldıkları birkaç belediyede şimdi kaybediyorsa, buna tahammül edemiyor, silahlarla geri almanın mücadelesini veriyor. Böyle bir şey olamaz. Ceylanpınar'da yaşanan bu. Bilecik'te, Viranşehir'de yaşanan bu. Samimi olacaksın, dürüst olacaksın. Bitlis'te Ahlat'ta yaşanan bu. Burada netice ortaya çıkmış. İtirazını parti olarak yaparsın. Bu itiraz neticesinde, sayımlarda yanlış varsa herkes buna uyar. AK Parti olarak biz böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda, hiç bir AK Partili'nin bu tür yollara başvurduğunu gördünüz mü? Demokrasi budur arkadaşlar. Önce tahammülü öğreneceksin. Bunlarda bu tahammül yok. Bunlarda asla. Karşıdaki insan bir başarı elde etti, galip geldi. Ben buna bir teşekkür edeyim, saygı duyayım. Böyle bir şey yok."
"En büyük delil, ıslak imzalı sandık tutanakları"

Başbakan Erdoğan, AK Parti olarak, genelde dört dörtlük olmasa da sandık tutanaklarıyla ilgili yıllardır bir çalışmaları olduğunu ifade ederek, en büyük delilin ıslak imzalı sandık tutanakları olduğunu söyledi.
Erdoğan, sandık kurulu üyelerinin veya müşahitlerin sandık tutanaklarını, belde, ilçe ve ilde toplamasının en önemli belge olduğunu dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu belgenizin elinde olduğu hakikaten ispatlanabiliyorsa, buna zaten kimsenin diyecek bir şeyi olmaz. Seçim kurulları buna dayalı olarak bir açıklama yapmıyorsa, o zaman gel medya karşısında her yerde çıkar, bunları koy ortaya. 'İşte buyrun' deyin sandık tutanakları burada. Ama bazı yerlerde diyelim ki, 3 kişi, 4 kişi imza attırmıyor. Bir kişi diğerlerinin adına da imza atmak suretiyle bazı bu tür yanlışlar yapıyorsa, ben bunları da dedikodu olarak kabul ediyorum. Onlara da tabi ki tahammül etmek mümkün değil. Bütün bunlara rağmen aradaki bu açık öyle kapatılır bir açık değil. Ortada yaklaşık yüzde 46 oy almış bir siyasi parti var. Diğer tarafta ikinci sıradaki partinin oy oranını görüyorsunuz, yüzde 27 küsur, yüzde 28 diyelim. Böyle bir arada fark var. Hala kalkıp biz yenilmedik, şurayı kazandık gibi kendilerini takdim etmenin anlamı yok."
Bir gazetecinin "Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok az bir süre kaldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de bir açıklaması oldu. 'Sayın Başbakan'la oturur, konuşuruz, bir karar veririz, değerlendiririz' dedi. Partiniz içinden de bir çok milletvekili, yerel seçim sonuçlarının aslında sizin için Cumhurbaşkanlığına giden yolda bir yeşil ışık yaktığını ifade etti. Sizin bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz? Üç dönem kuralıyla ilgili partinizde şu anda herhangi bir çalışma yapılıyor mu?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın, 'Bu konuyu aramızda müzakere ederek bir karara varırız' kanaatini, ben de paylaşıyorum. Üç dönem kuralıyla alakalı olarak tabi tabandan, partimiz içinden bir çok kanaat belirtenler var. Ben konuda da daha önce kanaatimi belirttim. Bu konu, partinin kuruluşunda, tüzüğümüze bunu uzun istişareler neticesinde konulmuştur. Bunun Türkiye'de inanıyorum ki bir karşılığı var. Bundan sonra bu konuyla ilgili kararı verecek olan merci neresidir? Partinin, bazı arkadaşlarım merkez karar diyor ama merkez karar değil. Tüzük tadiliyle alakalı bir konu. Genel kurulun işidir. Bu olağanüstü genel kurulda, normal genel kurulda olur, ama genel kurulda olur. Böyle bir tüzük tadiline gidersek ancak böyle bir şey olabilir. Fakat benim kanaatim; tabi üç dönemden yanadır. Üç dönemle siyasi hayat bitmiyor. Üç dönemden sonra bir dönem ara ondan sonra tekrar devam etme şansı herkes için söz konusu."
Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararı

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, "Ergenekon Davası'nda gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçede darbe teşebbüsü dile getirildi. Bazı sahte delillerin AK Parti'nin kapatılma davasında kullanıldığı ifadeleri var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, inceleme fırsatı buldunuz mu? Buna karşı dava açmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"16 bin sayfa. Dün bunu nerede inceleyeyim ben. Adeta bir ansiklopedi. Herhalde artık böyle bir ansiklopedi de çıkar. Ama şu anda ilgili arkadaşlarım bunun üzerinde biraz çalışma yapıyorlar. Bu çalışmadan sonra gerek merhum Ecevit gerekse bizim dönemle alakalı neler var, neler yok, bunları görme ve değerlendirme fırsatını bulacağız. Şu anda böyle bir şeyi, henüz fırsatı bulabilmiş değilim. Dün tek fırsat buldum. Yavuz Sultan Köprüsü'nü gidip inceledim."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.