30 Mart'ta hainlere ders vereceksiniz

Başbakan Erdoğan, Balıkesir'deki konuşmasında "30 Mart'ta Türkiye içindeki hainlere ders vereceksiniz, yurt dışındaki gözü dönmüş düşmanları sizler sandıkta püskürteceksiniz" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kuvayi Milliye Meydanı'nda düzenlenen mitinginde halka hitap etti.
Vatandaşların "Dik dur eğilme bu millet seninle" tezahüratlarına Erdoğan, "Dik duruyoruz, sizlerle beraber bu yolda kararlılıkla yürüyoruz. İnşallah 30 Mart, yeni bir milat olacak Balıkesir'de ve Türkiye'de" karşılığını verdi.
Mehmet Akif Ersoy'un Balıkesir için yazdığı şiirden "Hani gök kubbenin altında görülmüş mü eşin? Dağların bağ, hele vadilerin altın deresi! Ey benim her taşı bir ma'bed-i iman yurdum, seni er-geç bana mutlak verecek ma'budum!" bölümünü okuyan Erdoğan, "Balıkesir çok farklı, bugün tarih yazıyor. Balıkesir bugün maşallah kabına sığmıyor. Balıkesir buradan Kuvayı Milliye Meydanı'ndan tüm Türkiye'ye bir kez daha istiklalini, hürriyetini, kahramanlığını, birliğini, kardeşliğini haykırıyor" diye konuştu.
Erdoğan, "Bizlere sahip çıktığınız için, Türkiye yolculuğunda bizlere yol arkadaşlığı yaptığınız için Rabbim hepinizden razı olsun, Allah birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin" dedi.
Yerel seçimlerin Türkiye için, millet için, Balıkesir için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "30 Mart Gazze için, Filistin için, Mısır için, Suriye için, dünyanın tüm mazlum halkları için inşallah dünyaya verilmiş gür bir mesaj olsun. Kuvayı Milliye'nin ateşini yakan Balıkesir inşallah, 30 Mart'ta yeniden İstiklal Mücadelesinin zaferini dünyaya duyuracak. Balıkesirli Seyit Onbaşı'nın torunları inşallah buradan bir kez daha dünyaya kahramanlığı haykıracak" ifadelerini kullandı.
Hainlere ders
Erdoğan, "30 Mart'ta sadece Balıkesir'de bir büyükşehir belediye başkanlığı seçimi veya ilçelerde belediye başkanlıkları seçimi yapmayacağız. Meclis üyelerini muhtarları seçmeyeceğiz. 30 Mart'ta Türkiye içindeki hainlere, Türkiye dışındaki gözü dönmüş düşmanlara sandıkta çok güçlü bir ders vereceksiniz. Türkiye'nin hedeflerine, kazanımlarına, istikrarla büyüyen ekonomisine saldıranları sizler sandıkta püskürteceksiniz" diye konuştu.
Vatandaşlara, "Ülkene, sandığa, demokrasiye, milli iradeye, istiklaline sahip çıkıyor musun? Kuvayı Milliye ateşini bir kez daha yakıyor musun? Yeniden İstiklal Mücadelesine hazır mısın? 30 Mart'ta Türkiye'nin partisine, AK Parti'ye mührü basıyor musun Balıkesir?" diye soran Erdoğan, kalabalıktan gelen "evet" yanıtı üzerine "Elhamdülillah bu iş bitmiştir" dedi.
30 gün kaldı
Seçimlere 30 gün kaldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Durmak yok. Kapı kapı dolaşacağız. Bildiklerimizi bilmeyenlere anlatacağız. Duyduklarımızı duymalanlara anlatacağız. Bu arada birileri kapınızı çalabilir. Anlıyorsunuz değil mi? Bunların adı ablaymış, nasıl ablaysa? Gelip size şunu diyebilirler, 'AK Parti'nin dışında kime oy verirseniz verin ama AK Parti'ye vermeyin.' Onlara şunu söyleyin, 'Kusura bakmayın, biz bu ülkede eğitimde yapılan reformları gördük. Biz bu ülkede sağlıkta yapılan reformları gördük. Biz bu ülkede ulaşımda yapılan reformlar gördük. Biz bu ülkede tarımda yapılan reformları gördük. Biz bu ülkede barajları gördük. Biz bu ülkede adalette, emniyette atılan adımları gördük.
Biz bu ülkede sadece Balıkesir'e yapılan 10 katrilyon liralık yatırımları gördük. Sizde hiç arlanma yok mu' Onlara bunu söyleyin. 'Sizde hiç arlanma yok mu? Eğer siz siyaset yapmak istiyorsanız partinizi kurun da öyle karşımıza gelin'. Onlara bunu söyleyin. Onlara şunu söyleyin, 'Bu ülkede biz başımız örtülü diye okula gidemiyorduk. Bu ülkede başı açık, başı örtülü bizi birbirimize düşürmek istediler ama şimdi biz başörtülü olarak okullarımıza gidebiliyoruz, üniversitelerimize gidebiliyoruz, devlet dairelerinde çalışabiliyoruz. Siz ne istiyorsunuz? Sizin hocanız 28 Şubat'ta başörtüsü için 'füruattandır' dedi. Kusura bakmayın. Biz o hocalardan kurtulduğumuz için şu anda memnunuz' deyin. 'Çünkü biz ya olduğumuz gibi görüneceğiz ya göründüğümüz gibi olacağız' bunu söyleyin."
Esma gibi...
Başbakan Erdoğan, inançlarında iki yüzlülüğün olmadığını belirterek, ''Biz omurgalıyız, biz menfaat şebekelerine pirim vermedik, vermeyeceğiz, müfterilere pirim vermedik, vermeyeceğiz. Bu yolda emin adımlarla yürüyeceğiz'' diye konuştu.
Kendilerinde Türkiye, millet, bayrak ve vatan sevdası olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Bizim bir tek devlet sevdamız var. Bununla bu yolda yürüyeceğiz. Bugüne kadar böyle geldik'' dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Hamdolsun birçok şey aşıldı ama sayenizde. Sabrettiniz, bütün zulümlere sabrettiniz. Sabreden zafere ulaşırmış ve zafer geldi. Siz Esmalar gibi bu yolda yürüdünüz. İnşallah Esma'nın şahsı manevisinde, o 17-18 yaşındaki yavrumuzun o şehadetindeki o dik duruş neyse, inşallah 30 Mart'ta sandıklardan işte siz de öyle çıkacaksınız. Hiç endişeniz olmasın. Bu yolda biz öyle yürüdük, öyle yürüyeceğiz. Kendisi şehadete yürüdü, babası cezaevine yürüdü. Nerede, zalimlerin o tavırları karşısında.
Zalimlerin ebedi kalacağı yer yaşasın cehennem. O dur. Bunu böyle biliriz. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Çıkacak aheste aheste. Hiç merak etmeyin, Türkiye güçlenecek, Türkiye büyüyecek, inşallah mazlumların ahı da bunları boğacak.''
Bunlar belediyeciliği bilmez
Balıkesir'de bu sene bir şeyler olduğunu ifade eden Erdoğan, Balıkesir'in futbolda şampiyonluğa gittiğini, fakat belediyecilikte küme düştüğünü söyledi. Erdoğan, ''Öyle mi? Öyle. Balıkesir Spor iyi gidiyor. Takip ediyorum'' dedi.
Çıkardıkları Büyükşehir Belediyeler Yasası'nı anımsatan Erdoğan, CHP ve MHP'nin bu yasaya karşı çıktığını belirtti. CHP'nin bu yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğünü ifade eden Erdoğan, ''Şimdi bunlar, hangi yüzle şu büyükşehir belediye seçimlerinde Balıkesir'e gelecekler de ne anlatacaklar, ne diyecekler? Bunlar belediyeciliği bilmez, belediyecilik bizim işimiz, bizim. Bu kardeşiniz nereden geliyor? İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığından geliyor. Ben kimden aldım belediye başkanlığını? CHP'den aldım'' diye konuştu.
O dönemde İstanbul'un susuz olduğunu, İstanbul'da hava kirliliği, çöp dağları olduğunu belirten Erdoğan, ''Ey medya siz de bunları iyi hatırlayın. 94'ün İstanbul'unu iyi hatırlayın ve nasıl bir İstanbul'du ama o İstanbul'u nereye getirdik. Çöp dağlarını temizledik, susuzluğu giderdik, hala sıkıntı yok elhamdülillah, gayet iyi gidiyor. Dağları deldik, dağları. 180 kilometre Istranca dağlarından İstanbul'a su getirdik. Niye? Biz Ferhat'ız. Ferhat, Şirin'e aşık. İşte Şirin, biz de Ferhat. Aşk ateşi yandı mı, dağları deldirir, dağları'' diye konuştu.

Bu derttir bizi yollarda böyle deli divane yapan

Başbakan Erdoğan, ''Bu ülkede Cumhuriyet tarihine bakın, kaç tane tünel yapıldı, bir de bize bakın, şu 10 senede ulaştırmada dağları nasıl deldik, neler yaptık. Şuanda bu süreç aynen devam ediyor. Niye? Bizim sevdamız var. Bizim bu millete sevdamız var. Biz bu milletin dertlisiyiz, dertlisi. Bu derttir bizi yollarda böyle deli divane yapan. Onun için de biz bunu başaracağız ve başarıyoruz'' dedi.
Kendisinden önce İstanbul'da CHP belediyesinin olduğunu anımsatan Erdoğan, ''Ama yolsuzluklar belediyesiydi. İSKİ'nin başındaki zat yolsuzluktan içeri atıldı. Şimdi çıkmış bugün CHP'nin genel müdürü hala yolsuzluk falan diye konuşuyor. Sen git aynaya bak, aynaya, aynaya bak. Sizin geçmişiniz çok kirli, çok. Biraz sonra burada bir belge açıklayacağım size. Belgeyi gördüğünüz zaman inanın dudaklarınız uçuklar. Bunlar böyle müfteridir. Bunların geçmişi hep böyle karanlıktır.'' diye konuştu.
İstanbul'u döneminde 2.5 milyar dolar borçla devraldığını belirten Erdoğan, hem yatırımlar yaptığını hem de 1 milyar 200 milyon dolar borçla kendisinden sonraki arkadaşına devrettiğini söyledi.
Kuvayi Milliye şehri burası
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''İşte şimdi Balıkesir bizimle daha farklı gülecek. Ayvalık'ta su yok, hadi buyurun, niye çözemiyorsunuz su sorununu? Bakın Balıkesir merkezde, merkez belediyesi bizdeyken ne yapıldıysa o zaman yapıldı. Ama bizden sonra gelen MHP'li hiçbir şey yapamadı. Niye? Belediyecilik bunların işi değil. İki gülücükle belediyecilik olmaz. Yatırım ister, yatırım. Alt yapı da, üst yapı da yatırım ister. Şu anda Balıkesir merkez, bizim Toplu Konut İdaresi'nin konutlarıyla gülüyor. Yollar keza öyle. Şimdi size neler anlatacağım, neler. 10 katrilyonu aşkın yatırım yaptık biz Balıkesir'e. Ne demek bu? Her yıla 1 katrilyon. Bunları biz bu Balıkesir'e yaptık. Balıkesir'in tarihinde böyle bir yatırım anlayışı yok. Niye? Kuvayi Milliye şehri burası.''
Bugün, yakın tarihteki bir karanlık günün, bir meşum tarihin yıl dönümünün yaşandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bundan 17 yıl önce, 28 Şubat'ta seçilmiş bir hükümete post-modern darbe girişiminde bulundular. Sizlerin seçtiği, sizlerin yetki verdiğiniz, sizin vazife yüklediğiniz bir hükümeti türlü komplolarla, baskılarla, tehditlerle görevden uzaklaştırdılar. Bununla kalmadılar, memur kardeşime ağır zulümler ettiler, üniversitedeki başörtülü kızlarımıza ağır işkenceler yaptılar, imam hatiplerin orta kısımlarını kapattılar, meslek liselerini kapattılar ve meslek liselerindeki çocuklarımızın da önünü kestiler, inançlarımıza, değerlerimize her türlü kutsalımıza dil uzattılar, el uzattılar. Hatta bir tanesi çıktı, 'bin yıl sürecek' diyordu, 10 yıl bile sürmedi.''
Tarihten bir yaprak
Tarihten bir vesika göstereceğini belirten Erdoğan, "Dün de Burdur ve Uşak'ta bir başkasını gösterdim. Fakat çok enteresan, medya bunu iyi takip etsin. Dün gösterdiklerimin bir kısım medya yayınlamadı. Yayınlasanız da yayınlamazsanız da tarih o medyayı affetmeyecek" ifadesini kullandı.
3 Temmuz 1960 tarihli bir gazetenin haberini gösteren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İsmini vermiyorum bu da benim bu noktadaki hassasiyetimdir. İsteseydim bu gazetenin adını da verebilirdim ama vermeyeceğim. Onu zaten yazılı medya araştırır, bulur. 27 Mayıs'ta darbe yapmışlar. Merhum Menderes'i hapse atmışlar. Onunla ilgili haberler yapıyorlar. Bakın ne diyor, çok enteresan. 'Menderes'in kasası, yolsuzluk evrakı ve vesikalarla dolu' diyor. Aynen bugünkü gibi. Haberin içinde merhum Başbakanla ilgili son derece alçakça, son derece edepsizce, hayasızca iftiralar var.
Darbe yapmışlar yetmemiş, merhum Menderes ve arkadaşlarını hapse atmışlar yetmemiş. İşte bu haberlerle, Menderes'in itibarını sıfırlamak istiyorlar. Sonuç, Menderes bizim için bu milletin gönlünde. Menderes, bu milletin gönlünde silinmez yer edinmiş bir demokrasi kahramanı. Dikkat edin. Aynı gazete bugün de aynı manşetleri atıyor. O gün, Menderes'e yapılanların aynısını, bugün de AK Parti hükümetine yapmak istiyorlar. O gün, nasıl iftiralar attılarsa bugün de aynılarını atıyorlar. O gün, nasıl çirkin, kirli tuzaklar kurdularsa, bugün de tıpa tıp aynısını yapıyorlar."
CHP Genel Başkanı'nın bir süredir grup toplantılarında kendine göre ses kayıtları yayınladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Çok aleni bir şekilde anayasa suçu işliyor. Yasaları ayaklar altına alıyor. Aynı zamanda çirkinleştikçe, çirkinleşiyor" dedi.
"CHP'nin başına bir kasetle genel başkan oldu" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, "Bu zat, bu adam SSK'ya genel müdürdü biliyorsunuz değil mi? Bunun genel müdürlüğünü burada 40-50 yaş jenerasyonu bilir. Hastanelerde kuyruklarda mıydık? Şafak vakti gider, kuyruğa girer, numara alır, ondan sonra da saatimiz gelince güya tedavi olurduk" ifadesini kullandı.
Bizim Kanunimiz at sırtında ömrünü geçirmiş bir Kanuni'dir
Hastaların ilaçlarını hastane eczanesinden almak zorunda olduklarını ve ilaçların çoğunu da bulamadığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi istediğin hastaneye gidebiliyor musun? İstediğin eczaneden ilaçlarını alabiliyor musun? Çünkü bu iktidar AK Parti iktidarı. Yeni hastanelerimizi yapıyoruz. Bugün Tıp Fakültesi Hastanesinin açılışını yapacağız. Onu da biz yaptık. Üniversitemiz şu anda Tıp Fakültesi ve hastanesine kavuşuyor. Daha da güçlendiriyoruz. Dedim ya biz dertliyiz. Kanuni ne diyor? Ama bu hani dizilerde izlediğiniz Kanuni değil ha. Bizim Kanunimiz öyle kadınların kucaklarında dolaşan bir Kanuni değildir. Bizim Kanunimiz, at sırtında ömrünü geçirmiş bir Kanuni'dir. Onu bile lekelemeye çalıştılar. Ne diyor; 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Yani koskaca bir Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye halkının bir sağlıklı nefesine feda edebilecek bir anlayışta. Biz böyleyiz, böyle yetiştik. Onun için şu anda da bu yola böyle devam edeceğiz ve vatandaşımızın sağlığı her şeyin üzerinde."
Eskiden bir röntgen için aylarca beklendiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Kaç ay bekliyorduk? 5 ay, 6 ay, 7ay böyle. MR, tomografi, ultrasonografi böyle şeyler var mıydı? Yok. Ama şimdi anında, MR'lar, tomografiler, ultrasonografi anında... " diye konuştu.
Şimdi yeni bir adım atacaklarını ve Balıkesir'in dev bir şehir hastanesine sahip olacağını bildiren Erdoğan, hastane temelinin büyük ihtimalle önümüzdeki ay atılacağını söyledi. Erdoğan, hastanenin açılışını da 2016 sonuna yapmayı planladıklarını söyledi.
İsmini vermeyecektim, ağzımdan kaçtı kusura bakmayın
12 Mayıs 2011'de Balıkesir'e geldiğini hatırlatan Erdoğan, "CHP Genel Başkanının YGS ile ilgili iddialarına buradan cevap verdim" dedi.
CHP Genel Başkanı'nın ortaya attığı iddialarla sınava girecek, 1 milyon 700 bin gencin zihnini bulandırdığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çok ağır iftiralarda bulundu. Çok çirkin yalanlar söyledi. Sonra ne oldu biliyor musunuz? ÖSYM Başkanımız, CHP Genel Başkanı'nın bu yalanlarına iftiralarına dava açtı. Dava sonuçlandı. CHP Genel Başkanı, 4 bin lira tazminata mahkum edildi. Bundan ben de çok tazminat kazandım ha, Kılıçdaroğlu'ndan. İsmini vermeyecektim, ağzımdan kaçtı kusura bakmayın. Çok kazandım, açıklayacağım onları. Ondan sonra da Kızılay'a mı olur, bir vakfa mı olur bunları hibe edeceğiz. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımıza da bu tür iftiraları attı. Bazı kağıt parçalarını ellerine tutuşturmuşlar.
Onlarla geldi, rezil oldu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımıza ödediği tazminatlar bayağı yer tuttu. Kayseri'deki vatandaşlarımız, bayağı sucuğa doydu. Şimdi de eline bazı ses kayıtlarını almış, montajlarını tutuşturmuşlar eline, bununla sahaya iteklemişler. Sonuç aynı. Yine rezil oldu. Ama bunda utanma, arlanma yok. Kızaracak bir yüz yok. Bu CHP, 27 Mayıs'ı hazırladı. 27 Mayıs'a çanak tuttu. Merhum Menderes'in asılmasına göz yumdu. Bu CHP, 12 Eylül'e giden zemini hazırladı. 28 Şubat'ı var gücüyle destekledi. İşte şimdi de tarihi rolünü oynuyor. "
"Muhtar olamaz" diyorlardı
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, "Şahsım için 'muhtar bile olamaz' diyorlardı. Şu anda sizin hizmetkarınız, sizin başbakanınız olarak buradayım" dedi.
"Başörtülü okumaz, okuyamaz diyorlardı. 'İmam hatipli, meslek liseli, üniversiteye giremez, hakim, savcı, kaymakam, vali, doktor, avukat, mühendis olamaz' diyorlardı. 'Yoksulun çocuğu yoksul kalsın, yoksulların çocukları okuyamasın' diyorlardı. 'Sen başörtülüsün, senden olsa olsa ancak kapıcı olur' diyorlardı. 'Hizmetkar olur' diyorlardı. Ne oldu? Şimdi avukat da oldu, mühendis de oldu, mimar da oldu. Aklınıza ne gelirse. Her meslekte aldı başına gidiyor" diyen Erdoğan, "Niye bu zulüm? Yazık değil mi bu milletin evlatlarına? Ne oldu? Benim başörtülü kızım da başı açık kızım da el ele, omuz omuza artık bu sınıflarda beraber okuyorlar. Bu ayrılık niye?" şeklinde konuştu.
Erdoğan, kendilerini ayırmaya yöneldiklerini, gayretler gösterildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Şu anda Pensilvanya'da kendi ülkesine, kendi milletine tuzaklar kuran zat da o günlerde yine ülkesini sırtından hançerliyordu. Ne diyordu biliyor musunuz? Bugün hatta çok satan bir gazetede o günün kendi gazetelerinin manşetleri var. Ne diyordu biliyor musunuz? 'Beceremediniz, artık bırakın' diyordu. Başörtüsüne saldırılar olduğu günlerde az önce ifade ettiğim gibi furuattandır diyordu. Yani 'takmayabilirsiniz' diyordu. Sen ne karışıyorsun? İnancından dolayı benim kızım takıyorsa başörtüsünü sen ne karışıyorsun? Çünkü onda evlat yok. Öyle bir derdi de yok. Ama bizim derdimiz var. Bizim yavrularımızın hiçbirisi baskı altında bunu yapmadı. Annesinde gördü, ablasında gördü bu şekilde yaptı. Okudu, öğrendi bu şekilde yaptı."
Bu millet ihaneti unutmaz
Erdoğan, eğitim öğretimin, anne karnında başladığını, ailede devam ettiğini ve okulda geliştiğini vurguladı.
En önemli eğitimin anne karnında gerçekleştiğine işaret eden Erdoğan, "İlk eğitim öğretim orada. Kimse bir çocuğa emme eğitimi verir mi? O orada aldığı eğitim işte. Hemen orada devam eder. Bu kutsal süreç böyle devam eder. 28 Şubat'ta darbecilere hoşgörü ödülleri dağıtıyordu bunlar, bu paralel yapı. Bugün de darbecilere telekulak desteği veriyor. 28 Şubat'ta CHP ile beşli çeteyle bu malum medyayla ortak hareket ediyordu. Bugün ananas, rafineri, tespih üzerinden yine aynı sermaye, medya ile iş tutuyorlar. Bu millet ihaneti unutmaz, bu millet sırtına saplanan hançeri unutmaz, bu millet bunların hesabını sorar" diye konuştu.
Çetelerle, mafyayla ve cuntayla mücadele ettik
AK Parti'nin bunlara hesap sorduğunu ve sormaya da devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, bu bin yıl sürecek zulüm projelerinin tamamını vatandaşlarla birlikte ortadan kaldırdıklarını anlattı.
Erdoğan, ülkeye, millete, yoksula, inançlı kesime yapılan ağır saldırıları tek tek ortadan kaldırdıklarını dile getirerek, demokrasinin üzerindeki tehditleri, milli iradenin önündeki engelleri, milli irade üzerindeki vesayetleri ortadan kaldırdıklarını, çetelerle, mafyayla ve cuntayla mücadele ettiklerini söyledi.
Başörtüsü takıldı mı Türksat 4'e
Türkiye'nin istikbalini karartan unsurları tek tek ortadan kaldırdıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Üniversitelerde başörtüsü yasağını ortadan kaldırdık. 4 artı 4 artı 4 sistemini getirdik. İmamhatiplerine, meslek liselerine yapılan zulmü ortadan kaldırdık. Şimdi artık katsayı diye birşey kaldı mı? Bu adalettir işte. Herkes şimdi eşit şartlarda üniversite imtihanlarına giriyor. Öyle mi? İstediği üniversiteye girme şansı var mı? Bir normalleşme sürecine girdik mi? Mesela bu? Neydi bu zulüm. Dursunbeyli Sarı Hoca tren vagonlarında gizli gizli Kuran öğretiyordu biliyor musunuz? İşte şu anda biz okullarda serbest olarak, seçmeli olarak Kuran-ı Kerim dersini koyduk mu? Peygamberimizin hayatını koyduk mu? Din kültürü ve ahlak dersi var mı? Ne oldu? Türkiye bölündü mü?
Geçenlerde biliyorsunuz biz uzaya uydu gönderdik. Türksat-4. Ne oldu? Başörtüsü takıldı mı Türksat-4'e. Takılmamış ve gitti. Siz kalktınız böyle bir Türksat-4A'yı yaptınız da buna engel mi oldu başörtüsü? Neydi bu, bu zulüm neydi? Neyi yaptınız da engel oldu? Helikopter yaptınız da mı engel oldu, uçak yaptınız da mı engel oldu. Biz bu toplumun yüzde 52'sini oluşturan hanım kardeşlerimizin, başı örtülü başı açık hepsinin bilgiyle, hikmetle donanmasını istiyoruz. Bizim derdimiz budur."

3,5 senede bırakıp kaçtılar

Toplumda okuma yazma oranını artırdıklarını belirten Erdoğan, okul öncesi eğitim öğretimde çok önemli aşamalar kaydettiklerini bildirdi.
Erdoğan, cumhuriyet tarihinde yapılan okulların yarıdan fazlasını 10 yılda yaptıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Çok entresandır. Bunlar ilimden fenden şundan bundan falan bahsediyor bu CHP'si MHP'si. MHP'yi konuşmama gerek yok. Zaten iktidara geldiler, muktedir olamadılar. Merhum Ecevit ile birlikte 3,5 sene kalabildiler. 5 yıl orada kalması gerekiyordu, 3,5 senede bırakıp kaçtılar. Niye bırakıp kaçtın? Hadi 5 sene devam ettirseydin. Neden? Mesele öyle kolay iş değil. Niye? Bunlar aciz. Bunların yapabileceği iş değil bu. İşte aynı şekilde bakıyorsun CHP'nin başındaki Genel Müdür bir kaset genel müdürüdür. Yani kendisinden önceki genel başkanına bu parelel yapı bir kaset ile şantajını yaptı. Yapmış ya da yapmamış onu bilemem. Anayasa ile ilgili Meclis'te görüşmeler yapıyorduk, arkadaşlar bana bu olayı söylediler. Ulaştırma bakanıma talimat verdim, yarım saatte müdahale ederek o görüntüleri sosyal medyadan ben kaldırttım. Ama şu anda bakıyosun halef salef olduğun zat, o bile diyor ki kimse bu açıklasın diyor. Bunu bana sorma, git paralel yapının başına sor. Onlar bunu sana yaptılar. Hala onlara güven duyuyorsun. Eğer bu iş bizler tarafından yapılmış olsaydı niye kaldıracağız, yarım saat varsın devam etsin..."
Millet onları öfkeyle anıyor
Toplumumuzda bu tür ahlak dışı, edepsizce bir uygulamaya tahammüllerinin olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Şu anda paralel yapı bunları yapıyor ve CHP bundan geçinmeye çalışıyor. MHP bundan geçinmeye çalışıyor. BDP bundan geçinmeye çalışıyor. Tek parti döneminde zulmedenler işte geçip gittiler. Millet onları nefretle anıyor. 27 Mayıs'ı yapanlar işte göçüp gittiler. Millet onları öfkeyle anıyor. 12 Eylül'ü yapanlar milletin gönlünde mahkum oldular. 28 Şubat'ı yapanlar, 28 Şubat'ta sessiz kalanlar, destek verenler, zaten 3 Kasım'da milletten cevapları aldılar, 3 Kasım 2002.." değerlendirmesinde bulundu.
Figüranlık yapıyor
Başbakan Erdoğan konuşmasında, CHP Genel Başkanı'nın "17 Aralık Darbe Girişimi"nde figüranlık yaptığını belirtti.
Erdoğan, "Pensilvanya'daki hocaları bunların eline montaj kaset veriyor, bunlar da o montajlarla durumu idare ediyor. MHP ne yapıyor? MHP bir kez daha CHP ile kolkola tarihin en alçakça saldırısına, en büyük ihanet girişimine maalesef destek veriyor" diye konuştu.
3 yılı aşkın sürede gizlice 3 bine yakın kişinin telefonlarının keyfi, hukuksuzca dinlendiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Selam Örgütü" diye bir örgüt uydurulduğunu, her taraftan, her renkten, her görüşten kişinin keyfi şekilde dinlendiğini söyledi.
Oğlu Bilal Erdoğan ile ilgili de aynı iftiranın atıldığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oğlumun avukatı müracaat etti ve İstanbul Adalet Sarayından 3 savcının imzasıyla açıklama yapıldı. Oğlum da izinsiz dinlenmiş. İzinsiz dinlenmiş. İşte iftira at tutmasa da iz bırakır. Ya bunu yapmaya hakkın var mı? Bunu yapma hakkın var mı? Bunlar ailelerin yıkılması için ailelerin yıpratılması için bu tür seçilen yollar yenilir yutulur mu ya. Nasıl yaparsınız bunu? Ama bunların artık hukuki olan yolu da düşündürüyor hukuksuz olanı da düşündürüyor. Niye? Sipariş üzerine de bunlar aynı şeyleri yaptılar"
Türkiye'nin en mahrem, en gizli görüşmelerinin dinlendiğini belirten Erdoğan, "Düşünün beni dinliyor. Bir Başbakanı dinleyemezsin. Düşünebiliyor musunuz bizim güvenli hatlarımız var, güvenli hatlarımızı dinledi bunlar" diye konuştu.
Uluslararası görüşmeler yaptıklarını, bunların da dinlendiğini dile getiren Erdoğan, bunun ne insani, ne vicdani, ne de İslami bir yanının olamayacağını belirtti.
Vatanına gel...
"Ey Pensilvanya sana sesleniyorum eğer yüreğin varsa çık vatanına gel. Eğer siyaset yapacaksan burada yap. Yoksa ananaslarla, tespihlerle, gönderdiğin kitaplarla bu iş yürümez. Ben doğrusu, böyle bilmiyordum. Aldanmışım. Ben de bunları samimi zannediyordum. Aldanmışım. O da bana kendi yazdığı kitapları gönderiyordu. Oralarda bana methiyeler düzüyordu. Tesbihler, bana da gönderiyordu. Ama maalesef durum öyle değilmiş. Şimdi her şeyi anlıyoruz. Ama bundan sonra, durum böyle olmayacak. Çünkü, adaletin tecellisi için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Türkiye'den kaçtın gittin, şimdi oradan ülkemin huzurunu kaçırıyorsun. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden çalışmalar içinde yer alıyorsun. Bunu kovalayacağız, sonuna kadar kovalayacağız. Takip edeceğiz çünkü ulusal güvenliğimizi tehdit eden her gayretin karşısında AK Parti iktidarı duracak, bunu böyle bilinsinler."
Bu 30 günün çok önemli olduğunu, kapı kapı dolaşacaklarını ve çok çalışacaklarını ifade eden Erdoğan, Balıkesir'in bir oy patlaması yapması gerektiğini, Kuvayi Milliye ruhunun şahlanması gerektiğini söyledi.
Milletin hiç endişe etmemesini isteyen Erdoğan, bu ihanetin hesabını soracaklarını kaydetti.
Pensilvanya'nın vekili olarak bizimle mücadele ediyorlar
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Paralel yapının içindeki halis, tertemiz, saf niyetli kardeşlerime sesleniyorum. Bu yapı çok büyük bir ihanetin içinde. Bu yapı kendi ülkesinin en gizli, en stratejik, en mahrem bilgilerini ele geçirecek, bunları servis edecek kadar alçalan bir tavır bir ihanet içerisinde. Temiz, saf, ihlaslı kardeşlerimin artık bu yapıyı sorgulamalarını istiyorum. Bakınız kardeşlerim, bunlar niçin böyle patladılar biliyor musunuz? Dershaneler. Çünkü buradan bir milyar dolar bunların geliri var. Biz Dershaneler Yasasını öne sürünce bunlar patladılar. Bakın Meclis'te şimdi dershanelerle ilgili yasa görüşülüyor. Bizimle kim kavga ediyor, CHP. Çok enteresan. Niye Pensilvanya onlara vekalet vermiş. Onlar milletin vekili olarak değil, Pensilvanya'nın vekili olarak şu anda Meclis'te bizimle mücadele ediyorlar. Çıkacak tabi bu yasa, Dershaneler Yasası çıkacak"

Devlet okulu yeter

Balıkesir'den tüm Türkiye'ye seslenen Başbakan Erdoğan, bu dershanelerden çocukların çekilmesini ve okullardan da alınmasını istedi.
Devletin okullarının yeteceğini, kendisinin de 4 çocuğunu devlet okullarında, imam hatiplerde okuttuğunu söyleyen Erdoğan, çocuklarını, başörtüsünden dolayı üniversiteye gidemediklerinden yurt dışında okuttuğunu, şimdi de ülkede hizmet ettiklerini, çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.
Erdoğan, çocuklara eğer takviye gerekiyorsa, hafta sonları okullarda takviye derslerin verileceğini bildirdi.
40 bin öğretmen
Haziranda 40 bin öğretmen ataması yapılacağını dile getiren Erdoğan, 10 bin atama yapıldığını, her ay atama yapılamayacağını söyledi.
Hafta sonundaki takviye derslerinin ücretsiz olacağını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama göndermeyin bunların okullarına ve bunlara tavır koyun. Bunların yayın organlarına da tavır koyun. Çünkü bunların yayın organlarında da yalan var, dolan var, her şey var. Doğru haber bulamazsınız. Dürüst haber bulamazsınız maalesef her türlü iftira var. Bunlara dersi nasıl vereceksiniz, bunları boykot ederek. Orada anlayacaklar bunlar tavrı. Doğru yayıncılık, dürüst yayıncılık bunlarda böyle birşey yok. Sevgili Peygamberimizi miraçtan indirip kamyonete bindirecek kadar ahlaksızca yayın yapıyorlar. Şu hale bakın. Böyle bir şey olabilir mi? Bunların inançlarımız noktasında, kutsallarımız noktasında da nerede olduğunu gördük. Bunlara tavrı koyalım, adımlarımızı buna göre atalım. O zaman bunlar yaptıkları oyunun ne kadar yanlış olduğunu çok daha iyi anlayacaklar. 30 Mart'ta sandıklar AK Parti'nin şu ampulüyle aydınlandığı zaman bir başka olacak bu ülke. Yeni bir milat olacak inşallah."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.