İnternet Medyası: Düzenlemeler sansür değil

İnternet Medyası Derneği Başkanı Hadi Özışık, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 5651 Sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"da yapılan bazı değişikliklerin, ''sansür'' olarak nitelendirilemeyeceğini söyledi.
AA muhabirine konuşan Özışık, bir gazeteci olarak, yapılan düzenlemelerin bazı kısıtlamalara yol açtığına yönelik görüşlere katılmadığını ifade etti.
Hadi Özışık, "Ortada sansür yok. Çünkü düne kadar devam eden sistemden bahsetmiş olsaydık, buna sansür derdim. Biz sabah kalktığımızda sitemizin kapatıldığını görüyorduk. Fakat kim tarafından kapatıldığını bile bilmiyorduk. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nı (TİB) arayıp, 'Bizim site neden kapatıldı?' dediğimizde bize ,'falanca kişinin şikayeti, müracaatı üzerine oldu' deniliyordu" şeklinde konuştu.
İnternet düzenlemesiyle TİB'in artık bir görevinin kalmadığını, Erişim Sağlayıcıları Birliği'nin oluşturulduğunu hatırlatan Özışık, şunları kaydetti:
"Birliğin kurulmasıyla, artık çok hızlı hareket ediliyor. Kişilik haklarıyla ilgili de doğrudan mağdur edilen kişi mahkemeye başvuruyor. Mahkemenin aldığı kararı TİB'e getiriyor. TİB de servis sağlayıcıya havale ediyor. Servis sağlayıcılar, içerik sağlayıcılarla iç içe olduğu için, olaya anında müdahale edebilirler. Telekomünikasyon İletişim Başkanı zaten daha önce internetin kralıydı. Artık o krallığı elinden alındı ve bir birlik oluşturuldu. Sitelerdeki içeriğin engellenmesine ya da engellenmemesine artık bu birlik karar verecek."
"Düzenlemeye kesinlik ifadelerinin konulması lazım"

İnternet Medyası Federasyonu (İMF) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Atilla, internetteki düzenleme gerekçelerinin net olarak anlaşılması halinde, bazı tereddütlerin ortadan kalkacağını belirtti.
Atilla, zararlı bir içerik varsa, gereken müdahalenin kanunlar çerçevesinde yapılması gerektiğini kaydederek, "Fakat oradaki ifadeleri biraz muğlak gördüm. Burada açılmaya muhtaç bir durum var. Bizde içerik kaldırılması vardır. Peki içerik engellenmesi, site engellenmeden nasıl yapılacak? Eğer bu konuda tatmin edici bir açıklama olursa, sanırım herkes rahatlar" şeklinde konuştu.
Bu aşamada düzenlemeleri "sansür" olarak görmediklerini aktaran Atilla, şunları söyledi:
"Kabul edilen yasa öyle bir his vermiyor. Fakat bundan sonraki sürecin neye evrileceğini de bilemiyoruz. Çünkü Türkiye'de hukuk ve yasa, çoğunlukla bunu yorumlayan kişiye de bağlı olduğu için net ifadelerle bir şey söyleyemiyorum. Ucu açık olmaması için düzenlemeye kesinlik ifadelerinin konulması lazım. Genel çerçevede kamuoyunda var olan, kanunun ne olduğu konusundaki tereddüdün ortadan kaldırılması gerek."
"Muhataplara bildirim yapabilmenin önü açılıyor"

Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün, internet yasasındaki eksikliklerin giderilmesi adına bazı değişikliklerin yapılmasının gerekli olduğunu söyledi.
Ergün, TBMM'de kabul edilen düzenlemeleri genel olarak olumlu bulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Düzenlemeyle, elektronik posta yoluyla muhataplara bildirim yapabilmenin önü açılıyor. Kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia edenler, içerik veya yer sağlayıcısına başvurmadan, doğrudan Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurabilecek. Bu başvurular en geç 24 saat içerisinde sonuçlandırılarak, karara bağlanacak. Ayrıca hakimin verdiği erişimin engellenmesi kararına, konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının veya aynı mahiyetteki yayınların başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda mevcut karar bu adresler için de uygulanacak."

Trafik bilgileri 2 yıl saklanacak

Sitelere hizmet eden yer sağlayıcıların, trafik bilgilerini 2 yıl süreyle saklayacağını, istendiği takdirde de bu bilgileri TİB'e verebileceğini dile getiren Ergün, "İnternetteki hareketleri kayıt altına alınan ve devlet tarafından hiçbir neden gösterilmeksizin bu bilgilerine ulaşılabilecek olan kişiler, rahat hareket edemeyecekler. Bu da oto sansürü beraberinde getirecektir" iddiasını dile getirdi.

AA