Başbakan'ın hedef alınmasına karşıyım
A Haber'de Zeynep Bayramoğlu'nun moderatörlüğünde yayınlanan Her Yöne 80 Dakika programında Gezi Parkı eylemleri masaya yatırıldı.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 00:00 | 06.06.2013
- Güncelleme Tarihi: 15:35 | 06.06.2013
A Haber'de Zeynep Bayramoğlu'nun moderatörlüğünde yayınlanan Her Yöne 80 Dakika programında Gezi Parkı eylemleri masaya yatırıldı. Yazar Vivet Kanetti eylemlerde Başbakan'ın hedef alınmasına ve tencere tava eylemlerine karşı olduğunu, akademisyen Merve İlayda Atlas, sermaye ve dış basının tavrının kendisine 28 Şubat'ı hatırlattığını söyledi.
KANETTİ: BAŞBAKAN'IN HEDEF ALINMASINA KARŞIYIM VALİ'DEN VAZGEÇEBİLİRİZ
İşin başı aslında o çadırların, çünkü orada uyuyorlar, yakılması. O baya bir şiddet, amirlerini mi dinlemediler, başka amirler mi var. Poliste çok şeffaf olmayan bir durum var, birkaç gün önce çok önemli müdürler yerinden ediliyor tam o sırada oluyor. Ben valinin çok açık söyleyeyim, 1 Mayıs'ta da söyledim, Vali idare edemiyor. Çok iyi bir insan olabilir fakat zaten 1 Mayıs'ta insanlar çukura düşecek diye engel olunması insanlarda birikim yarattı. Her şey de başbakan yapamaz. Bütün bu süreçte giderek bu isyan doğrudan doğruya başbakanı hedef almaya başladı. Hatta ailesini. Hem sloganlarda hem duvar yazılarında. Kadınlar ellerine alıp kovalarla temizleyeceklermiş o homofobik sloganları. Kadınlar mı yazdı onları, gelsinler erkekler temizlesin. Ben Başbakan'ın hedef alınmasına karşıyım. Çok önemli bir süreçteyiz, hiçbir şekilde tehlikeye atılmaması gereken bir süreç yönetilmemekte. Bir barış beklentisi içindeyiz. Seçimle gelmiş hükümetin bu umutlar taşınıyor, başka aktörler de işin içine giriyor, sahiplenmeye çalışıyor. Gezi'deki çekirdek kadronun iyi niyetini tartışma konusu etmiyorum. Böyle otantik, haklı isyanın peşine başka aktörler katılabilir. O hedefi yanlış buluyorum, burada hedef olması gereken, bir yerde bir aksama oldu mu orası değişebilir herhalde Başbakan değil, şu an büyük bir misyonla yüklü, silahların susması ve kalıcı barış Vali görevini doğru yapmadı, beceriksizlik göstermişti ve Vali'den vazgeçebiliriz. Mühim olan hükümeti başbakanı germek değil, biz arkandayız yüzde 50 haydi devam et, bu da doğru değil, Seçmeni takım olmasını beklediğin de seçmeni de yanlış yola itmiş oluyorsun. Demek istiyorum ki Başbakan'ı gergin bir duruma sokmamak gerekiyor. Muhalefette değil AK Parti, yüzde 50, bu da yanlış yüzde 100'ün sorumlusu başbakan. Biz bunun için ne yapabiliriz, bu toplumun bölünmediğini nasıl anlatabiliriz bu önemli.
KANETTİ: TENCERE TAVA İŞİNE KARŞIYIM, KÖTÜ ÇAĞRIŞIMLARI VARSA YAPILMAZ BU PROTESTO
Bu tencere tava işine de tamamen karşıyım, komşusunu ne kadar önemsemediğini belli ediyorsun, git Taksim'e üşenme. Bu komşunu sıfırlamak bir de kötü çağrışımları var 28 Şubat'ı çağrıştırıyor, bir de benim gibi yaşı büyük olanlar için Allende'nin ölüme götüren süreci hatırlatıyor. Şili'de kadınlar sokağa çıkar, boş tencereleri vura vura Allende'yi ölüme götürdü. Bu kadar kötü niyetle başlamamış olabilir ama bir protestonun neler çağrıştırdığı çok önemlidir, bazı insanları rencide ediyorsa yapılmaz böyle bir eylem.
ATLAS: ACIBADEM'DE BENİ YUHALADILAR, ÜRKTÜM
Daha sonraki provokasyonları unutuyoruz. Sosyal medyada, sokaklarda provokasyonlar. Çok basit bir şey söyleyeceğim, kendi üzerimden bir örnekle. Ben eylemleri gölgelemek için söylemiyorum. İstanbul yanıyor, Ankara yanıyor, ölüler var, gerçek mermiler kullanıldı, Başbakanlık ofisinde çatışma olacak. Bunların bir kısmı doğru olsa da bu bir nefret ortaya çıkartıyor. Dezenformasyonla provokasyon yapıldı. Her aldığımız haberi gözden geçirmek zorunda kaldık. Acıbadem Caddesi'nden inerken, tencere tavaya vurarak eylem yaparak bir grup beni yuhaladılar. Bunun gibi bir sürü örnekler oldu. Bunları çok söylemek de doğru değil ama görmek de lazım ama ürktüm, bana bir şey yapılır mı diye. Eylemlerin karşısında olmayan bir insanım, neden yuhalandım. Muhalif olmanın ahlakiliği diye birşey var. Destek verecekseniz de destek vermez duruma geliyorsunuz.
ATLAS: SERMAYE VE DIŞ BASININ TAVRI BANA 28 ŞUBAT'I HATIRLATTI
Türkiye'nin islamizasyonuna karşı protestolar diye BBC'de haberlerin yayınlanması, aracı kurumların reklamlarını çekmeleri, şirketlerin haberi vardır, yoktur onu bilemem, önemli markalar, belli sermaye grupları var. Bunların organize olması, Türk Baharı isminin verilmesi, Tahrir benzetmesi yapılması, bunun bir parçası. Bunların bir kısmı bana çok fazla 28 Şubat'ı hatırlattı. Sermaye ve dış basının tavrı bana 28 Şubat'ı hatırlattı. Celebrity olarak tanımlanan kişiler de bu Gezi Protestosu değil dedi zaten. AK Parti'nin ve Başbakan'ın şahsında direk hedef alınması, hükümet düşürülmesi söyleminin gelmesi olayın seyrini değiştirdi. Ben Başbakan'ın sert tavrının da buna olduğunu düşünüyorum. Arınç hükümetin sözcüsü olduğunu altını çizerek özür diledi. Başbakan'ın tavrı tartışılabilir tüm bunları tartışırken ne eylemcilere vurmak ne de bunun arkasındakileri görmezden gelmek. Öteki türlü hiçbir şey. konuşamayız.
KANETTİ: BAŞBAKAN'IN HEDEF ALINMASINA KARŞIYIM VALİ'DEN VAZGEÇEBİLİRİZ
İşin başı aslında o çadırların, çünkü orada uyuyorlar, yakılması. O baya bir şiddet, amirlerini mi dinlemediler, başka amirler mi var. Poliste çok şeffaf olmayan bir durum var, birkaç gün önce çok önemli müdürler yerinden ediliyor tam o sırada oluyor. Ben valinin çok açık söyleyeyim, 1 Mayıs'ta da söyledim, Vali idare edemiyor. Çok iyi bir insan olabilir fakat zaten 1 Mayıs'ta insanlar çukura düşecek diye engel olunması insanlarda birikim yarattı. Her şey de başbakan yapamaz. Bütün bu süreçte giderek bu isyan doğrudan doğruya başbakanı hedef almaya başladı. Hatta ailesini. Hem sloganlarda hem duvar yazılarında. Kadınlar ellerine alıp kovalarla temizleyeceklermiş o homofobik sloganları. Kadınlar mı yazdı onları, gelsinler erkekler temizlesin. Ben Başbakan'ın hedef alınmasına karşıyım. Çok önemli bir süreçteyiz, hiçbir şekilde tehlikeye atılmaması gereken bir süreç yönetilmemekte. Bir barış beklentisi içindeyiz. Seçimle gelmiş hükümetin bu umutlar taşınıyor, başka aktörler de işin içine giriyor, sahiplenmeye çalışıyor. Gezi'deki çekirdek kadronun iyi niyetini tartışma konusu etmiyorum. Böyle otantik, haklı isyanın peşine başka aktörler katılabilir. O hedefi yanlış buluyorum, burada hedef olması gereken, bir yerde bir aksama oldu mu orası değişebilir herhalde Başbakan değil, şu an büyük bir misyonla yüklü, silahların susması ve kalıcı barış Vali görevini doğru yapmadı, beceriksizlik göstermişti ve Vali'den vazgeçebiliriz. Mühim olan hükümeti başbakanı germek değil, biz arkandayız yüzde 50 haydi devam et, bu da doğru değil, Seçmeni takım olmasını beklediğin de seçmeni de yanlış yola itmiş oluyorsun. Demek istiyorum ki Başbakan'ı gergin bir duruma sokmamak gerekiyor. Muhalefette değil AK Parti, yüzde 50, bu da yanlış yüzde 100'ün sorumlusu başbakan. Biz bunun için ne yapabiliriz, bu toplumun bölünmediğini nasıl anlatabiliriz bu önemli.
KANETTİ: TENCERE TAVA İŞİNE KARŞIYIM, KÖTÜ ÇAĞRIŞIMLARI VARSA YAPILMAZ BU PROTESTO
Bu tencere tava işine de tamamen karşıyım, komşusunu ne kadar önemsemediğini belli ediyorsun, git Taksim'e üşenme. Bu komşunu sıfırlamak bir de kötü çağrışımları var 28 Şubat'ı çağrıştırıyor, bir de benim gibi yaşı büyük olanlar için Allende'nin ölüme götüren süreci hatırlatıyor. Şili'de kadınlar sokağa çıkar, boş tencereleri vura vura Allende'yi ölüme götürdü. Bu kadar kötü niyetle başlamamış olabilir ama bir protestonun neler çağrıştırdığı çok önemlidir, bazı insanları rencide ediyorsa yapılmaz böyle bir eylem.
ATLAS: ACIBADEM'DE BENİ YUHALADILAR, ÜRKTÜM
Daha sonraki provokasyonları unutuyoruz. Sosyal medyada, sokaklarda provokasyonlar. Çok basit bir şey söyleyeceğim, kendi üzerimden bir örnekle. Ben eylemleri gölgelemek için söylemiyorum. İstanbul yanıyor, Ankara yanıyor, ölüler var, gerçek mermiler kullanıldı, Başbakanlık ofisinde çatışma olacak. Bunların bir kısmı doğru olsa da bu bir nefret ortaya çıkartıyor. Dezenformasyonla provokasyon yapıldı. Her aldığımız haberi gözden geçirmek zorunda kaldık. Acıbadem Caddesi'nden inerken, tencere tavaya vurarak eylem yaparak bir grup beni yuhaladılar. Bunun gibi bir sürü örnekler oldu. Bunları çok söylemek de doğru değil ama görmek de lazım ama ürktüm, bana bir şey yapılır mı diye. Eylemlerin karşısında olmayan bir insanım, neden yuhalandım. Muhalif olmanın ahlakiliği diye birşey var. Destek verecekseniz de destek vermez duruma geliyorsunuz.
ATLAS: SERMAYE VE DIŞ BASININ TAVRI BANA 28 ŞUBAT'I HATIRLATTI
Türkiye'nin islamizasyonuna karşı protestolar diye BBC'de haberlerin yayınlanması, aracı kurumların reklamlarını çekmeleri, şirketlerin haberi vardır, yoktur onu bilemem, önemli markalar, belli sermaye grupları var. Bunların organize olması, Türk Baharı isminin verilmesi, Tahrir benzetmesi yapılması, bunun bir parçası. Bunların bir kısmı bana çok fazla 28 Şubat'ı hatırlattı. Sermaye ve dış basının tavrı bana 28 Şubat'ı hatırlattı. Celebrity olarak tanımlanan kişiler de bu Gezi Protestosu değil dedi zaten. AK Parti'nin ve Başbakan'ın şahsında direk hedef alınması, hükümet düşürülmesi söyleminin gelmesi olayın seyrini değiştirdi. Ben Başbakan'ın sert tavrının da buna olduğunu düşünüyorum. Arınç hükümetin sözcüsü olduğunu altını çizerek özür diledi. Başbakan'ın tavrı tartışılabilir tüm bunları tartışırken ne eylemcilere vurmak ne de bunun arkasındakileri görmezden gelmek. Öteki türlü hiçbir şey. konuşamayız.
ATLAS: SÜREKLİ AVM'DE GEZİP AVM PROTESTOSU YAPANLAR VAR
Bizi boğazdan ve denizden ayıran yalılar meselesini de konuşmak lazım. Bu kapitalist ahlakı sorgulamayı da meşru buluyorum. Eyleme gelenlerin dizi başına 60 bin lira almasını gündeme getirmek de nefret üretmek değildir. Bu insanların çoğu sürekli AVM'de gezip eyleme destek veriyor, biraz da tutarlı olmak gerekiyor.
TÖNBEKİCİ: GENÇ DELİKANLILARIN MAÇLARDA DUYDUKLARI COŞKUNUN BİR TIK ÜSTÜ DURUMUNA DA ŞAHİT OLDUK
Şu an tüm Türkiye'nin çevreci ekipleri Gezi Parkı'na geldi. Taksim, Beşiktaş, Gezi Parkı bunları ayırt etmek gerekiyor. Gaz kokusu nerede varsa oraya gidenleri, taş atanları tasvip etmiyorum. Beşiktaş'a girilmesin deniyorsa girilmesin, maksat mesajı vermekti. Genç delikanlıların maçlarda duydukları coşkunun bir tık üstü durumunda. Abdullah Cömert'in ölümüyle akılları biraz başlarına geldi, polisle çatışmaya gidiyoruz haydi duygusundan gençler vazgeçtiler, bir can kaybı daha çok üzücü olurdu. Diğer taraftan Gezi Parkı'na gidince bir bakıyorsunuz Mustafa Kemal'in askerleri de var 10. Yıl Marşı'nı car car söylüyorlar, gay ve lezbiyen örgütleri var.
A Haber
DİĞER