Nilüfer Göle: Araplara bakıp düzeltme yapacağız
Paris Sosyal Bilimler Akademisi öğretim görevlisi Prof. Dr. Nilüfer Göle Arap Baharı’nın Türkiye’yi nasıl etkilediğine ilişkin A Haber’in sorularını yanıtladı.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 00:00 | 23.05.2012
- Güncelleme Tarihi: 13:14 | 23.05.2012
Türkiye'de yaşanan sürecin Arap dünyasında yakından izlendiğini belirten Göle, Türkiye olarak hep Avrupa aynasına bakarak düzeltme yapıyorduk, şimdi Arap ülkelerine bakarak kendimizi düzelteceğiz. Çünkü Arap ülkelerine model oluyoruz dedi. Batı demokrasilerinin geldiği noktayı da değerlendiren Göle, yeni anayasa sürecinin önemine vurgu yaptı.
Göle şöyle konuştu;
Türkiye ekonomik olarak Avrupa'daki krizi yaşamıyor, bir mucize ama yaşamıyor. Çok büyük bir kalkınma var. Çin'e benzeyecek. Yeni yükselen ülkeler gibi. Öte yandan siyasi olarak da istikrarlı. Üstelik şimdililik de yabancı karşıtı, milliyetçi, ırkçı politikaların canlandırıldığı bir parti yok ortada İktidara doğru yürüyen, hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi. Şimdiye kadar kendimizi düzeltirken Avrupa kaldıraçtı, Avrupa'nın aynasında insan haklarını düzeltmeye çalışıyoruz, saygılı olmaya çalışıyoruz, azınlıklar konusunda geçmişimizle hesaplaşmaya çalışıyoruz. Hep Avrupa'nın aynasına bakarak çeki düzen verdik, şimdi ise Arap ülkelerine bakarak da çeki düzen vermek zorundayız. Madem Arap ülkelerine bak ben hem insan haklarına çoğulculuğa, hukuk devletine saygılıyım diyorsanız, Hakikaten öyle olmanız gerekiyor. şu anda da Arap ülkeleri Türkiye'ye ayna tutuyor. O zaman derler ki bugünkü tartışmalarda kavim- ümmet. Kavim hakları nerede bu ümmet içerisinde diye sorular başlayacak. Daha İslam yüklü tartışmalar ortaya çıkacak. Kadınlara karşı yapılan bir takım namus cinayetleri gibi konular. Bu konuyu Arap ülkeleriyle tartıştığımız vakit farklı platformlar oluşacak.
Göle, yeni anayasa çalışmaları ve sosyal dışlanma meselesi ile ilgili de görüşlerini paylaştı
Her zaman için insanlar arasında kendilerini dışlanmış hissedecek olan sosyal gruplar olacak. Afrika'dan gelen göçmenler olacak. Onların sorunlarını kim gündeme getirecek. Anayasada olamaz. Anayasa onu Sizin gündeme getirmenizi sağlayacak bir unsur olacak. Anayasa bunu garanti altına alamaz. Toplum her zaman yeni baskılar ve dışlandırmalar üretecek. Önemli olan demokrasi ortamında bizim bunları isimlendirmemiz gündeme getirmemiz ve çözüm arayabilmemiz. Bu bir süreç. Önemli olan bu süreci sağlamak. Anaysa Sihirli bir değnek olamaz. Ama bizim aramızda konuşmamız sağlar.
Göle şöyle konuştu;
Türkiye ekonomik olarak Avrupa'daki krizi yaşamıyor, bir mucize ama yaşamıyor. Çok büyük bir kalkınma var. Çin'e benzeyecek. Yeni yükselen ülkeler gibi. Öte yandan siyasi olarak da istikrarlı. Üstelik şimdililik de yabancı karşıtı, milliyetçi, ırkçı politikaların canlandırıldığı bir parti yok ortada İktidara doğru yürüyen, hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi. Şimdiye kadar kendimizi düzeltirken Avrupa kaldıraçtı, Avrupa'nın aynasında insan haklarını düzeltmeye çalışıyoruz, saygılı olmaya çalışıyoruz, azınlıklar konusunda geçmişimizle hesaplaşmaya çalışıyoruz. Hep Avrupa'nın aynasına bakarak çeki düzen verdik, şimdi ise Arap ülkelerine bakarak da çeki düzen vermek zorundayız. Madem Arap ülkelerine bak ben hem insan haklarına çoğulculuğa, hukuk devletine saygılıyım diyorsanız, Hakikaten öyle olmanız gerekiyor. şu anda da Arap ülkeleri Türkiye'ye ayna tutuyor. O zaman derler ki bugünkü tartışmalarda kavim- ümmet. Kavim hakları nerede bu ümmet içerisinde diye sorular başlayacak. Daha İslam yüklü tartışmalar ortaya çıkacak. Kadınlara karşı yapılan bir takım namus cinayetleri gibi konular. Bu konuyu Arap ülkeleriyle tartıştığımız vakit farklı platformlar oluşacak.
Göle, yeni anayasa çalışmaları ve sosyal dışlanma meselesi ile ilgili de görüşlerini paylaştı
Her zaman için insanlar arasında kendilerini dışlanmış hissedecek olan sosyal gruplar olacak. Afrika'dan gelen göçmenler olacak. Onların sorunlarını kim gündeme getirecek. Anayasada olamaz. Anayasa onu Sizin gündeme getirmenizi sağlayacak bir unsur olacak. Anayasa bunu garanti altına alamaz. Toplum her zaman yeni baskılar ve dışlandırmalar üretecek. Önemli olan demokrasi ortamında bizim bunları isimlendirmemiz gündeme getirmemiz ve çözüm arayabilmemiz. Bu bir süreç. Önemli olan bu süreci sağlamak. Anaysa Sihirli bir değnek olamaz. Ama bizim aramızda konuşmamız sağlar.
DİĞER