Yeni Anayasa'nın ilk 2 maddesi yazıldı

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı…

Uludere iddiaları ile gelinen noktayı MHP nasıl değerlendiriyor?
Bu olayın başındaki hadise ciddi bir olaydır. Vatandaşlarımızdan 38 Uludereli kardeşimiz kendi silahlarımızla vuruldu. Niçin orada bulunuyorlardı, terör örgütleriyle işi neydi bunlar ayrı bir tartışma konusu ve yargının işidir, onu bir kenara bırakıyoruz. Ancak bu bilginin Türk istihbarat kaynaklarından ve onun araçları olan heronlardan mı alındığı yoksa ABD'nin predatörlerinden mi alındığı konuyu farklı tarafa çekecek bir tartışmadır. Bir, Amerika Birleşik Devletleri o bölgede çok özel operasyonlar yapmaktadır, çok hayati çıkarlarının peşinde, çok kararlı bir biçimde varlığını sürdürmektedir. Bu bir gerçektir bunu inkâr edemeyiz. İkinci olarak, Amerika Birleşik Devletleri teknolojiyi savaş alanında sonuna kadar kullanan ve yeni teknolojiler yaratan bir ülkedir. Heronlardan da gelse predatörlerden de gelse bu bilgi Amerika Birleşik Devletleri'nin kontrol edebileceği elektronik kanallardan geçerek bize ulaşmaktadır. Dolayısıyla her halükarda Amerika'nın hadiseden bilgisi vardır. Bu bilgi ne derecede Türkiye ile paylaşıldı ne derece paylaşılmadı onu bilemiyorum. Bu Amerika'nın bilgisi yoktur şeklindeki bir düşünceyi ben kabul edemiyorum. Bunu kabul etmemize imkân sağlayan bir masumiyeti de ortada göremiyorum. Olan bize oluyor, olan bizim vatandaşlarımıza oluyor, bizim silahlı kuvvetlerimizin yıpratılmasına oluyor. Bir türlü ayağımızın üzerinde durup da, kardeşim bu benim sorunumdur ben bu sorunu çözeceğim diyerek kararlı ve azimli bir şekilde bir siyasi duruş gösteremiyoruz. Yalpalıyoruz.

Uludere Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıpranmasına yol açmıştır dediniz. Doğru mu anladım?

Tabi doğru olmaz mı? Bizim PKK ile mücadele eden silahlı kuvvetlerimizin tüm gücünü PKK hedeflerini vuracak şekilde organize edilmesi gerekiyor. Bu olayla görüldü ki, yurtdışındaki hedefte Türk silahlı kuvvetleri şaşırmıştır. PKK olmayan, PKK ile ilişkisi var yok onu tartışmıyorum, bir konvoya saldırı düzenlenmiştir. Burada da silahlı kuvvetlerin hedef belirlemede, ya da istihbarat kaynaklarında bir zafiyeti olduğu ortaya çıkmıştır.

Olayın aydınlatılması için gereken çabanın gösterildiğini düşünüyor musunuz?

Bu Spesifik olarak hükümeti hedef almamız gerektiren bir durum. Bunun yanı sıra mevcut çalışmalarımız içerisinde parlamenter düzendeki kuvvetler ayrılığı ilkesinin, kuvvetlerin birbirini dengeleme ve denetleme ilkesinin çalışmadığı, çalıştırılmadığı veya zafiyetini ortaya koyan bir durumdur. Nasıl soruşturma yapılacaktır? Bu soruşturmayı kim yapacaktır? Aydan birisi gelip yapmayacaktır. Meclis yapacaktır. Mecliste çok büyük bir AKP ekseriyeti vardır. Oradaki olay ne olursa olsun, parmaklar kaldırılıp indirilirken bir gerçeğin üstü örtülüyor veya gerçek çarpıtılacak şekilde kararlar alınabiliyor. Meclis bünyesinde araştırma komisyonları var. Nereye kadar gidilebileceğine ancak AKP'nin iradesi karar veriyor, çünkü oradaki milletvekili çoğunluğu farklı bir şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi'ne mensup. Mecliste, yürütme organını denetleyecek olan mecliste, AKP üstünlüğü milletvekillerinin vicdani kanaatlerine göre karar vermesini engelleyen bir yapısı var. Bu Türk demokrasisinin en önemli ayıbı ve en ciddi sorunudur. Meclis Araştırma Komisyonu'ndan ciddi bir sonuç çıkacağına inanmıyorum. Çünkü nereye kadar gidilebileceğine komisyon iradesi dışında Adalet ve kalınma partisinin yetkili organlarından gelecek mesajlarla cevap verecekler. Yargı gitmesi lazım bu işin üzerine. Hepimiz yargının ne hale düştüğünü görüyoruz. Biz anayasa uzlaşma komisyonunda Türkiye'nin sorunları nedir çözüm bulunacak diye sorduğumuzda eskiden vatandaş işsizlik, enflasyon terör PKK derdi şimdi adalet diyor. Çok ciddi bir şekilde 13 yıldır sorun adalet çıkıyor.
Genel Af iddiaları ortaya atıldı. İktidar partisinin bir milletvekilinin bu yönde bir açıklaması olduğu söylendi. Arkasından kendisi sözlerim cımbızlandı dedi. Çeşitli bakanlar da bunu gündemde olmadığını söylediler. Terör saldırıları yine içimizi yakıyor. Dün yine 3 şehit verdik. Böyle bir ortamda genel affın tartışılması doğru mu?
İki tane laf vardır bu konuda. Birisi ağzı olan konuşuyor. İnsanlara önüne gelen lafı, ilerisini gerisini düşünmeden telaffuz ediyor, onun ne gibi bir sonuç doğurabileceğini önceden kestirmeden konuşuyor. Temenni ederiz ki bu böyle söylenmiş olsun, temenni ederiz ki bir sürç-i lisan olsun. Temenni ederiz ki o sayın milletvekilinin lafları cımbızlansın vs. meramını o şekilde ifade etmemiş, yanlış anlaşılmış olsun. Fakat şu bir gerçek ki, Oslo görüşmeleriyle de ortaya çıkmıştır, sayın başbakanın önce inkâr ettiği hatta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin iddiasını ispatlayamazsa şerefsizlikle suçladığı hadisede kendisinin gönderdiği, kendisinin müsteşar muavinin orada yaptığı görüşmelerde PKK ile doğrudan temas yapıldığı ve bu doğrudan temas sırasında da %95 oranında anlaşıldığına ilişkin elimizde bir veri var. bu ham bir veri değildir. Bu veri inkâr edilmeyen bir veridir. PKK ile %95 oranında anlaşmanın anlamı bir genel affı da içermektedir. Dolayısıyla bu adalet ve kalınma partisinin zihninin gerisinde var olan bir olaydır. Sayın milletvekilinin konuşması var olan bir olayın ortaya çıkmasıdır. Türkiye'nin çok ciddi bir terör riski altında, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü tehdit altındayken, Terör örgütünü dağılma noktasından bütünleşme ve bir arada tutma sonucunu doğurabilecek söylemlerden herkesin kaçınması gerekiyor. Ağzı olan konuşuyor derken, ilerisini gerisini düşünmeden bu tür konuşmaların Türkiye'ye çok büyük zarar verdiği bu zararın terörle mücadeleyi azim ve kararlılıkla yürüten güvenlik güçlerinin motivasyonlarını bozduğu, bölge halkından PKK'ya karşı olanlar var, onların moral motivasyonunu bozduğu, aksine PKK'ya ciddi bir motivasyon ve mücadele azmi kazandırdığı hepimiz tarafından biliniyor. Şimdi öyle bir ortamdayız ki PKK dağda beş askerimizi şehit ediyor. Daha dün biri binbaşı olmak üzere 3 tane subayımız Hatay'da şehit ediliyor. Bir taraftan da TBMM'nin bir üyesi aftan bahsediyor. Böyle bir Türkiye olabilir mi?
Uzlaşma komisyonunun çalışmaları nasıl gidiyor? Anayasa yazımı hangi aşamada?
Önce ben partim açısından birkaç cümle ile ifade etmek isterim. Arkasından bunun uzlaşma komisyonuna katkısı ve geldiğimiz nokta. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz 1995 yılından beri rahmetli Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş Beyefendi'nin açıklaması ile birlikte yeni anayasa konusunda çalışmaları ve hafızası olan bir partiyiz. 2007 yılında başbakanın bilim heyeti adı altında Sayın Özbudun'a hazırlattığı taslakla birlikte iyice ortaya çıktı. Biz o tarihten itibaren anayasa değişikliği ile ilgili çok kapsamlı bir çalışma yaptık Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Birinci olarak dünyadaki son anayasa değişikliklerinin tamamını inceledik. Kuzey Kutbu'na yakın Finlandiya'dan Güney Kutbu'na yakın Güney Afrika Cumhuriyeti'ne kadar. Birbirine çok zıt anayasa yapan. Uganda'sından Polonya'sına, Macaristan'a kadar. Burada insanlığın 21.Yy'da elde etmiş olduğu değerleri aldık, partimizin hafızasına koyduk, yeni anayasamızda veya anayasamızda MHP'nin görüşünü değerlendirmek üzere.
İkinci olarak Türkiye geçmişte ne yapmış bunu inceledik. Türkiye dünyada en fazla anayasa yapan ülkedir. Türkiye yaptığı anayasayı en fazla değiştiren ülkedir. Osmanlı'dan itibaren. Senedi İttifak'ı saymıyorum. Onu da sayarsak 6. 1876 Anayasası ile beraber 5 tane anayasa yapmışız. Türkiye bu anayasaları yaparken En fazla baskı ve dayatma altında kalan ülkedir. Türkiye bu anayasaları yaparken en fazla bedel ödemiş ülkedir.
1876 Anayasası ile bir imparatorluk kaybetmişiz.
1921 Anayasası'na ulaşabilmek için bir Kurtuluş Savaşı vermişiz millet olarak, ortada devlet yokken.
1924 Anayasası ile imparatorluk siyasi düzeninden cumhuriyet siyasi düzenine geçmişiz. Hâkimiyeti bir kişiden alıp millete kayıtsız şartsız vermişizdir.
1961 Anayasası bir ihtilal ile ortaya çıkmış bir anayasadır bol gelmiştir.
1982 Anayasası ikinci bir ihtilal ile ortaya çıkmış dar gelmiştir.
Bu arada Türkiye bir imparatorluk kaybedip, bir kurtuluş savası verip, bir siyasi rejim değişikliği yaparken, iki darbe, iki darbe teşebbüsü, üç tane de muhtıra yaşamıştır. Böyle bir anayasa geçmişi dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Bu anayasa geçmişinden bizim tecrübe olarak yararlanmamız gerekir. Ödediğimiz bedelleri dikkate alarak, önümüzdeki süreçte Türkiye'ye ödetilmek istenen Bedellere karşı milli direncimizi oluşturmamız lazım. Bu anayasanın en büyük özelliği bence bu olacaktır.
Şimdi Anayasa Uzlaşma Komisyonu siyasi partilerimizin olağanüstü bir uzlaşma çabası ile bugüne kadar iyi gelmiştir. 19 Ekim'den itibaren veri toplama dönemi usu çalışması olarak devam etmiştir. Mayıs'tan itibaren de anayasanın yazım sürecine geçilmiştir. Dünkü tarih itibariyle anayasanın yazımında hangi esaslar uygulanacaktır o tartışılmıştır. Dün anayasa uzlaşma komisyonunun teşkil etmiş olduğu alt komisyonda, belki dün anaysa yazım tarihinde tarihi bir başlangıca imza atılmıştır. İlk iki maddesi taslak olarak hazırlanmıştır. Bu taslak maddeler bugün öğleden sonra saat 14.00'de toplanacak olan Anayasa Uzlaşma Komisyonuna takdim edilecek ve Büyük bir ihtimalle orada da kabul edilecektir.
İçerikleri nedir?
Birinci madde 1982 Anayasası'ndan ayrılarak farklı bir şekilde insan şeref ve haysiyetinin dokunulmaz olduğundan başlamaktadır ve temel hak ve hürriyetlerle anayasa düzeninin insan şeref ve haysiyeti üzerine dayandırıldığı fikrini anayasa metni olarak benimsemektedir.
İkincisinde temel hak ve hürriyetlerin niteliği, bölünmezliği ve bütünlüğü maddesidir. Bu iki madde de önemli, projektör gibi anayasanın Gelecek maddelerini aydınlatacak maddelerdir, o bakımdan çok ciddi bir başlangıçtır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.