CHP yeni başkanını mı seçecek?

ahaber.com.tr / İşte Erdoğan Toprak'ın ahaber'de Murat Akgün'ün sorularına verdiği cevaplar…

Kemal Kılıçdaroğlu'nun tüzük kurultayı yapılması için parti içi muhalefet tarafından toplanan 362 imzayı bekletip kendisinin tüzük kurultayı çağrısı yaptığını anlıyoruz. Niçin böyle bir şeye ihtiyaç duyuldu sizce.
Onları muhalif olarak görmüyorum onlar bizim arkadaşlarımız. Böyle bir hakları vardı onu kullandılar saygı duyuyoruz. Biz tüzük kurultayını zaten yapacaktık. Ama biz bunu 4 ay sonra yapacaktık. Arkadaşlarımız 45 günde yapalım dediler ve gündemi de kendileri belirlediler. O gündemin böyle önemli bir toplantıya yeterli olmayacağı kanaatinde olduğumuz için biz daha genişletilmiş bir gündem ile toplanmaya karar verdik. Yani tüzük kurultayını yapacağız ama çok daha farklı şeyler koyacağız. Çok daha ileri maddeler koyacağız, çok daha demokratik maddeler koyacağız. Ve tüzük kurultayını köklü bir şekilde yapıp bu işi artık Türkiye ve CHP gündeminden de düşürmek istiyoruz.

362 imza dedik ama bunların bir kısmının çekildiğine dair haberler var. Bu doğru mu?
Evet. Geri çeken arkadaşlarımız var. Yanlış anlaşıldık dediler. Bu rakam bir hayli aşağılara düştü. Bu rakam düşse de düşmese de biz tüzük kurultayını ayın 26'sında Atatürk Spor Salonu'nda toplayacağız. Çok görkemli ve geniş katılımlı bir toplantı olacak. Bir şölen havasında tüzük kurultayını yapacağız. CHP'lilere emin bir şekilde tüzüğün yetkilerini devredip çıkacağız o salondan
Parti içi muhalefet dedim siz kabul etmiyorum arkadaşlar dediniz. Hem Genel Merkez'in hem de genel merkeze karşı tutum içinde olanlar diyelim, Onların isteklerinin karşılanacağı bir kurultay olacağını söyleyebilir misiniz?
Biz o arkadaşlarımızın isteklerinin de ötesinde şeyler kurmayı düşünüyoruz. Tabi bu taslak. Bir komisyon kurulacak. Bu komisyonun çalışması bir süre alacak. Komisyonun yapacağı değişlikler şu şu olacak demem doğru değil. Ama CHP olarak bazı noktalara var ki onları kesinlikle değiştirmek istiyoruz. Yani, daha önceki yönetimlerin, Bizden önceki yönetimlerin getirdiği divan önünde %20 imza olayını kaldırmak istiyoruz. Genel Başkanlık yarışında çıtayı daha da aşağıya indirmek istiyoruz. İsteyen arkadaşlarımız, kendisini iyi ifade ederse, kongre delegelerimiz de bu konuda destek verirse %10 ile bu yarışa katılabilmeli. %50 çıtayı aşağı indiriyoruz. Yarışmanın önünü açıyoruz biz. Bunu yapmak istiyoruz.
Bu tüzük kurultayında, Gerekli imzaya ulaşılabilirse genel başkanlık da yarışa açılabilir? Bu kurultayda böyle bir beklentiniz var mı?

Gündemde yok. Ayın 26'sındaki gündemde bu yok. bu yarış genel başkanlık yarışı değil bu yarış tüzükteki bazı maddelerin değişmesi yönünde. 26'sında genel başkanlık seçimi yarışı yok.
Bu tüzük kurultayından sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin daha demokratik daha seçimlere hazır bir yapıda çıkacağını söyleyebilir misiniz?
Eğer Türkiye'de sıkıntılı bir süreçten CHP olarak bahsediyorsak, burada da CHP'yi hedefe götürecek örgütümüz ise, örgütü karar mekanizmasına katması lazım. Bu tüzük örgütü karar mekanizmasına katmıyordu. Karar mekanizmasına katmak ne demek? Bir ön seçimi getireceksiniz yarışı sağlayacaksınız. İki örgüt bilmeli ki ben şu, şu, şu kriterleri yerine getirirsem daha üst noktalara çıkabilir. Getiremezsem de genel merkezim, tüzüğün yetkilerini uygulayarak beni görevden alabilir.
Oyunu arttıran ilçe başkanı görevine devam etmeli. Ama düşürüyorsa görevinden ayrılmalı. Oyunu arttıran il başkanı görevine devam etmeli. Ama düşürüyorsa gitmeli. Bu genel başkan için de geçerli. Eğer iki genel seçim arasında fark varsa oyunu düşürmüş ise o genel başkan da tartışılmaya açılmalı bence.
Bu tüzüğe konur konmaz, ben Erdoğan Toprak olarak, bu tüzükte şöyle bir özlemim var. İlçe başkanlığının da, il başkanlığının da, milletvekilliğinin de genel başkanlığın da bir süresi olmalı. İlelebet o koltuklarda kimse kalmamalı. Bu iki dönem olur, üç dönem olur. Üç dönemden sonra biz o bayrağı, bizden sonra gelene teslim etmeliyiz. Ön tıkamamalıyız. Önünü açmalıyız. Üç dönemden sonra bir milletvekili görevini diğer bir arkadaşına devredilmeli.
Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresi ile ilgili partinizin tutumu… Son çıkan kararı Anayasa Mahkemesi'ne götürecek misiniz, götürmeyecek misiniz?
Bunu yetkili kurullarımızda tartışacağız. Ama eğer hukuk devleti isek, yasalara ve anayasaya bağlı kalmamız lazım. Anayasa değişikliği yapıldığında parlamenterler 5 yıl için seçilmişti. Ama 4 yıl içerisinde seçime gidildi. Peki, cumhurbaşkanı da 7 yıl için seçilmişti, süre 5 yıla düştü. Cumhurbaşkanlığının, öyle önemli bir makamın böyle bir tartışmaya gelmiş olmasını da yanlış buluyorum. Anayasa eğer 5 yıl diyorsa 5 yıl olmalı, hukukun ve yasaların üstünlüğüne inanıyorsak. Bu tartışma çok yanlış bir tartışma.
Bu sözlerinizden Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiniz sonucunu mu çıkarmalıyız.
Bende o noktada olacağımız eğilimi var. Bunu yetkili kurullarımızda tartışmadan bu konuda bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum. Eğer Anayasa'mıza bağlı isek, güveniyorsak bunun gereğini de yapmamız lazım.
Gündemden düşmeyen hususlardan birisi de Uludere'deki bombalama olayı. Sayın Kılıçdaroğlu konuyu ısrarla gündemde tutuyor ve istihbaratın kimden geldiği sorusunu yöneltiyor. Son olarak bir de İsrail Büyükelçisi'ne sorun dedi. Sizin parti olarak istihbaratın İsrail'den geldiğine dair bir duyumunuz mu var
Biz bu istihbaratın bir yurt dışı merkezli geldiğine dair bir duyumumuz var. Bence burada önemli olan, hükümetin burada neden bu kadar çekingen davrandığına da bakmak lazım. Hükümete de bunu sormak lazım. Orada bu vatandaşlarımızı bizim elimizle bombalatan bu istihbaratı veren kim. Bu çok önemli bir şey. Bence burada cevabı vermesi gereken hükümet yetkilileri. Böyle önemli bir istihbaratı size kim verdi. Sürekli bu bölgede böyle bir sınır ticareti, sınır kaçakçılığı oluyormuş. Niye o tarihe denk geldi. Buna çok iyi bakmak, irdelemek lazım. Burada hükümetin çekingen davranmasını da, burada bir bit yeniği var gibi geliyor bize.
Siz daha önce Spor Bakanlığı yaptınız. Gündemdeki başka önemli bir madde: futbolumuzun durumu. Son olarak 58. Madde uygulanacak mı uygulanmayacak mı derken, bir de Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Aydınlar'ın istifa edebileceği duyumları ortaya çıktı. Kendisi de istifanın sinyalini verdi. TFF başkanının istifa etmesi zaten kaotik olan durumu nereye götürür?
Bence çok sıkıntılı bir yere doğru götürür. Türk futbolunda bir kaos yaşanıyor. bu kaos nisan ayında çıkan yasa ile sporda şiddet yaysı ile beraber yaşanıyor. Burada hükümetin çok daha aktif bir rol alması lazım. 58. maddeye gelmeden önce Kulüpler Birliği ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında bir çift başlılık var. Şimdi futbolun patronu kim? Türkiye Futbol Federasyonu mu Kulüpler Birliği mi? öyle bir noktaya geldi ki, son yapılan genel kurulda dahi bir uzlaşı olmadan ayrılındı. Burada biz böyle önemli bir konuda Türk gençliğini Türk sporunu ilgilendiren bir konuda özerk deyip kenara çekilinmesini yanlış bulurum.
O görevi yapmış biri olarak şunu söyleyebilirim. Sayın bakanın bu konuda devreye girmesi lazım. Futbolun kaderini kendi başına bırakmaması lazım. Futbolu bekleyen ikinci bir tehlike de bütçelerin %90'nını naklen yayından alan kulüpler var. Naklen yayın hızla gerilemeye başladı. Naklen yayın gelirleri düşmeye başladı. Yayıncı kuruluş yarın bir gün ben bu işte artık yokum, artık bu yükü kaldıramıyorum derse, Türk futbolunun bir anda tepe taklak gitmesi kaçınılmaz olur.
Bence spor bakanının bu işe el atıp, tarafları bir araya getirip, bu kaosa el koyması lazım. resmen bir kaos var. Hiç kimse inkâr edemez. Mesajlar havada uçuşuyor, toplantılar havada uçuşuyor ve taşlar yerine bir türlü oturamıyor. Spordan sorumlu bakan nerede? Hangi ağırlığını koydu? Özerklik demek, herkesin keyfi olarak istediğini yapması demek mi? Türkiye'de özerkliğin bile tekrar gözden geçirilmesi gerek. Sadece futbol için söylemiyorum. Diğer branşlar için söylüyorum. 60 tane branş için söylüyorum. orada da sıkıntılı yaşanan olaylar var.
58. madde. Çerçevesi geniştir dardır, çerçeveyi yapacak olan kim spor bakanlığı. Kalkıp da spor bakanlığı 58. Madde ile ilgili; beyler bir dakika, bu maddede eksik varsa söyleyin giderelim. Ama yoksa bu maddeyi sürekli Türkiye gündeminde tartışmayalım demek lazım.
Kulüplere verilecek ceza konusu var. Kulüplere ceza verileceğine yöneticilere ceza verilsin deniliyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Ben kurumların çok rahat harcanmaması yönünde bir tavrım var. Çünkü bunlar geçmişleri olan kulüpler. Bu noktaya kolay gelmediler. Bu noktada bakıldığında, hatayı yapana cezasını vermek lazım. Tabi kulüplerin de etkileneceği puan silme gibi şeyler olacaktır. Ama bunun çerçevelerinin net olarak belli olması lazım. yani Kulüpler Birliği oturup bir kereye mahsus düşürmeyelim demesi. Bu çok yanlış bir şey. Yasa varsa gereği yapılır.
Türk futboluna bir yaptırım gelmesi tehlikesini görüyor musunuz? Hem milli takımlar seviyesinde hem de takımlar seviyesinde.
Yaptırımdan öte Türkiye'nin bu konudaki sicili sıkıntılı bir yere doğru gidiyor. Sicili çok temiz değil. Bundan önce bahiste de biz bu sıkıntıyı yaşadık. Bahis olayında Türkiye'ye epey bir uyarı geldi. Bahis gölgesi kalkmadan Türk sporunun üzerinden peşine şike geldi. UEFA'ya baktığımızda Türkiye'nin sicili çok iyi değil. Bizim çok dikkatli olmamız, demeçleri verirken dikkatli davranmamız lazım.
2014 geliyor, UEFA kriterleri geliyor. 2014'de uygulanacak UEFA kriterlerini Türkiye'de kaç takım yerine getirebilecek çok merak ediyorum. gelir gider dengesini kaç takım kurabilecek. Alt yapıdan kaç tane sporcuyu kazandıracağız. Alt yapıya verdiğimiz önem, tesisleşme…
UEFA'da 4 takım ile temsil edilme hakkımız dahi olsa, biz bir bu dört takımı dahi Türkiye'den çıkaramayız. UEFA kriterleri geldi kapıya dayandı, ama hazırlığı, alt yapısı yok. Bir kere mali olarak yok. Tüm kulüpler mali borç batağı içerisinde. Böyle önemli bir süreçten geçerken hem Türkiye Futbol Federasyonu'nun, hem de Spor Bakanı'nın acilen bir eylem planı yapması lazım.