"İptal yolu seçimden sonra denenmeli"

TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır bugün A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı…

Fransız parlamenter Natali Goulet 60 cesur milletvekili ve senatör bulup, bu yasanın iptali için başvuracağımızı umuyorum dedi. 60 tane milletvekili ve senatör Fransa'da çıkar mı?
Fransa siyaseti o kadar karışık ki gerçekten 60 rakamına ulaşılır mı emin değilim. Seçim öncesinde bütün siyasetçiler gözlerini Ermeni oylarına dikmiş vaziyette. Kazanamasalar bile mevcudu kaybetmemek stratejisini uyguluyorlar. Seçimlerden sonra olsa belki 60 değil daha fazlası da bulanabilir. Ama şu sırada 60 milletvekili ve senatörün bulunamayacağı bir ortam var. Sürpriz olur bulabilirlerse.
Başka yollar da var. Meclis başkanı veya senato başkanı götürebiliyor. Açılmış davada da anayasaya aykırılık beyanı ile anayasa mahkemesine götürme imkânı var. Bunlar hukuki iç sürecin parçaları. AİHM'ne gidebilmesi için Fransa'daki sürecin tamamlanması gerekiyor. Ayrıca başka imkânlar da var. BM soykırım sözleşmesine de uymadığı için uluslararası adalet divanına dahi götürülme imkânı var. bütün bunlar değerlendirilecek. Ama bu sıralarda anayasa mahkemesine gitse bile, siyasi bir kararla bunu reddedileceğinden endişe ediyorum. Fransa da öyle bir hava var. Rüzgar esti aldılar bunu geçirdiler. Seçimlere kadar da bu belli, böyle.
Dünkü oylamada Türkiye'de aksine sonuç çıkacağını ümit edenler vardı. Ben kesinlikle öyle bir şeye kapılmadın. Parti disiplini var. Seçimler var. Türkiye'de de Eğer bir iktidar partisi bir kanunu geçirmek istiyorsa, o kanun geçer. Parti disiplini onu gerektirir. Muhalefet partileri de parti disiplini içerisinde ona karşı çıkarlar. Oylamada aksine bir sonuç çıkarsa da milletvekilleri tarafından, parti içi disipline tabi olurlar. Fransa'da da Sarkozy'nin arkasında olduğu bir yasa.
Fransız sistemi başka demokratik ülkelerde olmayan yapılara sahip o ortaya çıktı. Toplantı nisabı, karar nisabı olmadan toplanıp karar alabiliyorlar. Vekâleten oy kullanmalar var. Onda biri kadar katılımla çok önemli yasaları geçirebiliyorlar.

Bu durumun ikili ilişkilere yansıması ne olacak? Hemen bir yaptırım uygulaması bekliyor musunuz yoksa, Fransa'daki sürecin tamamlanması mı beklemeli?
Öncelikle yaptırımlar konusunda bir değerlendirme yapılacak. Türkiye bazı önlemler açıklayabilir, açıklamayabilir. Bunların hepsi değerlendirilecek. Ne zaman yapılır? Bence artık çok da önemli değil. Fransa'nın sürecinin tamamlamasını beklemekte de yarar olabilri. Cumhurbaşkanının imzalaması ile süreç kesinleşiyor.
Burada önemli olan husus şu, Türkiye'nin alacağı önlemlerin ve yaptırımları Fransa'ya zarar vermesi. Türkiye'ye zarar vermemesi çok önemli. Aksi takdirde Türkiye bir hamle yaparken, aslında daha çok kendine zarar vermiş bir durum ortaya çıkabilir.

Burada, belki açıklanmayacak önlemler Fransa'ya daha çok zarar verecektir. Ve ilerde Fransa bunlardan uğrayacağı zararı, bugünü nasıl yanlış değerlendirdiği ile birlikte ele alacaktır.
Kapalı kapılar ardında bir ambargodan mı bahsediyorsunuz?
Şu anda elimizde olmayan bazı imkânlar olabilir. Siyasette zaman unsuru yoktur. Bu siyasette ne zaman uygunsa o zaman uygulanır politikalar. Bugün belki ortada olmayan bazı imkânlar 1 sene 2 sene sonra ortaya çıkabilir. Ve o zaman Fransa'ya çok daha fazla zarar verebilecek bir ortam ortaya çıkabilir. Bu ekonomik, siyasi veya askeri önlemler olabilir. Bugün elimizdeki sepetin içindekilerle bir takım kararlar verebiliriz. Gelecekte o sepetin içine girmesi mümkün olabilecek başka unsurlar da olabilir. Bence Fransa'yı en çok üzecek olan Bu sepete daha sonra girmesi söz konusu olan unsurlardır.
Türkiye büyüyor, Fransa da ekonomik olarak çok iyiye gitmiyor. Ağlarından birini kaybetti. Belki önemsemedi Fransa cumhurbaşkanı ama Bazen geri çekilme noktaları kırıldıktan sonra, öbür ağların elden kaçırılması daha hızlı olabilir. Fransa'nın gidişatı da çok iyi değil. Hem ekonomik, hem işsizlik hem de sanayinin yapısı itibariyle. Çok hantal bir yapı içinde olması.
Bazı şeyler açıklanacaktır. Buna sessiz kalınamaz. Hem Türk kamuoyunun beklentisidir, hem de gerçekten Türkiye buna bir şekilde cevap vermek mecburiyetindedir. Esas Fransa'yı acıtacak unsurlar Belki bu gün değil zaman içinde ortaya çıkabilir. Bunlar belki de açıklanmamalıdır. Çünkü açıladığınız zaman; dünya ticaret örgütü kurallarına aykırı, AB kurallarına aykırıdır şeklinde bir yaklaşım da olabilir. Bunları açıklamak mecburiyetinde değilsiniz. Bunu uygularsınız, açıklamanıza da gerek yoktur.
Psikolojik olarak, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, ağzı ile kuş tutsa Türkiye ile bir dost ilişkisi içerisine girmesi mümkün değildir. Sarkozy bitmiştir. Bütün iyi niyetle, Sarkzoy'nin geçmişteki tüm davranışlarına müsamaha gösteren Türkiye'nin artık müsamaha göstermesi imkan dahilinde değildir.
Ama Fransa devletli ve milletini de sarkozy ile aynı sepetin içinde düşünmemek lazım. Kazanırsa Sarkozy'nin Fransa'sıdır. Sarkozy kaybederse onun yerine gelecekler, bu alınan kararları uygulamama veyahut da onları başka türlü uygulanacak hale getirmeleri halinde Türkiye'nin Fransa'ya bakışı farklı olacaktır. Dolayısıyla, Sarkozy'nin Fransa'sı yaptı diye, bunu artık ilelebet sürecek bir yanlışlık olarak görmemek lazım. Bir şans vermek lazım. Başkaları kazandığı takdirde. ama sarkzoy bitmiştir. Onu da kayda geçirmemiz lazım.
İran Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidinde bulunuyor. Aslında bu tehdit AB petrol ambargosuna karşı yapılan bir tehdit. ABD bölgeye bir uçak gemisini gönderiyor. Beraberinde İngiliz ve Fransız savaş gemileri de var. İran krizi bölge için ne kadar tehdit oluşturur?
Bölgede İran'ı uluslararası camianın içine çekmek, İran'ın uluslararası camianın dışında tutup köşeye sıkıştırmaktan daha doğrudur. Gerçekten Hürmüz Boğazını kapatırım diyor, kapatır kapatamaz o ayrı mesele. Daha önce buna teşebbüs etti, tankerleri vurdu ve baya da sevkiyatı belli sürelerde Felce uğratmasa bile olumsuz etkiledi.
Onu yapan da aynı yönetim. Bir kere yapan tekrar yapabilir. Bu noktaya getirmeden önce, başka imkânların son noktaya kadar denenmesi lazım. Onun için, İran ile Avrupa ve Amerika'nın nükleer silah veya nükleer enerjinin kullanımı arasındaki ince noktayı çözebilecek bir platformda buluşturmak önem arz ediyor. Zaten orayı çözsek, o çözüldüğü takdirde, bu İran'a petrol ambargosu ve İran'ın Hürmüz'ü kapatma tehditleri de otomatik ortadan kalkacak.
Siz güç kullanımını olası görüyor musunuz? Çünkü ABD körfezin kapatılmasını kabul edilemez buluyor. Demokratik yollardan çözülemez ise güç mü kullanılacak?
Petrol olan her yerde çok değişik sonuçlar ortaya çıkabilir. Irak ve Libya'daki müdahale ile Suriye'deki müdahalesizliği buna bağlamak mümkündür. Hürmüz boğazı öyle kolay unutulup, göze alınmayacak bir bölge değil. Dünyanın çok büyük bir petrol sevkiyatının geçtiği bir bölge. Orası kapanma noktasına gelirse, Amerika müdahale eder gibi düşünmek lazım.
Kıbrıs sorunu nereye gidiyor?
Benim gözlemlediğim, devam eden Kıbrıs müzakereleri de başarısızlığa uğrarsa BM şemsiyesi altında yeni bir müzakere turunun açılması çok zor gözüküyor. Dolayısı ile hem Kıbrıs Türkleri için hem de Kıbrıs Rumları için bu son fırsat. Türkiye de bunu kuvvetle vurgulayıp bu son fırsatı iyi kullanmalarını tavsiye ediyor. Ancak maalesef özellikle Kıbrıs Rum yönetimi üzerinde çözüme yönelik baskı oluşmamış durumda. AB'nin hemen hemen hiçbir baskısı yok. Amerika henüz tam bir baskı uygulamıyor. Amerika uygulamadığı takdirde; BM'nin bunu çözüme götürmesi mümkün değil. Buradaki önemli aktörler henüz devreye girmiş değil.
Daha henüz ümidi keseceğimiz bir noktada da değiliz. Sanıyorum son aşamalarda bu baskılar oluşur. Eğer onlar sonuç verirse 2012'nin ikinci yarısında Güney Kıbrıs Rum yöentimi değil de ortaya çıkacak Yeni Kıbrıs devleti başkanlık yapacaktır. Dünyada çok önemli bir sorun ortadan kalkmış olacaktır. Ama geçmişte yaşadıklarımız, Kıbrıs bakımından geleceğe çok ümitle bakmamızı mümkün kılmıyor. Doğalgaz arama operasyonu Kıbrıs Rum yönetiminin aslında zamana oynadığının, müzakereleri sonuçlandırmamak için müzakere ettiğini gösterdi.
İnşallah ben yanılıyorumdur. Ama Türkiye Kıbrıs'la olan sorunun çözümünü yürekten arzu ediyor. Ancak tek başına Türkiye'nin arzusu ile olabilecek bir durum değil. Eğer bu da sonuçsuz olursa başka seçeneklerin gündeme gelmesi kaçınılmaz olacak.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.