Cemil İpekçi'den A Haber'e özel açıklamalar

'AK Parti'yi destekledim diye müşterilerim bıçak gibi kesildi'

ahaber.com.tr / Tasarımcı Cemil İpekçi, Bodrum günlerine ara verdi, İstanbul'a geldi. Bir türlü emekli olma becerisini gösteremediğini söyleyen İpekçi, A Haber'de Selin Ongun'un sorularını yanıtladı. AK Partili olduğunu açıkladıktan sonra müşterilerinin bıçak gibi kesildiğine işaret eden İpekçi, moda sektörünün faşist bir sektör olduğunu kendisinin modacı olarak nitelenmesinden hoşlanmadığını söyledi. Vizyondaki "Zenne" filmindeki en etkileyici noktalardan birinin eşcinsellerin askeriye ile karşılaşmaları olduğunu söyleyen İpekçi "kendi başıma da geldi biliyorum, askerlikte fotoğraf istenmesi utanç verici ve haksızlık, bunun biran önce kaldırılması gerekiyor" çağrısında bulundu. Bülent Ersoy'un Deniz Gezmiş ile ilgili sözleri ve arkasından gelen tepkileri ise "benim de geçmişte altı yedi kez cezaevine girmiş çıkmış, Marksist, Gezmiş çevresinden devrimci sevgilim oldu, devrimci eşcinseller de vardır ve ben de onlardan biriyim" sözleriyle değerlendirdi.
MODA FAŞİST BİR SEKTÖR
Modacı lafını sevmiyorum, moda sektörü benim hayat görüşüme aykırı. Sadece devletlerin yönetiminde kapitalizm ya da sosyalizm, komünizm, faşizm gibi ideolojiler yok, belirli sanat dallarını kullanan rejimler var. Moda çok faşist bir sektör. Benimse faşist olmam mümkün değil. Moda bir yaptırımdır, sizi dinlemez, size sormaz, sizin mutluluğunuz mutsuzluğunuz ilgilendirmez, belirli bir zümrenin isteklerini ortaya koyar. O olmazsanız isterseniz ölün, ne yaparsanız yapın. Moda denilen kavram zaden İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra başlıyor. Ondan önceki moda sanatsal anlamda var. Ben çok iyi hatırlıyorum babaannemin gençliğinde üç tane tuvaleti varmış on sene giymiş. İsmail Cem'in annesi Rikkat Teyze, hep o siyah dantel başına koyduğu, onunla sokağa çıkardı, takıları hep aynıydı. Modayı takip eden kandınlar yoktu ve daha mutluydular.
AK PARTİ'YE DESTEĞİMİ AÇIKLADIKTAN SONRA MÜŞTERİLERİM BIÇAK GİBİ KESİLDİ
Ben sanatımda 40 yılımı devirdim, bu 40 içinde müşteri portföyü çok değişti. Artık İstanbullu yok. 75 yılında atölyemi kurduğum zaman müşteriyi bırakın bir kenarı, benim atölyemden akşam çıkan elemanlarla müşteriler karışırdı. Elemanlarım çıkmadan önce, rujunu sürer, saçını tarardı, kıyafetleri müşterimle aynıydı, kendi kıyafetlerini dikerlerdi. Bir açık elbise çizdiğimde çok iyi anlardı, çünkü annesi anneannesi giymiş o elbiseyi. O müşteriler yok, ben de artık çok az çalışıyorum bu yüzden. Bugün bu ekonomik krizde hepimiz çok çekiyoruz, eski refah dönemlerimiz yok, bir balondu patladı, doğrusu bu, ama ben para kazanmışsam, İstanbul müşterisinden kazanmadım, Anadolu ve Trakya'dan kazandım, çok daha Osmanlı kalmışlar. Çok terbiye ile gelirler, ellerinde çikolata ile gelirler, bitince çiçeğini gönderirler. İstanbul'un conconları benim müşterim değil. İki nesil İstanbullu olanlar pazarlık yaparlar, her şeyi kendi hakları zannederler, para istediğiniz zaman ayıp gibi gelirler, onlar pazarlık eder ama ben etmem. Bana borçlu tek bir sanatçı var, ona da hakkımı helal ettim zaten. Ak Partiyi desteklediğimi açıkladığım zaman birden yüzde 60 müşteri kaybettim, bıçak gibi kesildi birden. Ancak babamın bir sözü vardır; "hayatta her şeyin bir bedeli var". Onları kaybetmek atölyemi sarstı ama beni sarsmadı. Hazır giyime geçiyorum, artık benim muhatap olacağım, zevk aldığım müşteri kalmadı. Türkiye'ye hazır giyimi sokan Vakko, tasarımcıyı Türkiye'ye sokansa Zeki Başesgioğlu'dur.
ASKERİYENİN EŞCİNSELLERE FOTOĞRAF UYGULAMASINI VE ONLARA VERDİĞİ "ÇÜRÜK" RAPORUNUN ADINI DEĞİŞTİRMESİ GEREKİYOR
Ben üçüncü cins oluşumu ne kadar ortaya koyuyorsam, Allah'a inanarak başını bağlayan birini de savunmalıyım. Bir canlıya zarar verildiği zaman müdahale geçmek zorundayım, bunun dışında kimseyi dışlayamam, kimseye müdahale edemem. Bakan Kavaf'ın sözleri de müdahaleci, dışlayıcıydı, onun sözlerini de gaf olarak değerlendiriyorum. Düşüncelerimizi vicdan ve akıl süzgecinden geçirerek söylemek zorundayız. Bu son bir film yapıldı biliyorsunuz "Zenne", orada önemli olan onun hayatı ya da öldürülüşü değil, bir tanesi askeriyenin yaptığı bir yanlış "çürük" raporu, adam öldürüyorsunuz, askere gidiyorsunuz diye sağlamsınız, eşcinselsiniz o zaman çürüksünüz. Bu ayıp bir şey, askeriyenin bunu bir an önce ortadan kaldırması. Bir de fotoğraf istemeleri. Başıma geldiği için biliyorum, siz insanların yatak odasına girme hakkını nereden buluyorsunuz? Bir de babanın eşcinsel olması önemliydi. Toplumda bir sürü eşcinselin, evlenip doğru baba olamıyorlar, mutsuz aile topluluğu oluyor. O filmdeki en önemli konu öyleydi. Türkiye Zeki Müren gibi, insanları yalancılığa iten bir sistem var.
BENİM DE DEVRİMCİ SEVGİLİM OLDU
Benim de gençliğimde devrimci sevgilim oldu, Deniz Gezmiş ekibinden olan, birkaç kez cezaevine girip çıkan bir sevgilim oldu. İnsanların özel hayatına değil, yaşadığı işe bakmak lazım. Devrimci gayler var ve ben de onlardan biriyim. Sizin cinsel yöneliminizin farklı olması ideoloji seçimi yapmanıza engel değilki. Başbakan benden bugüne kadar ne selamını esirgedi, ne benden kaçtı. Çünkü kendinden emin olan kaçmaz. Ben en son postacıların üniformalarını yaptım. Benim şu an devletle bir işim de yok ancak Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniformalarını tasarlayacak olsaydım, ben ciddiyeti sevmiyorum, giysilerde hele hiç sevmiyorum, tasarlasam daha renkli üniformalar olurdu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.