"AK Parti Ortadoğu'yu laikleştirecek"
A Haber Yayın Danışmanı Atılgan Bayar'ın yazısı..
- Gündem
- Giriş Tarihi: 00:00 | 16.11.2011
- Güncelleme Tarihi: 16:48 | 16.11.2011
Müslüman Kardeşler anlaşılmadan Arap Baharı anlaşılamaz
Kim ne derse desin, Arap Baharı denilen olgunun temelinde bir örgüt var: Adı İhvan-ı Müslimin.
Hilafet kurumunun nihayetlenmesinden sonra Mısır'da Hasan El Benna tarafından ve çoğunlukla Osmanlı ile yakın ilişkileri olan aydınlar tarafından kurulan bu örgüt, bugün dünyanın en geniş ve etkili İslami örgütü…
Bazı ülkelerde kendi adıyla, İhvan-ı Müslimin olarak sahne alıyor, bazen Gazze'de olduğu gibi Hamas'ın kuruluşunu destekliyor, bazen Tunus'taki gibi Nahda'yı hazırlıyor…
Ama… Tunus'tan Gazze'ye; Suriye'den Irak'a; Sudan'dan Cezayir'e; Tunus'tan Yemen'e; İran'dan İsrail'e (evet yanlış duymadınız İsrail'e..); Sudan'dan Somali'ye dünyanın hemen hemen bütün Ortadoğu ve İslam ülkelerindeki değişimlerin teorik zeminini hazırlıyor ve yönetiyor.
Örgüt İslam ülkeleri dışında da var. Rusya'da 'terörist örgüt' olarak yasaklandı, Amerika'da tartışmalı olmakla birlikte varlığını sürdürdü, İngiltere'de temsilcilik açtı.
Doğrusu İhvan üyeleri kuruluşunun ardındaki yıllarda terör ve şiddet eylemlerinde de bulundu. Ancak bugün Müslüman Kardeşler özellikle Mısır ve Suriye'de demokrasiyi esas aldığını ilan etmiş bulunuyor.
Ortadoğu'daki değişimin en önemli dinamiklerinden biri olmalarına karşın, yine de temkini elden bırakmıyor, kendi yaşadıkları ve ürettikleri değişimin de zarar görmesini istemiyorlar.
Yaşanan değişimin bir 'İslami Devrim' olarak adlandırılmasından endişe duyuyorlar.
Çünkü, Arap ülkelerindeki diktatörlükler yıkılırken ve değişim İhvan-ı Müslimin'in olduğu her yere yayılırken, öyle ya da böyle 'kardeşliğin' kendisi de değişiyor.
Önce demokrasiyi tartışma merkezine alan örgütün gündemine, artık Tayyip Erdoğan'ın Mısır'da yaptığı açılım ile birlikte 'laiklik' de girdi.
Türkiye ve AK Parti modelini ısrarla tartışan İhvan, önceleri 'laiklik' teklifine tepki gösterse de, bugün bu maddeyi tartışma antolojisinin içine almış bulunuyor.
Sözün özü şu:
Arap Baharı dediğimiz dinamiğin en etkili unsurlarından biri, bir örgüt. Adı İhvan-ı Müslimin. Ve bu örgütün değişimin yönünü tayin etmek için model aldığı ülkelerden en önemlisi Türkiye ve model siyasi parti AK Parti.
Bu şu anlama geliyor:
Kimileri için şaşırtıcı da olsa, Türkiye ve AK Parti'nin başarısı Ortadoğu'yu demokratikleştirecek ve laikleştirecek şekilde fonksiyon ediyor.
Kimileri için şaşırtıcı da olsa, Türkiye ve AK Parti'nin başarısı Ortadoğu'yu demokratikleştirecek ve laikleştirecek şekilde fonksiyon ediyor.
Türkiye, hilafet kurumunun kaldırılışından sonra Mısır'da kurulan ve bütün İslam ülkelerine yayılan, Kurucu liderinin tek oğlunun bir Türk kızıyla evli olduğu ve torununun Türkçe konuştuğu bu örgütle daha çok ilgilenmeli…
İhvan-ı Müslimin'in demokratikleşme çabalarına destek vermeli ve 'laikliğin' İhvan tarafından da doğru anlaşılmasını telkin etmeli..
Son söz de şu olsun:
Arap Baharı nasıl Müslüman Kardeşler örgütünü tanımadan anlaşılamazsa, Ortadoğu'nun geleceği de Tayyip Erdoğan'ın laiklik kavrayışı ve bunun Ortadoğu üzerindeki etkisi anlaşılmadan yazılamaz.
DİĞER