Söyleyin bana sevgi hangi dili konuşur?

Erdoğan Alman Hükümeti'ne sordu..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak, kendilerinin Almanya tarafından yarı yolda bırakıldıkları hissi taşıdıklarını" bildirdi.
Erdoğan Alman Bild gazetesine verdiği demeçte, Almanya'nın Türkiye'nin AB üyeliği ve bu ülkede yaşayan Türklerin uyumu ile ilgili olarak uyguladığı politikaları da eleştirdi.
Başbakan Erdoğan, "Türkiye'den işgücü için Almanya'ya gelen Türklerin bu ülkeyi ne kadar değiştirdikleri" sorusunu, "Değişim karşılıklıydı. Bizim Almanya'da şu anda üçüncü kuşağımız var. Üç kuşak da aralarında birbirinden farklı. Bizim insanlarımız açık ve sadık. Bu bizim genlerimizde var. Tabii ki herkes için konuşamam. Türk halkı, Alman halkına hala olumlu hislerle bakıyor. Bundan dolayı Almanya'nın Türkiye'ye ile daha fazla dayanışma göstermesi lazım. İlk kuşak misafirdi. Çoğu kaldı ve artık dönmeyi düşünüyor. 72 bin işveren 350 bin kişiye istihdam sağlıyor. Dünün misafir işçisi yavaş yavaş işveren, akademisyen, sanatçı oluyor" diye cevapladı.
Erdoğan, "Bu insanları 'Türk' olarak mı, 'Alman' olarak mı tanımlarsınız" sorusuna karşılık da, "Alman vatandaşı iseler tabii ki Alman, diğerleri Türktür. Bizim burada yaşayan çok sayıda Alman emekliyi ben Türk olarak niteleyemem. Onlar tüm onurlarıyla ve tüm haklarıyla Almanlar" yanıtını verdi.
Almanya'nın uyum politikasındaki en büyük hatasının Alman politikasının Almanya'da yaşayan 3 milyon Türkün bağlarını yeteri kadar takdir etmemesi olarak gösteren Erdoğan, bu konuda somut adım olarak Almanya'nın Türkiye'nin AB üyeliği için çok daha fazlasını yapması gerektiğini, çünkü bu şekilde Türklerin uyumunun daha fazla ilerletebileceğini belirtti.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz Türkler Almanya'ya çok olumlu yaklaşımlar içinde olduğumuz için özellikle bu konuda yarı yolda bırakılmış hissediyoruz. 700 bini Alman vatandaşı olan yaklaşık 3 milyon Türk ve Türk kökenli yaşıyor. Tabii ki 3 milyonun da çifte vatandaş olmasını tercih ederim. Fransa gibi bir AB ülkesi bunu başarabiliyorsa Almanya neden yapmasın?"
Türk kökenli göçmenlerin de zaman zaman hatalar yapabildiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye olarak Alman hükümeti ile birlikte hangi faktörlerin uyumu engellediğini, eğitimin nasıl desteklenebileceğini araştırmaları gerektiğini kaydetti.
Alman siyasetinin bu ülkeye göç eden Türkleri bir tehlike olarak değil, zenginlik olarak görmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Almanya bu mentaliteye göre davranması lazım. Örnek olarak, Bir Türk genci Türkiye'den bir kızı severse ve onunla evlenmek isterse, bu bir hata olarak görülüyor. Çünkü Alman hükümeti bu kadınların önceden Almanca öğrenmesini istiyor. Söyleyin bana sevgi hangi dili konuşur? Genç insanların sevgisi bir düzenleme ile sadece Almanca ile uygulanması olamaz. Hayır, kim Almanca bilmeyi en önemli ön şart olarak belirlerse insan haklarını ihlal eder. AB yönetmenliklerinde böyle şartlar yok. Böyle şeyler bizi üzer" ifadelerini kullandı.
"Almanya son ziyaretinizde Türklerin çocuklarına ilk önce Türkçe daha sonra Almanca'yı öğretmelerini istemeniz nedeniyle çok eleştirdiniz. Buna şimdi nasıl bakıyorsunuz?" şeklindeki bir soruya da Erdoğan, bilimsel olarak dilbilimcilerin ifade ettiği bir bilgiyi kendisinin belirttiğini, bir çocuğun yeni bir dili öğrenmesi için önce kendi ana dilini iyi bilmesi gerektiğini, aksi takdirde başka bir dilin öğrenilemeyeceğini kaydetti.
Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un geçen yıl söylediği "İslam Almanya'ya aittir" ifadesi ile bir tartışma yarattığı yönündeki soruyu da, "Cumhurbaşkanını bu cümle nedeniyle o dönemde tebrik ettim. O gerçekleri ifade etti. Almanya'da 5-6 milyon Müslüman yaşıyor. Onlar ülkenin realitesine aitler. Aynı şekilde Türkiye'de yaşayan Hristiyanlar ve Museviler Türkiye'ye aitler. Bu cümleyi medeniyetler ittifakı oluşturmaya çalıştığımız dünyada önemli buluyorum" diye cevapladı.
Başbakan Erdoğan, Alman eski Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi Thilo Sarrazin'in yazdığı "Almanya kendini yok ediyor" adlı kitap ile ilgili bir soru üzerine de, uyumun bir zenginlik olduğunu ifade ederek, "Türkiye'de farklılıkları toplumun ve onun geleceği için zenginlik olarak görüyoruz. Biz hepimiz dinler ve milletler arasında savaşları yapıldığı bir çağdan geliyoruz. Almanya ile Fransa kaç kez karşı karşıya savaş yaptı. Bunu tüm zamanlar için aşmamız lazım. Bunun için de farklılıkları kabul etmemiz ve onlarla yaşamayı öğrenmeliyiz" ifadelerini kaydetti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.