Kılıçdaroğlu'na belgeli cevap

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 12 Haziran genel seçimleri için vatandaşa Yozgat'tan sesleniyor.

12 Eylül'de Yozgat yiğitliği bir kez daha gösterdiği için şükranlarımı sunuyoruz, bizim ilimiz Yozgat, biz Yozgat'ı biliriz, Yozgat bize sevdalıdır, bizde Yozgat'a. Biz Yozgat'ın nasıl öksüz bırakıldığını iyi biliriz, 3 Kasım 2002'de siz bu harekete sahip çıktınız, siz AK Parti'yi bağrınıza bastınız. Yozgat bu bakımdan bizim gözbebeğimiz ve canımızdır. Yozgat'a hizmet etmekte bizim gururmuzdur, bozkırın ortasında, bozok ovasında bir marka kent oluşturmak için çok daha fazla ter dökeceğiz. AK Parti'nin rotasını kasetler çizemez, yolsuzluklar çizemez.
Bakınız sayın Kılıçdaroğlu, 12 Eylül'de bu millette dersini aldı ama ezberleyemedi, sen akıl hocandan CHP'nin 2. milli şefinden dersini almaya devam et. Dersini güzelce ezberle önce bir çırak ol, çırak. Şimdi CHP'nin akıl hocası 87 yaşında ki o zat, çıkıyor gazetelerde röportajlarada başladı yeniden siyasete soyunacak belli. Bizim hakkımızda çıkıp evham yapıyor ben milli şefleri değilim diyor. CHP listelerinde sizin yol arkadaşlarınız yokmu, listelere kefil olmuyormusunuz. Dün bir gazeteci şunu yazdı; CHP'de listeler belirlenmeden önce Demirel, Kılıçdaroğlu'nu aradı CHP'ye Haberal baskısı yaptı, bu telefon görüşmelerinin birine tanık oldum' diyor. Bunu görünce yazmamam istendi diyor bugün o isteğin bittiğini düşünüyorum ve bunu yapmam gerektiğini düşünüyorum diyor. Bay Kemal ben yalan söylemem diyor dolaşıyor da meğer nerelerden talimat alıyor, ne dolaplar çeviriyor.

Bazıları diyor ki yok Cumhurbaşkanı yaptı, yok Başbakanlık yaptı o zaman otur oturduğun yerde de bey zannetsinler oturda bey zannetsinler. Şu partinin listesi, bu partinin listesi diye uğraşıyorsun oturda bizde saygı gösterelim, herkeste saygı göstersin. Aynı kişi diyor ki 'CHP herşeyi bırakıp kaçmıştır, bunlara kalsa ülke yüz defa batmıştır çünkü aynı şeyi yüz defa söylediler. Bitmedi devam ediyor yine aynı kişi CHP ile kalkınma yanyana gelmez diyor, CHP ile anarşi yanyana gelir diyor ve bunlar birbirine yakışır diyor. Son bir alıntı daha CHP'nin seçmenine sesleniyor Demirel, 'Yolda altın bulsanız CHP ile bölüşmeyin, CHP iktidarında ineklerin sütü kurur, sütü' diyor. Peki bunlara şimdi ne oldu, bunları biraraya ne getirdi? Bayram değil seyran değil. Bunlar statükonun iki bekçisi CHP 27 Mayıs darbesine çanak tuttu, Menderes ve iki arkadaşının idam sehpasına götürülmesine seyirci kaldılar, bu emekli beyefendi de 28 Şubat müdahalesine kol kanat gerdi bu statükocular şimdi çete kardeşliğinde buluştular.
Antalya'da daha önce yayınlanmış afişlerden sizlere örnek vereceğim, orada CHP'nin belediye başkan adayı söylüyor, aklına ne gelirse vat ediyor. Elektrik bedava, 10 bin kadına iş, 5 bin gence iş vereceğiz dedi, her çocuğa her sabah süt dağatacağız dediler. Milli Eğitim müdürünü aradım böyle birşey varmı diye 'nerede Başbakanım yok öyle birşey' dedi. Ne yaptı CHP'li belediye başkanı şimdi sorulunca diyor ki 'elimde sihirli değnek yok ki' diyor. Ben belgelerle konuşuyorum bunlar Kılıçdaroğlu belgelerine benzemez. Ben size açıklıyorum, yaptın mı diyorum yok, şimdi akıl hocası takıştığı zaman öyle diyordu kim ne verirse ben 5 vereceğim diyordu, geldi soruldu kendisine hani nerede diye 'dün dündür, bugün bugündür' dedi. Milli şefleri geldi zamanında 'iki konut, araba anahtarı' dedi. Bizim konutlarımız geldi, 4 yüz 90 bin konut şuanda inşa ediliyor büyük bölümü sahiplerine teslim edildi. Bizim farkımız bu, ne dedik? Ne aldatan olacağız, ne de aldanan olacağız.
ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA YENİ BENZETME 'KOŞAN YALAN'

Kılıçdaroğlu siz dürüstsünüz öylemi? Siz Gandisiniz ya, Antalya'ya verdiğiniz sözler ne oldu? O gün Antalya'yı nasıl aldattılarsa bugün tüm Türkiye'yi aldatmak istiyorlar. Ben sayın Kılıçdaroğlu'na yürüyen yalan dedim, gördüm ki hafif kalır. Şimdi nedir bunlar 'Koşan yalan' işte Antalya'da ki afişler, belgeli yalancı bunlar. Güya ben büyük kızımın evlilik davetiyesini özel uçakla Ürdün Kralı'na göndermişim, böyle yalan mı olur? Hangi çağda yaşıyorsun, davetiye uçakla gönderilir mi hiç, işte söyleyince bazı yayın organları böyle söylenmemeli diyor ama çık bunu açıkla Kılıçdaroğlu ama açıklayamazsın çünkü namertsin. Şimdi dosyalarını açıklayacağım diyor, bak seninle aynı şekilde meraklı biri daha var Bahçeli, onuda yanına al beraber çalışın. Beni Yüce Divan'a gönderecekmiş, nereye istersen oraya yolla ama sen bu ülkede iktidarı beklersen daha çok beklersin Bahçeli, daha çok beklersin. Yozgat'lı kardeşlerim gelin bu MHP'ye gereken dersi verin 12 Haziran'da.
Bu süreçi bu hızla sürdürürken, CHP ile ilgili bir belge daha yayınlayacağım ondan sonra diğer boyutlara geçeceğiz. 4 Mart 1949 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararı CHP'nin; Bolu'da ki karakadı camisinin bakım ve onarım giderleri devlet bütçesinden ödenmek ve kitaplık olarak kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığına tahsisi kararlaştırılmıştır. Altında imzalar var, belgeler konuşuyor. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP Başbakanı ve Bakanların imzaları, CHP'nin cami kapattığının, camileri ahır olarak kullandığının ispatıdır bu. Atatürk sağlığı zamanında cami restorasyonları ile ilgili İnönü'ye restore edilmesi ile ilgili talimat veriyor süratle yapılsın diye ama ömrü yetmiyor, kime kalıyor onları restore edilmesi, bize kalıyor bize.
Bunlar geçmişte de dini, milli, manevi hiç bir şeye tahammül edemediler. Ben bu belgeleri, katıldığım heryerde açıklamaya devam edeceğim. Beni izlemeye devam edin, istiyorum ki CHP milletin bu zulüm altında inim inim inletildiğini bugün ki gençlerde görsün, hafızanızı ne kadar diri tutarsanız ileriyi o kadar iyi görürsünüz.
Bizden önceki dönemde bankaların istifa ettiği, 21 banka iflas etti o zaman devlete zararı 41 milyar dolardı, bunu benim çiftçim, köylüm, memurum ödedi. Dünya küresel finans krizi yaşadı, bir tane bankamız battımı? Bir tane sigorta şirketimiz battı mı?
Erdoğan'ın bu sorusuna meydanı dolduran yüzlerce Yozgatlı 'hayır' diye cevap verdi.
Arından Başbakan Erdoğan konuşmasına şu şekilde devam etti;
MHP 23,5 milyar dolar borçla devretti Türkiye'yi bize, şuanda 5 milyar dolar var 18,5 milyar dolar biz ödedik, yüce divana senin mi gitmen lazım benim mi gitmem lazım? Milliyetçilik kafatasçılıkmıdır? Irçılıkmıdır? Milliyetçilik; Vatanını, milletini sevmektir bu millete efendilik değildir, biz milletimize efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Ne dedik partimizi kurduğumuzda? Tek millet, tek bayrak,

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.