Erdoğan Şile'de halka seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki mitinglerinin ikincisini Şile'de yaptı.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 00:00 | 24.04.2011
- Güncelleme Tarihi: 01:09 | 25.04.2011
2B arazileri konusunda CHP'yi eleştiren Erdoğan, "CHP zihniyeti 2B konusunda hep önümüzü kesti bugüne kadar. Anayasa Mahkemesi'ne gidenler bunlar. Şimdi sıkılmadan diyorlar ki '2B'yi biz çözeriz.' Ya dürüst olun" dedi.
Erdoğan Beykoz'daki mitingin ardından konvoy eşliğinde Şile'ye geldi. Şile'de binlerce kişiye seslenen Erdoğan, İstanbul'a iki şehir projesinden bahsetti.
Erdoğan, "İki şehir düşünüyoruz. Biri Anadolu yakasında biri Avrupa yakasında olacak dedim. Ana muhalefet partisi lideri 'biz onu daha önce söyledik, benim yardımcım bütçe görüşmelerinde açıkladı' dedi. Açıkladıkları bir tanesi Karasu'da şehir, bir tane de Saros Körfezi'nde şehir yapılmasını söylemişler. Karasu ne zaman İstanbul'un bir semti oldu, Saros İstanbul'un semti oldu ne zaman oldu merak ettim. Ama onlar İstanbul'un içine soktular. İstanbul içindeki yeni bir yapılanmadan, kentsel dönüşümden bahsediyoruz. Kılıçdaroğlu adres olarak Kağıthane'yi göstermişti ya, fakat sonra ne oldu. Bir gün de 'Kağıttepe'de oturuyorum' dedi. Kağıthane'de var mı, yok mu onu da bilmiyor. Eline kağıt sıkıştırmışlar o da alelacele Kağıttepe demiş. Bunlarla bu ülke yönetilmez. Bu ülkeye hizmet etmek başka. Biz İstanbulumuzu adım adım biliyoruz" diye konuştu.
"Biz Türkiye'de çıraklık, kalfalık dönemini bitirdik, 12 Haziran'da ustalık dönemini yürütelim istiyoruz" diyen Erdoğan, "Dünya liderlerinin önünde el pençe divan duran parti liderlerimiz vardı. Avrupa Konseyi'nde konuşma yapıyoruz, sonra ana muhalefet partisi lideri rahatsız olmuş. Fransız parlamentere 'sen Fransızsın' dedik diye rahatsız olmuş. Evet, Türkiye'ye Fransız. Bunların Candaş medyası var. Benim milletimin, onuruma ters olanlara biz her zaman gerekli cevabı veririz. Benim ülkemde doğup büyüyen benim ülkeme Fransız olanlar var. Bugün de var ne yazık ki" dedi.
Erdoğan, SSK'nın Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlüğü döneminde zarara uğradığını belirterek, "Sen bir skandal kaset olmasaydı sen neredeydin. Malum bir skandal kaset çıktı ortaya, biri gitti, biri geldi. Zaten benim milletimin bunlara bu emaneti vermesinin mümkün olmadığını biliyoruz. Ama yine de hep beraber anlatalım milletim bunları bilsin" şeklinde konuştu.
"Birileri bozkurtları ile yürüyormuş. Biz yaradılmışların en şereflisi olan halkımızla insanımızla yürüyoruz. Varsın Sayın Bahçeli bozkurtları ile kovalamaca oynasın" diyerek Bahçeli'yi eleştiren Erdoğan, "Biz demokratik parlamenterler içerisinde yürüyüş mü yapacağız yasal yaparız. Biz gönüller almaya geldik. Biz gönüllere hitap etmeye geldik bizim farkımız bu. Onun için MHP, CHP, BDP'ye gönül verenlere sesleniyorum; barışın, sevginin, kardeşliğin, milli birlik ve beraberliğin yanında olanları hep birlikte AK Parti saflarına davet ediyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu'nu, "Sen SSK'nın genel müdürü iken biz ilaç bulamıyorduk. Şimdi diyor ki 'ilaç benim.' Ya senin döneminde ilaç bulamıyorduk ilaç" sözleriyle eleştiren Erdoğan, "Üçüncü köprüye karşıyız dediler. Zaten siz hangi hayırlı işe karşı değilsiniz ki. CHP zihniyeti birinci, ikinci köprüye karşıydı, ş imdi üçüncüye de karşı. Bunlar bu işi bilmiyor. İstanbul'da ulaşım sıkıntısı var. Bunu çözeceğiz. Marmaray'ı da yapıyoruz, denizin altından. Ama bunların aklı bu işlere yetmez, bunu biz yaparız" dedi.
Erdoğan, CHP'nin 2B konusunda hep önlerini kestiğini de ifade ederek, şunları söyledi;
"Anayasa Mahkemesi'ne gidenler bunlar. Şimdi sıkılmadan diyorlar ki '2B'yi biz çözeriz.' Ya dürüst olun. Her şey ortada. Anayasa Mahkemesi'ne bu işi götürmek suretiyle önümüzü kestiniz. Şimdi farklı şeyler uydurmak suretiyle, 'yok biz bedava vereceğiz, yok biz şöyle vereceğiz.' Dürüst olun. Kimin malını kime bedava veriyorsun. Bak ben dobra dobra konuşuyorum. Kolundaki bileziği çıkarmak suretiyle, danasını, öküzünü satmak suretiyle gelip İstanbul'da, Ankara'da, orada burada daire alan kardeşlerim var, sende afedersin öbür tarafta burada herhangi bir araziyi, toprağı kalkıp işgal eden durumunda olan insanlara 'ben size bunu bedava vereceğim, rayiç bedel üzerinden oranın hakkı neyse onun üzerinden vereceğim' diyeceksin. Biz oranın hakkı ne ise öyle vereceğiz Hakkıyla vereceğim, kimseyi mağdur etmeden. Biz zulmedenlerden olmayacağız, halkımızın da büyük bir kısmının zulme uğramasına müsaade etmeyeceğiz."
Erdoğan Beykoz'daki mitingin ardından konvoy eşliğinde Şile'ye geldi. Şile'de binlerce kişiye seslenen Erdoğan, İstanbul'a iki şehir projesinden bahsetti.
Erdoğan, "İki şehir düşünüyoruz. Biri Anadolu yakasında biri Avrupa yakasında olacak dedim. Ana muhalefet partisi lideri 'biz onu daha önce söyledik, benim yardımcım bütçe görüşmelerinde açıkladı' dedi. Açıkladıkları bir tanesi Karasu'da şehir, bir tane de Saros Körfezi'nde şehir yapılmasını söylemişler. Karasu ne zaman İstanbul'un bir semti oldu, Saros İstanbul'un semti oldu ne zaman oldu merak ettim. Ama onlar İstanbul'un içine soktular. İstanbul içindeki yeni bir yapılanmadan, kentsel dönüşümden bahsediyoruz. Kılıçdaroğlu adres olarak Kağıthane'yi göstermişti ya, fakat sonra ne oldu. Bir gün de 'Kağıttepe'de oturuyorum' dedi. Kağıthane'de var mı, yok mu onu da bilmiyor. Eline kağıt sıkıştırmışlar o da alelacele Kağıttepe demiş. Bunlarla bu ülke yönetilmez. Bu ülkeye hizmet etmek başka. Biz İstanbulumuzu adım adım biliyoruz" diye konuştu.
"Biz Türkiye'de çıraklık, kalfalık dönemini bitirdik, 12 Haziran'da ustalık dönemini yürütelim istiyoruz" diyen Erdoğan, "Dünya liderlerinin önünde el pençe divan duran parti liderlerimiz vardı. Avrupa Konseyi'nde konuşma yapıyoruz, sonra ana muhalefet partisi lideri rahatsız olmuş. Fransız parlamentere 'sen Fransızsın' dedik diye rahatsız olmuş. Evet, Türkiye'ye Fransız. Bunların Candaş medyası var. Benim milletimin, onuruma ters olanlara biz her zaman gerekli cevabı veririz. Benim ülkemde doğup büyüyen benim ülkeme Fransız olanlar var. Bugün de var ne yazık ki" dedi.
Erdoğan, SSK'nın Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlüğü döneminde zarara uğradığını belirterek, "Sen bir skandal kaset olmasaydı sen neredeydin. Malum bir skandal kaset çıktı ortaya, biri gitti, biri geldi. Zaten benim milletimin bunlara bu emaneti vermesinin mümkün olmadığını biliyoruz. Ama yine de hep beraber anlatalım milletim bunları bilsin" şeklinde konuştu.
"Birileri bozkurtları ile yürüyormuş. Biz yaradılmışların en şereflisi olan halkımızla insanımızla yürüyoruz. Varsın Sayın Bahçeli bozkurtları ile kovalamaca oynasın" diyerek Bahçeli'yi eleştiren Erdoğan, "Biz demokratik parlamenterler içerisinde yürüyüş mü yapacağız yasal yaparız. Biz gönüller almaya geldik. Biz gönüllere hitap etmeye geldik bizim farkımız bu. Onun için MHP, CHP, BDP'ye gönül verenlere sesleniyorum; barışın, sevginin, kardeşliğin, milli birlik ve beraberliğin yanında olanları hep birlikte AK Parti saflarına davet ediyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu'nu, "Sen SSK'nın genel müdürü iken biz ilaç bulamıyorduk. Şimdi diyor ki 'ilaç benim.' Ya senin döneminde ilaç bulamıyorduk ilaç" sözleriyle eleştiren Erdoğan, "Üçüncü köprüye karşıyız dediler. Zaten siz hangi hayırlı işe karşı değilsiniz ki. CHP zihniyeti birinci, ikinci köprüye karşıydı, ş imdi üçüncüye de karşı. Bunlar bu işi bilmiyor. İstanbul'da ulaşım sıkıntısı var. Bunu çözeceğiz. Marmaray'ı da yapıyoruz, denizin altından. Ama bunların aklı bu işlere yetmez, bunu biz yaparız" dedi.
Erdoğan, CHP'nin 2B konusunda hep önlerini kestiğini de ifade ederek, şunları söyledi;
"Anayasa Mahkemesi'ne gidenler bunlar. Şimdi sıkılmadan diyorlar ki '2B'yi biz çözeriz.' Ya dürüst olun. Her şey ortada. Anayasa Mahkemesi'ne bu işi götürmek suretiyle önümüzü kestiniz. Şimdi farklı şeyler uydurmak suretiyle, 'yok biz bedava vereceğiz, yok biz şöyle vereceğiz.' Dürüst olun. Kimin malını kime bedava veriyorsun. Bak ben dobra dobra konuşuyorum. Kolundaki bileziği çıkarmak suretiyle, danasını, öküzünü satmak suretiyle gelip İstanbul'da, Ankara'da, orada burada daire alan kardeşlerim var, sende afedersin öbür tarafta burada herhangi bir araziyi, toprağı kalkıp işgal eden durumunda olan insanlara 'ben size bunu bedava vereceğim, rayiç bedel üzerinden oranın hakkı neyse onun üzerinden vereceğim' diyeceksin. Biz oranın hakkı ne ise öyle vereceğiz Hakkıyla vereceğim, kimseyi mağdur etmeden. Biz zulmedenlerden olmayacağız, halkımızın da büyük bir kısmının zulme uğramasına müsaade etmeyeceğiz."
DİĞER