Ölüler bizi duyar mı?
Sabah Gazetesi yazarı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu merak edilen bir soruyu bugünkü köşesine taşıdı. Hatipoğlu, 'Ölüler Bizi Duyar Mı?' başlığıyla bu önemli konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun 'Ölüler Bizi Duyar Mı?' başlığıyla yazdığı yazı şu şekilde:
Bu soru ilahiyat alanında sorulan sorulardan biri olma dışında kabir alemi, ölüler ve diriler arasındaki irtibat açısından da son derece önemlidir. Zira dirilerin, yakınlarından ölenler için yaptıkları dualarının, ameller, sevaplar ve Kuran kıraatlarının yerine ulaşıyor olması hayattakileri son derece olumlu anlamda motive eder.
Ölülerine yönelik bir şeyler yapabilme huzurunu insanlara hissettirir. O halde bu sorunun cevabı, dini bir tartışmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor.
Bazı kişiler dirilerin yaptıkları sevapların ölülere ulaşmadığının delili olarak Hz. Peygamber(s.a.v.)'e inen bu ayeti öne sürerler; 'Ölülere sesini duyuramazsın.' (Fatır, 22; Neml, 80)
Bu ayeti kerimede putperestler ve inançsızlar mezardaki ölülere benzetilir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'i duyuyor olmalarına rağmen kalplerini, kulak ve basiretlerini Hz. Peygamber (s.a.v.)'e kapatmış olanlar mezara mahkum olan bedbaht ölülerle bir tutulur. Bu ayetlerin, ölülerin, dirilerin sesini duyamamasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Ayet Hz. Peygamber (s.a.v.)'e bir örnek sunuyor: Sen belki müşriklerin iman etmemelerine üzülüyorsun (Kasas, 56) Ama üzülme. Problem sende değil. Problem muhataplarındadır. Zira onlar artık mezarlarındaki ölüler gibi hissiz, güçsüz, iradesiz bir haldeler.
Sen bu manen ölmüşlere hiçbir şey duyuramaz, fayda sağlayamazsın. Fahreddin Razi de aynı kanaattedir. O der ki Hz. Peygamber (s.a.v.)'e her ayet şunu anlatıyor. "Müşrikler, ruhsuz cesetler gibidir." Senin bu sözlerin nasıl ölmüş olanların hidayetine sebep olmazsa, bu adamlara da fayda sağlamaz (Razi, Tefsir)