TCMB'nin hamleleri sonrası doların düşüşü devam ediyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 12 Ocak'ta başlattığı ve hala devam eden proaktif hamlelerle döviz kurlarındaki oynaklığı azaltırken, söz konusu dönemde Türk lirasının (TL)'nin dolar karşısında yüzde 8,3 değer kazanmasında en önemli aktör oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 12 Ocak'ta başlattığı ve hala devam eden proaktif hamlelerle döviz kurlarındaki oynaklığı azaltırken, söz konusu dönemde Türk lirasının dolar karşısında yüzde 8,3 değer kazanmasında da en önemli aktör oldu.
TCMB'nin dolar kurunun 11 Ocak'ta 3,9422 lira ile tüm zamanların en yüksek seviyesini görmesinin ardından başlattığı proaktif hamleleri bugüne kadar devam ettirmesi ve küresel piyasalarda azalan dolar talebi ile kur, 3,61 seviyelerine kadar geriledi.
Dolar/TL, 3,94'ün üzerinden başlayan düşüş trendine önce 3,75, ardından 3,67 seviyelerinde gelen tepki alımlarıyla ara verse de TCMB'nin bu dönemde yaptığı yeni hamlelerle düşüş eğilimini sürdürdü.

ABD'de beklentilerden iyi gelen makroekonomik veriler ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen'ın söylemlerinin etkisiyle Fed'in bu yılın ilk yarısında en az bir kez faiz artıracağı beklentilerinin artmasına karşın küresel piyasalardaki risk iştahının devam etmesi de dolar/TL'deki yükseliş çabalarının sınırlı kalmasını sağladı.

Yılın ilk günlerinde döviz kurlarındaki oynaklığın artmasıyla ekonomik temellerden uzaklaşan sağlıksız fiyat oluşumlarına karşı gerekli tedbirlerin alınacağını ifade eden Merkez Bankası, 10 Ocak'ta Bankalararası Para Piyasası'nda bankaların borç alabilme limitlerini 22 milyar liraya düşürerek müdahalelere başladı.
Merkez Bankası, aynı gün yabancı para zorunlu karşılık oranlarının tüm vade dilimlerinde 50 baz puan indirildiğini, bu değişiklikle finansal sisteme yaklaşık 1,5 milyar dolar ilave likidite sağlanacağını duyurmuştu.

POLİTİKA FAİZİ DEĞİŞMEDİ, FONLAMA MALİYETİ YÜZDE 10'U GEÇTİ
24 Ocak'taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini değiştirmeyen Merkez Bankası, faiz koridorunun üst bandını 75 baz puan ve GLP'yi 100 baz puan artırdı. Politika faizini yüzde 8'de sabit bırakan TCMB, uyguladığı sıkı para politikası ile bankaların fonlama maliyetini ise 12 Ocak'taki yüzde 8 seviyelerinden bugünlerde yüzde 10'un üzerine kadar çıkarttı.
TCMB, 9 Şubat'ta reeskont limitinin dolduğunu ve yeni başvuru almadığını duyurduktan sonra 17 Şubat'ta da reeskont kredilerinin geri ödemelerinin TL ile yapılabileceğini açıkladı.


1 Ocak 2017'den önce kullandırılan ve 31 Mayıs 2017 (dahil) tarihine kadar vadesi dolacak olan ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinin, kredi vadesinde ödenmesi kaydıyla, geri ödemelerinin TL olarak da yapılabilmesine imkan tanıyan TCMB, 2 Ocak'ta ilan edilen döviz alış kurlarının (dolar/TL 3,5338) esas alınacağını duyurdu.

Ocak ayında kur oynaklığının yüzde 25'e kadar yaklaştığını hatırlatan Yılmaz, Merkez Bankasının swap mekanizmasını devreye alarak bankaların TL depolarına karşı dolar depo imkanı kullanmalarını sağladığını, böylece Merkez Bankası rezerv miktarını değiştirmeden bankaların döviz ihtiyacını karşılamayı başardığını kaydetti.

Bu hamlenin sonucunda kur oynaklığının yüzde 13'e kadar iyileştiğini ifade eden Yılmaz, fiyat istikrarı için sıkı likidite politikası çerçevesinde faiz tarafında GLP'nin devreye alındığını ve bunun mart-haziran döneminde çift hanelere çıkması beklenen enflasyona karşı önemli bir tampon görevi gördüğünü söyledi.

MERKEZ BANKASINDAN GÜÇLÜ MESAJ
Deniz Özel ve Yatırım Grubu Yönetmeni Orkun Gödek de Merkez Bankasının, 12 Ocak tarihinden bu yana yatırımcılara "oyuna dahil olduğu" şeklinde güçlü mesajlar verdiğini söyledi.
Merkez Bankasının, TL'de artan değer kaybının, bozulan algı ve maliyetler kanalı üzerinden gelecek dönem enflasyon gerçekleşmelerini etkileme olasılığını göz önüne alarak TL borçlanma maliyetlerinde sıkılaşmaya gittiğini belirten Gödek, "Sanıyorum, TCMB ilk etapta bozulan algıya müdahalede bulunmayı ve sürecin uzun soluklu olmayacağını düşünerek alışılagelmişin dışında adımları tercih etti" dedi.
Gödek, repo ihalelerinin açılmaması hamlesinin bilinen, daha önceki dönemlerde tecrübe edilen bir adım olduğunu, swap ihalelerinin açılmasıyla da Merkez Bankasının piyasadaki döviz talebinin spekülatif olma derecesi hakkında fikir sahibi olmaya çalıştığını kaydetti.


Geç likidite penceresinin fonlamada çok ciddi bir paya sahip olması durumunun ise yerli ve daha çok yabancı yatırımcılarda kafa karışıklığına neden olduğunu belirten Gödek, süreç içerisinde hamlenin TL'de maliyeti artırmaya yönelik olduğunun anlaşılması ve küresel risk iştahının da yardımcı olması ile yeniden TL'de uzun pozisyonların açıldığını söyledi.

Gödek, reeskont kredilerinin geri dönüşlerinde TL ile ödeme yapılabileceği açıklamasını da önemsediğine işaret ederek, "Böylelikle gelecek 3 ay içerisinde piyasadan 4-5 milyar dolar düzeyinde döviz talebinin geri çekilmesi sağlanmış oldu. Zaten dış borç gelişmelerine baktığımızda (bir yıla kadar özel sektör, tüm pozisyonların açık olduğunu varsayarsak) toplamda 21-22 milyar dolar gibi ciddi bir rakam ile karşılaşıyoruz. Üzerine bir de reeskont ödemelerini düşündüğümüzde döviz talebi kur üzerinde baskı yaratabilirdi" dedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.