Ne zaman yerli marka otodan söz etsek; "peki ama..." ile başlayan cümleleri duyarız. Kimi doğrudan "karşıyım" der ki bunlara katılmamakla birlikte saygı duyarım. Kimi "gerek yok, burada üretilmişi var" der ki bunlar saygıyı haketmez.
Kimi de "tabii ki yapalım" diye söze başlar fakat öylesi bahaneler ileri sürer ki şaşarsınız. Üstelik öneriyi küçümser; "küreselleşmenin bu çağında yerli üretim cehalettir" diyecek cürete erişirler. Oysa biz yerli üretimden ziyade yerli markadan söz ediyoruz otomobilde... Tıpkı Devrim gibi Anadol gibi... Hani başlayıp fakat devamında yok ettiğimiz markalarımız...
Cumhurbaşkanı "yerli otomobil üretecek babayiğit arıyorum" deyince şunu anladık. Bizdeki babalar yiğit değilmiş. Önce "başüstüne" dediler. Sonra neden üretemeyeceklerini ispat için yüzlerce sayfalık rapor hazırladılar. Vazgeçmeyince; "üretiriz ama 5 milyar $'dan aşağı olmaz" dediler. Nihayet anladık ki babalar yiğit olamıyorsa bir kaç yiğit bulup bunlara babalar gibi destek vererek yerli marka otoyu üretebileceğiz.
Şimdi bu aşamadayız ve aküsünden motoruna, yakıtından boyutuna dek detayların tasarımına geldik. Yakında ilan edileceğini biliyoruz. Burada "yerli ısrarı çağdışılıktır" diyenlere bir kaç sözüm var. Otonun tüm parçalarının yerli üretimi değil, markasının yerli olmasından söz ediyoruz.
Hatırlayalım; 1937'de dünyanın en iyi motorunu üreten Rolls Royce, 1938'de dünyanın en hızlı savaş uçağını üretir hale geldi. 1937'de dünyanın en iyi otosunu üreten Mercedes, 1938'de dünyanın en iyi tankını üretir hale geldi. Zira savaş çıkmıştı ve bir ülkede size ait otomotiv endüstriniz varsa o ülkede çok şey var demektir.
Yerli marka otoda ilk sürümleri belki beğenmeyeceğiz. Ama ilerleyen yıllarla birlikte bizim de dünya yollarında adımızı gururla taşıyacak otomobillerimiz olacak. Üstelik savunmadan uzaya dek binlerce teknolojiye de kuluçka oluşturacak eko sistemi var ederek...

"KİM DEMİŞ YERLİ OTO OLMAZ DİYE?" GALERİSİ İÇİN TIKLAYIN